Yaşam

Karaktersizlik Çağına Hoş Geldiniz

Paylaş:

KARAKTERSİZLİK ÇAĞINA HOŞ GELDİNİZ

Artık bu çağda, yaşamak için fazla ölüyüz ve ölmek için de fazla diriyiz…”
Byung-Chul Han

Karakter kelimesi, “yanmış işaret, silinmez yanık izi demektir.” Yunanca kökenli “charassein” kelimesinden türetilmiştir, bu kelime “gömmek, oymak, iz bırakmak” anlamına gelir. Bu nedenle, karakter kelimesinin temel anlamı ayırt ediciliktir. Karaktersizlik ise karakterin zıttıdır ve ayırt edici bir özelliği olmayan, pürüzsüz, akışkan ve hiç yara almamış anlamındadır. Bununla birlikte, karakter kelimesi sadece soyut bir anlam taşımaz, aynı zamanda fiziksel ve ruhsal bir vasfı da işaret eder.


(Fotoğraf: Dr. Altar Kaplan)

Doğrusu, “karakter” kelimesinin yakın bir gelecekte lügatimizden silineceğini düşünüyorum. Evet, “karakter” kelimesi de tarihin tozlu raflarına terk edilen birçok benzer kelimenin kaderini paylaşacak gibi görünüyor; örneğin “merdümgiriz” kelimesi gibi…
Şöyle ki günümüzde hiçbirimiz yara izi istemiyoruz, pürüzsüz olmanın telaşı içerisindeyiz. Fark edilmek için kendimizi sürekli başkalarıyla karşılaştırıyoruz. Kaçınılmaz olarak bu bir başkasına öykünme hali hepimizi aynılaştırıyor. Başka bir deyişle; fark edilme çabası tek tipleşmemizi, “aynılık” denizinde boğulmamızı, dolayısıyla bir karaktere sahip olmamamızı engelleyen şey aslında.
Deniz demişken bilmem farkında mısınız, günümüzdeki teknolojik gelişmeler özellikle akıllı telefonlar nedeniyle yeryüzü artık yekpare bir denize döndü. Bakmayın siz uzaklarda halen dağlar, ovalar, çöller, patikalar gördüğümüze, gerçekte bunlar sadece görüntüde kalan ve nadiren fiziksel olarak temas ettiğimiz şeyler. Oysa gündelik hayatımızda ekseriyetle duyumsadıklarımız sağlam, kalıcı çizgi ve işaretin kazınamayacağı karakteri olmayan denize benziyor. Bunun nedeni elimizden hiç düşürmediğimiz telefonlar, daha doğrusu onların vasıtasıyla kullandığımız sosyal medya uygulamaları. Nasıl denizin üzerinde kale, eşik, duvar, patika, mezar taşı, sınır çizgisi yükselmezse; sadece ara sıra beliren dalgalar ki onların da çok geçmeden sönümleneceğini bilirsiniz; sosyal medya uygulamaları üzerine de bir karakter inşa edilemez. Çünkü bu uygulamalar vasıtasıyla yapılan paylaşımlar özünde hiçbir şey söylemedikleri sadece saydıkları için ortaya bir anlatı çıkaramazlar; saymak anlatıyı dışarıya atmaktır. Hâlbuki anlatı, Yuval Noah Harari gibi bazı tarihçi ve antropologların belirttiği şekilde tarihsel süreçte bizi diğer canlılardan ayıran olgudur.

Fakat bu mevzuyu derinleştirmek bu yazının maksadını aşacağı için tekrar konumuza dönersek; telefonlar, yani birçoğumuzun hayatını biçimlendiren Twitter’dan Instagram’a, Facebook’tan TikTok’a kadar sosyal medya uygulamaları, hayatımızın her yönünü etkiledi. Mülkiyet, komşuluk, akrabalık, iktidar gibi temel parametreleri değiştirdi.

Bununla kalmayarak özünde pürüzsüz olana öykünmeyi doğurarak karakter sahibi olmamızı engelledi ve bu mecranın ilgi manyağı narsist öznesi her şeyi sadece kendi gölgeliğinde aramaya başladı. Ne yazık ki, bu özne, tüm paylaşımların özünde karşılıklı teşhirin havai sahnelenmesinden ibaret olduğunu ya anlamadı ya da görmezden geldi. Kimsenin tamamen çıplak kalabilecek bir ruha sahip olmadığını bilmedi. Çünkü kendisini başkasının gözünden görme yetisini kaybetti.

Diğer taraftan, sosyal medyadaki sonsuz “kaydırma” olanağı bizi rahatlığa ve anlık hazza mahkûm etti. Bu nedenle ilişkileri birer meta olarak tüketmeye başladık. En basitinden sosyal ağlar, aile ve komşuluk ilişkilerini yok etti. Eylemi dijitalleştirerek teması gereksiz kıldı. Bu platformların olanakları dâhilinde “başka”nın sınırsız bolluğu içinde yaşıyoruz. Haliyle bir kişiyi, konuyu seçip ona kapılamıyoruz ve temasın o bizi sarsan, değiştiren ve kendimizi yeniden bulduran, dönüştürücü yönü kaybolmuş gibi görünüyor.

İşte bu tam da kapitalist piyasanın arzuladığı şeydi ki karakteri ifşayı özendirecek yöntemler hemen icat edildi. Oysa karakter, bir gösteri öznesi değildi. İhtişamı, kendi özünde ve içsel zorunluluğunda saklıydı. Bir şey için olmaya, harici kullanım bağlamına tabi değildi, kişinin dünya ve kendisiyle özgür bir ilişki kurma imkânıydı, tüketim konusu olmayan, piyasaya tahvil edilemeyendi; hepsinden önemlisi hikâyesi için asildi. Üstünde olmazsa olmaz minvalinde bir gizem barındırırdı ki sosyal medya uygulamaları karakterin üzerindeki örtüyü kaldırarak onu tahrip etmekle kalmadı, onu pürüzsüz hale getirerek tüketime konu yaptı.

Neticede karakter, kendisine bir amaçken piyasa amacı haline dönüştü, sosyal medya piyasasının kendisine dağıtılan eli umursamayan ideal müşterisi de karakterden yoksun bir insana evirildi. İnsan ne kadar çok karakter ve şekil yoksunuysa, ne kadar pürüzsüz ve düzse, bu mecralarda o kadar çok bağlantı kurma eğiliminde oldu. Zamanla, birbirinin zıttı olması gereken karakter ve piyasa ekürileşerek spekülatif değeri, en yüksek değer haline getirdi. Beğeni, paylaşım, etkileşim sayısı gibi veriler niteliğin, anlatının yerini aldı. Nitekim boşuna borsa, günümüzün kült mekânı, ibadethanesi haline gelerek toplam gelir özgürlüğün yerine geçmedi. Yetmedi, Gini Katsayısı GSMH’a kurban edildi…
Nihayet artan yüzeysellik, sadece ekonomiyi etkilemedi, tüm topluma sirayet etti. İnsanın özgürlüğünün sermayenin özgürlüğüne boyun eğdiği, karakteri olmayan bir dünya ile karşı karşıyayız. Bu dünya o kadar akışkan ki, ne yapsak da onu yakalamayı başaramıyoruz. Galiba estetik zevkleri görselleştirebilecek hayal gücünü yitirdik.
İhtirazi kayıt koyarak, yakın bir arkadaşımın şu sözüne bilmem siz ne dersiniz, “Sosyal medya karaktersizliğin pazarıdır.”
Peki karakteri nasıl tanırsınız? En iyisi bu soruya layıkıyla cevap verebilmek için sevgili genel yayın yönetmenime kulak kabartmalıyım:

Öteki için alan bırakıp, başkası için kendi zemininden feragat etmesinden. Kadirşinaslığından. Eli, kolu, bacağı, ayağı ya da başka bir uzvundan değil yüzünden. Sabrından. Dolambaçlı yollardan kaçınıp meseleye doğrudan girmesinden. Zevkinden. Bir anlık bir parlama anı değil, gün batımındaki kızıllık gibi hareketlerinde ortaya çıkan sakin aydınlığından. Kırılganlığından. Bir anda cezbeden, ateşli ve sarhoş edici değil yavaş yavaş içe işleyen tavırlarından. Empatisinden. Şeylerin şimdisine değil gündelik olanın ötesine uyanmasından. Niyetinden. Lakayt beğeniyi umursamamasından. Hepsinden önemlisi, iyiliğinden…
Biraz daha uzatıp kimsenin tadını kaçırmamak adına Byung-Chul Han’ın eserleri ışığında yazdığım bu yazıyı, Galeano’nun bir sözünden ilham alarak noktalıyorum: Düğünün aşktan, cenaze merasiminin ölüden, markanın üründen, tapınağın Tanrı’dan, koltuğun yastıktan, imzanın evraktan ve yazarın eserinden daha önemli olduğu, karaktersiz bir çağda yaşıyoruz… Artık hiçbir şey ne sürmekte ne de durmakta…

Paylaş:

Sağlık İçin Kızılötesi Karbon Isı Boyası
Canlıların, özellikle de insanların sağlıklı yaşayabilmek için kızılötesi ışınlara ihtiyaçları vardır. Ancak bir aylık bir sürede yoğun bir şekilde alınan güneş ışınlarının depolanması mümkün değildir. On iki ay boyunca alınacak terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ise sayısız fayda sağlar.

  • Hücre sisteminin yenilenme gücünü artırır,
  • Kan dolaşımını hızlandırır,
  • Kronik yorgunluğu azaltır,
  • Bağışıklık sistemini güçlendirir,
  • Astım, alerjik rinit gibi solunum yolu rahatsızlıkları olan hastalar için en sağlıklı ısıtma sistemidir,
  • Kas ağrıları, sırt ağrıları ve eklem rahatsızlıklarını azaltır,
  • Bazı kanser türlerinin gelişimini engelleme özelliğine sahiptir,
  • Şeker hastalıklarının yan etkilerini azaltır,
  • Fizyoterapi tıp merkezlerinde doğrudan kullanılır.

Tıbbi araştırmalar, uzun dalga boyundaki ışınların terapi etkisi yaptığını, hiçbir zararlı yan etkisinin olmadığını ve insan vücudu için en uygun sıcaklığı sağladığını göstermiştir. Uzun dalga boyunda, terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ile ısıtma sistemi olarak geliştirilmiş olan SRN  Kızılötesi Isı Boyası, güneşin altında ısınma hissini on iki ay sağlamaktadır. SRN Kızılötesi Isı Boyası, uygulandığı ortamı sadece ısıtmakla kalmaz; aynı zamanda bir fizyoterapi merkezine çevirerek, içinde yaşayanların sağlığına katkıda bulunur.
Uzun dalga kızılötesi, radyan ısıdır; yüzünüzde güneşin veya odun ateşinin sıcaklığını hissetmekle aynı histir. Hatta kendi vücudumuzun da yaydığı ısı türüdür. İnsanlığın bildiği en temel ısınma şeklidir. Önce objeleri ısıttığı, ısınan objelerin de ısı yayarak çevreyi sıcak tuttuğu için binlerce yıldır tercih edilmiştir.
Bugün, yüksek enerji verimliliğine sahip SRN Kızılötesi Isıtma Teknolojisi, estetik ve konforlu bir şekilde radyan ısıyı çevre dostu olarak kolayca tekrar kullanabilmemizi sağlamaktadır.
Geçtiğimiz yüzyılda insanoğlunun konforlu olması sebebiyle tercih ettiği konvansiyonel ısıtma sistemlerinin (petek, klima vb.); yakın gelecekte yerini tekrardan kızılötesi ısıtma sistemlerine bırakması kaçınılmazdır.
SRN KIZILÖTESİ KARBON ISI BOYASI HAKKINDA BAZI BİLGİLER

  • SRN Kızılötesi Isı Boyası havayı kurutmaz ve havayı değil sizi ısıtır.
  • 24 V Elektrik ile çalışan Kızılötesi Isı Boyası sistemi yenilenebilir enerji kaynaklarıyla kombine çalışabilir. (Güneş ve Rüzgar enerjisi)
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası Üstüne duvar kağıdı,sıva ve boya gibi ürünler ile uygulanabilir özelliklere sahip bir üründür.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası’nın boyandığı ortamda nem ve küf olmaz.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası mekanik tesisat ve bakım gerektirmeye bir üründür.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası anında ısınma ve homojen ısı dağılımı sağlar.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası sağlıklıdır, nefes hastaları (bronşit vb) için en uygun ısıtma teknolojisidir.
  • Su bazlı karbon kaplamalar ek veya ana ısıtma da mükemmel olarak kullanılabilir.
  • Pars alüminyum tozu,pars bakır tozu,Pars Çinko Tozu,Pars Grafit Tozu,Pars Kurşun Tozu,Pars demir tozu,pars kurşun oksit,pars kurşun oksit sülyen,pars kurşun oksit mürdesenk,pars fire assay flux,pars nitrik asit,pars hidroklorik asit,pars sülfürik asit,pars hidrazin hidrat,pars kaolin,pars sepiyolit,sunsep,sundiyo,sunmag,pars zeolit,pars 67 mangan dioksit,pars85 mangan dioksit,hadjin yılan kovucu,parsvet yara tozu,pars lime sülfür,nanotozlar,yemkat.com,sunshield kaolin,sunshield sıvı kaolin,pars silisyum karbür,silisyum karbür,dmr74 mangan dioksit,pars magnezyum sülfat,pars magnezyum sülfat anhidrat,pars magnezyum sülfat monohidrat,pars magnezyum oksit,pars bakır sülfat,pars demir sülfat monohidrat,pars kalay sökücü,pars nikel sökücü,süren vollastonit tozu,pars volfram  tozu,pars molibden tozu,pars antimon oksit,pars potasyum hidroksit,pars potasyum silikat,kimyadeposu.com,claypacks.com,demsil silikajel,demsil kil paketi,demsil nem alıcı,nemal nem alıcı,pars sodyum metabisülfit,pars sodyum bisülfat,pars magnezyum nitrat,pars sodyum persülfat,pars kalsiyum sülfat,pars kalsiyum sülfat dihitrat,pars hayvan altlığı,pars sodyum lignosülfonat,pars maden tozları,pars metal tozları,pars yem katkıları,pars nanotozlar,pars çinko oksit,sunshield sıvı kaolen,süren titanyum tozu,pars bakır oksit,demsil silikajel,süren otocam çizik giderici,pars seryum oksit,süren ferro vanadyum tozu,pars spekülarit,süren bit-pire kovucu,süren bakır tozu,süren teknoloji,bakır tozu,
  • DMRSÜREN KİMYA LTD.ŞTİ
  • 05523307100-05325466184
  • www.kimyadeposu.com,www.claypacks.com,www.nanotozlar.com,www.netyerim.net
  • www.potasyumsilikat.net,www.kursunoksit.com,www.parsman.com.tr,www.parsgrafit.com.tr
  • www.parox.com.tr,www.sepiyolit.net,

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu