Özgür Özel’den siyasi partilere ’emekli maaşı’ daveti

CHP Genel Lideri Özgür Özel, bugün Manisa’da; muhtarlar ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile kahvaltıda bir ortaya geldi.

Özel, burada yaptığı konuşmada; şunları söyledi:

-Manisa Büyükşehir Belediyesi’ni emanet edeceğimiz, şimdi 40’lı yaşlarının başlarında; Mimarlar Odası’ndan gelen, Manisa’nın yarınlarını kendisine emanet edeceğimiz Büyükşehir Belediye Lider adayımız Ferdi Zeyrek aramızda…

-Hem bu salonda, hem de Çetin Akın’ın hizmet ettiği Turgutlu’nun dört köşesinde yalnızca CHP’liler yok. Belediyecilik hizmeti bir parti hizmeti değil. Turgutlu bunu geçmişte yaşadı.

-Bir belediyeyi bir partinin aidiyetine verip, o partinin istihdam alanına dönüştürüp, o partinin ideolojisine nazaran hizmet üretme anlayışını Turgutlu geçmiş periyotlarda birkaç sefer deneyimledi ve reddetti.

-Turgutlu kasabaya hizmet edecek, sokaklarında dolaşacak, taziyesine koşturacak, düğün konutunda gidip eğlenecek, yas konutunda yası paylaşacak kendi öz evladına partiler üstü bir formda desteklemeyi tercih etti. O da üzerine düşeni yaptı. Biz de yaptığımız bütün ölçümlerde…

-Çünkü biz babamızın oğlu olsa, kız kardeşimiz olsa memnuniyet anketinde bir noktada değilse, seçildiğinden ileride değilse; o beldenin, o ilçenin, o kentin onayını almadıysa kimseyi aday göstermiyoruz.

-Burada Çetin Akın’ın memnuniyet anketi, karnedir. Karnesine baktık. Turgutlululara sorduk. Bir mahalleye, bir partinin üyelere değil en çok oy aldığımız mahalleye de sorduk, en çok ay aldığımız mahalleye de sorduk. Çetin Akın’ın karnesini gördük.

-Sizden beş pek düzgün, aferin almış; kendisini takdir ediyoruz. Bundan sonra da Turgutlu’ya hizmet etmeye devam edecek. Aylar evvel temelini attığımız bir tesisin açılışına çağırdı, aradığında inanmadım, dedim ‘bitmiş olamaz…

-’ Hem yaptıkları için, hem bundan sonra yapacakları için ben belediye liderimize, yardımcılarına, tüm siyasi partilerden belediye meclis üyelerimize teşekkür ediyorum. Kendilerini bir kere daha tebrik ediyorum.

-Türkiye; hangi görüşten olursa olsun büyük bir ekonomik krizin altında ezilen milyonların yaşadığı bir ülke.

-Bugün esnaf güç durumda, çiftçi güç durumda, çalışanlar sıkıntı durumda; çok değerli ölçüde emekliler ise perişan durumda. Enflasyon sayılarına nazaran, geçen yılın enflasyonu telafi ediliyor güya. Ancak bu yıl o maaş süratle erimeye başlıyor.

-İnsanlar zahmet yaşıyorlar. Enflasyon sayıları gerçek açıklansa, hiç olmazsa geçen yıldaki enflasyon telafi edilmiş olur.

-Paranın satın alma gücü, 1 Ocak’ta, geçen yılın düzeyine gelir, şimdiki erimeyi konuşuruz. Ancak TÜİK, geçen sene enflasyonu, kendi resmi sayılarına nazaran yüzde 72 olarak açıkladı.

-Hepimiz biliyoruz ki, gerçek enflasyon… Yani bir yıl evvel 100 liralık bir mal 200, 220, 230 lira oldu.

“YÜZDE 120’NİN ALTINDA ARTIRIM ALAN BİR ŞEY YOK”

-8 ile yüzde 170 ortasında, çeşitli eserler için değiştiğini biliyoruz. Uç olarak, fiyatı teğe üç, teğe dört olarak katlanan örnekler de var, lakin yüzde 120’nin altında artırım alan bir şey yok.

-Biz bu yüksek enflasyona itiraz ederken, yapılan seçimlerde, 2023 yılında tek haneli enflasyon vaadinde bulunan iktidar partisi 14-28 Mayıs tarihlerinde hem Cumhurbaşkanı adaylarında hem de iktidar partisi milletimizin teveccühü ile iktidarını korudu.

-Ne diyorlardı, seçimden sonra fiyatlar düşecek. 2023 enflasyon gayesi tek haneliydi, elbette olmayacağı aşikardı, ancak süratle fiyatların belini kıracağız diyorlardı. Ancak bir küçük çalışma yaptık…

-Sadece İstanbul Ticaret Odası’nın hesabına nazaran, datalarına nazaran; besin fiyatlarındaki artış yüzde 80,5. Halbuki dünyada bu yıl besin fiyatlarında yüzde 10 oranında düşüş yaşandı.

-Bu iktidar, yine yetki aldığı 28 Mayıs’tan şu ana kadar, daha mayıs ayına dört ay var; akaryakıt yüzde 85 zamlandı, mazot yüzde 109 zamlandı, ekmek yüzde 60 zamlandı, makarna yüzde 91 zamlandı, yumurta yüzde 55 zamlandı.

-Bunu Manisa’nın Turgutlu ilçesinde, 16 muhtarımızın gözünün önünde, esnaf odası liderlerinin gözlerinin içine bakarak söylüyorum.

-Bu söylediğim sayının eksiği var, itiraz eden olur, ‘yumurta yüzde 55 olmadı, yüzde 75 zamlandı’ diyen olur haklıdır; ancak en düşük hesaplamalarla yumurta yüzde 55 zamlanmış, makarna yüzde 90 zamlanmış.

-Bu kurallar altında binlerce emekli 7 bin 500 lira emekli maaşı alıyor. Bir emekli, 2002 yılında, bu iktidar geldiğinde; teğe bir buçuk emekli maaşı alıyordu, minimum fiyata nazaran.

-Asgari fiyatın yüzde 50 fazlasıydı, en düşük emekli maaşı. Yalanım varsa, eksikse, bir kişi çıksın desin ki, ‘Özgür Özel yanlış söylüyor, 2002 yılında emekli maaşı minimum fiyatın yüzde 50 üzerinde değildi’ desin. Yüzde 50 üzerindeydi.

-Bugün taban fiyat kâfi değil, fakat 17 bin lira. Bu hesaba nazaran, bugün emekli maaşının en düşüğünün 25 bin lira olması lazım. Ancak 7 bin 500 lira.

-Esnafın durumu niçin makus diye bakan; o denli makroekonomik göstergelere falan bakmayacak.

-Emekliye parayı yut diye vermiyorlar, tut diye veriyor: Bankadan alıyor, geliyor esnafta harcıyor. Bugün Turgutlu iktisadı bu durumdaysa, emeklinin eline 7 bin 500 lira geçtiği içindir.

-Asgari ücretlinin eline 14 bin lira geçtiği içindir. Turgutlu Belediye Liderimize sordum, belediyemizdeki en düşük fiyat nedir diye… Dedi ki, yüzde 146 oranında uyguluyoruz, 24 bin 800 lira, gerçek mu?

-Belediyemizde en az maaş 24 bin 800. Çevir yoldan sor, yetiyor mu bu para diye, yetmez. Kira, masraflar ortada… Lakin biz hiç olmazsa minimum fiyatın yüzde 50 üzerini vererek, işçimizi ezdirmemeye çalışıyoruz.

-Oysa bu hükümet, 7 bin 500 lira vererek, emeklisini ezdirmemeyi bırakın açlığa, sefalete, oburunun eline bakmaya muhtaç etmiş durumdadır.

-Eskiden emekli maaşları, evlatların desteklendiği, torunların okutulduğu, karne ikramlarının verilebildiği, düğünlere gidildiğinde altın takıldığı bir düzeyden, bugün karnını doyuramaz, hele hele meskeni de kiraysa karnını doyuramaz bir noktaya gelmiştir.

-O yüzden, buradan bütün siyasi partilere sesleniyoruz. Emeklilerin hepsi ne CHP’lidir, ne ÂLÂ Partilidir, ne de bir siyasi görüştendir.

-Emekliler her siyasi partiden olabilir, ancak hepimizin minnet borçlu olduğu, bu ülke bu noktalara gelene kadar çalışmış, alın teri akıtmış, göz parıltısı dökmüş, evlatlar yetiştirmiş, hepimize emanet büyüklerimizdir.

-Bu 7 bin 500 lirayı önümüzdeki hafta derhal, bizim teklifimiz kanun teklifimiz var; en az minimum fiyat düzeyine çıkarmak durumundayız, bu çağrıyı Turgutlu’dan Türkiye’ye yapıyoruz.

-ENAG’a nazaran, enflasyon yüzde 127. Bunların hepsi, üniversitede akademisyen, bunların hepsi fiyatları karşılaştırıyorlar, resmi olarak neye baktılar, geçen sene kaç para, bu sene kaç para diye enflasyonu ilan ediyorlar.

-Enflasyon hesabı, TÜİK’e nazaran yüzde 64 olarak yapılıp da çalışanların ve emeklilerin maaşları buna nazaran ödendiği için memur yüzde 49, emekli yüzde 37 artırım aldı. Meğer gerçek enflasyon hesaplansaydı, yüzde 35’en bunun üzerinde artırım alacaklardı.

-Bugün maaş çeken herkes, kaç para çekiyorsun 15 bin lira çekiyorum, bil ki 4 bin 500 lirasını, yüzde 30’unu cebinden TÜİK çalmıştır. 25 bin lira maaş çekenin 7 bin 500 lirası hesap oyunları ile çalınmıştır. 30 bin lira maaşı olanın 9 bin lirası TÜİK’in hesabı ile cebinizden alınmıştır.

-Eğer gerçek enflasyon hesaplansa bugünkünün yüzde 35 üzerinde bir maaş alacaktınız. O yüzden muhalefet partileri enflasyona, TÜİK’e isyan ederken, Tayyip Erdoğan’ın Üzmeyen İstatistik Kurumu, Tayyip Erdoğan’ı üzmüyor, fakat emekliyi üzüyor, çalışanı üzüyor. Tayyip Erdoğan’ın bir dediğini iki etmiyor lakin esnafı perişan ediyor.

-O yüzden, ben muhtarlarıma şunu hatırlatmak isterim. Genel seçimler insanların siyasi tercihlerine nazaran oy verdikleri seçimlerdir. Biz genel seçimlerde bu ülkenin bütün meselelerini çözmeye taliptik. Çok da düzgün bir noktaya geldik, fakat ikinci tıpta yüzde 1 buçuk üzere bir oy farkı ile iktidara gelemedik.

-Gelseydik, apayrı şeyler olacaktı. Ancak bugün faal bir kontrol yapma, problemleri lisana getirme ve dört yıl boyunca kim zahmet çekiyorsa, kahrını lisana getirme boynumuzun borcu.

-Önümüzde mahallî seçimler var. Mahallî seçim bir genel seçim değil. Genel seçimde beşerler oy verirken, maalesef şöyle korkutuldular. Sonradan kabul edilen, uydurma görüntüler çekildi. Palavra olduğu çıktı lakin TRT verdi. Dünya kadar yandaş kanal verdi. Beşerler inandı ve insanlardan şu formda oy aldılar. ‘Evet açsın, fakirsin, işsizsin, güvencesizsin.

-Ama tehlike büyük oyu bana vermelisin, yoksa ezanı durduracaklar, bayrağı indirecekler, ülkeyi böldürecekler.’ Seçim geçti, gitti. Turgutlu’da sabah ezanını okuyan müezzinin promosyon hakkını tekrar CHP’liler savunuyor.

-Seçim geldi geçti, ancak hudut uzunluklarında bayrak dalgalansın diye nöbet tutan uzman çavuşun özlük haklarını tekrar CHP’liler savunuyor. Biz bu ülkeyi kuran iradeyiz. İçimizde bir tane bedelli askerlik yapan yok…

-Kimimiz Kuzey Irak’a gittik, kimimiz Ardahan’a gittik… O yüzden kimse Atatürk’ün kurduğu partinin milliyetçiliğini, vatanseverliğini sorgulamasın.

-Ama gerçek vatansever, gerçek milliyetçi de işçisine, emeklisine, çalışanına, gencine sahip çıkan; onları fakir aç bırakmayan, ele güne muhtaç bırakmayanlardır. Memleketimize daima bir arada sahip çıkacağız.

“İKTİDARA BİR SARI KART GÖSTERMEYE DAVET EDİYORUM”

-Bu seçim, lokal seçim. Bu seçimde enflasyondan şikayeti olan, maaşından şikayeti olan ve mevcut belediyesinden şikayeti olmayan bütün Turgutluları, bu seçimde iktidara bir sarı kart göstermeye, bak seçimde oy verdik, lakin halimizden şad değiliz. Âlâ yönetene takviye oluyoruz ve sana bir sarı kart gösteriyoruz, demeye davet ediyorum.

-Bu kadar enflasyona, bu kadar artırıma, bu kadar işsizliğe karşın iktidar partisi oylarını koruyacak olursa, emin olun kimseyi kollamayacak. Diyecek ki kaideler ne olursa olsun oy veriyorlar.

-Bu seçimde gösterilecek bir sarı kart; pabucun değerli olduğunu, işçiye, emekliye sırt dönenin, esnafı bu halde bırakanın ve bu ülkenin yoksulluk sıkıntısını çözmemenin bir bedeli olduğunu görecek.

“BU KENTTE BELEDİYEMİZDEN ALACAKLI KİMSE YOK”

-Öbür yanda vereceğiniz her oy, geçmiş periyot vermemiş olabilirler; lakin uygun yönetilen bir kente, namuslu çalışkan bir belediye liderine, gecesini gündüzüne katarak kentine sahip çıkan lokal yöneticiye teşviktir. Turgutlu’nun geçmişte neler çektiğini, nasıl bir partizanlıkla yönetildiğini, nasıl hizmetin bir kümeye olduğunu ve büyük bölümlerin nasıl unutulduğunu daima birlikte yaşadık.

-Bu devir; karınca kararınca belediyenin bütün gücü oranında, 8 milyon dolar borç devraldı başkan…

-Çıkarken sordum, 1 TL cari borcum yok diyor. Bu salonda, bu kentte belediyemizden alacaklı kimse yok. Varsa biliyorum, borcu var belediyenin desin çıksın. 240 milyon TL borcu devraldık, bugünkü para ile…

-Bugün CHP’li belediye lideri sizin karşısına geçmiş, alnı açık başı dik, 1 TL borç bırakmadım diyor. Belediyeyi maaş ödeyemez halde bırakanlardan, kendi ortalarında senin olacak, benim olacak çekişmesi ile kasabayı yalnız bırakanlardan, kasabayı kendi evladının eliyle bugünlere getiren bir siyasetin, bir hizmetin bir çabanın Turgutlular tarafından ödüllendirilmesini bekliyorum.

-Siz bulunduğumuz mahallenin, semtin kanaat önderlerisiniz. Muhtar, belediye liderinden, milletvekilinden çok daha demokratik bir biçimde seçiliyor. Yakada rozet yok… Bütçesi yok, aday oluyor pusulasını bile kendisi bastırıyor. Direkt demokrasi ile…

-Namusuna güvenildiği için, pak bir insan olduğu için, hakkımı savunur diye beşerler düşündüğü için vazifeye geliyor. Bu muhtar; mahallenin kanaat başkanı, vicdanı, aklı demek. Ben bütün muhtarlarımızdan… 61 muhtarın 58’i burada… Ancak sayın muhtarlarım; bu seçimde biz beceri iltifata tabidir diyoruz. Emeğinin karşılığını alsın.

-Biz de bundan sonra Manisa’nın bir evladı, genel lideri olarak, liderimiz ne noktada takviye istiyorsa, Avrupa’nın hangi kenti ile kardeş kent olacaksa; kasabaya unutulmaz eserler kazandıracağı, bir beş yıl için evladınız Çetin Arık’ı size emanet ediyorum.