Kılıçdaroğlu: İktidar olsaydım bunların hepsini gönderecektim

CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Şanlıurfa Nevali Otel’de düzenlenen Lokal İdareler Güneydoğu Çalıştayı’nda yaptığı konuşmada, Türkiye’nin çözülemeyecek hiçbir meselesinin bulunmadığını, tüm sıkıntıların ahlaki temelli etik kıymetlerin temel alınarak, vatandaştan toplanan her kuruş verginin tekrar vatandaş için kullanılarak çözülebileceğini vurguladı.

ŞANLIURFA İŞSİZ GENÇLERİN KENTİ

Şanlıurfa’nın genç işsizlik açısından Türkiye’de bir numara olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu kelamlarını şöyle sürdürdü; “Bu kadim kentte neden pırıl pırıl evlatlarımız işsiz. Şanlıurfa bir Kudüs, bir İstanbul olabilir. Ben Şanlıurfa’yı da, Hakkari’yi de, Trabzon’u, Rize’yi de bilirim. Her coğrafyanın geleceğini ihya etmek için yola çıkıyorsanız bu bilgileri hafızanızda tutmak zorundasınız? Nasıl oluyor da GAP’ın başşehrinde işsizlik sorun oluyor? Nasıl oluyor da Ferhat ile Tatlı’yı buluşturamıyoruz. Yalnızca iki OSB var. Bu kadim kent için bu olmaz.”

DEMİREL’İN KELAMIYLA, AKP’Yİ ELEŞTİRDİ

Konuşmasının devamında, ana okullarına giden çocuklara verilen yemeğin, tasarruf gerekçesiyle kesildiğini söyleyen Kemal Kılıçdaroğlu, “Bunu her bir CHP’li vatandaşımızın, her bir hassas insanımızın düşünmesi azım” dedi. Kılıçdaroğlu kelamlarının devamında da şunları söyledi: Dünyanın en düzgün coğrafyasındayız fakat yoksulluk içindeyiz. Yahu bu bizim bahtımız mi? GAP kaç yıl geçti tamamlanmadı. GAP Yönetimi kuruldu. Nasıl oluyor da en iptidai sulama kanalları ile topraklar sulanmaya çalışılıyor. Nasıl oluyor da çiftçi kuyu kazıp da su çıkarıp ‘Tarlamı sulayabilir miyim?’ diyor. Su akıyor biz bakıyoruz. Merhum Demirel ‘GAP’ı gaptırmam’ sıkıntısı. Bunlar da GAP’ı yaptırmıyor. Zira, birileri yurt dışından arpayı, soğanı ithal edecek birileri para kazanacak. Bizim sıkıntımız bizim insanımızın kazanması, üretmesi.”

EĞİTİM SORUNU HAD SAFHADA

Şanlıurfa’da eğitimin halinin içler acısı olduğunu da vurgulayan CHP Genel Lideri, “Kadim bir kentteyiz. Dünyanın en görkemli kentlerinden birisi olan Şanlıurfa’da eğitim tam bir felaket. 60 -70 – 80 kişilik sınıflar var. Bir öğretmen öğrenci ile nasıl bağlantı kuracak. 5000 dersliğe gereksinim var. Elektrik için kelam verdim ücretsiz olacak. Büyükşehir Belediye başkanlığını bize vereceksiniz en geç bir yılda 5 bin dersliği Ulusal Eğitim Bakanlığı’na teslim edeceğiz” dedi.

ERDOĞAN BENİ ABD’DE ŞİKAYET ETTİ

Konuşmasının devamında, mülteci sıkıntısına da dikkat çeken CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Suriyeliler’in ülkelerine gönderilmesi yolundaki siyasetleri nedeniyle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendisini ABD’de şikayet ettiğini tabir ederek şunları belirtti: “Sanki bizim yeteri kadar sıkıntımız yokmuş üzere 500 bin sığınmacı var. Karnını doyurmakta zorlanan Urfalı kardeşim bir de Suriyelilerin karnını doyuruyor. İktidar olsaydım bunların hepsini ülkelerine gönderecektim. Biz ısrar edince, vatandaşlar da bu türlü bir talepte bulununca mültecilerin istekli geri dönüşü için proje hazırlıyoruz dediler.  Fakat bu devleti yöneten kişi, ABD’de gittiğinde oradaki siyasetçilere, ‘Ana muhalefetin başkanı Suriyelileri ülkelerine göndereceğini söylüyor diye kendi ülkesinin ana muhalefet partisinin önderini öbür bir ülkede siyasetçilere şikayet ediyor. Tabi ki göndereceğim. Bu milletin başına bela etti o insanları. Olağan ki ülkelerine göndereceğiz. Ben o insanlara da üzülüyorum. Senin ne işi vardı Ortadoğu bataklığında?”

UYUŞTURUCU SORUNU ULUSAL GÜVENLİK SORUNUDUR

Türkiye’nin her yerinde uyuşturucu ticaretinin artığını kaydettiği konuşmasında “Taa, Güney Amerika’dan, Afganistan’dan parayı bastırıp istediğin kadar uyuşturucu getirebiliyorsun” diyen CHP Genel Lideri Kılıçdaroğlu şöyle devam etti: Her yerde uyuşturucu baronları var. Hiçbir uyuşturucu baronunu cezaevinde göremezsiniz lakin simit satan çocuğu görebilirsiniz. Gencecik yavrularımız bu batağın içine çekiliyor. Türkiye coğrafyasının tamamında uyuşturucu baronları at koşturuyor. Siz hiçbir uyuşturucu baronunu cezaevinde gördünüz mü? Uyuşturucu işi Türkiye’de artık bir ulusal güvenlik sıkıntısıdır milyar dolarları kazanıyorlar.

HER FİRAVUN’UN BİR MUSA’SI VARDIR

CHP’nin yargı bağımsızlığına, din ve vicdan özgülüğüne inanan bir parti olduğunu belirttiği konuşmasında, ülkede kim yaşıyorsa onları başlarının üstünde tutan bir parti olduklarını ve olmaya da devam edeceklerini söz eden Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle devam ettirdi: O nedenle biz 100 yıllık Cumhuriyeti demokrasi ile taçlandıracağız diyoruz. Olağan adaleti sağlayacağız. Karşımızdaki kişiyi incitmemek üzere bir yükümlülüğümüz olmalı. Adalet kavramı soylu bir kavram. Herkes elini vicdanına koysun ve sorsun? Bu ülkede adalet var mı? Şayet biz adaleti her ortamda sağlarsak, savunursak daha sağlıklı bir kültürün oluşmasına katkı vermiş oluruz. Hz. İbrahim ile Nemrut’un arbedesi aslında bir adalet arbedesidir. Bunu en güzel bilen Şanlıurfalılardır. Şanlıurfalıların vicdanına sesleniyorum. Sizin evlatlarınız var çocuğunuz okula gidemiyorsa oturup düşüneceksiniz. Çocuklarınız uyuşturucu batağına düşüyorsa oturup düşüneceksiniz. Birlikte düşüneceğiz. Şanlıurfalı kardeşlerim unutmasınlar. Her Firavun’un bir Musa’sı vardır. Bütün Şanlıurfalıların bunu unutmamasını istiyoruz

KANAL İSTANBUL’U YAPACAĞINI SÖYLEYENLERE OY VERDİNİZ

Adaletli davranmanın yalnızca adliyede olmadığını, tıpkı şeyin halktan toplanan vergilerin halk faydasına kullanılmasının da adaletin bir gereği olduğunu söz eden Kılıçdaroğlu bu mevzuda şu tabirleri kullandı: Sizden topladıkları vergilerle Kanal İstanbul’a paraları yatıracaklarını söylediler. Biz, GAP’a harcayacağız dedik. Kanal İstanbul’a yatırım yapacağız diyenlere oy verdiniz, GAP’ı yapacağız diyenlere oy vermediniz. Bizim yanlışlarımızı da söyledik. Gelip çayınızı, kahvenizi içmedik. Ankara’da nutuklar attık. Ancak, artık sık sık buraya geliyoruz. Gelmeye de devam edeceğiz. Bölge toplantısını burada yapmamızın da bir manası var. Bu kadar pırtlanta üzere bir kent nasıl açlığa yoksulluğa terkedildi. Buğdayı  dışarıdan alıyoruz. Arpayı dışarıdan alıyoruz. Canlı hayvanı dışarıdan alıyoruz. Eti dışarıdan alıyoruz. Bu ülkenin insanları ne yapacak pekala? Elin oğlu para kazansın diye gayret harcanıyor.

YAPTIĞIMIZI ANLATAMADIK BU BİZİM KAHABATİMİZ

Daha sonra CHP’li belediyelerin yaptığı hizmetleri anlatıp, Şanlıurfa Büyükşehir ve öteki belediyelerin de CHP’li idareye verilmesini isteyen CHP Genel Lideri bu mevzuda da şöyle dedi: Belediyecilik CHP’lilerin işidir. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde birinci metro yapan CHP belediyesidir. Birinci metrobüs, birinci ekmek fabrikasını kuran da CHP’li belediyedir. Birinci tanzim satışı, birinci kooperatifi, bayan kooperatifi kuran ve mağazalar açan da CHP’li belediyedir. Çocuklara birinci süt dağıtan, toplu konut uygulamasını yapan da CHP’li belediyelerdir. Gidin Ankara Batıkent’e görün. Bir de onların toplu konut uygulamasını Fikirtepe’de görün, beşerler perişan, her yer karmakarışık. Bizim belediyecilik anlayışımızda kimsenin hakkı yenmedi. Birinci üniversiteye hazırlık kursunu başlatan belediyeler de, birinci bilişim merkezlerini kuran da bizim büyükşehir belediyelerimizdir. Bizim kusurumuz, kabahatimiz yaptıklarımızı yeteri kadar anlatamadık. Belediyelerimiz binlerce öğrenciye yurt yapıyorlar. 21 yıldır ülkede yurt sıkıntısını çözemediler. Belediye lideri arkadaşlara çabucak yurt yapmaları talimatı verdi. Binlerce çocuğumuz CHP’li belediyelerin yurtlarında, kreşlerinde kalıyor.”

İKTİDARIN AHLAKİ VE SİYASİ MEŞRUİYETİ YOK

Bir siyasal iktidarın en dikkatli olması gereken bahsin, ahlaki ve siyasi meşruiyetinin olması olduğunu kaydeden Kemal Kılıçdaroğlu, “Bir siyasal iktidar ben oy aldım diye siyasi meşruiyet kazanamaz tek başına. Şayet siz montaj görüntüleri yapıyorsanız. Ahlaki ve siyasi meşruiyeti tartışılır hale getirir. Vatandaşa baskı yapıyorsanız, milletin seçtiği belediye lideri ve belediye meclisi üyelerinin yerine kayyum atıyorsanız bu siyasi meşruiyete gölge düşürür” dedi. Kılıçdaroğlu, belediyelere kayyum atanması ve öteki iktidar müdahaleleriyle ilgili ise şu sözlerde bulundu: Kayyum uygulaması bu milletin göreceği bir felakettir. Benim oyuma mahzur oluyorsun. Bana niçin oy kullandırıyorsun o halde? Gidiyorsun YSK’ya başvuruyorsun milletvekili olmak istiyorum diye. ‘Tamam’ diyor. Gidiyorsan gerekli evrakları getiriyorsan. Yani orada yargıçlar var. Yargıçlar bakıyor ‘Evet, sen milletvekili olabilirsin’ diyor. Adam, aday oluyor seçiliyor. Sonra, ‘Hayır seni mahpustan çıkarmayız’ diyor. Mahpustan çıkarmayacaksan niçin seçime soktun? Milyonlarca sığınmacı getirmişsin, gidiyorsun Ana Muhalefet önderini Amerika’da şikayet ediyorsun. Ben göndermeyeceğim ancak o gönderecek. Emine Şenyaşar’ı biliyorsunuz. İki oğlu ve kocası hastanede öldürülüyor.  Cinayet imajları saklanıyor, dava açılamıyor. Bu nasıl bir siyasi ahlaktır?”

Şanlıurfa’ya kelamım var. Evvel buradan sonra tüm Türkiye’ye bunu yayacağız.”

‘İKTİDAR OLSAYDIM SURİYELİLERİ GERİ GÖNDERECEKTİM’

Suriyelileri ülkelerine geri göndereceğini söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

“Karnını doyurmakta zorlanan Urfalı kardeşim bir de Suriyelilerin karnını doyuruyor. İktidar olsaydım bunların hepsini ülkelerine gönderecektim. Biz ısrar edince, vatandaşlar da bu türlü bir talepte bulununca mültecilerin istekli geri dönüşü için proje hazırlıyoruz dediler. İstekli geri gönderecekler. Bu devleti yöneten kişi ABD’ye gittikten sonra, ülkemizdeki ana muhalefet partisi seçimi kazanırsa mültecileri geri göndereceğiz diye tehdit etti formunda açıklama yaptı. Kendi ülkesinin ana muhalefet partisini öteki ülkenin siyasetçilerine şikayet ediyor. Şuna bakar mısınız? Evet, göndereceğiz. İnsani şartlarda göndereceğiz. Sen getirdin, biz göndereceğiz. Bu milletin başına bela ettin bu insanları. Ben o insanlara da üzülüyorum. Onlar da huzur içerisinde yaşamak istiyorlar. Senin ne işin vardı Orta Doğu bataklığında?”