Marmaris’teki yasaklı inşaat için eyleme polis engeli

Muğla’nın Marmaris ilçesinde uzun vakittir gündemden düşmeyen çevrecilerin karşı çıktığı Sinpaş GYO’nun bağlı iştiraki Kızılbük GYO devre mülk inşaatına karşı yeni büyük bir hareket gerçekleştirildi. Açıklama sonrasında inşaat alanındaki Ulusal Park’a girmek isteyen çevrecilere polis mani oldu.

Muğla’nın Marmaris ilçesinde üretimi durdurulmasına karşın çalışmanın devam ettiği ileri sürülen Sinpaş GYO’nun bağlı paydaşlığı Kızılbük GYO devre mülk inşaatı aksisi çevreciler yeni bir hareket gerçekleştirdi.

Muğla’nın çeşitli ilçelerinden de gelen çevreciler ile birtakım partilerin de desteklediği hareket Atatürk Meydanı’nda gerçekleşti. Halayların çekildiği hareket sonrasında açıklama sonrasında araçlarla İçmeler Mahallesi’ne gidilerek inşaat alanındaki Ulusal Park’a girmek isteyen çevrecilere polis pürüz oldu.

Eyleme vilayet başkanlığı seviyesinde Türkiye Emekçi Partisi, Yeşil Sol Parti, TKP, SOL, ilçe seviyesinde Memleket Partisi, Akbelen direnişçileri, Destin direnişçileri, Gökova, Datça, Bodrum, Menteşe ve Köyceğiz MUÇEP meclisleri ile çok sayıda çevreci katıldı.

“MARMARİSLİNİN ORTAK ÇIKARI İÇİN BİR ETRAF ÇABASI VERİYORUZ”

Marmaris Kent Kurulu ve Ekolojik Gayret Komitesi Lideri Ufuk Beytekin tarafından okunan açıklamada kurul olarak bir yılı aşkındır gayret verildiği belirtilerek, şunları söyledi;

*Sinpaş’a karşı Marmaris’in tabiatı ve Marmarislinin ortak çıkarı için bir etraf uğraşı veriyoruz. Aslında bu yalnızca bir etraf çabası olmaktan çıkıp birebir vakitte bir hukuk gayretine de dönüştü. Açmış olduğumuz ÇED davasını kazandık. Ruhsat davalarının da birebir formda lehimize sonuçlanacağını bekliyoruz.

*Yangın, inşaat yasağı dinlemeyen birebir vakitte alanda dinamit kullanan, kıyılarımızı dolduran ve yol yapan, ağaçlarımızı kesip ulusal parkımızı talan ederek yol açan ve tüm bu kanunlara alışılmamış tavırları uzman raporları ve mahkeme kararı ile ispatlanan Sinpaş’a kimse dur diyemiyor.

*Mahkeme kararı sonrası çalışmaya devam eden ve bunu çektiğimiz görüntülerle ispatladığımız Sinpaş, Aşıklar Doruğu’ndan kendi parseline kadar olan ulusal park alanını hem işgal ediyor hem de talan etmeye devam ediyor.

 “İŞİN TEHLİKELİ VE TUHAF OLANI İSE KANUNLARIN ÇİĞNENMESİ”

“Anayasamızın 23 unsuru kapsamında Marmarislinin seyahat özgürlüğünü engelleyen ve TCK’nın 262.maddesi kapsamında kendini polis, orman vazifelisi, jandarma üzere kamu vazifelisi yerine koyma kabahati işleyen işgalci Sinpaş’ın yerine biz davacıların ve çevrecilerin ‘Güvenlik tehlikesi oluşturuyorsunuz’ denilerek ulusal park alanına sokulmamasıdır” denilen açıklamanın devamı şöyle:

*Soruyoruz, dünyanın neresinde kanunlar uygulansın diyenler gözaltına alınıp, güvenlik tehlikesi sayılıyor. Marmaris’in turizm kesiminde marka olmasını sağlayan ve öteki turizm yerlerinden ayıran özelliği ulusal park olmasıdır. Ulusal park olması sebebiyle korunmuş ormanları, koyları ve pak denizidir.

*Bugün yanan ormanlarımızın acısı hala içimizdeyken, kanalizasyona bağlı olmayan deniz girişindeki bu hukuksuz yapılanma denizimizi de kirlilikten yüzülemeyecek duruma getirecektir.

*Bugün bile yangın sonrası yaşanan sellerle kirlenen İçmeler denizinden hem turistlerin hem de işletmecilerin sık sık şikâyetleri kelam konusu iken bu duruma göz yumulabilir mi?

 “BU KENTTE HER ŞEY “TURİZM” DİYE GÖRMEZLİKTEN GELİNİYOR”

Bütün hukuksuz ve kanunsuz işleri görmezden gelemeyeceklerini de kelamlarına ekleyen Beytekin, şunları söyledi;

*Milli Parkımızın halkın girişine kapatılmasını nasıl sineye çekeceğiz? Hepimizin ortak kıymeti olan ormanın, denizin, kıyıların yok edilmesine ve halkın kullanımına kapatılmasına turizm diye ses çıkartmayacak mıyız? İnşaat bölgesinde kadastral yol yok, kanalizasyon, su ve elektrik altyapısı yok.

*Yarımadada Taşlıca’dan Hisarönü’ ne kadar hatta Aktaş’ da dahi kanalizasyon altyapısı yokken 10-15 bin hemşerimize bu imkânı sağlayamazken, Marmaris’in topladığı vergileri bir GYO’ nun projesi için mi harcayacağız? Turizm diye diye Marmaris’te yaşayanların kıyıdan denize gireceği yer kalmadı.

*Ailesi ve dostları ile oturup sohbet edebileceği uygun fiyatlı birkaç kafe, restoran dahi tesis edilemedi. Lokal idare ismi üstünde yereldekinin meselesini çözmeyecekse, yerelin fikrini önemsemeyecekse ne işe yarıyor? Bu kentte turizm çalışanlarının birden fazla dışarıdan dönemlik olarak gelen vatandaşlarımızdan oluşuyor.

*Diyelim ki birkaç çocuğumuz çalışma imkânı buldu. Güya insanca yaşamaya yetecek, yoksulluk sonunun üstünde bir maaş ve çalışma kurallarımı olacak yoksa emek sömürüsü mü? Yanıtın ne olduğunu hepimiz biliyoruz. Emek sömürüsünün lütuf diye sunulması ise gayri ahlaki bir durum oluşturmaktadır.

*Turgut Mahallesi’ndeki Angels Peninsula’nın Turgut’a yararının olmadığı üzere buranında İçmeler’e bir yararı olmayacak, tersine içeride yapılması planlanan tesislerin kullanımı için dışarıdan girişlere müsaadesi verildiğinde gelen konuklar oradaki kafe, plaj, aquapark, restoran ve AVM’ yi tercih edeceğinden esnafa ziyanı da olacaktır.

“MÜCADELEMİZİN BİR TARAFI SİNPAŞ İSE BİR İSTİKAMETİ DE BELEDİYEDİR”

En başta böylesi halkın tamamını etkileyen ve ilgilendiren projelerde halkın bilgilendirilmesi, tenkitleri ve taleplerinin dikkate alınması gerektiğinin hatırlatıldığı açıklamada şu tabirler kullanıldı;

*Başta bir sürü mazeret söyleniyor. Esasen ruhsatları var, biz yeni ruhsat vermedik. Yeni ruhsat verildiği ortaya çıkınca, biz vermesek bakanlıktan alacaklardı deniyor. Madem bakanlıktan alabiliyorlardı neden 2009 yılından beri alamadılar diye sormazlar mı beşere. Son ruhsat yenilemesi 2018 yılında 550 odalı otel ve 46 bin metrekare olan projeyi ‘Tadilat’ ruhsatı ile 1 otel 550 mesken ve 120 bin metrekareye dönüştürmek imar maddesine uygun mu?

*Peşine 16 yeni ruhsat daha vererek 220 bin metrekareye çıkartmak hukuka uygun mu? İmar uygulaması görmeyerek gerçek parsele dönüşmemiş bu alanda bu türlü bir ruhsatlandırma yapmak yasal mı? ÇED’e dahi girmeyen 3.ve 4.etaplarda dâhil olmak üzere 56 ruhsat veren belediyenin kusuru yalnızca halkı bilgilendirmemek ve halkın fikirlerini, tenkit ve taleplerini dinlememek olur.

*Ruhsatlar hala iptal edilmediği üzere mahkemenin iptal kararının sonucunu boşa çıkartacak biçimde Danıştay kararlarına muhalif olarak 16 ruhsat verdiği yeri metoduna karşıt biçimde tek mühür ile mühürledi.

BURASI MARMARİS’İN SARI ÖKÜZÜ

“Cumhuriyetin Kalesiyiz” diye övünenlerin Zafer Bayramı’nın 100.yılında kurtuluş ve kuruluşun prensiplerine karşıt halde bir kısım seçkinin kentlerini talan etmesine ses çıkarılmadığı da belirtildi. Açıklama şöyle devam etti:

“Bunu çocukları ve hemşerilerine nasıl izah ediyorlar bilmiyoruz. Burası Marmaris’in sarı öküzü. Burayı durduramazsak pusuda bekleyen bir sürü inşaat, iskele, maden ve gibisi ruhsatlar bir anda kentimizin tamamını ele geçirecektir. Davaları kazandığımızda burası kamulaştırılıp yıkılarak çıkarcı ve etraf duyarsızlarına karşı bir tabiat anıtı ve halkın kullanımına uygun bir parka çevrilsin.T üm bu söylediklerimizin ışığında halkımızı hem ulusal parklarına hem etrafa hem de hukuka sahip çıkmaya davet ediyoruz.”

MİLLİ PARKA GİRİŞE MÜSAADE VERİLMEDİ

Açıklamanın akabinde topluca İçmeler Mahallesi’ndeki inşaat alanına gidilerek Ulusal Park hudutları içerisinde gezmek çevrecilere polis yolu TOMA’larla çevirerek müsaade vermedi.