
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisine son bir haftada iki ayrı konuşmada yaptığı hakaretler nedeniyle toplam 10 kuruşluk tazminat davası açtı.
Kılıçdaroğlu’nun avukatı Celal Çelik, her konuşma için 5 kuruşluk dava açılmasının gerekçesini, “Neden 5 Kuruş! Genel Başkan talimatı; “Adamına, kişiliğine, ederine göre tazminat olmalı, benim için Erdoğan’ın değeri 5 paradır, o nedenle 5 paralık dava açılması lazım, ancak madem “Para” birimi tedavülde yok, o halde 5 kuruşluk dava aç ve bunu da belirt” diyerek açıkladı.
Avukat Celal Çelik, Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne 10 sayfalık dilekçeyle başvurarak Erdoğan aleyhine 10 kuruşluk davayı açtı. Avukat Çelik, Erdoğan’ın konuşmaların dökümünü ve video kayıtlarını da kanıt olarak mahkemeye sundu.
ANKA’da yer alan habere göre, dava dilekçesinde dile getirilen görüşler şöyle:
“Cumhurbaşkanı sıfatını taşımakla birlikte tarafsızlığını tartışmasız bir şekilde yitiren ve sürekli olarak vekil eden Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na hakaret etmeyi alışkanlık haline getiren davalı; bu kez 28.10.2020 tarihinde AKP Grup toplantısında ve 03.11.2020 tarihinde Kabine Toplantısı sonrasında yapmış olduğu konuşmalar ile vekil edene yönelik açıkça hakaret ve iftira kapsamlı sözler söylemiştir!
Davalı Recep Tayyip Erdoğan, yukarıda aktarılan açıklamaları ile Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik; “Yüreksiz olduğu/ Siyasetle alakası olmadığı/ Paçavraya dönüştürülecek yoksunlukta olduğunu/ Zeka yoksunu olduğu/ Yalanların ve iftiraların yayılmasına hizmet ettiği, bizzat bunun kaynağı olduğu/ Cahil, izansız, vicdansız olduğu/ Terbiyesiz olduğu/ Beceriksiz, çaresiz, ilgisiz olduğu/ Tescilli yalancı olduğu/ İftiracı olduğu/ Kalbi kin ve nefretle kararmış mahluk olduğu/ İnsanlıktan nasibini almadığı” şeklinde tamamen yalan, hakaret ve iftira kapsamlı sözler sarf etmiştir. Davalı bu sözleri ile açıkça Kılıçdaroğlu’nun kişilik değerlerine zarar vermeyi hedeflemiştir. Bu söz ve değerlendirmelerin tamamı tartışmasız bir biçimde hakaret kapsamında kalmaktadır.
Kaldı ki tamamıyla hakaret ve iftira kapsamlı bu söz ve değerlendirmelerin Türk yargı makamları tarafından eleştiri kapsamlı görülmesi, diğer bir söyleyişle hakaret ve iftira kapsamlı görülmemesi olasılığında bu söz ve yakıştırmaların başkaca siyasiler tarafından iktidar temsilcilerine yöneltilmesi sonucunu doğuracağı gözden uzak tutulmamalıdır.
Jurnalci.com