AktüelGüncel

Özdil: ‘ÖSO tıpkı Kuvayi Milliye gibiymiş iyi mi’

Paylaş:

Erdoğan’ın ÖSO’yu Kuvayi Milliye’ye benzettiği sözlere yönelik tepkiler gelmeye devam ediyor. Sözcü yazarı Yılmaz Özdil de bugünkü köşesinde bu konuya değindi.

Özdil’in ‘ÖSO tıpkı Kuvayi Milliye gibiymiş iyi mi’ başlıklı yazısından bölümler şu şekilde:

Ateşi ve ihaneti gördük
ve yanan gözlerimizde durduk bu dünyanın üzerinde
İstanbul 918 teşrinlerinde
İzmir 919 mayısında
ve Manisa, Menemen, Aydın, Akhisar
mayıs ortalarından haziran ortalarına kadar
yani tütün kırma mevsimi,
yani arpalar biçilip buğdaya başlanırken yuvarlandılar
Adana, Antep, Urfa, Maraş düşmüş, dövüşüyordu…
Ateşi ve ihaneti gördük
ve kanlı bankerler pazarında memleketi Alaman’a satanlar,
yan gelip ölülerin üzerinde yatanlar
düştüler can kaygusuna
ve kurtarmak için başlarını halkın gazabından
karanlığa karışarak basıp gittiler

*

Ateşi ve ihaneti gördük
dayandık
dayandık her yanda
dayandık İzmir’de, Aydın’da
Adana’da dayandık
dayandık Urfa’da Maraş’ta Antep’te

*

Mücevher gibi uzak ve erişilmezdi şeker
erimiş altın pahasında gazyağı
ve namuslu, çalışkan, fakir İstanbullular sidiklerini yaktılar 5 numara
lambalarında
yedikleri mısır koçanıydı ve arpa ve süpürge tohumu
ve çöp gibi kaldı çocukların boynu

*

Bin dereden su getirdi İstanbul’dan gelen zevat
Sivas, mandayı kabul etmedi fakat
“Hey deli gönlüm” dedi
Akıllı, umutlu, sabırlı deli gönlüm
“ya istiklal ya ölüm” dedi

*

Ayın altında kağnılar gidiyordu
kağnılar gidiyordu Akşehir üstünden Afyon’a doğru…
Toprak öyle bitip tükenmez,
dağlar öyle uzakta,
sanki gidenler hiçbir zaman hiçbir menzile erişmeyecekti…
Kağnılar yürüyordu yekpare meşeden tekerlekleriyle
ve onlar ayın altında dönen ilk tekerlekti.
Ayın altında öküzler
başka ve çok küçük bir dünyadan gelmişler gibi ufacık, kısacıktılar
ve pırıltılar vardı hasta, kırık boynuzlarında

Yazının devamı için tıklayınız…

Jurnalci.com

Paylaş:

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu