
İzmir’in metropol ilçelerinden Gaziemir’deki radyasyon çöplüğü ölüm saçmaya devam ediyor. Kent merkezindeki Emrez Mahallesi, Aksoy Caddesi üzerinde bulunan kurşun fabrikasında Europium 152 izotopları kullanıldığı, radyoaktif maddenin, tesisin 70 dönümlük arazine gömüldüğü 2007 yılında ortaya çıkmıştı.
Skandalın ardından fabrika kapatılırken, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu, ölçümlerde yaklaşık 100 ton nükleer madde tespit edildiğini, radyasyon miktarının normal değerin 219 katı olduğunu açıklamıştı. Daha sonra adı değiştirilerek Cumhurbaşkanlığı’na bağlanan Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu (TENMAK) radyoaktif maddeyi bertaraf işlemini yapmayarak İzmirliler’i kaderine terk etti.
Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda ile çevre avukatı Arif Ali Cangı, kimsenin girmeye cesaret edemediği fabrika arazisine giderek inceleme yaptı. Metruk haldeki fabrika binasını inceleyen Arda ve Cangı, radyoaktif maddenin gömülü olduğu araziden buhar yükseldiğini de gözlemledi. Radyoaktif maddenin buhar ile havaya karıştığı belirtilirken, Arda ve Cangı, Almanya’dan getirilen radyasyon cihazı ile ölçüm yaptı. Cihaz 832.3µSv/h (mikrosievert/saat) rakamını gösterdi. Bunun ne anlama geldiğini bölgeyi yakından izleyen Çevre Uzmanı Enver Yaser Küçükgül anlattı.
Dokuz Eylül Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü’nden emekli öğretim üyesi Enver Yaser Küçükgül, “Kurşun fabrikasının yıkık binalarında yapılan ölçümlerde 832 birime kadar ulaşılmış. Cihaz adeta sınırları zorlamış, 832.3 göstermiş. Yani ölçülen alanda normal değerin 7 bin 291 katı oranında radyasyon var. Ölçüm yapılan alet son yıllarda en çok kullanılan Gammascot model yeni bir cihaz. 2008’de 100 bin metreküp radyoaktif atık, yani en az 250 bin tonken, bugünkü 2021 yılı seviyesi 500 bin tonu geçmiştir. Uluslararası Radyolojik Korunma Komisyonu ve bizim radyasyon güvenliği yönetmeliğine göre, kabul edilebilir sınır değer olan 1mSv/y değerinin tam 7 bin 291 katı radyasyon çevreye yayılmaktadır” dedi.
Üniversitelerin nükleer felakete kayıtsız kaldığına dikkat çeken Küçükgül, “Şehrimizde ve ülkemizde nükleer bilimler ve teknolojisi alanında fakülte, enstitü ve benzeri kurumlar ile buralarda yetişen çok sayıda uzman akademisyen varken, bir belediye başkanı ve hukukçu tüm riskleri göze alıp, bu sahaya girip canları pahasına bu ölçümü yapıp halkı bilgilendirip, yetkilileri göreve çağırıyorlar. Bu akademisyenler bu konuyu memleket hizmeti sayıp, merak edip, gelip çalışma yapamazlar mı? Bu çok üzücü bir durum” ifadelerini kullandı.
Ne yapılması gerektiğini de anlatan Küçükgül, “70 dönüm arazide sağlam zemine kadar sondaj yapılıp alınan karotlarda, yeraltının üç boyutlu haritalandırılması yapılarak, hangi tür radyo aktif element, hangi tür radyo izotoplar var belirlenmeli, bunların yarı ömürlerine göre hangi tür koruma tedbirlerine gidileceğine karar verilmelidir. Sahanın yakın alanlarında yer altı suları analiz edilip radyasyon varlığı saptanmalıdır. İçme sularına bulaşma durumu ile İzmir Körfezi’ni hangi oranda etkilediği ortaya konmalı ve bilgiler de herkesle paylaşılmalıdır” dedi. Küçükgül, radyoaktif maddenin bertaraf edilmesi için de çağrıda bulunarak, “Mevcut yasalarımız bu görevleri Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu (TENMAK), Radyoaktif Atık Yönetim Koordinatörlüğü’ne (RAYK) vermiştir, başka bir kurumun bu işleri yapması kanunen mümkün değildir” dedi.
Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda, “Ölçümlerde gördüğümüz rakamlara inanamadım. Buradaki nükleer atıklar tüm İzmir’i tehdit ediyor. Bir halk sağlığı katliamı var. Tüm canlıları ve doğayı zehirliyor. Buranın 14 yıldır temizlenmemiş olması tam bir garabettir. Vicdansızlıktır. Artık yeter. Gaziemirlileri daha fazla zehirlemeyin ve bu alanı temizleyin” sözleri ile iktidara seslendi.
Avukat Arif Ali Cangı, Ege Üniversitesi Nükleer Araştırma Enstitüsü’ne, ölçüm yaparak resmi rapor hazırlaması çağrısında bulundu. Bir başka önemli çağrı da Türkiye’ye girişi yasak olan nükleer çubuk kaçakçılığı hakkında. Fabrika alanında Europium 152 nükleer çubuklarının kullanıldığını kaydeden Cangı, bu atıkların nereden getirildiğinin ortaya çıkarılması gerektiğini söyledi. “Ülkeye girişi yasak olmasına rağmen bölgede Europium 152 izotoplarının gömülü olduğu devletin yetkili kurumları tarafından resmi olarak tespit edildi.
Nükleer santrali olmayan bir ülkenin üçüncü büyük kentinde nükleer atıklar ortaya çıkıyor. Bu nasıl geldi, kimler getirdi? Nükleer atık ticareti dünyanın başına bela olan işlerden bir tanesi. Dolayısıyla bu atık dışarıdan geldi. Muhtemelen Aliağa’da kaçak yollarla sökülen gemi veya denizaltılardan geldi ama bunun ortaya çıkarılması gerekiyor” dedi. Enver Yaser Küçükgül de “Yetki, sorumluluk ve vatana, halka hizmet borcu olan herkesi göreve davet ediyorum. Bu iş uluslararası kaçakçılık ve organize suçlar kapsamında araştırılacak bir konu olup Interpol ve uluslararası yargıyı da göreve çağırıyorum” diye konuştu.
Neden Potasyum Silikat Kullanılmalı?
Besleme programına alacağınız potasyum silikat bitkilerinize birçok fayda sağlayacaktır.
Çevre stresine, sıcak hava,soğuk hava, su ve toprak toksisitesini azaltma, büyüme de kök ve yaprakta büyük faydası vardır.
Topraktaki faydalı bakterilere katkısı sayesinde kök gelişimine%80’e kadar faydası olur.
Doğal bir fungusit olarak işlev görür. Bitki üzerine sıkılan potasyum silikat bitki üzerinde görünmez bir bariyer oluşturarak böcek ve mantar saldırılarını minimize ederek bitkinin zarar görmemesini sağlar. Bu sayede yetişen bitkilerin hastalıklara ve diğer zararlılara direnç kazanmış olur. Kök bölgesinde besin elementlerinin alınımını, yapraklardaki klorofil konsantrasyonunu ve RUBP karboksilaz enzimini dengeleyerek bitkinin kuvvetli bir şekilde gelişmesini sağla
Yapılan araştırmalar sonucunda klonlanan ürünlerde ve yeniden döllenen tohumların çimlenmesinde %90 a kadar bir artış gözlemlenmiştir. Bir başka araştırmada ise kuru meyve ağırlığına da etkisi olduğu görülmüştü
Kalsiyum ve borun birbirleri üzerinde sinerjik etkisine silikon desteği eklendiğinde topraktan kolayca alınamayan, taşınması zor olan kalsiyumun aşağıdan yukarı taşınmasında asansör görevi görür.
Çinko eksikliğini, aşırı fosfor, mangan, sodyum ve alüminyum toksisitesini tolere eder.
DMRSÜREN Kimya Ltd.Şti
0216 4421200-0216 4426626-0552 3307100-0552 3308100
POTASYUM SİLİKAT NE İŞE YARAR?
Kutikula tabakasının hemen altında epidermal hücrelerde bir tabaka halinde toplanır.
Biotik ve abiotik streslere karşı bitkiyi korur.
Silisyumun hücre duvarında toplanması ile böceklere karşı mekanik bir koruma etkisi sağlanır. B öcekler silisyum ile kuvvetlenmiş kutikula tabakasını geçmekte zorlanır.
Çeltikte yapılan silisyum uygulama çalışmalarına göre silisyumun çeltik yapraklarını önemli ölçüde dikleştirmiş ve kontrol (Silisyum uygulanmayan) bitkilerine göre bitki kuru ağırlığının arttığı gözlenmiştir.
Silisyum uygulanan bitkilerin daha canlı bir yeşil renge sahip olduğu rahatça göze çarpar. Bunun sebebi, yaprakların 40–70 derecelik artışları ışıktan yaralanmayı arttırdığı için bitkilerde fotosentez oranını %36 oranında arttırır ve bu da bitki kuru ağırlığında artış sağlar.
Narda Kirazda ve Domateste Çatlamaya SON..!!!
Hububatta Başakların Yatmasına ve Dane Dökümüne SON..!!!
Bitkilerde Aşırı Terleme ile Bitkilerde Su Kaybına SON..!!!
Mısır Bitkisinde Yatma Problemine SON..!!
Kimyadeposu.com
Tarım Kimyasalları,Yem katkıları Mineralleri,zeolit,sepiyolit,diyatomit,kaolin,sunshield gölge tozu,sunshield kaolin,sunshield sıvı kaolin,pars sıvı kükürt,parvet hayvan yara tozu,parspet hayvan bakım ve yara tozu,badimon yara tozu,çinko metal tozu,demir tozu,manganez dioksit,mangan dioksit,mangan tozu,mikronize mangan,hayvan altlığı,hadjin yılan kovucu,pars lime sülfür,bit-pire kovucu,nangrafi,nano tozlar,metal tozları,maden tozları,nano partiküller,dmrsüren,dmrsüren kimya,kimyadeposu.com,çinko sülfat,bakır sülfat,mangan sülfat,magnezyum oksit,magnezyum sülfat,demir sülfat,kalsiyum oksit,kalsiyum hidroksit,potasyum silikat,potasyum hidroksit,hekzatetramin,sodyum lignosülfonat,potasyum lignosülfonat,grafit tozu,mikronize grafit,kimyadeposu.com
Jurnalci.com