Kılıçdaroğlu: CHP demek aslında Türkiye demektir

CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, CHP 100. Yıl Etkinlikleri’nin üçüncü gününde Ankara Beytepe’deki ‘CHP 100. Yıl Hatıra Ormanı’nın açılışını yaptı. Açılışa Ankara Büyükşehir Belediye Lideri Mansur Yavaş, Yenimahalle Belediye Lideri Fethi Yaşar, Çankaya Belediye Lideri Alper Taşdelen, Tunceli Ovacık Belediye Lideri Mustafa Sarıgül ve CHP yöneticileri katıldı.

Etkinlikte birinci konuşmayı Çankaya Belediye Lideri Alper Taşdelen yaptı. Taşdelen, CHP’nin birinci genel lideri ve Türkiye’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ülke için gayesinden bahsetti.

Taşdelen, Atatürkçülüğün asla ölmeyeceğini belirterek, “Bilim daima kendini yenilediği için Atatürkçülük de kendini daima yenileyecektir. Zira Atatürk’ün amacı çağdaş uygarlık seviyesini aşmaktır” dedi.

Taşdelen’in akabinde kürsüye gelen Ankara Büyükşehir Belediye Lideri Mansur Yavaş, CHP’li belediyelerin “Asıl savımız Ankara’yı betona değil yeşile boğmaktır” maksadını hatırlatarak, 2023 yılı sonu prestijiyle 16 milyon 300 bin metrekare yeşil alanı Ankara’ya kazandıracaklarını açıkladı. Yavaş, “Bu geçmiş devirde 25 yılda yapılandan daha fazla yeşil alanı Ankara’ya kazandırmış olacağız” dedi.

“100 YILLIK ÇINAR LAKİN DAİMA FİLİZ VEREN BİR ÇINAR”

CHP önderi Kılıçdaroğlu, CHP için yapılan hatıra ormanına 1923 ağaç dikeceklerini belirterek, şunları söyledi:

*Partimizin 100’üncü yılı. 100 yıllık bir çınar lakin bu çınar daima filiz veren, büyüyen bir çınar. Hasebiyle bugün ağaç dikmenin, 1923 ağaç dikmenin çok kıymetli olduğunu düşünüyorum. Birlikte yapacağız, birlikte sulayacağız, birlikte büyüteceğiz.

*Önümüzdeki süreçte bu ağaçları sayısı da çok daha fazla artmış olacak. Kentleşmeden kelam ettik, kentleşmeden kelam etti bedelli arkadaşlarım. Pahalı Ankaralılar Saraçoğlu Mahallesi’nde otururken art tarafta yeşil bir alan vardı ve bahar geldiğinde orada bir ağacın bütün pembe çiçeklerinin açtığını görürdüm.

*Her bahar o ağacın hem yeşillenmesini hem de çiçek vermesini beklerdim. Kentleşme hoş bir şey, kentlerde milyonlarca insanın yaşaması da bir formuyla doğal karşılanabilir. Lakin orada yaşayan insanların yeşile, parklara, ağaçlara, kuşlara muhtaçlığı var.

*Dolayısıyla bu muhtaçlığın giderilmesi lazım. Kentler rant yaratır fakat o rantların halk için olması lazım. Yani halkın yararlanması lazım.

*Buraya dikilecek olan 1923 ağaç eminim bu bölgeye ve Ankara’ya hoş bir atmosfer katacaktır. İklim değişikliğinden tutun, yazın yahut yaz akşamları beşerler burada ağaçların altında çocukları ile oturacaklar, konuşacaklar, arkadaşlık edinecekler ve dertleşecekler.

*Bu ormanın oluşması, 1923 ağacın bir ortaya gelerek bir müddet sonra sayılarının artarak orman atmosferinin olması harika hoş bir olay. Umarım bunu daima birlikte gerçekleştireceğiz, ağaçlarımızı dikeceğiz.

*Ondan sonra bunların bakımını Büyükşehir Belediye Liderimiz Mansur Yavaş ve Çankaya Belediye Liderimizle birlikte yapacaklar.

“CHP’NİN 100. YILI DEMEK ASLINDA TÜRKİYE DEMEKTİR”

*CHP’nin 100. yılı demek aslında Türkiye demektir. Nedeni şu; Cumhuriyet’i kurduğumuzda bir bez üretecek fabrikamız dahi yoktu. Cumhuriyet’i kurduğumuzda ayakkabı üretecek, entegre savunma endüstrimiz, uçaklarımız yoktu, her şey dışarıdan gelirdi. Dumlupınar’a gitmiştim.

*Gittiğimde merasime katıldık, merasimden sonra Dumlupınar’da bir müze var. O müzeyi gezdirdiler. Dumlupınar meydan savaşında kullanılan silahların sergilendiği bir müze. Almanlara, Fransızlara Ruslara ilişkin silahlar var. Bize ilişkin tek silah yok. Dışardan almışız uğraş etmek için.

*Bu ülkeyi kuran Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün hangi kaidelerde bu ülkeyi inşaat ettiğini şayet biz bilmezsek ve çocuklarımıza öğretmezsek vazifemizi yapmamış oluruz. Cumhuriyet ilan edildikten sonra, TBMM toplandıktan sonra birinci yapılan işlerden birisi siyasi bağımsızlığımızı, ekonomik bağımsızlıkla nasıl güçlendirebiliriz?

*Bunun gayreti verilmiştir: Şayet siz iktisatta güçlü değilseniz, sizin siyasi bağımsızlığınız tehlikededir. O nedenle 1923 yılında İzmir’de İktisat Kongresi toplanır.

*Ankara’dan örnek vereyim. Bir adım daha geriye gidelim Kayseri’ye. 1921 yılında uçak fabrikasının temeli atılır. 9 yıl sonra Kayseri’den kalkan birinci uçak Ankara’ya iner. Etimesgut’ta uçak motorları fabrikası kurulur.

*Daha sonra Eskişehir’de ikinci uçak fabrikası kurulur. 1940’lı yıllarda dünyaya uçak ihraç eden 5 ülkeden birisi de Türkiye’dir. Ve CHP, seçimlerde kazanamayıp iktidarı devrettiğinde Merkez Bankası’nın kasasında 176 ton altın vardır.

*Daha sonra ne bu uçaklar kalır ne uçak motorları fabrikası kalır ne Kırıkkale’de entegre savunma sanayi gereğince gelişir.

“CHP NİTELİKLİ KARARLARI ALAN BİR PARTİ DEMEKTİR”

*CHP demek aslında, bizim ülkemizin geleceğinde en değerli ve en nitelikli kararları alan bir parti demektir. Siz savunma sanayinden başlayıp çağdaş bir eğitim sistemi olsun diye köy enstitülerini bütün coğrafyada oluşturursanız orada gencecik çocuklarımız okuma yazma öğrenirse işte o vakit Türkiye büyük ve kalkınır.

*Okuma oranı kaç Cumhuriyet kurulduğunda. Bayanlarda binde 8, erkeklerde ise yüzde 8-10 ortasında değişen bir sayı var. Falih Rıfkı Atay anılarında şunu müellif: Ankara başşehir oldu. Fakat devlette memur olarak çalışacak okuma yazmasını bilen bir kişi bulamıyoruz.

*Giderdik tren istasyonunda, sanki kravatlı birisi inerse kesin okuma yazma biliyor, götürelim devlete memur yapalım diye.

*Hangi koşullarda devletin inşa edildiğini bizim bilmemiz lazım ve evlatlarımıza öğretmemiz lazım. 100 yıllık bir CHP, okullar kurarak, savunma endüstrisini kurarak, Malatya’dan tutun Nazilli’ye kadar fabrikalar inşa ederek ve Osmanlı’dan devralınan bütün borçları ödeyerek, dışarıda hiç kimseye el avuç açmayarak, şu devlete gideyim, sanki bana para verir mi, IMF’ye gideyim sanki bana para verir mi, efendim Ortadoğu’yu gezeyim, pir ve hükümdarlardan para bulabilir miyim diye yalvarabilir miyim, bunların hiçbirisi yapılmadı.

*Türkiye büyüdü, kalkındı, okullaştı, ormanlaştı. Türkiye güçlü bir ülke olarak çıktı ortaya. Osmanlı’nın borcunu da son kuruşuna kadar ödedi. CHP işte budur. Yani kul hakkına saygılı oldu.

*Hiç kimseyi ötekileştirmedi, herkesin okumasını istedi. Bayanların okula gitmesi zati mümkün değildi. Kız çocuklarının okula gitmesi aslında mümkün değildi. Bugün her anne ve baba kız çocuklarının okumasını istiyor, kız çocukları okula gidiyor. Hasebiyle Cumhuriyet demek CHP demektir. CHP demek aslında Türkiye demektir.

“BİR ÜLKENİN BÜYÜMESİNİN TEMEL FELSEFESİ…”

*Böyle bakmamız lazım. Bu türlü baktığımız vakit Türkiye’nin büyümesi ve kalkınması için elimizden gelen her türlü çabayı göstereceğiz.

*Tabi demokratik standartlar içinde. Bir ülkenin büyümesinin, kalkınmasının temel nedeni, temel ideolojisi halktan toplanan vergilerin hesabının millete verilmesidir.

*Sevgili anneler, sevgili bayanlar, elektrik düğmesine bastığınızda 4 çeşit, musluğu açtığınızda 5 çeşit vergi ödüyorsunuz. Ekmek aldığınızda, dolmuşa bindiğinizde vergi ödüyorsunuz. O vakit ben vergi ödüyorsam ödediğim vergilerin nerelere harcandığını bilmem gerekiyor. Benden zorla alıyorsun bu paraları, nereye harcadın ve kime harcadın?

*Ayrıca dünya kadar borç ediniyorsun, tıpkı vakitte gidiyor yalvarıyorsun. Bana borç para verin diye. Nereye gidiyor bu paralar? Devletin şeffaf olması lazım. Yani vatandaştan alınan her kuruşun hesabının vatandaşa verilmesi lazım.

*Sosyal devlet, demokrasi dediğimiz, aydınlanma dediğiniz halkına hesap veren devletle olur. Bir iktidar halkına hesap vermiyorsa, paraların nereye gittiğini kimse bilemez. Bugün yaşadığımız dramlardan birisi de maalesef budur.

*Umarım önümüzdeki yüzyıllarda Türkiye Cumhuriyeti, bütün görkemiyle, kuruluşundaki ideolojiyle büyümüş olur. Bizim kuruluşumuzdaki ideoloji şudur; insan haklarıdır, kardın erkek eşitliğidir, sorgulayan eğitimdir, laik sistemdir.

*Ayrıca biz Cumhuriyet’i kurduktan sonra bütün mazlumlar milletlere örnek olduk. Yani Türkiye Cumhuriyeti, birebir vakitte bütün mazlum milletlere örnek olan bir devlettir. Bütün da değerini bilmemiz lazım. (ANKA)