“Kavurma koydum tasa gız annem, el vurdum basa basa…”

Pastırma, çiğ etin çeşitli baharatlar ve tuzla kurutulması ile yapılan bir yiyecektir. Günümüzde Kayseri pastırma üretim kenti olarak bilinir. Memleketim Kastamonu kadar olmasa da pastırması damaklara destandır…
Pastırmacılar dendi mi bu memlekette iyi düşünmek lazım!
Bir amca anlatmıştı yıllar önce, pastırmacının kafası en az çalışanı siyasetçi, zehir gibi olanları da tacirdir diye… Öyle yetiştirirler ufaklıktan… Bakarlar eli akçeli doğru ticarete, baktılar bezi kuru yallah okula sonra da ver elini siyasete…
Ülke ekonomisine pastırmasıyla olduğu kadar çıkardığı isimleriyle de hakim olan kentlerden biridir yani anlayacağınız…
Türküsü bile var; “Hani de benim elli dirhem pastırmam, Konyalıdan başkasına bastırmam” diye…
Konya ne alaka demeyin; var demek bir alakası… Hatta hikayesi bile enteresandır; Abdülhamit döneminde Osmanlılar Yunanistan’ın Girit adasını fethettiğinde Konya’dan belirli aileleri oraya yerleştirirler Yunanlı bir kız Konyalı bir gence aşık olur ve ağıt o kız tarafından yapılmıştır. Aile yüklü miktarda yanında pastırma da getirdiğinden kıza da ikram etmiştir… Tabi kız, oğlan ülkesine dönünce pastırmaya özlemini bu türküyle dile getirmiştir…
Pastırmadan iyi olmasın kavurma var bir de…
Kavurma harbi sığır etinden, en hası da Rize havalisinden ve Artvin yaylalarının sığırlarından pek lezzetli olur… Kavurmacılık da nedense işte o yöre insanının hatırı sayılır ekmek kapısıdır…
Onun da türküsü var; “Kavurma koydum tasa gız annem, el vurdum basa basa…”
Ne hikmetse bu basma işi pastırmada olduğu gibi bunda da var… Demek basmadan olmuyor…
Ne alaka demeyin…
Pastırma zihin açar ve kavurma da harbiden beyni iyi çalıştıran bir besindir… Yan etkileri olmakla birlikte her ikisinin de pidesi makbuldür.
Epeydir bir kıyasıya rekabette pastırmayla kavurma…
Pastırmacı ve kavurmacı eşrafı pek güzel anlaşırlar ve birbirinin dilini de gayet iyi bilirler. Rekabetten birbirini yerler ama birbirlerine arka çıkmada da üstlerine yoktur… Mesela kavurmacı bir halt işlese pastırmacı devreye girer hop zabit salar kavurmacıyı… Kavurmacı uyanıktır, pastırmacıyla ortalıkta uluorta iş tutmadığı için de ortaya çıkarmak zordur bu bağlantıyı.
Ne diyordu Yunanın kızı;
“Hani de benim elli dirhem pastırmam
Konyalıdan başkasına bastırmam oy oy…
Konyalım yürü…
Hani de benim canım cicim kavurmam
Sen olmazsan saçlarımı savurmam oy oy…
Sevdalım yürü…”
O yüzden bugünlerde yaşanan kavgalar da bana bu enteresan hikayeyi çağrıştırdı… Harbiden dillere destan ve bize özgü tatlarımız da var bu konuda uzman üstatlarımız da…
Bizden korkulur!
MYD/Halkın Şamarı