O enkazla birlikte tahminen gitti beşerler

CHP Adana Milletvekili Jeoloji Yüksek Mühendisi Dr. Müzeyyen Şevkin, sarsıntıya seçim bölgesi Adana’da yakalandı. Konutuna 300 metre uzaklıkta bir apartman çöktü. O apartmanda hayatını kaybedenlerden birisi de, o sabah ziraat mühendisi olarak işe başlayacak 25 yaşında bir bayandı. Enkazlar ortasında “Kurtarın” seslerini duyan insanların çaresizliğini de onlarla yaşadı. Sanatçı Orhan Aydın günlerce enkaz altında canlı olan kızının kurtarılması için iş makinesi  gönderilmesi için yalvardı, tweetler attı. Lakin sesini duyuramadı. 5 gün sonra enkaz altından cenazesi çıkarıldı. Müzeyyen Şevkin, şahit olduğu olayı şöyle anlattı: “Beni aradılar, Adana’ya geliyorlardı, cenaze aracı sağlanıp Muğla’ya gidebilmek için takviye istediler. Büyükşehir belediyesi önünde onları beklerken baktım tozlu bir araç geldi. İçinden Orhan Beyefendi indi. Yanında da benim jeoloji hocam Prof. Dr. Cengiz Yetiş vardı. ‘Hayırdır hocam’ deyip araca eğildiğimde, geriye baktım. Binek otomobilin gerisinde bir ceset torbası. İnanın beynimden vurulmuşa döndüm. Orhan Aydın’ın kızı, hocamın geliniymiş. Hatay’dan Adana’ya bu türlü getirmişler. Ceset torbasını cenaze aracına aldık ve öylece yollarına devam ettiler.”

Şevkin, birinci andan itibaren bölgede yardıma koştu.

BU KADAR UCUZ MU?

Müzeyyen Hanım, birçok insan öyküsüne şahit olmuştu. Arabanın art koltuğunda ceset torbası içinde cenaze taşınması şaşırtmıştı, kefenlenmiş cenazenin motosikletle taşınmasını görmüştü. Şevkin, “Yaşadıklarım, gördüklerim beni o kadar etkiledi ki uyuyamıyorum, zelzelesi yaşıyorum. Zelzeleler gerçek ve olmaya da devam edecek. Fakat bizi en çok üzen bu sarsıntılarda alınmayan tedbirler, binaların teknik dizayna uygun olarak yapılmamış olması ve insan hayatının bu kadar ucuz olması” dedi.

Şevkin, TBMM’de imar aflarına daima karşı çıktı. Fay sınırları üzerindeki 24 vilayet, 105 ilçe ve 500’e yakın köyün kentsel dönüşümünün gerçekleştirilmesi gerektiğini her fırsatta belirtti. Mesleği gereği tehlikenin farkında olan Şevkin şöyle devam etti: “İmar affı niçin getirilir? Sakıncalı bir bina vardır, ya yeri uygun değildir ya kat yüksekliği uygun değildir. 3 katlı binaya 7 kat çıkmışsınızdır. Tekniğe, projeye uygun değil. Siz, üç oy alacak, hazineye bir ölçü para girecek diye affedebilirsiniz. O, 3-5 oy telaşıyla bunu yapmak insanları canlı diri mezara gömmektir. Bu sarsıntı bölgesinde 294 bin binanın imar affından yararlandığını öğrendik. 7 defa bu bölgede imar affı uygulandı, 8’incisi yoldaydı. İmar affı yapılsın diye bize de baskılar geliyor. Lakin hiçbir formda insanları canlı diri bu mezarlıklara gömmememiz gerekiyor. İmar affı literatürden çıkmalı.” Jeolojik, jeoteknik, sismik çalışmalar yapılarak fay zonu 50 metre ise 50 metre, 500 metre ise 500 metre saptanıp buraların “yapı yasaklı yer” ilan edilmesi gerektiğin anlatan Müzeyyen Şevkin, “AFAD, İçişleri Bakanı’na bağlı. Bakanı fakat bütçe görüşmeleri sırasında Meclis’te görüyoruz. 2020 yılında TBMM’ye kanun teklifi sunmuştuk. Lakin maalesef AKP ve MHP oylarıyla bu fay yasası teklifimiz reddedildi. 1999 zelzelesinden bu yana 24 yıl geçti. O günden bugüne her yıl bir kentimizde bu dönüşüm sağlanabilmiş fay zonunun üzerindeki o yapılar taşınabilmiş olsaydı bugün 24 vilayetimizi tamamlamış olacaktık. Jeoloji Mühendisleri Odası’nın zelzele bölgesinde yaptığı çalışma ile haritalanmış binaların yüzde 50’si buradan taşınmış olacaktı, en azından o kadar yıkım olmayacaktı” diye konuştu.

 VALİLER NİYE ÇAĞIRMADI?

CHP’li Müzeyyen Şevkin, valilerin Silahlı Kuvvetler’den niye yardım istemediklerini de sordu. Şevkin, “Afet Kanunu’na nazaran valiler askeri birliklerden, jandarmadan yardım isteyebilir, onlar da üstlerinden buyruk beklemeksizin yapmaya mecburdurlar. Soru şu: Sarsıntı felaketinin yaşandığı 11 ilin valisi bu talepte bulundular mı, bulundularsa bunun kamuoyuyla paylaşmaları gerekiyor. Valiler niye yardım istemedi? Bunun için sanki tek adam rejiminin dayattığı bir talimat mı beklendi? Bu kadar kıymetli bir mevzu, ordunun harekete geçirilmesinde neden valiler çekimser davrandılar? Evvelce sahra hastaneleri kurardı ordumuz sahra hastanelerini de göremedik” dedi.

Şevkin, birinci andan itibaren bölgede yardıma koştu.

YİNE ZELZELE KOMİSYONU

İzmir Bayraklı’da 117 kişinin öldüğü zelzeleden sonra TBMM’de Sarsıntı Araştırma Kurulu kuruldu, 98 kurum dinlendi, 500 sayfalık rapor hazırlandı. Bu raporda, 268 teklifte bulunuldu. Şevkin, yeni kurulan komite için şunları söyledi: “22 milletvekili 5 ay inanılmaz çalışmalar yaptık. O rapor tozlu raflarda çürümeye terk edildi. Yeni rapor hazırlanacak. Böylelikle vatandaşa bir şeyler yapılıyor algısı yaratılacak. 5 defa sarsıntı raporu hazırlanmış, kentsel dönüşüm üzere afet riskine güçlü kentler oluşturmak ismine kanun çıkarıldı, yapı kontrol kanunu çıkarıldı fakat hepimiz biliyoruz ki kentler afet riskine karşı muhafazalı yapılmadı, yapı kontrolü yapıların denetlenmesi için kullanılmadı. Bu sistemin kesinlikle değiştirilmesi gerekiyor.”

ENKAZ ORTASINDA GİTTİLER

Şevkin, yöredeki kayıplardan kelam ederken şu kıymetli iddiayı da gündeme getirdi: “Siz kepçeyi enkaza dayıyorsunuz orada ne gittiğini bilemiyorsunuz ki. Canlı olabilme ihtimalleri bittikten sonra kepçeyi sürdüler bütün enkaz kaldırılıyor. O enkazla bir arada tahminen gitti o beşerler. Hatay’a baktığınız vakit 4 bin yerli, 4 bin Suriyeli kimsesizler cenazesi var. DNA’ları alınmayan ve enkaz altında kalanlar ne oldu? TÜİK’in pembe boyacısı üzere şu afette dahi olayları gizleyip sayıları az göstererek nereye varmaya çalışıyoruz? Teknolojinin bu kadar geliştiği ortamda nasıl oluyor da cesetleri bulamıyorsunuz? Demek ki enkazla birlikte götürüldü. Sayın bakanlar enkaz altında beşerler kurtarılmayı beklerken, müttehitlere bir sürü ihaleler verdiler. Enkazın üstüne çıkıp sarı çizmeleriyle ‘Sizlere konut yapacağız’ muştusunu vermeleri, bunları, can kurtarmadan daha değerli gördüklerini gösteriyor.”

Adana Şakirpaşa Havalimanı çalıştı başkaları kapandı!

AFAD’ın sarsıntı bölgesine neden vaktinde ulaşamadığına ait soruya, İçişleri Bakanı, “GSM operatörlerinin çöküşünü, yolların 2 gün kapanmasını” münasebet gösterdi. Bu kelamlara Müzeyyen Şevkin şöyle karşı çıktı: “Biz bu yolların fay sınırlarından geçmemesi gerektiği, zelzele bölgelerinde jeolojik, jeoteknik etütler yapılması gerektiğini söyledik. Kahramanmaraş, Hatay havalimanları büsbütün afetten etkilendiği için buralara inişler sağlanamadı. Yollar bozuk olduğu için Gaziantep Havalimanı’na da gelişler sağlanamadı. Bir tek Adana Şakirpaşa Havalimanı sağlamdı. Neden yıllar boyunca buraların incelemeleri yapılmamış? Biz, şunu söylüyoruz: Jeolojik olarak jeoteknik olarak afete güçlü yollar, tüneller, havalimanları yapılmalı. En sağlam Şakirpaşa Havaalanı’nı kapatmak istiyorlar. Buna asla müsaade vermeyeceğiz. Çukurova Havalimanı 10 yılda 9 müteahhit değiştirdi ve hala bitmedi. İnşaat lobilerine para kazandırmak ismine gerekli incelemeleri yapmadan, etütlere bakılmaksızın bu cins yatırımlar yapılıyor sonra ‘Yol çöktü, GSM çöktü’ deniliyor. 21 yıldır iktidarda olanlar, bütün bunları öngörerek çalışma yapmalıydı. Bunların yapılmadığı Bakan’ın kelamlarıyla de ortaya çıktı.”

Şevkin, sarsıntıdan etkilenen vatandaşlarla…

SİYASET KENARA BIRAKILMALI

CHP‘li 134 milletvekili iki kümeye ayrılıp 4’er gün sarsıntı bölgesinde nöbeti devralıyor. Gereksinimlerin karşılanması için belediyelerle birlikte çalışıyorlar. Hükümetin, farklı partilere mensup belediyeleri farklı tutmaması, siyasi gayelerle hareket etmemesi gerektiğini anlatan Şevkin, “Deprem olgusuyla yüzleşip bu yaşadığımız afetten ders alıp başta Etraf ve Şehircilik Bakanlığı ve öteki tüm kurumlar, belediyelerimiz bir ortaya gelerek afet planlarının yapılması gerekiyor. Belediye ya da hükümet tek başına bu işlerin altından kalkamaz. Eşgüdümle çalışılmalı, gerekirse yurt dışından fonlar bulunarak dönüşüme bugün itibariyle çabucak ivedi başlanmalı” dedi.

Şevkin, sarsıntı bölgesinde, talimat olmadığı için 2 gün okulların toplanma alanlarının açılmadığını da söyledi. “Bizi üzen olaylardan biri de şu oldu” diyerek şunları anlattı: “İlk reflekse belediyelerimiz çabucak yardım kamyonlarını gönderdiklerinde sarsıntı vilayetlerinin kapılarında durdurulup amblemlerimizin kapatılmasını, aksi halde girişlere müsaade verilmeyeceği söylendi. Lakin, AKP’li belediyeler, hatta vilayet başkanlıklarının amblemli girişlerine müsaade verildi. Zelzelenin 2. günü AKP sözcüsü ‘Cumhur ittifakı olarak alandayız’ üzere bahtsız açıklama yaptı. Hepimiz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyız. Bile bile gelen sarsıntıya karşı hiçbir tedbir almamışsınız. İçişleri Bakanı, ‘Hiç tasvip etmediğimiz bir parti buraya çadır gönderdi kurulmasına müsaade verdim’ üzere açıklamalarda bulundu. Bu türlü bir şey olabilir mi, bu ne biçim ayrımcılık?”