Muharrem İnce’den Mehmet Ali Çelebi açıklaması: Bu siyasetle açıklanamaz

Memleket Partisi önderi Muharrem İnce, Memleket Partisi’nden ayrılan ve eski CHP’li Mehmet Ali Çelebi’nin, AKP’ye geçmesiyle ilgili konuştu. İnce, “Bu siyasetle açıklanamaz, bu olsa olsa hekimlerin işi olur” sözlerini kullandı.

Memleket Partisi Genel Lideri Muharrem İnce, Bursa ilçeleri seyahatinde, İznik’te Ayasofya mescidinde cuma namazı kıldı. Akabinde esnaf ziyaretinde bulundu.

“BU SİYASETLE AÇIKLANAMAZ, BU OLSA OLSA HEKİMLERİN İŞİ OLUR”

Memleket Partisi önderi Muharrem İnce, İznik’te Ayasofya  mescidinde kıldığı cuma namazı çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtladı. İnce, partisinden ayrılan ve AKP’ye geçen Mehmet Ali Çelebi hakkında şu değerlendirmeyi yaptı:

“1984 doğumlu genç bir isim olduğunu belirterek, CHP’den istifa etti bizim partimiz Memleket Partisi’nde yola devam kararı aldı. Sonra bizden de istifa etti Ak Parti’ye gitti. Birincisi biz partiyi kurduğumuzda bir MYK toplantısında dedim ki Memleket Partisini payanda olmak için kurmadık.

Millet İttifakına ya da Cumhur İttifakına köşeye oturalım 3-5 milletvekili pazarlığı için kurmadım. Biz bunu tek başına seçimi kazanacak cumhuriyetçi, Atatürkçü, yurtsever bir parti olmak için kurduk. Lakin benim her şeye karşın asla Cumhur İttifakı ile olamayız. Zira 20 yıldır bu memleketi çok berbat yönetiyorlar.

O günden Mehmet Ali Çelebi gönül bağını evvel benimle kopardı. Çok kısa mühlet içinde de istifa etti. Demek ki o aklından geçiriyormuş aslında. Bizim aklımızdan bunlar hiç geçmediği için. Yazık üzülüyorum yalnızca. Yani Ergenekon Balyoz sürecinde Silivri mahkemelerinde ona en çok dayanak olanlardan birisiydim.

Tabii ki ona değil, tüm bozuk tertibe karşı çıkmak için yaptım bunları. Bugün olsa tekrar yapardım. O yüzden burada ceza aldım. Yargılandım. O FETÖ’cü yargıçlara savcılara karşı direndiğimiz için yargılandım. O günlerde Silivri’nin önlerinde miting yaparken, yargılanırken, diretirken, FETÖ’cülere karşı.

Sonra bir şey oldu, sayın Kılıçdaroğlu nikah şahidi oldu. Bunu milletvekili yaptı. Yani o günlerde de Recep Tayyip Erdoğan ben bu Ergenekon davasının savcısıyım diyordu. Sayın Çelebi’ye şunu söylemek isterim; Seni Silivri zindanlarında savunan Muharrem İnce’nin yanında olmadın, seni milletvekili yapan Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanında olmadın, ben o davanın savcısıyım diyen Tayyip Erdoğan’ın yanında oldun. Bu siyasetle açıklanamaz, bu olsa olsa hekimlerin işi olur.”

“ONU BİLMİYORUM BENİ SORACAK OLURSAN MUHARREM İNCE OLACAK”

Gazetecilerin Millet İttifakı’nın adayı kim olmalı sorusuna, “Onu bilmiyorum, lakin Memleket Partisi’ni soruyorsan, Muharrem İnce olacak” diyen İnce, “Kılıçdaroğlu’nun talihini soran gazetecilere, “Bunu bilemiyorum. Barometre değilim” tabirlerini kullandı.

“TOPLUMU MANİPULE ETTİKLERİNİ SÖYLÜYORUM”

Yapılan anketleri de kıymetlendiren İnce, “Yalancı anket şirketlerinin toplumu manipüle ettiklerini söylüyorum. Hepsini yazmışlar, bir tek Memleket Partisi yok. Sonra da öbürleri diyor 5,6. Bunlar sokak ankettir. Türkiye’yi karış karış geziyorum. Yarın İstanbul’dayım. Allah’ın müsaadesi ile biz bu ipi göğüsleyeceğiz” biçiminde konuştu.

“ADAY GÖSTERİRLERSE KOŞULLARIM VAR”

Millet İttifakı’nın adayı olursa koşullarının olduğunu söyleyen İnce, “Bir bana oy verecekler. İki sandıkta oy vermemezlik yapmayacaklar. Hazineden aldıkları paraları harcayacaklar. Kendi afişleri değil, Cumhurbaşkanı adayının afişlerini asacaklar. Dört sandıklara sahip çıkacaklar. Beş seçim gecesi iftira atmayacaklar. Seçim gecesi neredeydin sandıklara sahip çıkmayıp sonra da seçim gecesinden itibaren yıpratmaya başlamayacaklar. Seçimden sonra ola ki kaybedersek tuvaletin önüne oturtmayacaklar. 7 bana yakın olan insanları partiden atmayacaklar. Bunları yaparlarsa kabulüm” diye konuştu.

“ŞİMDİ TOPLUMSAL MEDYAYI DA ELE GEÇİRMEYE ÇALIŞIYORLAR”

TBMM’den geçen yeni dezenformasyon yasası ile ilgili soruya ise İnce, “Medyayı ele geçirmişlerdi, artık toplumsal medyayı ele geçirmek istiyorlar. Palavra bilgi yanlış bilgi. En büyük palavra bilgiyi Recep Tayyip Erdoğan veriyor. Zonguldak Üniversitesi’ni biz açtık diyor. 1071’de Romen Diyojen’in gülleler attığını söylüyor o tarihte gülle yoktu. Palavraysa en büyük yalancı kendisi. Bir gazete 365 günün 302 günü emekliye müjde diye haber yaptı. Bütün bunlar oldu. Belediyeler PKK’ya yardım ediyor dedi hiç bir belediyeden bir şey çıkmadı. Bunları söyledi. Mescitte içki içtiler dedi İmajları Cuma yayınlayacağım dedi 500 Cuma geçti hiç birini yayınlayamadı. Birisi çıktı deri elbiseliler vardı üzerime işedi dedi. Manzaralar var dediler hiç birisi çıkmadı. Ceza alacaksa bunların alması lazım. Palavra haberden yıpratıcı haberden toplumu manipüle edici haberden 1 yıldan 3 yıla kadar ceza verilecekse AKP’de adam kalmaz” açıklamasında bulundu.