23 Nisan’da Silivri açıklarında meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki deprem İstanbul’u sokaklara dökmüştü.
Peş peşe devam eden artçılar ve son olarak Cuma günü merkez üssü Büyükçekmece olan 4.3 büyüklüğündeki artçı depremler endişeyi daha artırmıştı.
Depremin ardından sabaha kadar etkilerini takip edeceğini söyleyen Prof. Dr. Ercan, “Son olan M6,2 depremi gösterdi ki, kuzey Marmara tek parça bir kırıktan oluşmuyor. Dolayısıyla M7,5-M8,0 deprem büyüklükleri bilimsel tutarsızlık içerdiği anlaşılmıştır. Son gelinen nokta 1999’dan beri vurguladığım Trakya ile İstanbul kolu olmak üzere iki depremli bir kırılma olacak. Beklenen en büyük deprem M7,0-M7,2. Son deprem de kırık boyunu 28 km kısalttığına göre Trakya kolunda M6,9-M7,1’e düşmüş, İstanbul kolunda ise M6,4-M6,7 arası iki deprem” demişti.
Prof. Dr. Ercan ayrıca Marmara’nın büyük deprem üretecek gerginlikte olmadığını belirterek, “Marmara Denizinde Gemlik, Mudanya, Bandırma, Erdek, Biga’da büyük depremler olur mu? Jeofizik, Uzaydan konum belirleme ölçümlerini kullanarak çıkarılan Yer bükülme(deformation) haritalarına göre Marmara Denizi hem kuzey, hem de güneyde deprem oluşturacak gerginlikte değil.” ifadelerini kullanmıştı.
Sözcü
