Memur ve emeklilere verilen artırım isyan ettirdi: Bordrolarını yaktılar

KESK İstanbul Şubeler Platformu üyeleri, memur ve emekli maaş artırımlarının belirlendiği TÜİK’in enflasyon bilgilerine karşı aksiyon yaptı.

Şişli’de bulunan Cevahir AVM’deki harekette, “Rakamlar palavra, yoksulluk gerçek” yazılı pankart açılarak “Hükümet artırımını al başına çal”, “İnsanca ömür istiyoruz” ve “Sefalete teslim olmayacağız” sloganları atıldı.

“Yoksulluk sonu üstünde tek kalem maaş istiyoruz” ve “TÜİK datalarıyla yoksullaşıyoruz” yazılı dövizlerin taşındığı harekette hazırlanan ortak açıklamayı KESK İstanbul Şubeler Platformu Devir Sözcüsü Fadime Kavak Sevim okudu.

“CEBİMİZE GİREN MAAŞIN YARISI…”

Zam yağmurunun her ay şiddetlenerek kasırgaya dönüştüğü şiddetli bir yılı geride bıraktıklarını vurgulayan Sevim, şunları söyledi;

“Bugün aldığımız maaşlar, elimizdeki bordrolar, yıllardır sürdürülen bu soygun nizamını ispatlamaktadır. Buna nazaran eşi çalışmayan, 2 çocuklu, en düşük kamu işçisi maaşı eş ve çocuk yardımı dahil 32 bin 835 TL’de, ortalama kamu işçisi maaşı ise yeniden eş ve çocuk yardımı dahil 35 bin TL’de kalmıştır. Üstelik 2023 yılı temmuz ayında geçilen ‘yeni maaş rejimi’ ile bu meblağların 12 bin TL’si ‘ilave seyyanen ödenek’, ortalama 5 bin TL’si ise ‘ek ödeme’ ismi altında taban aylığa yansıtılmayacak meblağlardır. Hülasa cebimize giren maaşın yarısı emekli aylığımıza yansıtılmayacaktır.”

BORDROLARI YAKTILAR

Kamu İşçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) İzmir Şubeler Platformu, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı enflasyon oranları dikkate alınarak yapılan memur ve memur emeklilerinin maaş artırımını protesto etmek için Konak’ta YKM önünde buluştu.

Basın açıklamasını okuyan KESK İzmir Şubeler Platformu Devir Sözcüsü Bülent Karakaş, şunları söyledi:

“TÜİK, ENFLASYONUN EN AZ YARISINI KARA DELİK ÜZERE YUTUYOR”

*Zam yağmuru ile başlayan ve bu yağmurun her ay şiddetlenerek kasırgaya dönüştüğü şiddetli bir yılı geride bıraktık. Ülkeyi yönetenler ‘işçiyi, memuru, emekliyi enflasyona ezdirmedik’ nutukları atsa da fiyatlarımızın ve maaşlarımızın süratle buharlaştığı bir süreci yaşamaya devam ediyoruz.

*Çünkü bu ülkede yıllardır maaşlarımız, fiyatlarımız TÜİK vasıtası ile açıklanan enflasyona nazaran artırılıyor. TÜİK ise açıkladığı sayılarla bizim çarşıda, pazarda, mutfakta yaşadığımız enflasyonun en az yarısını bir kara delik üzere yutuyor.

“İKTİDAR HEPİMİZLE DALGA GEÇİYOR”

*Her yıl birebir oyun sahneleniyor. Yalnızca son üç yıl üzerinden baktığımızda bile maaşlarımızın-ücretlerimizin nasıl kadük bırakıldığını görüyoruz. Yıl 2021, bağımsız iktisatçılardan oluşan Enflasyon Araştırma Kümesi (ENAG) datalarına nazaran 2021 yılı enflasyonu yüzde 83 olarak açıklanmıştı.

*TÜİK’in açıkladığı oran ise yüzde 36 ile bunun yarısının bile altında kalmıştı. Yıl 2022, artırım fırtınasının hiç dinmediği şartlarda TÜİK yıllık enflasyonu ekim ayı prestiji ile yüzde 85’i geçmişti. Artırım yağmuru devam etmesine karşın TÜİK aralık ayında yıllık enflasyonu yüzde 64 olarak açıkladı.

*Ancak ENAG datalarına nazaran 2022 enflasyonu TÜİK verisinin tam 73 puan üzerinde, yüzde 137 olmuştu. Yıl 2023, hükümet bir evvelki Orta Vadeli Programda (OVP) yüzde 8 olan enflasyon gayesini evvel yüzde 24,9’a çıkardı. Yılın daha birinci birkaç ayında bu gayenin tutmayacağı anlaşılınca maksat iki kattan fazla arttırılarak temmuzda yüzde 58’e çıkarıldı. Bunun da tutmayacağı görülünce enflasyon gayesi bu kere 6 Eylül 2023 tarihinde açıklanan Orta Vadeli Program (OVP) yüzde 65’e çıkarıldı.

*ENAG ise 2023 yılında enflasyonun TÜİK sayısını ikiye katlayarak yüzde 127 arttığını açıkladı. Tüm bunlara karşın iktidar sözcüleri 3 Ocak’ta açıklanan bilgilerden sonra hiç sıkılmadan ‘Yıllık enflasyon yüzde 64,77 oldu.

*Yıllık enflasyon hedeflediğimizin, yüzde 65’in altında kaldı’ diyebiliyor. İktidar yılın başından itibaren enflasyon maksadını kademe kademe 2,5 kat artırıp, yılın sonunda bu maksadın 0,23 puan altında kaldık diyerek hepimizle dalga geçiyor.

“HAK ETTİĞİMİZ REFAHTA BİRLEŞMEK İSTİYORUZ”

*Mevcutta 7 bin 500 TL olan en düşük emekli aylığının ne kadar artacağı ise hala meçhuldür. Şayet altı aylık enflasyon (yüzde 37,6) artışı uygulanırsa en düşük emekli aylığı 10 bin 320 TL’ye çıkacaktır. Bu nedenle geçtiğimiz yıl ek seyyanen ödenekten de yararlandırılmadığı için sefalete itilen milyonlarca emekli bu sayıya refah hissesi eklenmesini bekliyor. Ancak yüzde 10 refah hissesi dahi eklense en düşük emekli maaşı 11 bin TL ile açlık hududunun da taban fiyatın de altında kalacaktır. Bizler yoksullukta, sefalette eşitlenmek değil, hak ettiğimiz refahta birleşmek istiyoruz.

*Bunun için, öncelikle tüm kamu işçilerine bugün için brüt 12 bin 147 TL olarak verilen ek seyyanen ödeneğin taban aylık katsayısına dahil edilmesini istiyoruz. Akabinde en düşük kamu işçisi maaşının eş, çocuk, kira ve ulaşım üzere yardım kalemleri ile yoksulluk sonunun üzerine çıkarılmasını istiyoruz. Ekonomik büyümeden hakkımıza düşen refah hissesinin verilmesi için düzenlemeler hemen hayata geçirilmelidir.

*En düşük emekli aylığının net 18 bin 700 TL’ye çıkarılmasını istiyoruz. Fiyat gelirlerine uygulanan vergi oranı yüzde 10 olarak sabitlenmeli ve temel tüketim unsurlarına uygulanan dolaylı vergiler kaldırılmalıdır. İşçilerin yol fiyatları karşılanmalı ve öğle yemekleri fiyatsız verilmelidir.

*Bütün kamu işçilerine hayat pahalılığı tazminatı verilmesi için yasal düzenleme yapılmalıdır. Buradan tüm kamu işçilerine sesleniyoruz. Gelin yıllardır tekrarlanan bizi her geçen gün daha sefalete iten bu oyuna artık dur diyelim. Ne TÜİK’in uydurma enflasyon sayılarına ne iktidarın ‘refah payı’ aldatmacalarına kanmayalım.

*Yıllardır hepimize kaybettiren bu yoksulluk ve sefalet tertibine karşı insanca yaşayacak fiyat, teminatlı iş, inançlı gelecek için omuz omuza verelim. Buradan bir defa daha bütün kamu işçilerini birlikte uğraş etmeye ve KESK’e bağlı sendikalarda örgütlenmeye davet ediyoruz.