Öztrak: Ülkeyi uyuşturucu baronlarına, mafyaya ve onun işbirlikçilerine dar edeceğiz

CHP Sözcüsü Öztrak, kırmızı bültenle aranan Sırp çete önderi Zeljko Bojanic’in İstanbul Sarıyer’de dün gözaltına alınmasını ve kaldığı villanın bahçesinde ceset aranmasını hatırlatırken, “Seçimden çabucak sonra birinci işimiz, bu ayıba bir son vermek olacak. Kara paraya ve kara para sahiplerine amansız bir savaş açacağız. Bu ülkeyi uyuşturucu baronlarına, mafyaya ve onun işbirlikçilerine dar edeceğiz” dedi.

CHP Genel Lider Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, MYK toplantısı devam ederken partisinin genel merkezinde basın toplantısı düzenleyerek gündeme ait değerlendirmeler yaptı.

“ÜLKEMİZ MAFYA, UYUŞTURUCU BARONLARININ HESAPLAŞMA ALANI OLDU”

Öztrak, “Koskoca Türkiye’yi ‘Kara para aklama makinesine’ çevirdiler. Dünyanın en büyük kara para aklama makinelerinden biri olduk. Ülkemiz, milletlerarası mafya ve uyuşturucu baronlarının hesaplaşma alanı oldu” diyerek Türkiye’deki problemlere dikkat çekti.

“BİR TARAFTA BAY KEMAL’LER OLACAK; ÖTEKİ TARAFTA KARA PARAYLA SEMİREN BEŞLİ ÇETELERİN HAMİLERİ”

“Bize katılın” daveti yapan Öztrak, yurttaşlara, “Önümüzde seçimde, iki Türkiye ortasında tercih yapacağız. Bir tarafta tüyü bitmedik yetimin hakkına sahip çıkan, Bay Kemal’ler olacak. Başka tarafta kara parayla semiren beşli çetelerin hamileri” dedi ve 2023 seçimlerini işaret etti.

“ŞEHİTLERİMİZE ALLAH’TAN RAHMET; ACILI AİLELERİNE SABIR DİLİYORUZ”

Öztrak’ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:

* “Merkez İdare Şurası toplantımız devam ediyor. Toplantı gündemine geçmeden, hafta sonu Irak’ın kuzeyinde, kahraman dört Mehmetçiğimizi, hain teröristlerin tuzak ve taarruzlarında yitirdik. Şehitlerimiz Halil Yıldız, Fırat Güner, İsmail Esmer ve Mustafa Öztürk’e Allah’tan rahmet, acılı ailelerine sabır, milletimize ise baş sıhhati diliyoruz.

“57 CUMHURİYET HÜKÜMETİNİN, 79 YILDA HARCADIĞI PARANIN DÖRT KATINI 20 YILDA HARCADI”

* Bundan 20 yıl evvel 3 Kasım 2002’de, AKP, ‘Yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklarla çaba edeceğim’ diyerek iş başı yaptı. 20 yılda Erdoğan hükümetleri 2 trilyon 504 milyar dolar vergi topladı. 131 milyar dolar borç kullandı. Milletin atadan dededen kalan, 63 milyar dolarlık malını, mülkünü de sattı. Kendinden evvel vazife yapan, 57 Cumhuriyet hükümetinin, 79 yılda harcadığı paranın dört katını 20 yılda harcadı. Evvelki 57 hükümet, harcadığı her 100 dolarla, 714 dolarlık ulusal gelir yaratırken, Erdoğan hükümetleri ise her 100 dolarla, lakin 533 dolar gelir yaratabildi. Toplanan paralar şatafata, israfa, debdebeye gitti.

“ÜLKEMİZ, MEMLEKETLER ARASI MAFYA VE UYUŞTURUCU BARONLARININ HESAPLAŞMA ALANI OLDU”

* Türkiye beşli çetelere dolarlı, avrolu gelir garantileriyle bu devirde tanıştı. Son 20 yılda türlü isimlerle 18 mali af gördük. Yolsuzlukla uğraş kelamı verenler, yandaşların, beşli çetelerin vergi borçlarına, bir kalemde çizik çektiler. Koskoca Türkiye’yi ‘Kara para aklama makinesine’ çevirdiler. Dünyanın en büyük kara para aklama makinelerinden biri olduk. Ülkemiz, memleketler arası mafya ve uyuşturucu baronlarının hesaplaşma alanına döndü.

“DIŞ BORCUMUZ 444 MİLYAR DOLAR”

* Yolsuzlukta tepe yapanlar, aziz milletimize derin bir yoksulluğu reva gördüler. Çay, simit hesabıyla hükümet oldular. Millette çay, simit alacak hal bırakmadılar. Artık utanmadan, sıkılmadan ellerinde simitle poz veriyorlar millete simit dağıtıyorlar. Milletimiz yiyecek ekmeği güç bulurken bunlar saraylarında ejder meyveli smoothieleri, ‘kornişona sarılı dana rozbifleri’ midelerine indiriyorlar. İş başına geldikleri 2002’de, Türkiye’nin dış borcu 132 milyar dolardı. Bugün dış borcumuz 444 milyar dolar.

“HER BEBEK 5 BİN 219 DOLAR DIŞ BORÇLA DÜNYAYA GÖZLERİNİ AÇIYOR”

* İşbaşına geldiklerinde ülkemizde her bebek hissesine düşen bin 998 dolar dış borçla doğuyordu. Bugün doğan her bebek 5 bin 219 dolar dış borçla dünyaya gözlerini açıyor. 2002’de AK Parti iş başı yaptığında ülkemizde tüketici enflasyonu yüzde 29,7 idi. Bugün yüzde 85,5. Üretici enflasyonu yüzde 30,8 idi. Bugün yüzde 157,7. Bunlar da TÜİK ‘in makyajlı sayılarıyla. Evvel ‘Bundan bu türlü enflasyon daha üst çıkmaz’ dediler. Milletimizi, görülmemiş bir enflasyona ezdirdiler. Akabinde Nebati Bakan çıktı, ‘AK Parti periyodunda, kimse ‘beni enflasyona ezdirdi’ diyemez’ diyerek milletle alay etti.

* (2023 Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’nı göstererek) Bunlar daha kendi açıkladıkları sayılardan bihaberler. Bu, Cumhurbaşkanlığı programı, bunun 244’üncü sayfasına açacaklar, bakacaklar. Tablo 2’ye 56. Kamu emekçilerinin aldığı enflasyondan arındırılmış gerçek fiyat, 2003’ün bile gerisine düşmüş. Memurların aldığı gerçek fiyatlar ise fakat 2015 düzeylerinde. Bugün bu ülkede kendi emekçisini, memurunu, enflasyona ezdiren, lakin maşallah bunun hiç farkında olmayan bir hükümet iş başında… Ucube Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin yürürlüğe girdiği 2018’den bu yana, emeğin ulusal gelirden aldığı hisse tepetaklak çakılmış. 2018’de yüzde 31’di. Artık yüzde 21’e düştü.

“BİN LİRALIK DOĞALGAZ FATURASI, 2 BİN 620 LİRA OLACAK”

* Erdoğan şahsım rejimi, emeğiyle çalışan dar ve sabit gelirlileri perişan etmiş. Milletimiz bugün hayata kredi kartıyla tüketici kredileriyle tutunmaya çalışıyor. Önümüz kapkara bir kış… Milletimizin sırtına giyeceği kışlık mont, ayağına giyeceği kışlık bot, alışveriş sitelerinde, 36 ay taksitle satılıyor. Yalnızca son bir yılda, elektrik yüzde 101, doğal gaz yüzde 162, akaryakıt yüzde 155, mazot yüzde 234 artırım görmüş. Geçen kış 300 lira gelen elektrik faturası, bu yıl 600 lira olacak. Bin liralık doğal gaz faturası, 2 bin 620 lira olacak.

“DOĞALGAZI BU KIŞ MİLLETE FİYATSIZ VERSENİZE”

* Hani Alman hükümeti bizi kıskanıyor ya… Alman Hükümeti, vatandaşlarının aralık ayı doğalgaz faturasını ödemeye hazırlanıyor. Biz de Karadeniz’de gaz bulduk. Bu doğal gazı bu kış millete fiyatsız versenize… Bu kış vatandaştan doğalgaz parası almasanıza… Erdoğan ve şürekâsı milletin doğalgaz faturasını rahatlatacağına her halde geçen yıldan daha berbatı olmaz diyerek taş atıp kollarını yormadan, enflasyonun aralık ve ocak ayında düşeceğine umut bağlamışlar.

“KARADENİZ’DEN ÇIKAN DOĞALGAZI HİÇ OLMAZSA BU KIŞ FİYATSIZ VERİN”

* Bu baz tesiri ile vatandaşın elektrik faturasını 600 liradan tekrar 300 liraya düşürecek mi? Doğal gaz faturasını 2 bin 620 liradan bin liraya indirecek mi? Hayır. Bir kere daha söylüyoruz. Karadeniz’den çıkan doğal gazı hiç olmazsa bu kış fiyatsız verin. Milletimizi karakışta pahalılığa ezdirmeyin. Yaparlar mı? Tahminen seçim kaygısıyla yaparlar. Bu da daha iktidara gelmeden Genel Liderimizin, partimizin milletimize yaptığı bir öbür uygunluk olur.

“YOLSUZLUK, YOKSULLUK VE YASAKLARDA, ÇITAYI EVEREST’İN DORUĞUNA ÇIKARDILAR”

* Yolsuzluğun olduğu yerde yoksulluk; yolsuzluk ve yoksulluğun olduğu yerde de yasaklar olur. İşte 20 yılın sonunda toplumsal medyaya getirdikleri yasaklar. Gençlerin konserlerine getirdikleri yasaklar. Milletin toplantı yürüyüş, protesto hakkına getirdikleri yasaklar. İşçilerin grev hakkına getirdikleri yasaklar… ‘Yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklarla çaba edeceğiz’ diyenler 20 yılın sonunda; yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklarda, çıtayı Everest’in doruğuna çıkardılar. Orada bırakıp çekip gitmeye niyetliler.

“GENEL LİDERİMİZ, BİR MÜDDETTİR ÇOK KIYMETLİ DIŞ TEMASLAR GERÇEKLEŞTİRİYOR”

* Milletimizin teveccühüyle, ülkeyi uçurumun kenarından almak, rahatlatmak, feraha ve refaha erdirmek bize nasip olacak. Sayın Genel Liderimiz, bir müddettir çok değerli dış temaslar gerçekleştiriyor. Birincinin Amerika Birleşik Devletleri’nde, dünyanın sayılı üniversitelerine, bilimsel araştırma ve geliştirme merkezlerine ziyaretlerde bulundu. Dünya çapında Türk bilim insanlarımızı laboratuvarlarında ziyaret etti. Yaptıkları araştırmaları inceledi. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında gerçekleştireceğimiz, bilim, teknoloji, atılımı için oluşturacağımız büyük koalisyonun temellerini attı.

“GENEL LİDERİMİZ, 342 MİLYAR DOLARLIK FON BÜYÜKLÜĞÜNDEKİ YATIRIM KÜMESİYLE GÖRÜŞTÜ”

* Geçtiğimiz hafta da sayın Genel Liderimiz bu sefer İngiltere’de, bunun teşebbüsçü ayağının geliştirilmesi ve finansmanı mevzularında hayli kıymetli temaslarda bulundu. Dünya genelinde 5 trilyon dolarlık yatırımı yöneten yatırım bankalarıyla, dünyanın çeşitli ülkelerinde, 100 milyar sterlinlik yeni teknoloji ve risk sermayesi yatırımı olan 14 fon yöneticisiyle, 342 milyar dolarlık fon büyüklüğüyle dünyanın en büyük teknolojik yatırımlarını yapan kıymetli bir yatırım kümesiyle da görüşme imkânı buldu.

“HEP TÜKETİCİ OLDUK”

* Tüm bu ziyaretlerin çok kıymetli ve stratejik bir emeli var. Sayın Genel Liderimiz; ülkemizin, Türkiye’mizin 4. Sanayi İhtilali’ni kaçırmasına müsaade etmemeye son derece kararlı. Her ekonomik ihtilalin gerisinde iki temel ateşleyici vardır. Bunlardan birincisi ‘Yeni bir güç kaynağıdır’; ikincisi ise ‘Yeni bir bağlantı teknolojisidir.’ Birinci Sanayi İhtilali’nin, güç kaynağı ‘kömür’; irtibat teknolojisi ‘matbaa’ idi. Bu ihtilali kaçırdık. İkinci sanayi ihtilalinin yakıtı ‘petrol’; bağlantı teknolojisi ‘radyo-televizyon’ idi. İkinci Sanayi İhtilali’ni de kaçırdık.

* Üçüncü Sanayi İhtilali ise; ‘Yenilenebilir enerji’ ve ‘internetle’ yapıldı. Ne yazık ki biz bunu da kaçırdık. Bu ihtilallerin tamamında bir türlü üretici olmadık, daima tüketici olduk. Dördüncü Sanayi İhtilalinin ana yakıtı ise; ‘İşlenmiş bilgi’, bağlantı teknolojisi ise ‘Gerçek ve sanal dünyanın bütünleşmesi’ olacak. Objelerin interneti, siber-fiziksel sistemler, yapay zekâ, büyük data, bulut teknolojiler, akıllı robotlar, dijital sanayileşme… Dünyanın bunları konuşuyor tartışıyor.

“FIRSATLARI KAÇIRACAK LÜKSÜMÜZ YOK”

* Türkiye’miz, vizyonsuz, metal yorgunu bir hükümetin, evvelki çağda kalmış siyaset anlayışıyla fecî propaganda aygıtlarıyla türlü algı operasyonlarıyla havanda su dövmeye devam ediyor. Genel Liderimiz, Türkiye’yi özgür dünyadan demokratik unsur ve bedellerden rekabetçi piyasa iktisadından koparmak isteyen bu otokratik rejime ‘Dur’ demek için gece gündüz çalışıyor. Türkiye 85 milyonluk nüfusuyla sahip olduğu genç nüfus avantajıyla eşsiz coğrafik pozisyonuyla dinamik iş dünyasıyla büyük potansiyeli olan bir ülke. Bütün bunlara sahip olup da Dördüncü Sanayi İhtilali’ni kaçıramayız. Dünyadaki fırsatlar orada duruyor. Arz zincirlerinin kopmasıyla, arz güvenliğinin öbür ülkelere kaymasıyla bizim bu fırsatları kaçıracak lüksümüz yok.

“GENEL LİDERİMİZ BUNUN UĞRAŞINI VERİYOR”

* Türkiye Dördüncü Sanayi İhtilali’nin, ‘Seyircisi’ ve ‘tüketicisi’ değil kesinlikle lakin kesinlikle ‘üreticisi’ olmalı. Orta gelir tuzağından lakin bu türlü kurtuluruz. Genel Liderimiz, bunun gayretini veriyor. Bu ülkenin gençleri; zenginleşmeyi, özgürce yaşamayı, geleceğinden emin olmayı, gelişmiş ülkelerdeki akranları hangi imkana sahipse o imkanlara ve hatta onların çok ötesinde imkanlara sahip olmayı hak ediyor. Ancak bu mevcut idare anlayışıyla dünyayla rekabet etmemiz, dijital ve yeşil dönüşümü gerçekleştirmemiz, Dördüncü Sanayi İhtilali’nin global ana aktörlerinden biri olmamız ve gençlerimize hak etiklerini vermemiz mümkün değil. Onun için ülkemizde büyük bir değişim kaide. Ülkemizdeki bu büyük değişim, ‘Kral değil, kural istiyoruz’ diyen milletimizin sandıkta göstereceği sağduyuyla başlayacak.

“BİRKAÇ YILDA 32 BASAMAK BİRDEN DÜŞMÜŞÜZ”

* Bu ülkede kimin mahpusa gireceğine, kimin malına, mülküne el konacağına, bağımsız mahkemeler karar vermiyor, sarayın kibirli mukimi karar veriyor. Ülkemiz, Memleketler arası Hukukun Üstünlüğü Endeksi’nde, 2018’de 109 sıradaydı. Artık 117’nci sırada. Yalnızca birkaç yılda 8 basamak birden düştük. İnsani Özgürlük Endeksi’nde, 2018’de 107’nci sıradaydı. Artık 139’uncu sırada. Birkaç yılda 32 basamak birden düşmüşüz.

“SUÇLULARIN GÖLGELERİNİN BÜYÜDÜĞÜ YERE PAK PARALAR GELMEZ”

* ‘Adalet güneşinin solduğu yerde, hatalıların gölgeleri büyür.’ Hatalıların gölgelerinin büyüdüğü yere de iş ve istihdam sağlayacak ülkeye yüksek teknoloji getirecek pak paralar gelmez. Tıpkı bugün ülkemize gelmediği gibi… Türkiye 2006’da global direkt yatırımların yüzde 1,4’ünü alıyordu. Bugün lakin yarısını binde 7’sini alabiliyor. Lakin pak para yerine ülkemize bol bol kaynağı meçhul para giriyor. Bu yılın birinci sekiz ayında ülkemize; direkt yabancı sermaye girişi 6 milyar 832 milyon dolar. Birebir devirde ülkemize giren ne idüğü bilinmeyen para bunun 4 katı. Artık biz bu tabloyu çok sorgulayınca soru önergeleri verince bahsin peşini bırakmayınca saray tayfasının etekleri tutuştu. Kara paraya makyaj yapmaya soyundular. Oysa bugüne kadar turizm ve seyahatten elde edilen gelirleri eksik ölçüyorlarmış. 10 yıldır bunu fark etmemişler artık fark etmişler. Güler misiniz, ağlar mısınız?

“KARA PARA DA KARA SAHİBİNİ PEŞİNDEN GETİRİR”

* Kara para girişi o kadar büyük ki ne yapsalar bu minareye kılıf geçirmek mümkün olmuyor. Bu kaynağı meçhul paralar, kimin parası? Hırlının mı, hırsızın mı? Rüşvetçilerin mi, uyuşturucu baronlarının mı? İktisatta bilinen bir kuraldır. Makus para düzgün parayı kovar. Kara para da kara sahibini peşinden getirir. Ne diyordu Erdoğan? ‘Paranın rengi nedir? Dini nedir? Hiç sormadık. Zira paranın rengi, dini yoktur. Para paradır.’ Erdoğan’ın bu anlayışıyla ülke, parayı verenin düdüğünü çaldığı isteyenin istediğini yaptığı Yırtıcı Batı’ya çevirdi. Türkiye’nin AVM’lerinde, restoranlarında, sokaklarında, memleketler arası mafya hesaplaşıyor.

“ULUSLARARASI UYUŞTURUCU BARONLARININ İKAMET ADRESİ OLDU”

* Dün, dehşet verici bir haber; Türkiye sarsıldı. Sırp mafyası ülkemizde infazlar yapıyor, polis de ceset bulmak için orayı burayı kazıyormuş. Ülkenin düştüğü hale bir bakın. Suudiler gelir İstanbul Başkonsolosluğu’nda muhalif bir Suudi gazeteciyi katlediyor. Başkonsolosluğun bahçesini mezarlığa çeviriyor. Sırp mafya kümeleri İstanbul’da infazlar yapıyor. Villaların bahçelerini mezarlığa çeviriyor. Koskoca İstanbul, cellatların, milletlerarası mafyanın asri mezarlığına döndü. Memleketler arası uyuşturucu baronlarının ikamet adresi oldu. Ülkeyi yönetenlerden tık yok.

“GENEL LİDERİMİZİN NE KADAR HAKLI OLDUĞUNU ORTAYA ÇIKARDI”

* Uyuşturucu kullanımında da İstanbul, dünyanın önde gelen metropollerinden biri. Değerli bir akademik çalışmaya nazaran İstanbul, dünya metropolleri ortasında değişik uyuşturucu tiplerinin en çok kullanıldığı ikinci dünya kenti. Genel Liderimiz bu hakikatleri dillendirdi. Başta fotoroman siyasi figürler, suçluluğun telaşıyla ortalığı velveleye verdiler. Fakat bu son skandal bile Genel Liderimizin ne kadar haklı olduğunu ortaya çıkardı. Ülkemizde ne yazık ki parası olana her türlü hata sürece özgürlüğü var. Zira ‘Para, paradır’ diyen bir idare iş başında.

“MALİ HAREKET MİSYON GÜCÜ ÜYESİ OLUP DA BU GRİ LİSTEDE OLAN BİR TANE ÜLKE VAR, TÜRKİYE”

* Bu idarenin elinde kara paranın aklanması ve terörizmin finansmanında stratejik açıkları bulunan ülkeler ortasında sayılıyoruz. Üyesi olduğumuz Mali Hareket Misyon Gücü, ülkemizi, ‘Gri liste’ olarak bilinen, ‘Yüksek Nezaret Altındaki Ülkeler’ ligine aldı. Bu ligde kimler var. Burkina Faso, Haiti, Güney Sudan, Tanzanya, Suriye, Kamboçya, Uganda. Türkiye’nin ismi bu ülkelerle birlikte anılıyor. G-20 üyesi olup da Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı üyesi olup da Mali Aksiyon Vazife Gücü üyesi olup da bu gri listede olan bir tane ülke var: O da Recep Tayyip Erdoğan idaresindeki Türkiye. Bu türlü mi global finans merkezi olacağız? Finans merkezi olmak için evvel hukukun üstünlüğü, uygun yetişmiş liyakatli insan gücü gerekir. Kara parayla çaba gerekir.

“ÜLKEYİ UYUŞTURUCU BARONLARINA, MAFYAYA VE ONUN İŞBİRLİKÇİLERİNE DAR EDECEĞİZ”

* İngiltere’de dinlediğimiz yatırımcılar bize şunu söylediler; ‘Türkiye’nin gri listede yer alması nedeniyle Türkiye ile iş yapmakta zorlanıyoruz. Bankalardaki süreçlerimiz, öteki ülkelerin bankalarındaki süreçlerine nazaran daha yavaş cereyan ediyor. Zira bankalar gri listedesiniz, bu paranın menşei nedir araştırmak zorundayım diyorlar’ diyor. Yani gri listede olmanın milletimize bir maliyeti var. Buradan söylüyoruz. Seçimden çabucak sonra birinci işimiz, bu ayıba bir son vermek olacak. Kara paraya ve kara para sahiplerine amansız bir savaş açacağız. Bu ülkeyi uyuşturucu baronlarına, mafyaya ve onun işbirlikçilerine dar edeceğiz. Ülkemizin bugün global standartta büyümesinin önünü pak para ile aşacağız.

“TÜM TÜRKİYE KASIM SONUNU, ARALIK BAŞINI BEKLESİN”

* Genel Liderimiz işte bunun hazırlığını yapıyor. Biz bu ülkeden beşli çeteleri de memleketler arası ve yerli mafyayı da rüşvetçileri, kirli, yozlaşmış ilgi ağlarını da temizlemekte kararlıyız. Bu ülkenin gençlerine, tertemiz bir gelecek bırakmaya kararlıyız. Bizim hayalimizdeki Türkiye, dünyadaki yenilikçi kaynakları süratle kendine çeken, refah düzeyini süratle artıran, gelirin adil paylaşıldığı, toplumsal adaletin sağlandığı bir Türkiye’dir. Tüm Türkiye kasım sonunu, aralık başını beklesin… Genel Liderimiz, uzun müddettir üzerinde ağırlaştığı çalışmayı kamuoyuyla paylaşacak. Türkiye orijinal bir ufka yelken açacak.

“TÜYÜ BİTMEDİK YETİMİN HAKKINA SAHİP ÇIKAN BAY KEMAL’LER OLACAK”

* Önümüzde seçimde, iki Türkiye ortasında tercih yapacağız. Bir tarafta tüyü bitmedik yetimin hakkına sahip çıkan, Bay Kemal’ler olacak. Öbür tarafta kara parayla semiren beşli çetelerin hamileri… Bir tarafta helalinden para kazanan, milletin asil evlatları olacak, öteki tarafta kara parayla servetlerine servet katan, gemicikleriyle milyarlarca doları vergi cennetlerine kaçıran Sarayın mahdumları olacak. Biz şundan çok eminiz; Türkiye, sırtına tüneyen Türkiye’nin sırtına tünediği için kendini dev sanan cüceleri, bu seçimde artık sırtından atacak. Davetimiz tüm milletimize. Katılın bize…”

“BU YAPILANIN İSMİ GAZETECİLİK DEĞİL, OLSA OLSA TETİKÇİLİKTİR”

CHP önderi Kemal Kılıçdaroğlu’nun “İngiltere’ye pak para bulmaya gidiyorum” açıklaması ve geçmişte yaptığı ‘tefeciler’ tenkidine ait yöneltilen soruya Öztrak, şöyle cevap verdi.

* “Bu soruyu soran herhalde bir basın mensubu değil, olsa olsa bir trol. Genel Liderimize bu basın kuruluşunun muhabiri güya soru soruyor. Fakat bakıyorsunuz korsan bildiri okuyor. Havuz medyası, İngiltere’yi kara para aklamakla suçluyor. Genel Liderimiz da ‘İngiltere’nin gri listede olduğunu bilmiyorum’ diyerek bu soruyu soran muhabirle dalgasını geçiyor. Havuz medyası görmek isterse FATF’ın listesi ortada. Gri listede olan tek G-20, tek OECD üyesi, tek FATF üyesi ne yazık ki Türkiye. Anlaşılan havuz medyası bunu anlamıyor. Ya da nitekim anlamak istemiyor. Artık işi o kadar azıttılar ki Genel Liderimizin orada vermiş olduğu yanıtın başını sonunu kesiyorlar, algı operasyonu çekmeye kalkıyorlar. Gazetecinin ahlakı vardır. Bu yapılanın ismi gazetecilik değil, olsa olsa tetikçiliktir.”

“İNSAN HAKLARI KONUSUNDA REFERANDUM OLMAZ”

AKP’nin anayasa değişikliği teklifi için HDP ile ziyareti üzerine AKP’nin içinden de görüşmeye karşı çıkan ve destekleyen yansılara ait sorulan soruya Öztrak, “Baştan itibaren söylüyoruz, aziz milletimizin oyuyla seçilip parlamentoya gelen her parti ile görüşmek demokrasinin gereğidir. Lakin siyasette dengeli olmak da bir diğer değerli haslettir. Siyasette nerede soyunduysanız orada giyineceksiniz. Lakin anlaşılan Erdoğan’ın referandum yapabilmek için gözü dönmüş vaziyette. Referandum sandığı ile millete çektirdiklerini unutturmaya çalışıyor. İki sandık getirecek, öbür sandıkta millete çektirdiklerini unutturacağını sanıyor. Kurt kışı geçirir, fakat yediği ayazı unutmaz. Bu ortada daha geçtiğimiz hafta bu partiye demediğini bırakmayan Bahçeli’nin yarın neler söyleyeceğini de merakla bekliyoruz. Şunun bir kere daha altını çizmek isterim; insan hakları konusunda referandum olmaz. Türkiye’de bayanın ne giyip ne giymediğine müdahale edilmesini önleyen kanun teklifimiz Meclis’te. Türk bayanın kendisine yakışan ne ise serbestçe onu giyebilmesi konusunda bu iktidar, hükümet samimi ise gelsinler bir günde bu maddeyi çıkartalım” diye karşılık verdi.

“MYK’DA GÜNDEME GELMEDİ”

Öztrak, AKP’nin başörtüsü konusundaki anayasa değişikliği teklifinin CHP MYK’sında gündeme gelip gelmediğine ait yöneltilen soruya ise, “Bu hususta Küme Başkanvekillerimiz esasen gereken yanıtı verdiler. Hasebiyle bu husus MYK’da gündeme gelmedi” dedi. ANKA