Miras kalan toprak 2 yıl ekilmiyorsa kiralanacak

Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Ebubekir Gizligider, “Anneden, babadan kalan tarla, toprak, bağ var lakin mülkiyet, miras hukuku cilveleriyle bunları işleyemiyoruz. Buna dair uygulama yaptık. 2 yıl içerisinde rastgele bir toprak modülü işlenmiyorsa, kiraya vermiyor, kendi üretmiyorsa usul belirledik” dedi.

“Önce o toprağın en yakın yerleşim yerinden başlamak üzere hane hane büyüyerek dijital kiralama yoluyla kiralayacağız” diyen Gizligider, “Onun da yararı kişi ya da şahısların banka hesabına yatırılacak” diye konuştu.

Gizligider, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Avrupa Birliği Bilgi Merkezi tarafından düzenlenen ‘Tarımın Kalbinden Dünyaya: Antalya Tarım Zirvesi’ isimli toplantıda konuştu.

Gizligider, “Portakal para etti, çok para etti, her yer portakal ağacı oldu. Sonraki yıl portakal para etmedi, çiftçi isyanda, kamyon kamyon portakal, domates, limon dökülüyor. Hepsine son vereceğiz. Kimin, nereye, neyi, ne kadar üreteceğine karar vereceğiz” diye konuştu.

“Biz Türkiye’deki konuklarımızla, turistlerimizle her gün en az 100 milyon kişiyi doyuruyoruz” diyen Gizligider, “Nerede, neyin, nasıl, ekilip, dikileceğine bu plana nazaran karar vereceğiz. Üretim planlamasına bu yıl prestijiyle geçiyoruz. Tahminen kısa vadede itirazlar olacak. ‘Ben kendim ölçüp, ekiyordum, sen anlamazsın’ diyecekler. 10 yıl sonra ekim yapamayacak duruma gelebiliriz” dedi.

KONYA’DA 600-700 CİVARI OBRUK OLUŞTU

Tarımsal üretimde yanlış su kullanımına ve su külfetine değinen Gizligider, Konya’da 600-700 civarı obruk oluştuğundan bahsetti. Olmayacak yerde mısır yahut farklı besin üretiminin, 600-700 metre derinlikten su çekilmesinin obruklara sebep olduğunu vurgulayan Gizligider, ilerleyen yıllarda obrukların köyleri, apartmanları yıkması üzere bir tehlike oluşturabileceğini anlattı.

Türkiye’nin 4 saatlik uçak seyahatiyle dünya faal nüfusunun yüzde 65’i ile ticaret yapabilme imkanı olduğuna dikkati çeken Gizligider, şunları söyledi:

“İhracatta Türkiye’nin planlaması dünyayı etkiliyor. Dünyanın 2’nci büyük makarna fabrikası Gaziantep’te. ‘Buğday ithal ediliyor’ tenkitleri var. Bir yandan da karartmalarla uğraşıyoruz.

Türkiye’nin 2002 yılında toplam ihracatı endüstriden tarıma, dokumadan makineye toplam 36 milyar dolardı. 2022 yılı prestijiyle dünyadaki ekonomik daralmalara karşın Türkiye’nin ziraî ihracatı 30 milyar dolar oldu. Toplam ihracat 254 milyar dolar oldu. Bizim yapacağımız her şey kelebek tesiriyle dünyayı etkileyecek. Asya, Avrupa ve Avrupa’yı direkt etkileyecek seviyede.”

‘DOMATES İSTANBUL’A GELENE KADAR 22 TL’YE ÇIKIYOR’

Gizligider, kontratlı üretim sistemiyle çiftçinin rahat etmesi, tedarikçinin riskle karşılaşmamasının hedeflendiğini söyledi. Eserin tarladan çıkış fiyatı ile tüketiciye ulaştığındaki fiyat farkını ‘yorgun domates sendromu’ örneğiyle anlatan Gizligider, şöyle konuştu:

“Antalya’dan kara yoluyla yola çıkan domates 800 kilometre sonra İstanbul’a girdi. Domates sıfır lira olarak çıksa Antalya’dan, İstanbul’da halden çıkışı 22 lira. Üretici sıfır kazanıyor, tüketici 22 liraya yiyor. Bunu biz çözeceğiz. O denli ya da bu türlü Türkiye 1960’lardan bugüne göç eğilimi içerisinde. Endüstrileşme, refahtan hissesini artırma ve kültürel sebeplerle büyükşehirlere göç var. Biz buna mani olamadık. İstanbul’da tarım, iskan, nefes alacak yer kalmadı. Kent çeperleri yakınlarına ziraî faaliyeti ağırlaştırma kapsamında Organize Tarım Bölgeleri (OTB) kurulacak. Sera sistemi olacak. 5 yıl içinde 100 tane yapacağız. İç tüketimde dikkatli olmamız lazım. O yorgun domates yorulmadan birkaç kilometre öteden tüketilsin.”

‘TOPRAKLARI ÜRETİME KAZANDIRACAĞIZ’

Gizligider, üretim planlamasıyla çiftçinin desteklemelerinin belirleneceğini, hangi bölgede üreticilere ne kadar takviye sağlanacağının planlanacağını lisana getirdi. Uzun yıllar ‘Atıl tarım toprakları ekilsin’, ‘Boş arazi kalmasın’ üzere telaffuzların yaygın kullanıldığını anlatan Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Gizligider, şöyle devam ettİ:

“Neticede özel mülkiyet hukuku var. Bu kapsamında, kardeşler farklı vilayetlere gitmiş bir formda anneden, babadan, kalan tarla, toprak, bağ var ancak mülkiyet, miras hukuku cilveleriyle bunları işleyemiyoruz. Buna dair uygulama yaptık. 5 Nisan 2023 prestijiyle tarih başladı.

2 yıl içerisinde rastgele bir toprak modülü işlenmiyorsa, kiraya vermiyorsa, kendi üretmiyorsa, rastgele bir sebeple işlenmiyorsa bir usul belirledik. Evvel o toprağı en yakın yerleşim yerinden başlamak üzere hane hane büyüyerek dijital kiralama usulüyle kiralayacağız. O toprakları üretime kazandıracağız. Onun da çıkarı kişi ya da şahısların banka hesabına yatırılacak. Şahıslar de para kazanacak. Boş yerlerimiz kalmasın istiyoruz.” (DHA)