Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın görüntüsünü izletti: Montaj görüntüsü değil

Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, UYGUN Parti Genel Lideri Meral Akşener, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adayı ve İBB Lideri Ekrem İmamoğlu, Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen ‘Balkan-Rumeli-Mübadil Buluşması’na katıldı.

Buluşmada ÂLÂ Parti Milletvekili Lütfi Türkkan tarafından 1997 yılında Şırnak’ta şehit düşen Numan Dede’nin annesi ve ağabeyinin isteği üzerine Kılıçdaroğlu’na; tabuta örtülen Türk bayrağı, şehadet beratı ve madalyalarını emanet etti. Kılıçdaroğlu bayrağı öperek teslim aldı.

“HİÇ UMUTSUZ OLMADIK”

Kılıçdaroğlu konuşmasında “Ülkemizin içinde bulunduğunu durum parlak değil. Ve Türkiye’nin buradan çıkması lazım. Bunun için bir arada ve birlikte gayret etmemiz gerekiyor. İçinde bulunduğumuz şartlar hangi açıdan bakılırsa bakılsın bir karamsar atmosfer yaratmış durumda. Ancak bizler Gazi Mustafa Kemal’in öngördüğü çağdaş uygarlık seviyesini yakalamak için daima gayret ettik. Hiç umutsuz olmadık asla umutsuz olmayacağız ve kendi geleceğimizi kendimiz inşa  edeceğiz” diye konuştu.

“BUNLAR SIRADAN DRAMLAR DEĞİL”

Mübadelede yaşanan dramlara dikkat çeken Kılıçdaroğlu “Anadolu coğrafyasında yaşanan dramların bir benzerinin Balkanlar’da yaşandığını da biliyoruz. Sayın Akşener ne kadar hoş söyledi. Keşke o acılar yalnızca hikayelerde, yalnızca annelerin hafızalarında nesilden nesle intikal eden acılar değil de o acıları bugünkü nesillere da her ortamda anlatabilsek. Bunlar yapılmadı ancak inşallah bir gün yapılır. Zira bu acılar unutulacak cinsten acılar değildir. Bu dramlar sıradan dramlar değildir. En büyük acıları çeken elbette ki o coğrafyanın ve bu coğrafyanın kadınlarıdır. Bugün hala bayanlar büyük acılar çekiyorlar” dedi.

“KENDİ ÜLKENİZE, TARİHİNİZE İHANET ETMİŞ OLURSUNUZ”

Kılıçdaroğlu “Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün batılıların bayanlara vermediği seçme ve seçilme hakkını çok daha evvelce vermesi ve bayanların parlamentoda kendilerini temsil etmeleri bugün için bu sayının çok yetersiz olduğunun farkındayım ve biliyorum ancak önümüzdeki süreçte bayanlar uğraş ederek bu hakları çok daha büyük oranda elde edeceklerdir” dedi.

Kılıçdaroğlu “Acılardan kelam ettik. Sıkıntılardan kelam ettik. Son 22 yıldır yaşanan dramdan kelam ettik. Sayın Akşener, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün annesine ve  babasına yönelik yapılan söylem etmekten bile çekindiğimiz kimi ağır sözcüklerin kullanıldığını biliyoruz. Bir insan tarihine saygılı olur. Bir insan bu ülkenin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e saygılı olur. Bu hürmetin temelinde bir bağımsızlık ateşini yatar. Kadın-erkek eşitliği yatar. Bu hürmetin temelinde bağımsızlık yatar, özgürlük yatar, güçlü kalkınmış bir Türkiye yatar. Şayet bunları görmezden gelip de direkt bir kişiyi gaye alıp bu ülkenin banisine, kurucusuna her türlü yapabilirim diye bir arayış içindeyseniz siz kendi ülkenize de tarihinize de ihanet etmiş olursunuz. Biz buna asla ve asla müsaade vermeyeceğiz. Her ortamda Gazi Mustafa Kemal’i ve arkadaşlarını, bu ülke için yaptıklarını daima anlatacağız” diye konuştu.

ERDOĞAN’IN GÖRÜNTÜSÜNÜ İZLETTİ

Balkanlar’dan gelenlerin hala günümüze yansıyan acıları olduğunu lisana getiren Kılıçdaroğlu “Acaba 20 yılı aşkın bir müddettir iktidarda olan bir kişi Balkanlardan gelen kardeşlerimiz için sanki ne söylemiş” diye sordu. Akabinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir konuşmasının görüntüsünü izletti.

Erdoğan’ın konuşmasında o devirde Bulgaristan’tan gelenlere “casus” dediği duyuldu. Kılıçdaroğlu “Bu bir montaj görüntüsü değil. Zulme boyun eğmeyenlerin, zorla Türkiye’ye gönderilenlerin,  bu topraklara gelen ve bizimle kucaklaşan kardeşlerimiz için söylenen sözlerdir bunlar. Balkanlar’dan gelen bugün kucaklaştığımız soydaşlarımızla bir arada hatta sayın Akşener’in söz ettiği çok açık ve net bir halde bu toprakların asli sahipleriyle ilgili kullanılan bu sözcükleri hiç kimsenin unutmasını istemem. Hiç kimsenin unutmaya  hakkı yoktur ve hiç kimse sandığa gittiğinde de bu kelamları asla ve asla unutma hakkına sahip değil” dedi.

“HİÇ KİMSEYE EL AVUÇ AÇMADI”

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün siyasi ve ekonomik iki temel prensibi olduğunu belirten Kılıçdaroğlu şunları söyledi:

* “Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir, der.  Bayrağımın altında özgürce yaşamak isterim. Hiç kimsenin müdahale etmeyeceği, bağımsızlığıma bir şey söylemeyeceği temel bir kuraldır. İkinci bir kuralı daha var. Savaş meydanlarında kazanılan zaferler, ekonomik zaferlerle taçlandırılmazsa ekonomik bağımsızlığımızı kaybedebilirsiniz. Ekonomik bağımsızlığınız olmadığı sürece siyasal bağımsızlığınızın bir manasının olmadığını görürsünüz.

* Ve o nedenle Gazi Mustafa Kemal ekonomik bağımsızlığı başlatmak için fevkalâde eforlar harcadı. Bu ülkede yumurta satılarak şeker fabrikaları kuruldu.  Demir çelik fabrikaları kuruldu. O fakir ülke demir ağlarla örüldü. Hiç kimseye el avuç açmadı. Birisinin kapısına gidip kronometreyi açtırıp  hiç kimseyi bekletmedi orada. Ve kendi ülkesinde kendi onuruyla yaşadı. Yoksullukla çaba etti. Bağımsızlığını, ekonomik büyümeyle perçinledi.

* Bugün Türkiye’nin ekonomik açıdan büyük dertleri var. Şayet düne kadar hakaret edilen kişinin kapısına gidilip de para dileniliyorsa yaşadığımız bir sorun var.

* Ve hepimiz bu sorunun farkındayız. O nedenle sandığa gideceğiz. Oylarımızı kullanacağız ve demokratik yollarla otoriter bir idaresi değiştireceğiz. Bunu yaptığınız vakit dünya siyaset tarihine çok hoş bir armağan bırakmış olacağız. Türkiye’yi daima bir arada tekrar inşa edeceğiz.”

“KAÇAKLARLA BİR TUTULUYORUZ”

Akşener yaptığı konuşmada “Muhacir, göçmen, mübadil isimleri ile anıldık lakin bütün büyük çoğunluğumuz Anadolu’dan gitme yörüktür, Türkmen’dir. Hasebiyle Anadolu’nun sahipleri olarak Rumeli’yi Türkleştirmek, Müslümanlaştırmak için gönderildik. Konuk değiliz, mesken sahibiyiz. Bizi buradan devlet, ebedi süre olsun diye gönderdiler” dedi.

Türkmen olan ailesinin mübadele öyküsünü anlatan Akşener “Tamamızın aileleri Osmanlı’ya borç vermiştir, almamıştır. Malını mülkünü bırakmıştır, konuşmamıştır. Özel bir durumumuz vardır; bayanlar, çok güçlüdür. Hafızadır ve asla unutmazlar. Zira üç tane iç göçü bayanlar yapmıştır. Erkeklerimiz askerdir” dedi.

Mübadillerin Suriyeliler ile bir tutulmasına reaksiyon gösteren Akşener “Biraz önce Büyükşehir Belediye Liderimiz dedi; Suriyeliler ile bir tutuluyor, kaçaklarla bir tutuluyor. Bu coğrafyanın Anadolu’nun, Orta Asya’dan gelen ailelerin çocuklarıyız biz. Kızık Türkmen’iyiz, Oğuz boyuyuz ve bütün o bölgede İlah Dağı Türkmen’i ismini almışız. Artık şayet, pergelin ucunu bu mavi bozkur un hemşerileri üzerine koyarsanız ve konuk muamelesi yapmazsanız ve bu ülkenin en fedakâr, en verici, en saygılı insanları olan bu Türkmenlerin ne kadar acı çektiğini bilirsiniz” diye konuştu.

“KILIÇDAROĞLU’NA KEFİLİM”

Akşener şöyle devam etti:

* “21 yıldır hakaret yiyoruz, biz başbuğ kabul ederiz; mavi gözlü bozkurdumuzun annesine yapılan her türlü hakaret gitgide arttı. En son Rumeli Türklerin tamamı Suriyeliler ile bir tutuldu. Bunun için bir karar vereceksiniz. Bu 21 yıldır bizleri küçümseye küçümseye giden, bizleri birilerine tercih ede ede giden, bizlere parmak sallayan ve devamlı Türklüğümüzü sorgulayan bu nobran, bu abes, bu tarih bilmez, bu coğrafya bilmez, bu edebiyat bilmez, bu ideoloji bilmez, bu mantık bilmez zihniyeti, bu pazar günü helal oylarınız ile devireceksiniz ve 13. Cumhurbaşkanı olarak Sayın Kılıçdaroğlu’nu seçeceksiniz.

* Ben, Meral Akşener. Hasan Tahsin Argun’un yeğeni, iki Batı Trakya Cumhuriyeti kurmuş, Atatürk’ün arkadaşı Hasan Tahsin Argun’un yeğeni ve diyorum ki, onun ismine diyorum ki; Sayın Kılıçdaroğlu, PKK ile masaya oturmaz, kefilim. FETÖ ile masaya oturmaz, kefilim. Hizbullah ile masaya oturmaz, kefilim. Harama el uzatmaz, kefilim. Zira; Allah’a bin şükür babamın amcasının bize bıraktığı en kıymetli miras, dürüstlüğüdür. Münasebetiyle, o dürüstlüğü gerime alarak, ona layık olmayı uğraş eden bir yeğen olarak bütün müktesebatım üzerine kefilim, bana muhtaçlığı yoktur lakin benim  kefilim ki kul hakkına el uzatmayacak.”

“ÇEKİLEN ACILAR BOŞA GİTMEYECEK”

İmamoğlu toplantıda özetle şunları söyledi:

* “İstanbul çok taraflı bir kenttir. İstanbul bir yanıyla da çok özel bir Balkan kentidir. İstanbul’un mayasında Balkanlar’ın, Rumeli’nin hoş insanlarının pahaları ve kültürleri vardır. İstanbul yurt hasretinin bittiği yerdir. Kendi kimliklerine, kültürlerine itinayla sahip çıktığını, vatanseverlik, hisleri çok yüksek, ulusal ve dini hassasiyetleri çok güçlü insanlardır.

* Bizler Balkan kentleri ağını oluşturan belediye liderleri bu acılı coğrafyanın ve bütün dünyanın kötülüklerden arınıp düzgünlükte, sevgide buluşması için çaba etmekten vazgeçmeyeceğiz.

* Sizler de çok düzgün bilirsiniz ki çekilen acılar ve verilen uğraşlar hiçbir vakit boşa gitmedi ve gitmeyecek. İnsanların isimlerini değiştirmeye kalkmanın din ya da hayat üslubu dayatmanın siyaset değil bir insanlık hatası olduğunu herkes artık çok daha âlâ görüyor.

* Kimler, hangi kararları dayatmaya kalkarsa kalksın. Biz o bir çift mavi gözün ışığında her vakit her vakit yanlışsız yolu buluruz. Bizim yolumuz “yurtta barış, dünyada barış” diyen Balkanların çocuğu Atatürk’ün yoludur.

“İLK ZİYARETİNİ BALKANLARA YAP DEMİŞTİ”

* Çok kıymetli bir seçim öncesinde gerçekleşen bu hoş buluşmanın çok özel bir kıymeti olduğunu düşünüyorum. Cumhurbaşkanı adayımız sayın Kemal Kılıçdaroğlu  liderliğinde; yurttaşlarımızın, mübadillerimizin, soydaşlarımızın sıkıntılarını çözmek için geliştirdiğimiz pek çok proje ve siyaset bulunuyor.

* 13. Cumhurbaşkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun Balkanlara ihtimamlı tavrını ve davranışını çok yakından biliyorum. Benim lokal seçimlerimde yaptığı İstanbul çalışmalarından sonra bana birinci söylediği, ‘mutlaka seçimi kazandıktan sonra birinci yurt dışı ziyaretini Balkanlara yap’ demişti. Ben de bu kelamı tutarak birinci yurt dışı ziyaretimi Saraybosna’daki kardeşlerimizi ziyarete gitmiştim.

“KRİTİK EŞİKTEYİZ”

* Maalesef bugün Türkiye kritik bir eşiğe  gelmiş durumdadır. İktisadımızı süratle gerçek bir rotaya oturtamazsak toplumsal huzurumuzu, birlik ve kardeşliğimizi daima birlikte tekrar tesis edemezsek hiçbir alanda ilerlemeye kaydedemeyeceğiz.

* Her gün daha berbata gidecek, her gün daha ağır bedeller ödemek zorunda kalacağız. Türkiye’yi unutmayalım ki bu hale getiren bugünkü iktidardır. O akıl, devletimizin ne yazık ki temel yapısını bozmuştur.

* Bu ülkeyi büyük bir ekonomik çöküşün ve tehlikeli bir toplumsal tansiyonun eşiğine getirmiştir. Sahip oldukları gücü o kadar çok istismar ettiler ki vatandaşın gerçeklerinden o kadar çok uzaklaştılar ki her uygulamalarıyla, her kelamlarıyla ne yazık ki milletimize, tarihimizdeki en berbatlığın yapıldığı periyodu yaşattılar.

“DÜŞMANLAŞTIRMADIKLARI HİÇBİR KESİM KALMADI”

* Tam bir sorumsuzluk örneği olan ve bu ülkenin başına büyük belalar açan sığınmacı siyasetlerini savunmak ismine neler söylediklerini sizler de çok güzel biliyorsunuz. Bu devletin kurucu ögesi, bu milletin ayrılmaz modülü olan Balkan kökenli yurttaşlarımızı, soydaşlarımızı, evladı fatihanları, kimlerle, nasıl bir tuttuklarını bunları utanmadan kelamlarına nasıl taşıdıklarını sizler çok yeterli biliyorsunuz.

* Ne yazık ki ayrıştırmaya, bölmeye ve düşmanlaştırmaya çalışmadıkları hiçbir kesim kalmamıştır. Bunun ismi siyaset değildir. Bunun ismi milliyetçilik ya da muhafazakarlık değildir. Bunun ismi insanlık değil. Türkiye topluma zehir saçan bu siyaset anlayışından bir gün bile geç kalmadan kurtulmaya mecburdur.

* Aksi halde bir adım bile ileri gidemeyiz. 28 Mayısta oyumuzu; dirliğimizi ve kardeşliğimizi en güçlü formda sağlamak için kesinlikle kullanalım. Türkiye’nin birleştirici gücü olma sorumluluğu ile  hareket eden, ömrü boyunca hak, hukuk, adalet için uğraş etmiş, saygıdeğer Kemal Kılıçdaroğlu’nun etrafında bütün Türkiye’nin buluşması gerek. Bu buluşma, bu ittifak kıymetlidir. Bu buluşma çok kıymetlidir.

* Daima birlikte Atatürk’ümüze sevgi ve hürmet duymaya, onun prensip ve bedellerine sahip çıkmaya dayalı bir buluşmadır bu. Ne demişti büyük başkan Atatürk?’ “Muhacir diye küçümsenenler kaybedilmiş topraklarımızın aziz anılarıdır.’  Tek bir karış bile toprak kaybetmeden, birbirimizi küçümsemeyi aklımızdan bile geçirmediğimiz, eşit, adil ve kardeşçe bir hayat için gelin daima birlikte Atatürk’ün yolundan yürüyelim.”