Erzurum’da merkez Palandöken ilçesinde 2021 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı Hacı Bahattin Evgi Yatılı Erkek Kur’an Kursu’nda 14 çocuğu sistematik azaba maruz bıraktıkları savı ile Erzurum Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan sanıklar hatalı bulunmuş, Kurs müdürü Nuhi Karababa’ya 39 yıl, kursta hizmetli olana ve belletmenlik yapan Uğur Göngür’e ise 36 yıl mahpus cezası verilmişti.
MAĞDURLARIN ANLATTIKLARI GÜÇLÜ KANIT SAYILMADI
Erzurum Bölge İstinaf Mahkemesi mahkumiyet kararın, sanıkların tüm kademelerde atılı cürmü kabul etmemeleri karşısında tek kanıtın mağdurların beyanları olduğunu belireterek, “Mağdurların kovuşturma basamağında beyanlarında geçen, münferit nitelikte olduğu anlaşılan ve eziyet boyutuna varmayan taammüden yaralama ve hakaret savlarına ait subutu halinde kıymetlendirme yapılarak sonucuna nazaran karar verilmesi gerekirken, aksiyonun eziyet cürmünü oluşturduğundan bahisle, cürüm vasfında yanılgıya düşülerek yazılı halde karar kurulmasının kanuna alışılmamış olduğu” gerekçesiyle bozdu.
“MAHKEMENİN MASUMLAŞTIRDIĞI DURUM İLERİ DERECEDE FİZİKÎ VE RUHSAL ŞİDDETTİR”
Avukatları aracılığı ile başından beri davayı takip eden Evvel Çocuklar ve Bayanlar Derneği, yaptığı açıklamada kararın bozulmasına reaksiyon gösterdi. Dernek tarafından yapılan açıklamada, şu tabirlere yer verildi:
“İstinaf mahkemesinin ‘münferit nitelikte olduğu anlaşılan ve eziyet boyutuna varmayan taammüden yaralama ve hakaret iddiaları’ formundaki değerlendirmesi hukuken son derece yanlıştır. Çünkü mahkemenin ‘münferit olaylar’ diyerek masumlaştırdığı durum ileri derecede fizikî ve ruhsal şiddettir.
Çocuklar tabirlerinde 2020-2021 yılında Kur’an Kursunda sanıkların kendilerini ve bütün arkadaşlarını neredeyse her gün acımasız bir halde kalın terlikler ve sopalar ile daima olarak dövdüklerini, uzun tırnaklarıyla kulaklarını çektiğini, boğazından kaldırmak suretiyle duvara yapıştırıldıkları, ‘hocam yapmayın nefesleri kesilecek’ dediklerinde de karşı çıkan çocuklara da birebirini yaptıklarını, Atatürk fotoğrafına gerçek duvara başlarını çarpıp, yüzüklerle bedenlerine yumruk attıklarını, bazen ceza olsun diye yemeğe çıkartmayıp, sanıkların kendilerini aç bıraktıklarını, ders çalışmadıklarında da şiddet gördükleri üzere emsal birçok şiddet aksiyonunu anlatmışlardır. Kararın bozulması, çocuğun üstün faydası prensibinin çiğnenmesidir.”
“DİNİ KURUMLARDA YAŞANAN ŞİDDETE BOYUN EĞMEYELİM”
Birçok kuran kursunda yahut benzeri dini eğitim görülen yerlerde, çocukların emsal istismar ve şiddet olaylarına maruz kaldıklarını tabir edildiği açıklamada kamuoyuna şu davette bulunuldu:
“Yasalar, çocuklarımızın hırpalanmalarını değil, korunmalarını amaçlamalıdır. Karar tıpkı vakitte çocuklarımızın adalet inancını da sarsmaktadır. Aylardır ruhsal takviye alan çocuklarımızı, tekrarlayan halde incinecek, örseleyecek ve ağır travmaya maruz kalmalarına sebep olan bu kararı kabul etmiyoruz.
Çocuklarımızın bir kere daha incinmelerine müsaade vermiyoruz. Kamuoyunun bilgisine sunar, desteklerinizi bekleriz. Evvel Çocuklar ve Bayanlar Derneği olarak kamuoyuna davetimizdir; çocuklarımızı yalnız bırakmayalım. Dini kurumlarda yaşanan şiddete boyun eğmeyelim.”
İstinafın bozma kararının akabinde yine yargılama yapılacak.
