Kanser teşhisi ile göğüsleri alındı, kanser olmadığı ortaya çıktı

Sakarya’da yaşayan 2 çocuk annesi Çiğdem Kışlalı, Ekim 2017’de, göğsünde kitle hissedip Kocaeli’deki özel bir hastaneye başvurdu.

Hastanenin genel cerrahi kısmında yapılan test ve tetkiklerinden sonra Kışlalı’ya, teze nazaran, hekim, “5’inci evre göğüs kanserisin. Kanser makus boyutta, 1 gün içinde bile yayılabilir, acil ameliyat olman lazım” dedi.

Çiğdem Kışlalı, farklı tarihlerde 3 operasyon geçirip, toplam 20 saat ameliyatta kaldı. Göğüsleri alınan Kışlalı, ameliyat sonrası kendisine kemoterapi ve ilaç tedavisi verilmeyince durumdan şüphelenip ameliyattan aylar sonra patoloji sonucuna ulaştı.

Aynı özel hastanenin patoloji kliniğinden çıkan sonucu inceleyen Kışlalı, ameliyatta göğsünden alınan kesimlerde yapılan incelemede, kanser hücresine rastlanmadığının tespit edildiğini öğrendi.

Hastaneye 50 bin TL’nin üzerinde fiyat ödeyen Kışlalı, ellerindeki rapor ve dokümanlarla savcılığa gidip tabip ve hastane yöneticilerinden şikayetçi oldu. Soruşturmanın akabinde hekim ve hastane hakkında dava açıldı.

“13’ÜNCÜ CELSE VE YENİDEN HÜSRAN”

Kışlalı, 6 yıldır süren mahkeme sürecinde, belgenin tekraren eksperlere gidip gelmesine karşın karar çıkmadığını, davanın bir an evvel sonuçlanmasını istediğini belirtti. Çiğdem Kışlalı yaşadıklarını şu sözlerle anlattı:

“Bu sürecin nasıl başladığını artık ben de unuttum. Şu elimdeki kağıt, 13’üncü celse ve tekrar hüsran. Ben artık ne vakit, hangi yılda, ne istediler, ne yaptık? Bunları karıştırıyorum. Benim bildiğim tek şey, ben göğsümdeki kitle için doktora gidiyorum.

Bana, ‘Acilen ameliyat olman lazım. 1 gün içerisinde de bütün bedenini sarabilir, 1 yıl içerisinde de’ deyip, 2 tabip beni paniğe soktular. Mesainin bitmesine yakınken ben hastaneden koştura koştura açık renkli MR çekilen yerler buldum.

MR çekip getirdikten sonra kanser olduğumu söylediler. Ben 1 gün içerisinde bütün aile meclisini toplayıp karar verdim. Zira panik olduk. Ben hayatımda birinci sefer doktora gittim ve bana, ‘1 gün içinde bedenini sarabilir’ dediler.

Benim en büyük kusurum öteki hastanelere, diğer hekimlere gitmemek oldu. Özel bir hastaneye gittiğim ve hoca olarak bilinen hekimler denetim ettiği için hiç kuşku duymadım”

“MESLEK HAYATIM BİTTİ” 

Geçirdiği ameliyatlardan bahseden Kışlalı, şunları aktardı:

“Ben 3 ameliyat oldum. 9 saatlik ameliyat, 6 saatlik ameliyat ve 5 saatlik ameliyat. Bu, artık bende göğüs olarak görmediğim için bir nesne. Silikonları takıp koydular. Yani benim isteğim dışı olan bir şey. Göğüs dokumu kazıyıp benden yağ almışlar, göğüs yapmışlar.

Benim bu ameliyatla ilgili en ufak bir bilgim yok. Ailemin de bir bilgisi yok. Yalnızca, ‘Ameliyata gireceğiz, kitleyi alacağız. Şayet sardıysa memeyi alacağız’ dediler. Benim bildiğim şey bu. Lakin ikinci ameliyatta bu silikonları koyduklarında, sağ kol altı lenf başlarımı almışlar. Ben sağ kolumu kaldıramıyorum.

Ben tenis antrenörüydüm ve benim bütün meslek hayatım bitti. Yani ben bununla para kazanıyordum. O kolum kalkmıyor. Lenf başlarımın alındığına dair bilgiyi ikinci ameliyatta, ameliyattan çıkınca söylediler. ‘Lenf başlarınızı aldık, ucunda kanser kitlesi yok’ dediler fakat bizim bilgimiz yok”

“BOŞANMA SEBEPLERİMDEN BİRİ”

Hayatının alt üst olduğunu tabir eden Kışlalı, “Ben bu ameliyatı olduğumda 45- 46 yaşındaydım. Şu an ben daima bol giyiniyorum. Göründüğü üzere değil. Bu uzmana manzaraları de gönderildi. Artık çocuklarımdan utanmasam herkese göstereceğim. Silikonlu bir göğüs değil. O vakitler evliydim. Olağan ki bütün hormonal istikrarım altüst olduğu için lakin görsellik, lakin duygusallık, ruhsallık olarak problemlerimiz oldu. Bu yüzden benim boşanma sebeplerimden birisi oldu” dedi.

“YENİDEN AMELİYAT OLABİLMEK İÇİN, DAVAYI SÜRDÜRÜYORUM”

Üç ayda bir duruşmalara geldiğini kaydeden Çiğdem Kışlalı, dava süreciyle ilgili ise şunları anlattı:

“Bu 13’üncü duruşma oldu. Yani 6 yıldan beri devam ediyor. Ben geliyorum, avukatlarım geliyor. Tabirimizi veriyoruz ya da talepte bulunuyoruz. Ekspere gidiyor. İsimli Tıp’a, ekspere gitti. Oradan gelen rapor, çok farklı bir şey. Onlar, ‘Raporda imzalı bir dokümanı olmadığı için davacının biz bir şeye karar veremiyoruz. Hakim karar versin’ diyorlar. Yani ellerinde hiçbir şey yok.

Mesela şahit çağırıyorlar, 13 celse oldu bir tane bile şahit gelmedi. Şahit yok. Benim imzalı evraklarım yok. ‘Ben kendi isteğimle ameliyat olmak istiyorum, göğüslerimi aldırmak istiyorum’ diye bir evrak imzalamamışım. Hiçbir şey yok ellerinde.

Hastanenin onkoloji kısmı liderine gidip, ‘Ben kanser olmadığım halde beni sizin hekimleriniz ameliyat etti’ dediğimde, bana kısım lideri, ‘Kanserden ameliyat olsanız benim servisime yatarsınız. Yani nasıl oldu? Benim haberim yokken bu ameliyat nasıl oldu?’ dedi.

Şimdi hakim belgeyi yine uzmana yolladı. Bunun için tekrar 2 bin 500 TL yatırmam gerekiyor. Ben aslında hem maddi hem de manevi tazminat alabilmek için, yine ameliyat olabilmek için bu davayı sürdürüyorum. İlerleyen celselerde artık bitmesini istiyorum”

Hastane idaresi, bahsin davalık olduğunu, bu süreçte açıklama yapmayacaklarını söyledi. (DHA)