Ekonomi

Murat Ülker kaleme aldı: Bardağın dolu tarafına bakarak iyimser olmak mı?

Paylaş:

İş insanı Murat Ülker, Ipsos Araştırma Şirketi’nin 10 bin kişiyle yaptığı “Türkiye’yi Anlama Kılavuzu” anketinin sonuçlarına ilişkin bir yazı kaleme aldı. Ülker yazısında ekonominin ülke sorunlarına ilişkin çözülmesi gereken birinci sorun olduğunu ifade etti.

İşte Murat Ülker’in ‘Bardağın dolu tarafına bakarak iyimser olmak mı?’ başlıklı o yazısı;

TÜRKİYE’Yİ ANLAMAK İÇİN BİR KILAVUZ

Bu hafta size Ipsos’un Türkiye’yi Anlama kılavuzunu yorumlamaya çalışacağım. 10bin kişiyle yapılan görüşmelere dayanan bu araştırma, toplumumuzun farklı konulara bakışlarını ortaya koymayı, davranışlarını ve alışkanlıklarını anlamayı ve zaman içindeki değişimi takip etmeyi hedefliyor. “Türkiye’nin şu anki durumundan memnuniyetiniz?” sorusuna 2020’de memnun değilim cevabını verenler % 40 iken Haziran 2022’de bu oran % 79’a çıkmış. “Yurt dışında yaşamayı isterim” diyen 17-25 yaş arası gençlerin oranı 2020’de % 29 iken bu oran 2022’de % 34’e yükselmiş. Yazımı okuduğunuzda bu tür birçok sonucu ve de tarafımdan nasıl yorumlandığını öğreneceksiniz. Ayrıca araştırmada “Türkiye’deki en güçlü 5 tutum” başlığı altında bir takım özellikler sayılmış. Onları da yazıp yine yorumlamaya çalıştım. Sonuçta da genel bir yorum yaptım. Dedim ki: “Bardağın boş tarafından mı bakalım yoksa dolu tarafından mı?”. Sizce ne demişimdir?

BARDAĞIN DOLU TARAFINA BAKARAK İYİMSER OLMAK MI?

Ipsos araştırma şirketi 2005 yılından bu yana yaptığı Türkiye’yi Anlama Kılavuzu’nda düzenli olarak toplumumuzun farklı konulara bakışlarını ortaya koymayı, davranışlarını ve alışkanlıklarını anlamayı ve zaman içindeki değişimi takip etmeyi hedefliyor. Araştırmalarda dikkat ettiğim konu araştırma şirketinin araştırmayı hangi amaçla yaptığı, seçilen örneğin temsil kabiliyetidir.

Ipsos bu araştırmasını Tüketici Panelleri’ne üye 35 ilden 10bin birey ile gerçekleştirmiş. Önemli olan tabii örneklemin sayısı yanında nasıl seçildiği ve neyi, ne kadar temsil ettiğidir. Bu çok bilinen bir örnekleme gerçeğidir. Burada tüm Türkiye’yi temsil etmek için seçilen örneğin de temsili olduğunu düşünebiliriz. Tüketici panelinde örneklem belirli aralıklarla marketlerden yaptıkları satın almalara dayalı davranışları ölçülen insanlardan oluşan grup demektir. Bu yeni araştırmada tek sorun örneklemin aslında tüketici paneli için oluşturulmuş olup; aynı örneğe toplumsal konuların sorulmasıdır, daha doğrusu araştırmanın bir tür türev araştırma oluşudur. Bu da analizin daha dikkatli yapılmasını gerektirir. Ipsos’un böyle bir dikkatle analiz yaptığını düşünerek sonuçları kullanabileceğimizi düşünürüm. Araştırmanın uzun yıllardan beri tekrarlanıyor olması da güven sağlayan diğer bir unsur.

Çoğu araştırmayı okursunuz da hepsinin sonuçlarını kullanmayı tercih etmezsiniz, soruşturmak istersiniz. Ben uzmanlardan da görüş alırım, daha sonra tüm bunları değerlendirir ve kendi kanaatimi kullanırım. Bu işlerimizde karar alırken de böyledir, bir veriyi paylaşırken de böyledir. Herkesin böyle davranması lazım çünkü bugün araştırmalar ve istatistiki sonuçlar rahatlıkla manipülasyon amaçlı kullanılabilmektedir.

Ipsos’un araştırmasında öncelikle “ülkeye ait genel durum” başlığı altında ekonomi, işsizlik, memnuniyet soruları sorulmuş.

“Türkiye’nin şu anki durumundan memnuniyetiniz?” sorusuna 2020’de memnun değilim cevabının verenler % 40 iken Haziran 2022’de bu oran % 79’a çıkmış. Ülkenin mevcut durumundan memnuniyetsizliğimiz konusunda bir mutabakat var.

Toplumun çabuk tepki vermesi bir karakter özelliği, bu da ilerlemek için faydalı bir şeydir.

Yakın gelecekte ülkenin durumu daha kötü olacak diyenlerin oranı 2020’de % 30 iken bu Haziran 2022’de % 74’a çıkmış.

Ülkenin geleceğine dair karamsarlığın hakim olduğu görülüyor.

Bu büyük bir sorundur. Bilakis geleceğe ümitle bakmalıyız.

“Türkiye’nin en önemli sorunu nedir?” sorusuna Aralık 2015’te % 34 terör, % 20 ekonomi diye cevap verirken, aynı soruya Aralık 2020’de % 45 ekonomi, % 45 Covid19 diye cevap verilmiş. Haziran 2022’de ise bu oranlar ekonomi için % 85, covid19 için % 5 olmuş.

Çözülmesi gereken sorunumuzun ekonomi olduğu aşikar!

Bunu ekonomi olarak değil, fakat herkesin kolayca anlayabileceği bir şekilde izah etmemiz lazım. Sorunumuz hayat pahalılığı ve işsizliktir. Bunun temelinde yatan ise cehalet.

Hangi konuda rekabetçi üstünlüğümüz var? “Yetkili ve sorumlularımızın hangi konuda belirgin meziyetleri ve liyakatları var?” diye düşünenler de var tabi ki.

“Ne iktidar, ne muhalefet, ne de uzman kadrolarımız (bürokrat ve teknokratlarımız) işlerin nasıl düzeleceği konusunda net bir şey ifade edemediği için insanımızda gelecek endişesi artıyor” diyenler olduğu gibi.

Harcama kısmında 2020 ile benzer durum söz konusu.“Son bir yılı düşündüğünüzde hiç tasarruf yaptınız mı?” sorusuna 2020’de % 42 hayır derken, bu oran 2022’de sadece 3 puan artarak % 45 olmuş.

Galiba artık daha ziyade beyaz/kahverengi eşya gibi dayanıklı tüketim mallarına harcama yapmayıp küçük anlık mutluluklara paramızı harcıyoruz.

Kredi kullananların geciken borcu ise %27!

Piyasadaki finansör ve satıcılar ise bunu kabullenip çözmek için aksiyon almıyorlar. Hane halkının geciken borçları için piyasadaki çözümler onları daha içinden çıkılmaz bir girdaba sürüklüyor.

“İmkanım olsa yurtdışında yaşamayı tercih ederim” ifadesine en fazla olumlu yanıtı gençler veriyor ve “yurt dışında yaşamayı isterim” diyen 17-25 yaş arası gençlerin oranı 2020’de % 29 iken bu oran 2022’de % 34’e çıkmış.

Başka bir ülkede yaşama isteğinin gençlerde daha yüksek olmasını anlamak mümkün; ama mühim olan gençlere alternatif sunabilmektir. Gençlerin büyüdükleri evde kalmaları beklenemez, çünkü yetişkin hale gelmeleri için koltuk değneklerinden (anne/baba) kurtulmaları gerekir.

Ipsos’un araştırmasının ikinci bölümünde “Türkiye’deki en güçlü 5 tutum” başlığı altında bir takım özellikler sayılmış. Rapor içeriğinde bunların trendler olduğu söylenmiş. Açıkçası araştırma raporunda tüm bu tutumların hangi diğer tutumlara göre daha yukarıda olduğunu gösteren bir tutumlar ya da ifadeler seti yok, aynı zamanda bunların nasıl bir analiz sonucunda öne çıktığını görmek de mümkün değil. Ama hepsi akla yatkın, çok da yabancı olmadığımız başlıklar.

Sosyal medya düşkünü: “Evimde internetim var” diyen %81, “her gün kullanıyorum” diyen %93, 2-4 saat arası kullanan %55, 5 saat ve üstü kullanan %31. TV izleme azalıyor gibi görünse de aynı içeriğin örneğin dizilerin Youtube’dan izlenmeye kaydığı görülüyor. Sosyal medya kullanma eğilimi artarak devam edecek, fakat eksik olan yerleşmiş bir sosyal medya geleneğimiz ve ahlakımız olmamasıdır. Halbuki bunun ilkokuldan itibaren öğretilmesi ve insanların sorumlu bilinçle davranması lazımdır.

Geçmişe özlem; “Eski tat ve lezzetleri özlüyorum” diyenler 2006’da % 62 iken 2022’de %79’a çıkmış. “Eskiden insanlar daha erdemli, ahlaklı ve kibardı” diyenler yine aynı yıllar arasında % 74’ten % 78’e çıkmış. “Eskiden insanların daha mutlu olduğunu düşünüyorum” diyenler ise % 71’den % 79’a yükselmiş. Sanırım geçmişe bu kadar özlem sadece bizim milletimizde görülen bir özellik, çünkü şanlı bir geçmişimiz var. Fakat özlemimiz geçmişimizden daha iyi bir gelecek planlamak olmalıdır. Ama bunu gelecekte geçmişi yaşayarak yapmamalıyız. Dünya dönüyor, kuşaklar değişiyor. Tüm kalıcı başarılı fikirler, hatta toplumlara umut olan hakiki mürşitler, peygamberler bile hep devrimci yeni inanç ve düşüncelerin temsilcisi olmuşlardır. Zaten bizim eksiğimiz de bu; gençlere bir gelecek tasavvuru sunamıyoruz.

Kendini bir gruba ait hissetmek; “Belli bir gruba/sosyal çevreye ait olmak beni güçlü hissettirir” diyenlerin oranı 2020’de % 22 iken, 2022’de % 23 olmuş. Ben hayatımın çeşitli evrelerinde bazı grupların fikir ve davranışlarının kısmen benimle örtüştüğünü hissediyorum. Ama hiçbir zaman kendimi bir gruba ait hissetmedim. Araştırma sonuçlarına göre ben teferrüd ediyorum. Ama zaten hep öyle değil mi?

İnançlı olmak: Araştırma her 10 kişiden 8’inin kendini inançlı olarak tanımladığını, inançlı sayısının da bu noktada zaman içinde sabitlendiğini gösteriyor. Evet bu bir netice ama gerçekte neye inanıyoruz, ne kadar sağlam inanıyoruz? Yoksa bu inandıklarımız sadece hurafe, totem, önyargıdan mı ibaret?

Çevreye duyarlılık: Böyle görünüyoruz, ama gerçekten bu konuda en çok görülen hareket sözünün eri olamamaktır, Onun için önceliklerimizi toplumun ihtiyaçlarıyla örtüştürmemiz gerekmektedir.

Sonuç olarak şunu söylemek isterim:

Tabii ki sadece sayısal bir araştırmadan yola çıkarak Türkiye’yi anlamak mümkün değildir. Ama hangi araştırma olursa olsun araştırmaları yaparken ve sonuçlarını değerlendirirken bardağın yarısı boş yaklaşımı bizim için çözümü görmeyi, geleceğe umutla bakmayı sağlamayacak. Tam tersi bir yaklaşım benimsenmesini öneririm. Yani özgün, farklı, rekabetçi özelliklerimizi geliştirecek, gelecek için umut vadedecek, insanlara umut verecek ve motive edecek bir yaklaşım benimsenmelidir. Yoksa felaket tellallığı yapmak bir işe yaramaz. Yani araştırmaları okurken “yarısı dolu” mantığı ile okumak daha geliştirici oluyor. Ben kendim öyle yapıyorum.

Paylaş:

Sağlık İçin Kızılötesi Karbon Isı Boyası
Canlıların, özellikle de insanların sağlıklı yaşayabilmek için kızılötesi ışınlara ihtiyaçları vardır. Ancak bir aylık bir sürede yoğun bir şekilde alınan güneş ışınlarının depolanması mümkün değildir. On iki ay boyunca alınacak terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ise sayısız fayda sağlar.

  • Hücre sisteminin yenilenme gücünü artırır,
  • Kan dolaşımını hızlandırır,
  • Kronik yorgunluğu azaltır,
  • Bağışıklık sistemini güçlendirir,
  • Astım, alerjik rinit gibi solunum yolu rahatsızlıkları olan hastalar için en sağlıklı ısıtma sistemidir,
  • Kas ağrıları, sırt ağrıları ve eklem rahatsızlıklarını azaltır,
  • Bazı kanser türlerinin gelişimini engelleme özelliğine sahiptir,
  • Şeker hastalıklarının yan etkilerini azaltır,
  • Fizyoterapi tıp merkezlerinde doğrudan kullanılır.

Tıbbi araştırmalar, uzun dalga boyundaki ışınların terapi etkisi yaptığını, hiçbir zararlı yan etkisinin olmadığını ve insan vücudu için en uygun sıcaklığı sağladığını göstermiştir. Uzun dalga boyunda, terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ile ısıtma sistemi olarak geliştirilmiş olan SRN  Kızılötesi Isı Boyası, güneşin altında ısınma hissini on iki ay sağlamaktadır. SRN Kızılötesi Isı Boyası, uygulandığı ortamı sadece ısıtmakla kalmaz; aynı zamanda bir fizyoterapi merkezine çevirerek, içinde yaşayanların sağlığına katkıda bulunur.
Uzun dalga kızılötesi, radyan ısıdır; yüzünüzde güneşin veya odun ateşinin sıcaklığını hissetmekle aynı histir. Hatta kendi vücudumuzun da yaydığı ısı türüdür. İnsanlığın bildiği en temel ısınma şeklidir. Önce objeleri ısıttığı, ısınan objelerin de ısı yayarak çevreyi sıcak tuttuğu için binlerce yıldır tercih edilmiştir.
Bugün, yüksek enerji verimliliğine sahip SRN Kızılötesi Isıtma Teknolojisi, estetik ve konforlu bir şekilde radyan ısıyı çevre dostu olarak kolayca tekrar kullanabilmemizi sağlamaktadır.
Geçtiğimiz yüzyılda insanoğlunun konforlu olması sebebiyle tercih ettiği konvansiyonel ısıtma sistemlerinin (petek, klima vb.); yakın gelecekte yerini tekrardan kızılötesi ısıtma sistemlerine bırakması kaçınılmazdır.
SRN KIZILÖTESİ KARBON ISI BOYASI HAKKINDA BAZI BİLGİLER

  • SRN Kızılötesi Isı Boyası havayı kurutmaz ve havayı değil sizi ısıtır.
  • 24 V Elektrik ile çalışan Kızılötesi Isı Boyası sistemi yenilenebilir enerji kaynaklarıyla kombine çalışabilir. (Güneş ve Rüzgar enerjisi)
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası Üstüne duvar kağıdı,sıva ve boya gibi ürünler ile uygulanabilir özelliklere sahip bir üründür.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası’nın boyandığı ortamda nem ve küf olmaz.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası mekanik tesisat ve bakım gerektirmeye bir üründür.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası anında ısınma ve homojen ısı dağılımı sağlar.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası sağlıklıdır, nefes hastaları (bronşit vb) için en uygun ısıtma teknolojisidir.
  • Su bazlı karbon kaplamalar ek veya ana ısıtma da mükemmel olarak kullanılabilir.
  • Pars alüminyum tozu,pars bakır tozu,Pars Çinko Tozu,Pars Grafit Tozu,Pars Kurşun Tozu,Pars demir tozu,pars kurşun oksit,pars kurşun oksit sülyen,pars kurşun oksit mürdesenk,pars fire assay flux,pars nitrik asit,pars hidroklorik asit,pars sülfürik asit,pars hidrazin hidrat,pars kaolin,pars sepiyolit,sunsep,sundiyo,sunmag,pars zeolit,pars 67 mangan dioksit,pars85 mangan dioksit,hadjin yılan kovucu,parsvet yara tozu,pars lime sülfür,nanotozlar,yemkat.com,sunshield kaolin,sunshield sıvı kaolin,pars silisyum karbür,silisyum karbür,dmr74 mangan dioksit,pars magnezyum sülfat,pars magnezyum sülfat anhidrat,pars magnezyum sülfat monohidrat,pars magnezyum oksit,pars bakır sülfat,pars demir sülfat monohidrat,pars kalay sökücü,pars nikel sökücü,süren vollastonit tozu,pars volfram  tozu,pars molibden tozu,pars antimon oksit,pars potasyum hidroksit,pars potasyum silikat,kimyadeposu.com,claypacks.com,demsil silikajel,demsil kil paketi,demsil nem alıcı,nemal nem alıcı,pars sodyum metabisülfit,pars sodyum bisülfat,pars magnezyum nitrat,pars sodyum persülfat,pars kalsiyum sülfat,pars kalsiyum sülfat dihitrat,pars hayvan altlığı,pars sodyum lignosülfonat,pars maden tozları,pars metal tozları,pars yem katkıları,pars nanotozlar,pars çinko oksit,sunshield sıvı kaolen,süren titanyum tozu,pars bakır oksit,demsil silikajel,süren otocam çizik giderici,pars seryum oksit,süren ferro vanadyum tozu,pars spekülarit,süren bit-pire kovucu,süren bakır tozu,süren teknoloji,bakır tozu,
  • DMRSÜREN KİMYA LTD.ŞTİ
  • 05523307100-05325466184
  • www.kimyadeposu.com,www.claypacks.com,www.nanotozlar.com,www.netyerim.net
  • www.potasyumsilikat.net,www.kursunoksit.com,www.parsman.com.tr,www.parsgrafit.com.tr
  • www.parox.com.tr,www.sepiyolit.net,

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu