GüncelGündem

Komünist yazar Aydemir Güler’den, Pervin Buldan’a ‘100 yıllık yıkım’ yanıtı: ‘Cumhuriyet düşmanı solculuk türü’

Paylaş:

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan’ın, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşma kamuoyunda gündem oldu.

Buldan, “Cumhuriyet’in 99. yıl dönümünü geride bıraktık. Kuruluşundaki ademi merkeziyetçilik ve demokrasi fikrinin terk edilerek, yerine Kürtler ve Aleviler başta, tüm farklılıkların ret ve inkarına dayalı tekçilik sisteminin devreye sokulmasıyla yaşanan 100 yıllık bir yıkım sürecinden bahsediyoruz” ifadelerini kullandı, bu sözler üzerine tepki açıklamaları yapıldı.

GÜLER’DEN BULDAN’A YANIT

Sol gazetesi yazarı komünist gazeteci Aydemir Güler de, Pervin Buldan’ın o sözlerine bugünkü köşe yazısında tepki gösterdi.

“Cumhuriyeti damgalaması, Kürt milliyetçiliğinin son ilanı olmuştur” diyen Güler, yazısında şu ifadeleri kullandı:

CUMHURİYETTEN SONRA

Cumhuriyetten sonra iki şey olabilir. Biri topraklarımızın çöküntü alanına dönmesidir. Aslında Türkiye her düzlemde bu süreci yaşamakta, çürümekte ve çözülmektedir. Burada sermaye sınıfı ve devletin tersine zaman zaman konsolide edilmesinde bir çelişki bulunmuyor. Egemenlerin kazancıyla toplumun çürümesi paraleldir.

Diğer seçenekse sosyalizmdir…

Yalçın Küçük ‘Kemalizm bizi ileriye götüremez. Biz Kemalizm’den geri düşmeyiz’ demişti: ‘Kemalizm’den geri dönülmesini kabul etmeyiz. Geriye baktığımızda, Kemalizm, bizim frenimizdir. İleriye baktığımızda, Kemalizm’in ötelerine açılma zorunluluğu duyuyoruz.’

Doğrudur ve söz konusu olan burjuva devrimidir. Türkiye burjuva devriminin, adı üstünde bir sınıfı var ve onu biliyoruz. Yalnızca cahiller herhangi bir burjuva devrim sürecini nasıl ele alacağını tartışırken, burjuva devriminin içinde burjuva karşıdevriminin yerleşik olduğunu ‘keşfetmekten’ tatmin olabilirler! Elbette öyledir. Devrim tam da yeni sömürücü sınıfa yaslanmaya yöneldiği için halk kitlelerinin harekete geçtiği devrimci evreye nokta koyma eğilimini bağrında taşır. Bu handikaba düşmemek sosyalist devrimlere nasip olur…

Hiç de başkalarınınkinden daha fazla defolu olmayan bizim Cumhuriyet Devrimimizin 1908’den başlatabileceğimiz, inişli çıkışlı yirmi yıllık ilerleyişi, tarihe geri dönülmez bir modernlik çizgisi çekmiş ve bunu Cumhuriyet değerleri halkımıza armağan etmiştir.

Bu, Anadolu ve Trakya’nın büyük bölümüne doğrudan veya Yunanistan’ın taşeronluğuyla el koymak isteyen emperyalizme karşı bağımsızlık çizgisidir.

Bu, hilafetle temsil olunan ‘eski rejim’e karşı laiklik çizgisidir.

Bu, saltanatın reva gördüğü boynu bükük tebaaya karşı özgür yurttaşların hakları çizgisidir ki kamuculuğun başladığı yer de burasıdır.

Sosyalist, komünist, işçi sınıfına ve emekçi halka dayanan akımlar bu çizgiyle birlikte yoğruldular, yoğrulduk. Bağımsız, laik cumhuriyet sayfasının açılmasından önce eski düzenin de bir solu elbette vardı. Burjuva devrimiyle birlikte ise yeni, modern bir sol ortaya çıkmıştır. Solculuk yeniden ve kalıcı olarak tanımlanmıştır. Öyle ki, Kemalizmden, burjuva devriminden geri dönüldüğünde biz yokuz, yok oluruz. Hedefimiz olan sosyalizmi, eşitliği, özgürlüğü ancak o çizginin ilerisi için resmedebiliyoruz. Yalçın Hoca’nın veciz sözlerine bir başka form kazandırabiliriz o halde: Bugün eşitlik ve özgürlükten söz eden herkes, bu kapsama giren her mücadele varlığını burjuva devrimine borçludur. Laik, yurtsever ve kamucu olmayan, sol da değildir. Dinsellikle barışıp kaynaşmayı, emperyalizmin önemsizleştirilmesini veya sorunların çözümünde başka devletlere rol atfetmeyi, özel mülkiyetçiliğe sempatiyi aklından geçirenler direksiyonu sağa çevirmişler demektir.

Eksik kalmasın; emekçiler ancak ülkeleri hakkındaki kararlar yine orada alınıyorsa, yetki emperyalist merkezlere havale edilmemişse karar mekanizmalarına uzanabileceklerdir. Bir ülkenin emekçilerinin çıkarı tartışmasız biçimde bağımsızlıktadır.

Cumhuriyete düşman solculuk türünün bugünkü çatısının Kürt ulusalcılığı olduğunu görüyoruz. Burjuva devriminin bizdeki ve çoğu yerdeki veçhelerinden biri de, ulus-devletin oluşmasıdır ve merkezileşme Kürt feodalitesinin özerk alanlarına el konması anlamına gelmiştir. Burjuva devrimcileri bunu yaparken Kürt yoksullarını harekete geçirmeyi, bir köylü hareketi örgütlemeyi denememiş, kendilerine yandaş feodal devşirmeyi tercih etmişlerdir. Dolayısıyla milliyetçi Kürtlere Türkiye burjuva devriminde samimiyetle tutacakları bir dal kalmadığı doğrudur.

Lakin aynı denklem Kürt yoksulları için geçerli olamaz. Devrimin, bir köylü hareketi örgütlemeye kalkışmamış, kadim feodaliteyi devrimci bir hamleyle yıkıp geçmemiş olması, Kürt köylüleri de tebaa olmaktan çıkartan sürecin yine Cumhuriyet Devriminin ta kendisi olduğu gerçeğini değiştirmez. Bu gerçeği görmeyenler bu ülkede özgür yurttaşlık kategorisinin Cumhuriyet sayesinde kurulduğunu, Kürt aydınlarının Osmanlı’nın geçmişte kalmış ademi merkeziyetçiliğine değil, tam da bu yeni duruma tutunarak geliştiklerini anlamamaktadırlar. Hal böyle olunca fren falan kalmamakta ve Osmanlıcı bir özgürlük ütopyası uydurulmaktadır!

Sözlerini sonradan ‘Cumhuriyet’i değil tekçiliği eleştirdim’ diye doğrultmak zorunda kalan Pervin Buldan’ın, Cumhuriyeti ‘yüz yıllık bir yıkım süreci’ olarak damgalaması Kürt milliyetçiliğinin son ilanı olmuştur. Bu ilan Kürt ulusalcılarının AKP’yle 2015’e kadar kurmayı denedikleri ittifakın rastlantısal değil tarihsel olduğunun yeniden teyit edilmesidir. Laiklik, yurttaşlık-kamuculuk ve bağımsızlık düşmanlığı Kemalizm’den geriye gidişle, Osmanlıcılıkla çakışır. Türkiye’nin çürümesinden ve çözülmesinden ileri bir adım çıkmayacağı açık olmalıdır.

Demagog seslenir: Peki, sol ezilen Kürtlere kayıtsız mı kalsın? Coğrafyamızın bütün anadillerinden gelen emekçileri bünyesinde birleştiren sol, herhangi bir adaletsizliğe sessiz kalmasın elbette. Ama el çabukluğuyla bu organik duyarlılığı politik veya sadece seçim pazarlığıyla ilgili bir stratejik ittifak haline getirmeye de kimse kalkışmasın! O yol solculuktan ayrılış sapağıdır…

Geçmişimizdeki devrime düşmanlık besleyerek önümüzdeki devrimin parçası olunmaz. Bu saçmalık bugün Kürt milliyetçiliği sayesinde yaşanıyor. Solun geçmişinde bunun köklerini değil esin kaynaklarını bulabiliyoruz. Belki bir tanesini, Cumhuriyete toz kondurmamış TKP’nin, otuz yılı aşkın süre en üretken beyinlerinden biri olan Hikmet Kıvılcımlı’nın Müslümanlığın sosyalizmle barışık yönlerini abartması olarak not edebiliriz. Bir diğeri kesinlikle, 27 Mayıs’ı izleyen Kemalist Rönesansın sosyalizmin üstünde bir kuşatmaya dönüşmesine karşı koymaya çalışırken gayet ayarsız bir teori kuran İdris Küçükömer’dir. Üçüncüsü ve en dramatik olanı, 68 kuşağının en gözü peklerinden, İbrahim Kaypakkaya’dır. İşkencede öldürüldüğünde sadece 25 yaşında olan İbo’dan bugüne devrimcinin boyun eğmeyişi mi kalmalıdır, Kemalizmi faşizmle karıştırma yanılgısı mı?

Günümüz okurunun aklına bunlardan önce Birikim ekolü gelmiş olabilir. Onu geçelim; Birikim solun laiklik-yurtseverlik-kamuculuk üçgeninden çoktan çıkmış ve sağcılaşmış bir topluluktur.

Yürüttüğümüz tartışma ise geçmişle ilgili sayılmamalıdır. Bugün kavga Cumhuriyet sonrasının çöküntü alanı mı sosyalizm mi olacağı hakkındadır. Bu sorunun yanıtı uzun olmayan bir hesaplaşma sürecinde açıklık kazanacak.

NE OLMUŞTU?

HDP, partinin Eş Genel Başkanı Pervin Buldan’ın Meclis’te yaptığı konuşmanın hedef gösterildiğini belirterek, “HDP’nin temel eleştirisi tekleştirici politikaların kendisine yöneliktir” demişti.

HDP Parti Sözcüsü Ebru Günay tarafından konuya dair yapılan açıklamada, “Demokratik kamuoyu bilmelidir ki, HDP, cumhuriyetin demokrasiyle, adaletle ve barışla güçlendirilmesi gerektiği fikriyatını ısrarla ve kararlılıkla savunmaya ve bunun için mücadelesini sürdürmeye devam edecektir” denilmişti.

HDP Eş Genel Başkanı Buldan’ın konuşmasında, “Cumhuriyet yıkım projesidir” gibi bir ifadenin geçmediğini, Buldan’a yönelik saldırı kampanyası yürütüldüğünü belirten HDP’li Günay, şöyle konuşmuştu:

  • “Eş Genel Başkanımız Sayın Pervin Buldan, bu haftaki Meclis grup toplantısında yaptığı konuşmada, cumhuriyetin kuruluş sürecindeki âdemi merkeziyetçilik, çoğulculuk ve demokrasi fikriyatının terk edilerek, devreye sokulan; kimlikleri ve inançları dışlayıcı ret ve inkâr politikalarının tarihsel süreç içerisinde yol açtığı toplumsal yaralara ve krizlere dikkat çekmiştir. Cumhuriyetin demokratikleşmesinin önündeki en önemli engellerden birinin de Kürt sorunu olduğu gerçeğini vurgulamıştır.”
  • “Eş Genel Başkanımız, yaşanan krizlerden çıkış yolu olarak da; cumhuriyetin demokrasiyle buluşturulması, bunun için demokratik cumhuriyet koalisyonunun oluşturulması gerektiğinin altını özellikle çizmiş ve acil demokrasi, acil adalet çağrısı yapmıştır. Demokratik cumhuriyetin inşası HDP’nin temel hedef ve stratejisidir. Varlık gerekçesidir. Cumhuriyetin demokratikleştirilmesi için büyük mücadele yürüten, bunun için bedel ödeyen HDP’nin cumhuriyet fikri ve modeliyle sorununun olduğunu ileri sürmek, tam anlamıyla abesle iştigaldir. HDP’nin temel eleştirisi, dışlayıcı, ötekileştirici, tekleştirici politikaların kendisine yöneliktir.”

Paylaş:

Sağlık İçin Kızılötesi Karbon Isı Boyası
Canlıların, özellikle de insanların sağlıklı yaşayabilmek için kızılötesi ışınlara ihtiyaçları vardır. Ancak bir aylık bir sürede yoğun bir şekilde alınan güneş ışınlarının depolanması mümkün değildir. On iki ay boyunca alınacak terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ise sayısız fayda sağlar.

  • Hücre sisteminin yenilenme gücünü artırır,
  • Kan dolaşımını hızlandırır,
  • Kronik yorgunluğu azaltır,
  • Bağışıklık sistemini güçlendirir,
  • Astım, alerjik rinit gibi solunum yolu rahatsızlıkları olan hastalar için en sağlıklı ısıtma sistemidir,
  • Kas ağrıları, sırt ağrıları ve eklem rahatsızlıklarını azaltır,
  • Bazı kanser türlerinin gelişimini engelleme özelliğine sahiptir,
  • Şeker hastalıklarının yan etkilerini azaltır,
  • Fizyoterapi tıp merkezlerinde doğrudan kullanılır.

Tıbbi araştırmalar, uzun dalga boyundaki ışınların terapi etkisi yaptığını, hiçbir zararlı yan etkisinin olmadığını ve insan vücudu için en uygun sıcaklığı sağladığını göstermiştir. Uzun dalga boyunda, terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ile ısıtma sistemi olarak geliştirilmiş olan SRN  Kızılötesi Isı Boyası, güneşin altında ısınma hissini on iki ay sağlamaktadır. SRN Kızılötesi Isı Boyası, uygulandığı ortamı sadece ısıtmakla kalmaz; aynı zamanda bir fizyoterapi merkezine çevirerek, içinde yaşayanların sağlığına katkıda bulunur.
Uzun dalga kızılötesi, radyan ısıdır; yüzünüzde güneşin veya odun ateşinin sıcaklığını hissetmekle aynı histir. Hatta kendi vücudumuzun da yaydığı ısı türüdür. İnsanlığın bildiği en temel ısınma şeklidir. Önce objeleri ısıttığı, ısınan objelerin de ısı yayarak çevreyi sıcak tuttuğu için binlerce yıldır tercih edilmiştir.
Bugün, yüksek enerji verimliliğine sahip SRN Kızılötesi Isıtma Teknolojisi, estetik ve konforlu bir şekilde radyan ısıyı çevre dostu olarak kolayca tekrar kullanabilmemizi sağlamaktadır.
Geçtiğimiz yüzyılda insanoğlunun konforlu olması sebebiyle tercih ettiği konvansiyonel ısıtma sistemlerinin (petek, klima vb.); yakın gelecekte yerini tekrardan kızılötesi ısıtma sistemlerine bırakması kaçınılmazdır.
SRN KIZILÖTESİ KARBON ISI BOYASI HAKKINDA BAZI BİLGİLER

  • SRN Kızılötesi Isı Boyası havayı kurutmaz ve havayı değil sizi ısıtır.
  • 24 V Elektrik ile çalışan Kızılötesi Isı Boyası sistemi yenilenebilir enerji kaynaklarıyla kombine çalışabilir. (Güneş ve Rüzgar enerjisi)
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası Üstüne duvar kağıdı,sıva ve boya gibi ürünler ile uygulanabilir özelliklere sahip bir üründür.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası’nın boyandığı ortamda nem ve küf olmaz.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası mekanik tesisat ve bakım gerektirmeye bir üründür.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası anında ısınma ve homojen ısı dağılımı sağlar.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası sağlıklıdır, nefes hastaları (bronşit vb) için en uygun ısıtma teknolojisidir.
  • Su bazlı karbon kaplamalar ek veya ana ısıtma da mükemmel olarak kullanılabilir.
  • Pars alüminyum tozu,pars bakır tozu,Pars Çinko Tozu,Pars Grafit Tozu,Pars Kurşun Tozu,Pars demir tozu,pars kurşun oksit,pars kurşun oksit sülyen,pars kurşun oksit mürdesenk,pars fire assay flux,pars nitrik asit,pars hidroklorik asit,pars sülfürik asit,pars hidrazin hidrat,pars kaolin,pars sepiyolit,sunsep,sundiyo,sunmag,pars zeolit,pars 67 mangan dioksit,pars85 mangan dioksit,hadjin yılan kovucu,parsvet yara tozu,pars lime sülfür,nanotozlar,yemkat.com,sunshield kaolin,sunshield sıvı kaolin,pars silisyum karbür,silisyum karbür,dmr74 mangan dioksit,pars magnezyum sülfat,pars magnezyum sülfat anhidrat,pars magnezyum sülfat monohidrat,pars magnezyum oksit,pars bakır sülfat,pars demir sülfat monohidrat,pars kalay sökücü,pars nikel sökücü,süren vollastonit tozu,pars volfram  tozu,pars molibden tozu,pars antimon oksit,pars potasyum hidroksit,pars potasyum silikat,kimyadeposu.com,claypacks.com,demsil silikajel,demsil kil paketi,demsil nem alıcı,nemal nem alıcı,pars sodyum metabisülfit,pars sodyum bisülfat,pars magnezyum nitrat,pars sodyum persülfat,pars kalsiyum sülfat,pars kalsiyum sülfat dihitrat,pars hayvan altlığı,pars sodyum lignosülfonat,pars maden tozları,pars metal tozları,pars yem katkıları,pars nanotozlar,pars çinko oksit,sunshield sıvı kaolen,süren titanyum tozu,pars bakır oksit,demsil silikajel,süren otocam çizik giderici,pars seryum oksit,süren ferro vanadyum tozu,pars spekülarit,süren bit-pire kovucu,süren bakır tozu,süren teknoloji,bakır tozu,
  • DMRSÜREN KİMYA LTD.ŞTİ
  • 05523307100-05325466184
  • www.kimyadeposu.com,www.claypacks.com,www.nanotozlar.com,www.netyerim.net
  • www.potasyumsilikat.net,www.kursunoksit.com,www.parsman.com.tr,www.parsgrafit.com.tr
  • www.parox.com.tr,www.sepiyolit.net,

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu