Ramazan ayının gelmesinin İzmir’de milyonlarca vatandaş sabaha karşı sahura kalkarak karşılayacak, niyetlerini edecekler. İzmir’de oruç tutan vatandaşlar internette iftar saatinin ne vaktin olacağını aratmaya baladı. İzmir iftar vakti kaçta? İzmir akşam ezanı ne vakit okunacak, iftar kaçta yapılacak?
İZMİR İMSAKİYE 2023
İZMİR İFTAR SAATİ KAÇTA? İZMİR’DE İMSAK VAKTİ NE VAKİT?
İzmir’de imsak vakti 05:42’de yapılacak.
23 Mart 2023 tarihinde İzmir’de iftar saat 19:32’de açılacak.
RAMAZAN’DA “AKDENİZ TİPİ BESLENME” ÖNERİSİ
Trakya Üniversitesi Sıhhat Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sedat Üstündağ, ramazan ayında “Akdeniz tipi beslenme” tavsiyesinde bulundu.
Üstündağ, ramazan ayında beslenme alışkanlıklarının değiştiğini söyledi.
Oruç tutanların uzun saatler su ve yemek tüketmediğini lisana getiren Üstündağ, “Burada en kıymetli nokta susuzluk. Beden uzun müddet besinsiz kalmaya dayanabiliyor lakin yeteri kadar su tüketilmesi çok değerli. Bedenimizin yüzde 60’ı su. Hücre yapısından kemiğin içine kadar bedenin her noktasında su bulunuyor. O yüzden iftar ve sahur ortasında sıvı tüketimine çok dikkat edilmeli. Mümkünse sıvı alımı şeker ve tuzdan uzak içeceklerle karşılanmalı.” dedi.
Üstündağ, sağlıklı bir oruç için iftar ve sahur yemeklerinde tuz ve şeker içeriği yüksek besinlerden kaçınılması gerektiğini vurguladı.
Oruç tutanların metabolizmasının yavaşladığını belirten Üstündağ, iftar sofralarında karbonhidrattan güçlü yiyeceklerin tüketilmesinin ağır hormon salgılanmasına ve sıhhat sıkıntılarına neden olabildiğine dikkati çekti.
Karbonhidrattan güçlü besinlerde şeker oranının yüksek olduğunu anlatan Üstündağ, “Özellikle bu türlü durumlarda çok insülin hormonu salgılanıyor. Bu türlü olunca da damar duvarındaki tıkanmalardan ileride gelişebilecek şeker hastalığına kadar pek çok sıhhat sıkıntısını doğuruyor.” sözlerini kullandı.
“BESLENMEYİ VAKİT İÇİNE YAYMAK GEREKLİ”
Üstündağ, ramazanda, çok az işlenmiş besinlere yer verilen, her türlü meyve ve zerzevat, tam tahıllı eserler, kuru yemişler, zeytinyağı, zeytin, keten tohumu ve susam üzere yağlı tohumlar, otlar ve baharatların oluşturduğu Akdeniz tipi beslenme teklifinde bulundu.
Uzun süren açlığın akabinde yavaş yemek yemenin sıhhat açısından kıymetli olduğunu lisana getiren Üstündağ, şunları kaydetti:
“İftarda süratli bir formda yemek yenmemeli. Metabolizmayı zorlamayacak stilde bir beslenme tertibi geliştirmek lazım. Sıvı besinlerin ve çorbaların iftar sofrasında tüketilmesi bu manada yararlı olacaktır. Bol yeşillikli salata sofralarda yerini almalı. Beslenmeyi vakit içine yaymak gerekli. Gereksinim duyulan tüm besinleri bir sefer da almak yerine aralıklı olarak yapmak ve bunu sıvıyla birlikte gerçekleştirmek çok kıymetli. Bedenin olumsuz etkilerle müsabakasının önüne geçer.
Normal vakitlerde olduğu üzere ramazan ayında da Akdeniz tipi beslenme sağlıklı ömür için çok kıymetli. Taze meyve sebzeler, lifli besinler, tahıllar ve doymamış yağlar tüketilmeli. Kırmızı et ve doymamış yağ içeren besinler çok seyrek tüketilmeli. En önemlisiyse işlenmemiş besinlerden varlıklı beslenme, her vakit sıhhatin sürdürülebilmesi açısından temel bir ihtiyaçtır.” AA
