Meslek örgütleri ve sendikalardan İsrail’e reaksiyon

DİSK İç Anadolu Bölge Temsilciliği, KESK Ankara Şubeler Platformu, TMMOB Ankara Vilayet Uyum Konseyi, Ankara Tabip Odası, Ankara Dişhekimleri Odası üyeleri, İsrail’in Filistin’e yönelik hücumlarını protesto etmek için bugün Ankara’da Sakarya Caddesi’nde bir ortaya geldi.

Ankara Tabip Odası İdare Şurası Lideri Muharrem Baytemur, şunları söyledi:

*Bugün Ankara’da 5 meslek örgütü; coğrafyamızın bitmeyen, vakit zaman tekrar eden saldırganlığı tekrar yaşıyor.

*Savaş, çıktıktan sonra savaşın her anı bir insanlık kabahatine dönüşüyor. 7 Ekim’den itibaren maalesef Ortadoğu tekrar bir saldırganlığın pençesine düşmüş durumda. Sivil beşerler katlediliyor, anneler, bebekler, çocuklar katlediliyor.

*Her an bir savaş cürmü olarak tarihe geçiyor. Bunun son geldiği nokta ise 17 Ekim’de savaşın 10’uncu gününde savaşta bile dokunulmayan hastanelere bombardıman oldu. Yüzlerce bebek, çocuk, anne, yaşlı, hasta, sıhhat çalışanı hayatını kaybetti.

*Bugün burada beş meslek örgütü birlikte buna yönelik bir açıklama yapacağız. Bu coğrafyanın savaşla değil, barışla değişeceğine ve şiddetin bu coğrafyanın bahtı olmasın diye bir ortadayız ve barış talebimizi söyleyeceğiz.

“KATLİAMI LEGALLEŞTİRMEYE ÇALIŞMAKTAN GERİ DURMUYOR”

Meslek örgütleri ismine ortak basın açıklamasını yapan KESK Devir Sözcüsü İbrahim Kara, şunları kaydetti:

*7 Ekim tarihinde Hamas’ın İsrail’e yönelik ‘aksa tufanı’ hareketi ile İsrail ve Filistin ortasındaki sivil halkı gaye alan taarruzların karşısında yer aldığımızı bir kere daha belirtmek isteriz. Dünya sustukça İsrail, işgalini sistematik olarak derinleştirip bölgedeki katliamlarını arttırıyor.

*Batı Şeria ve Kudüs’te Mescid-i Aksa vb birçok yerde provokasyonlarla, yerleşimci terörü ve Gazze’ye yönelik ablukayla savaş ve soykırım cürümleri işlemeye devam ediyor. Fakat hatırlanmalıdır ki bu süreç bugün başlamamıştır.

*İsrail, 1940’ların sonundan itibaren Filistin halkının tarım yerlerine, konutlarına, iş yerlerine kanunsuzca el koyarak emeklerini gasp ederek ve buna karşı direniş gösteren Filistinlileri terörist ilan ederek her türlü katliamı legalleştirmeye çalışmaktan da geri durmuyor.

“YARGILANMALI”

*Filistin topraklarını işgal eden, Filistin halkını katleden İsrail, her keresinde emperyalist-kapitalist devletlerce mağdur olarak lanse edilmesinin yanı sıra para, silah ve her türlü manevi takviyesi alıyor.

*Önceki gün (17 Ekim’de) bir hastaneyi yerle bir eden İsrail’in, her türlü çatışma durumunda, savaşlarda dahi dokunulmayan hastaneye yapılan, memleketler arası savaş kurallarını hiçe sayan saldırısını lanetliyoruz.

*Gazzelileri ilaç, besin, su, elektrik, yakıt üzere temel gereksinimlerden yoksun bırakmak, acil insani yardımların Gazze’ye ulaşmasını engellemek; hastanelerin, konutların, ibadet yerlerinin, okulların, sivillerin canice bombalanması ağır bir savaş ve insanlık kabahatidir.

*Bu akınlarda vazife yapan sıhhat çalışanları, çocuklar, bebekler, anneler, hastalardan oluşan yüzlerce sivil, günahsız insan katledilmiştir. Bu katliamları gerçekleştiren İsrail idaresi savaş ve soykırım kabahatleriyle da yargılanmalıdır.

“BÖLGE HALKLARININ ORTAK DÜŞMANIDIR”

*Bölgeye insani yardım yerine savaş gemileri yollayanlar da İsrail idaresi kadar hatalıdırlar ve katliamların ortaklarıdır. Amerikan emperyalizmi Filistin halkının ve tüm bölge halklarının ortak düşmanıdır, barışın ve huzurun baş düşmanıdır.

*Geçmişte öteki münasebetlerle, bugün de şeriatçı Hamas’ın hücumlarını mazeret ederek açılan bir savaş değil, yeni bir katliamla Filistin halkının hayat hakkı elinden alınmakta ve topyekün işgal yapılmaktadır.

“YANLARINDA OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

*Ülkemizin mimarları, mühendisleri, tabipleri, diş doktorları, kamu işçileri, emekçileri yani bu ülkenin işçi halkı dün olduğu üzere bugün de katliamlara karşı barıştan, ölümlere karşı hayattan, kardeşlikten yana hal almaktan çekinmeyecektir.

*Bizler Filistin’de yapılan katliama karşı çıkıp tüm dünyayı savaş sarmalına sokmaya hizmet eden siyasetlere karşı çıkıyoruz.

*Bizler bu ülkenin üreten elleri, Ortadoğu’da daha fazla kan akmaması, savaş siyasetlerinin son bulması için ve ömrü savunmak için Filistin halkının yanında olmaya, onlarla dayanışmaya devam edeceğiz.

“ULUSLARARASI SAVAŞ MAHKEMESİNİ MİSYONA ÇAĞRIYORUZ”

KESK Eş Genel Lideri Şükran Kablan Yeşil ise şunları söyledi:

*Başta belirtelim ki 17 Ekim 2023 tarihi bütün insanlık tarihinin utanç duvarına kapkara bir leke olarak emperyalist güçlerin desteklediği İsrail’in dehşetli taarruzuyla yazılmıştır.

*Başta bu taarruzda ömrünü yitirenlerin yakınlarına başsağlığı, yaralılara acil şifalar dileyerek sözlerime başlamak istiyorum. On yıllardır Ortadoğu coğrafyasına kan gölüne çeviren emperyalist güçler, artık memleketler arası savaş hukukunu yok sayan insanların, çocukların, bayanların, yaralıların, hayat hakkını gasp eden insanlığa sığmayan bir atakla karşı karşıya bıraktı bugün.

*Gazze’de gerçekleşen bu taarruz, Türkiye coğrafyasının dört bir yanında birebir acıyla karşılandı. Buradan bir kere daha lanetliyorum.

*Bu saldırıyı gerçekleştirenleri kınıyoruz. Bir an evvel milletlerarası savaş mahkemesini misyona çağrıyoruz. Bu akınların gerçek failleri bu mahkemede yargılanmalıdır. Gerekli cezası verilmelidir.

“SAVAŞA KARŞI BARIŞI SAVUNMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

*Türkiye açısından savaş siyasetlerin yıllardır hayata geçirildiği, Ortadoğu başta olmak üzere savaş siyasetlerinden beslenen bir iktidarın var olduğunu görmek gerekir. Atakların gerçekleştiği birebir tarihlerde Meclis’ten Irak ve Suriye tezkeresinin geçmesi rastlantısal değildir.

*Bu tezkerenin iki yıl müddetle uzatılması aslında Ortadoğu coğrafyasında işgalci ve emperyalist güçlerin tıpkı politik yaklaşımlarının ve savaşta ısrarın göstergesidir.

*Biz buradan bir defa daha söylüyoruz, içeride ve dışarıda savaşa hayır demeye, ölümlere karşı hayatı, savaşa karşı barışı savunmaya devam edeceğiz.

*Bugün bu ülkede üç günlük yas ilan edenler ikiyüzlülükten vazgeçmelidir. Başta İsrail ile imzalanmış olan ikili mutabakatlar derhal Türkiye tarafından iptal edilmeli, Filistin halkına toplumsal ve ekonomik olarak dayanak sağlanacak şartlar sağlanmalı, gerçek manada Filistin halkının karşı karşıya kaldığı bu insanlık cürmüne karşı dayanışmanın yolu buradan geçer.

*Bizler bir sefer daha bu saldırıyı kınıyor ve barış uğraşını yılmadan yükselteceğimizi lisana getirmek istiyoruz.

“HEP BİRLİKTE İNSANCA YAŞAYACAĞIMIZ…”

TTB Merkez Kurul Lideri Şebnem Korur Fincancı ise şunları dedi:

*Bu gayretin hepimizin gayreti olduğunu bir sefer daha hatırlatıyorum. Birkaç gün evvel İsrail Savunma Bakanı, ‘insansı hayvanlar’ diyerek Filistinlileri insanlıktan büsbütün arındırmaya dönük niyetlerini söz etti.

*Bu aslında bir soykırım yapacağız itirafı olarak değerlendirilmelidir. Yaşanan bu süreç, 75 yıllık adım adım ilerleyen işgalin nihayete erdirilmesi, emperyal amaçların son noktasının konmasıdır.

*Ancak İsrail Filistin ile hudutlu değil; Ortadoğu’da coğrafyamızda İran’dan Irak’a, Suriye’ye uzanan bir hatta bu emperyal maksatlar devam ediyor. O nedenle bizim daima birlikte bütün bu işgalci tavırlara ve hak ihlallerine, insanlığa karşı hatalara, yüksek sesle kesinlikle karşı çıkmamız gerekiyor.

*Biliyoruz ki İsrail’de insan hakları savunucuları, İsrail’in işgaline karşı yıllardır yürüttükleri çabayı insanlığa karşı cürümler içinde karşı duruşları ile sergiliyorlar. ABD’de senatoyu işgal etmiş durumda Yahudi aydınlar.

*O nedenle biz, daima birlikte insanca yaşayacağımız bir dünyanın hasretini birlikte hayata geçireceğiz.

“MÜCADELEMİZ GÜÇLÜDÜR”

*İsrail Devleti, 22 hastanenin Gazze’de süratle boşaltılması için buyruklar yağdırırken, meslektaşlarımızın, çalışma arkadaşlarımızın elektriksiz, susuz, besinin olmadığı, barınma şartlarının olanaksız kalındığı durumda hastalarını bırakmaya reddederek orada durduğu ortamda üzerlerine bomba yağdırılıyor.

*Bizler, meslek örgütleri olarak da bunun karşısında durmalı ve bu savaşı durdurun demeye, barış çabucak artık diye haykırma sorumluluğu taşımaktayız. Çabamız güçlüdür, daima birlikte daha da güçlü olacaktır. (ANKA)