Olay tıpkı, sanık birebir, mağdur birebir, mahkeme birebir ancak karar farklı

Olay 7 Haziran günü Diyarbakır’ın Oğlaklı Köyünde TOKİ’nin inşa ettiği sarsıntı konutlarında yaşandı.

Taşeron firma sahibi Mehmet ve Bahattin Yavuz’un yanında çalışan Onur Yıldırım aldığı fiyatı düşük bularak çalışmak istemediğini söyledi.

Yevmiyesini az bulan Yıldırım ile Bahattin Yavuz ortasındaki tartışma arbedeye dönüştü.

23 yaşındaki Onur Yıldırım üzerinde taşıdığı bıçakla Bahattin Yavuz’u başının üstünden kulağının ardına kadar yaraladı, bununla da yetinmeyip Yavuz’un göğüs ucundan kaburga altı mide boşluğuna kadar yaraladıktan sonra olay yerinden kaçtı.

Bağlar İlçe Jandarma Komutanlığı takımları zanlıyı kısa müddette yakaladı. Zanlı hatasını itiraf etti ve alacak-verecek sorunu yüzünden Bahattin’i bıçakladığını söyledi.

92 DİKİŞ ATILDI HAYATİ TEHLİKESİ VAR

Taşeron firma sahibi Mehmet Yavuz da sözünde, “Ağabeyim Bahattin toplumsal medyadan TOKİ’de çalıştırılmak üzere personel aradığına dair paylaşım yapmış. Onur Yıldırım da iş aradığını söyleyip müracaat yaptı. Fakat yarım gün çalışıp ayrılmak istediğini, çabucak hesabını kesmemizi söyledi. Ben de paydos ettiğimizde koğuşa gelmesini ve parasını vereceğimi söyledim. Parayı çabucak isteyip gitmek istediğini söyledi. Tartışma büyüyünce ağabeyim Bahattin ortaya girip ikimizi ayırmaya çalışırken birdenbire bıçak çıkarıp ağabeyimi yüzünden, başından ve bedeninden yaraladı” dedi.

İnşaatta çalışan ve şahit olarak tabirleri alınan öbür çalışanlarda Onur Yıldırım’ın işi beğenmediğini, fiyatı az bulduğu için parasını çabucak istemesi üzerine tartışmanın yaşandığını belirttiler.

Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden alınan hekim raporuna nazaran, mağdurun hayati tehlike geçirecek halde işten güçten kalacak biçimde yaralandığı belirtildi.

Kafa ve bedenine 92 dikiş atılan Yavuz hastanede tedavi altına alındı.

TUTUKLANMASI ÖLÇÜLÜ OLMAZ

Jandarmadaki tabirinin akabinde 8 Haziran günü adliyeye sevk edilen Onur Yıldırım savcı tarafından alınan tabirinin akabinde tutuklanma talebiyle nöbetçi 2. Sulh Ceza Sorgu Hakimliğine sevk edildi.

İfadeyi alan hakim, her ne kadar zanlının tutuklanması talep edilmiş olsa da tutuklanma önleminin ölçülü olmayacağı, lakin kabahatin yükü ve sonuçları nedeniyle özgür bırakılmasının da soruşturmanın selameti açısından sakınca doğuracağından ötürü hakkında isimli denetim kararı uygulanmasına hükmetti.

Hakim zanlının haftada bir gün konutuna en yakın polis merkezine imza atması şartıyla özgür bırakılmasını kararlaştırdı.

SAVCI İTİRAZ EDİNCE TUTUKLAMA KARARI ÇIKARILDI

Dosyadaki hekim raporu ve mağdurun fotoğraflarına karşın Sulh Ceza Hakimi’nin hür bırakma kararına karşı savcı üst mahkeme sıfatıyla nöbetçi 3. Asliye Ceza Mahkemesi’ne itirazda bulunarak zanlının tutuklanmasını talep etti.

Hakim, yaralanmanın niteliği, yaralandığı bölge, evraktaki fotoğraflar, tabip raporları, olayın oluş formu ve mevcut kanıt durumu bir bütün olarak değerlendirildiğinde kuvvetli cürüm kuşkusunu gösteren kanıtların varlığının mevcut olması nedeniyle tutuklama nedeninin bulunduğuna dikkat çekti.

Hakim hatada öngörülen cezanın alt ve üst hududu da gözetildiğinde tutuklama önleminin ölçülü olacağı ve isimli denetim kararının yetersiz kalacağından bahisle Sulh Ceza Hakimliği’nin kararını kaldırdı, savcının itirazını yerinde görüp kuşkulu hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkardı. Onur Yıldırım 20 Haziran günü yakalandı.

İKİNCİ HAKİM, KENDİ MAHKEMESİ’NİN KARARINI YOK SAYDI

Tutuklama kararı yüzüne karşı okunup cezaevine konulması gereken Onur Yıldırım ikinci defa sözü alındıktan sonra özgür bırakıldı.

Tutuklama kararı veren tıpkı mahkemenin ikinci hakimi S.T, birinci hakim E.E’nin tutuklama münasebetini yok sayarak zanlının kaçma kuşkusu bulunmadığını, tutuklama önleminin şu etapta ölçülü olmayacağından ötürü ikinci sefer isimli denetimle özgür bırakılmasına karar verdi.

BU SEFER AĞIR CEZA MAHKEMESİ’NE İTİRAZ

Bu sefer yaralının avukatı Yargıtay’ın kararlarını da emsal gösterip  kendi kararıyla çelişen ve evvel tutuklama çıkarıp sonra hür bırakan 3. Asliye Ceza Mahkemesi kararına karşı Ağır Ceza Mahkemesi’ne itirazda bulundu.

Ancak Ağır Ceza Mahkemesi Sulh Ceza Hakimliği kararına karşı Asliye Ceza Mahkemesi’nin itiraz mercii sıfatıyla bir karar verdiğini, itirazın itirazı olamayacağından ötürü tekrar bir karar verilmesine yer olmadığına dair karar verdi.

Zanlı tekrar meskenine döndü. Mağdur ise bu haliyle savunmasız biçimde ortada kaldı. Mağdurun avukatı evvel tutuklama kararı çıkaran akabinde zanlının yakalanması sonrasında belgedeki fotoğraflara ve kanıtlara karşın belgeyi okumadan, kanıtları değerlendirmeden ve belge içindeki fotoğraflara ve tabip raporuna bakmadan tutuklamanın ölçülü olmayacağı formunda isimli denetim kararı veren hakim S.T’yi “Görevi berbata kullanmak, vazifesi ihmal” hatalarından Yargıçlar Savcılar Konseyi’ne şikayet etti.