NASA fotoğrafındaki gizem! Kayıp halkayı mı keşfetti?

Sadece samanyolu galaksisi içerisinde, patlayan yıldızlardan geriye kalmış yüz milyon kadar küçük kara delik olduğu düşünülüyor. Evren ise, süper büyük kara delikler ile dolu.
Bu süper büyük kara deliklerin bazıları Güneş’in kütlesinden milyonlarca hatta milyarlarca kat daha büyük. Bu dev kütleler, galaksilerin merkezinde yer alıyor. Peki bu iki tür kara deliğin arasında kayıp bir halka olduğunu biliyor muydunuz?
Bu kayıp halka, orta boydaki kütleye sahip kara delikler olarak adlandırılıyor. Bunlar, güneşimizden yüzlerce veya binlerce kat fazla kütleye sahip. Astronomlar NASA’nın emektar Hubble Uzay Teleskobunu kullanarak, bu dev objelerden birini keşfetmiş olabilir.
Dünya’dan 6 bin ışık yılı uzaklıktaki Messier 4 yıldız kümesinin merkezindeki yıldızlar, tıpkı bir arı kovanının çevresinde uçan arılar gibi davranıyor. Yıldızların bu sıra dışı hareketliliğinin sebebinin ise, merkezlerindeki “orta boylu” bir kara delik olabileceği düşünülüyor.
Hubble’ın 12 yıllık gözlemine dayanarak tahminde bulunan araştırmacılar, yıldız kümesinin merkezindeki kara deliğin kütlesinin, Güneşimizin kütlesinden 800 kat büyük olabileceğini öngörüyor. Eldeki bulgular, “kayıp halkayı” bulduğumuza işaret etse de, hubble bu gizemi çözmek için kozmosu izlemeyi sürdürüyor.
Güneş’ten 50 bin kat daha büyük
Kendisine çok yaklaşan bir yıldızı parçalamasının yol açtığı parlamayı inceleyen gök bilimciler, kara deliğin kütlesinin Güneş’in 50 bin katı olduğunu hesap etti.
Daha önceden defalarca incelenen dev kütleli kara deliklerin büyük galaksilerin merkezinde bulunduğu, yıldızlardan biraz daha büyük kütleye sahip küçük kara deliklerin ise büyük bir yıldızın sönmesi sonucu oluştuğu ifade ediliyordu.
Orta büyüklükteki kara deliklerse, bu yönde yapılan araştırmalarda “kayıp halka” olarak nitelendiriyordu.
NASA ve ESA’nın çalışmaları 1999’da başladı
Gök bilimcileri 2006 yılında saptadıkları x ışını parlamalarının, kara noktaları işaret edip etmediği konusunda emin olamamış, söz konusu verilerin Samanyolu’ndan mı yoksa başka bir galaksiden mi geldiğini belirleyememişti.