GüncelGündem

Naci Görür isyan etti: ‘Biz hükümet nezdinde görünmeyen varlıklarız’

Paylaş:

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Naci Görür, Kahramanmaraş merkezli depremlerin büyük yıkıma neden olduğu illerde yapılması gereken mikro-bölgeleme çalışmalarına dikkat çekerek, “Burada önce mikro-bölgeleme çalışması yapıp sonra kentleri yapalım, yerleştirelim. Zaten bu çalışma bize, nereye yerleşim yeri yapılır, nereye çok katlı, nereye az katlı yapı olur, nerede sıvılaşma olur, nerede yeşil alan olur, nereye havaalanı yapmak lazım gibi mekan kullanımını belirler. Bunun farkında olmadan ‘Haydi inşaat yapalım’ derseniz bir deprem gelir, bir daha vurur, aynı şeyleri tekrar yaşarız” dedi. Bölgede inceleme yapmaları için kendilerine davet gelmediğini belirten Görür, “Biz, yerel yönetimler ve hükümetin nezdinde yaşamayan, görünmeyen varlıklarız. Yani kimi insanlar beğendikleri için bir teşekkür ediyorlar ama öyle devlet olarak, resmiyet olarak bir şey yok” diye konuştu.

Görür, güncel fay hatları haritası konusunda akademisyenler arasında yaşanan tartışmaya ilişkin, “Ortada bir tartışma yok. Onu kim tartışmaya açtıysa bu işi bilmeyen insanlardır. Haritalar, oturup bir günde biri tarafından yapılmaz. Bu onlarca yılın, yani Türkiye Cumhuriyeti’nde neredeyse bir asırdır MTA’nın, üniversitelerin, Türkiye Petrolleri’nin, çeşitli araştırma kuruluşlarının emek vererek yıllar sonucunda ortaya çıkan, Türkiye jeolojisini ortaya koyan haritalardır. Elbette ki her şey zaman içerisinde teknoloji ilerledikçe yeni bulgularla yenilenir, ama hiçbir zaman temelden tartışmaya açılmaz. Onu tartışmaya açanlar, bu işi bilmeyen insanlar olabilir. Kesinlikle ciddiye alınmayacak bir konudur” dedi.

“Depremde Zarar Görmenin Bir Bileşeni De Halk”

Deprem konusunda merkezi ve yerel yönetimleri denetlemesi gerekenin halk olduğuna vurgu yapan Görür, şunları söyledi:

“Deprem bölgesinde halkın anlayacağı bir dilde depremsellikten bahsettik. Halkımız da bu kargaşa geçtikten sonra biraz sakinleşip, kendine gelip bu depremi, depremde olanları düşündüğü zaman biraz da kendini eleştirmesini bilmeli. Biraz da kendi içimize dönmeliyiz, biz ne yapıyoruz diye. Şimdi işin özünde, depremde zarar görmede bunun bir bileşeni de halkın kendisi. Biz hükümetleri, yerel yönetimleri suçluyoruz, müteahhitleri de tutukluyoruz. Bu önemli ölçüde doğru ama bir de halk olarak biz bu işler olurken bu konuya acaba biz müsaade ediyor muyuz, göz yumuyor muyuz, umursamıyor muyuz; bu da önemli. Belediye ile ilişkileri olan sadece müteahhit değil ki halkın kendisi. Eğer halkın kendisi bunları hoşgörüyle karşılamaz, imar ve iskan durumu depremselliğe göre yanlış yapmaz, kendi istemezse bunu yöneticilerden ve buna yabancı kalan merkezi ve yerel yönetim yöneticilerinin de demokratik anlamda yakasına yapışıp hesap sormazsa bu iş olmaz. Yani deprem kentindeki bir halk yapması gereken gibi davransa; sadece deprem geldiği zaman değil, deprem hiç ortada yokken bunun sahibi, bekçisi olsa bu işler zaten olmaz. Ama bizim halkımız böyle değil. İlla darbe yediğimiz zaman mı biz bu işlere sahip çıkacağız, hassas olacağız? Bu durum, aydın bir topluma, bilgi toplumuna yakışmıyor. 1999’dan beri ‘İstanbul depremi’ diye bağırıp çağırıyoruz. Halktan bu işe sahip çıkacak, merkezi ve yerel yönetimlerden talepte bulunacak bu tutarlılığı gördük mü? Yok. Deprem oldu, o korkudan dolayı gündem oluyor. Milletin sahip çıkmadığı, gözetmediği, denetlemediği bir yerde bu işler düzeltilemez. Bir ülkenin en önemli bileşeni halktır. Devletin de sahibi o, milletin sahibi de o. Hükümeti seçen de götüren de halk. Halka rağmen nasıl bir şey yapabiliriz? Bizim, yerbilimci olarak derdimiz bu.”

“Biz, Hükümet Nezdinde Görünmeyen Varlıklarız”

Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un deprem bölgesinde yeniden yapılaşma ve mikro-bölgeleme çalışmaları için kendisine ya da bir meslektaşına herhangi bir araştırma talebi ya da davet gelmediğini belirten Görür, şöyle konuştu:

“Biz, yerel yönetimler ve hükümetin nezdinde yaşamayan, görünmeyen varlıklarız. Yani kimi insanlar beğendikleri için bir teşekkür ediyorlar ama öyle devlet olarak, resmiyet olarak bir şey yok. İstanbul’da Deprem Bilim Kurulu’nda çalışıyoruz. Hükümetten öyle bir talep yok. Mikro-bölgeleme çok önemli bir konu, onu gündeme aldım, halka duyurmaya çalışıyorum. Depremleri durduramayacağımıza göre bizim artık deprem zararlarını azaltma çalışmaları yapmamız lazım. Depremde yıkılmayacağımız, acı çekmeyeceğimiz deprem dirençli kentler, yerleşim alanları oluşturmak zorundayız. Bunu demenin yolu da her kenti ilk iş olarak mikro-bölgeleme çalışması ile yerel yönetimlerin o bölgeyi, o kenti bu mikro-bölgeleme çalışmasının esaslarına göre yürütmesi. Yani bugün Türkiye’de sadece İstanbul ve İzmir’de yapılıyor. Burada zaten her taraf yıkılmış, bu bir fırsat o zaman. Burada önce mikro-bölgeleme çalışması yapıp sonra kentleri yapalım, yerleştirelim. Zaten bu çalışma bize, nereye yerleşim yeri yapılır, nereye çok katlı, nereye az katlı yapı olur, nerede sıvılaşma olur, nerede yeşil alan olur, nereye havaalanı yapmak lazım gibi mekan kullanımını belirler. Bunun farkında olmadan ‘Haydi inşaat yapalım’ derseniz bir deprem gelir, bir daha vurur, aynı şeyleri tekrar yaşarız. Bunun bir anlamı olmaz.”

“Artçı Depremler 1 Yıl Kadar Devam Edebilir”

Naci Görür, bölgede süren artçı depremlere ilişkin de şu bilgileri verdi:

“Korkuya bir çare yok. Her insan korkar ama yapacak bir şey yok. Korkmamız, gerçekleri duymamak olamaz. Bizim insanlarımızın korktuğunu ben düşünmüyorum. Önlem alınmalı, böylece korkunun yarattığı sorundan kaçınılmış olur. 6’lar mertebesinde, 7’den küçük artçılar olabilir; bu, genel bir kaidedir. Yani bir yerde 7’nin üzerinde büyük bir deprem olmuşsa artçılar da en fazla 7’ye kadar olur. Artçılar, büyük depremin enerjisini büyük ölçüde boşalttıktan sonra, orada olan, etraftaki kimi kırıkların yüklenmeyle kırılmalarına bağlıdır. Onlar da daha küçük olacaktır. Dolayısıyla 6’lar mertebesinde depremler olabilir. Zaman geçtikçe bu 5’e, 4’e, 3’e, 2’ye düşer. Ondan sonra zaten hissetmezsin. Bu süreçte ben tahmin ediyorum ki böyle iki büyük depremden dolayı bir seneyi geçebilir. Çok küçük olanlar binalara etki etmez ama 5’lik, 6’lık depremler hasarlı binaların yıkılmasına neden olur. Tüm binaların da biraz yorulmasına neden olur. Onun için AFAD hasar tespit yapıyor, eğer gerçekten kötü durumda yapılar varsa onlar yıkılacak, hasarı çok yapısal olmayanlara da müsaade edecekler. O artçı depremler de zaten onları yıkamayacak durumda olacak.”

“Fay Haritaları Konusunda Tartışmaya Açık Bir Durum Yok”

Görür, güncel fay hatları haritası konusunda akademisyenler arasında yaşanan tartışmayı ise şöyle değerlendirdi:

“Ortada bir tartışma yok. Onu kim tartışmaya açtıysa bu işi bilmeyen insanlardır. Haritalar, oturup bir günde biri tarafından yapılmaz. Bu, onlarca yılın, yani Türkiye Cumhuriyeti’nde neredeyse bir asırdır MTA’nın, üniversitelerin, Türkiye Petrolleri’nin, çeşitli araştırma kuruluşlarının emek vererek yıllar sonucunda ortaya çıkan, Türkiye jeolojisini ortaya koyan haritalardır. Elbette ki her şey zaman içerisinde teknoloji ilerledikçe yeni bulgularla yenilenir ama hiçbir zaman temelden tartışmaya açılmaz. Onu tartışmaya açanlar, bu işi bilmeyen insanlar olabilir. Kesinlikle ciddiye alınmayacak bir konudur.”

Paylaş:

Sağlık İçin Kızılötesi Karbon Isı Boyası
Canlıların, özellikle de insanların sağlıklı yaşayabilmek için kızılötesi ışınlara ihtiyaçları vardır. Ancak bir aylık bir sürede yoğun bir şekilde alınan güneş ışınlarının depolanması mümkün değildir. On iki ay boyunca alınacak terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ise sayısız fayda sağlar.

  • Hücre sisteminin yenilenme gücünü artırır,
  • Kan dolaşımını hızlandırır,
  • Kronik yorgunluğu azaltır,
  • Bağışıklık sistemini güçlendirir,
  • Astım, alerjik rinit gibi solunum yolu rahatsızlıkları olan hastalar için en sağlıklı ısıtma sistemidir,
  • Kas ağrıları, sırt ağrıları ve eklem rahatsızlıklarını azaltır,
  • Bazı kanser türlerinin gelişimini engelleme özelliğine sahiptir,
  • Şeker hastalıklarının yan etkilerini azaltır,
  • Fizyoterapi tıp merkezlerinde doğrudan kullanılır.

Tıbbi araştırmalar, uzun dalga boyundaki ışınların terapi etkisi yaptığını, hiçbir zararlı yan etkisinin olmadığını ve insan vücudu için en uygun sıcaklığı sağladığını göstermiştir. Uzun dalga boyunda, terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ile ısıtma sistemi olarak geliştirilmiş olan SRN  Kızılötesi Isı Boyası, güneşin altında ısınma hissini on iki ay sağlamaktadır. SRN Kızılötesi Isı Boyası, uygulandığı ortamı sadece ısıtmakla kalmaz; aynı zamanda bir fizyoterapi merkezine çevirerek, içinde yaşayanların sağlığına katkıda bulunur.
Uzun dalga kızılötesi, radyan ısıdır; yüzünüzde güneşin veya odun ateşinin sıcaklığını hissetmekle aynı histir. Hatta kendi vücudumuzun da yaydığı ısı türüdür. İnsanlığın bildiği en temel ısınma şeklidir. Önce objeleri ısıttığı, ısınan objelerin de ısı yayarak çevreyi sıcak tuttuğu için binlerce yıldır tercih edilmiştir.
Bugün, yüksek enerji verimliliğine sahip SRN Kızılötesi Isıtma Teknolojisi, estetik ve konforlu bir şekilde radyan ısıyı çevre dostu olarak kolayca tekrar kullanabilmemizi sağlamaktadır.
Geçtiğimiz yüzyılda insanoğlunun konforlu olması sebebiyle tercih ettiği konvansiyonel ısıtma sistemlerinin (petek, klima vb.); yakın gelecekte yerini tekrardan kızılötesi ısıtma sistemlerine bırakması kaçınılmazdır.
SRN KIZILÖTESİ KARBON ISI BOYASI HAKKINDA BAZI BİLGİLER

  • SRN Kızılötesi Isı Boyası havayı kurutmaz ve havayı değil sizi ısıtır.
  • 24 V Elektrik ile çalışan Kızılötesi Isı Boyası sistemi yenilenebilir enerji kaynaklarıyla kombine çalışabilir. (Güneş ve Rüzgar enerjisi)
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası Üstüne duvar kağıdı,sıva ve boya gibi ürünler ile uygulanabilir özelliklere sahip bir üründür.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası’nın boyandığı ortamda nem ve küf olmaz.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası mekanik tesisat ve bakım gerektirmeye bir üründür.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası anında ısınma ve homojen ısı dağılımı sağlar.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası sağlıklıdır, nefes hastaları (bronşit vb) için en uygun ısıtma teknolojisidir.
  • Su bazlı karbon kaplamalar ek veya ana ısıtma da mükemmel olarak kullanılabilir.
  • Pars alüminyum tozu,pars bakır tozu,Pars Çinko Tozu,Pars Grafit Tozu,Pars Kurşun Tozu,Pars demir tozu,pars kurşun oksit,pars kurşun oksit sülyen,pars kurşun oksit mürdesenk,pars fire assay flux,pars nitrik asit,pars hidroklorik asit,pars sülfürik asit,pars hidrazin hidrat,pars kaolin,pars sepiyolit,sunsep,sundiyo,sunmag,pars zeolit,pars 67 mangan dioksit,pars85 mangan dioksit,hadjin yılan kovucu,parsvet yara tozu,pars lime sülfür,nanotozlar,yemkat.com,sunshield kaolin,sunshield sıvı kaolin,pars silisyum karbür,silisyum karbür,dmr74 mangan dioksit,pars magnezyum sülfat,pars magnezyum sülfat anhidrat,pars magnezyum sülfat monohidrat,pars magnezyum oksit,pars bakır sülfat,pars demir sülfat monohidrat,pars kalay sökücü,pars nikel sökücü,süren vollastonit tozu,pars volfram  tozu,pars molibden tozu,pars antimon oksit,pars potasyum hidroksit,pars potasyum silikat,kimyadeposu.com,claypacks.com,demsil silikajel,demsil kil paketi,demsil nem alıcı,nemal nem alıcı,pars sodyum metabisülfit,pars sodyum bisülfat,pars magnezyum nitrat,pars sodyum persülfat,pars kalsiyum sülfat,pars kalsiyum sülfat dihitrat,pars hayvan altlığı,pars sodyum lignosülfonat,pars maden tozları,pars metal tozları,pars yem katkıları,pars nanotozlar,pars çinko oksit,sunshield sıvı kaolen,süren titanyum tozu,pars bakır oksit,demsil silikajel,süren otocam çizik giderici,pars seryum oksit,süren ferro vanadyum tozu,pars spekülarit,süren bit-pire kovucu,süren bakır tozu,süren teknoloji,bakır tozu,
  • DMRSÜREN KİMYA LTD.ŞTİ
  • 05523307100-05325466184
  • www.kimyadeposu.com,www.claypacks.com,www.nanotozlar.com,www.netyerim.net
  • www.potasyumsilikat.net,www.kursunoksit.com,www.parsman.com.tr,www.parsgrafit.com.tr
  • www.parox.com.tr,www.sepiyolit.net,

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu