GüncelGündem

Prof. Sözbilir: Afetlerden az zararla çıkmak için siyasetüstü yapı lazım

Paylaş:

İZMİR – İzmir’in Seferihisar ilçesi açıklarında 30 Ekim 2020’de meydana gelen ve merkez üssü Yunanistan’ın Sisam (Samos) adası olan 6,9 büyüklüğündeki depremde 117 kişi hayatını kaybetti. Yaklaşık 85 bin kişinin evini kaybettiği depremde onlarca kişi de yaralandı. Depremin ikinci yıldönümünde de yaralar sarılmazken, depremzedeler halen evlerine kavuşabilmiş değil.

İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir ile ikinci yıldönümü yaklaşan İzmir depremini konuştuk.

‘YEREL YÖNETİMLER, BİLİMSEL ÇIKTILARI DİKKATE ALMADI’

30 Ekim 2020 Samos merkezli İzmir depreminin üzerinden yaklaşık 2 yıl geçti. İzmir’de 117 kişinin vefat ettiği bu depremle ilgili geriye dönüp baktığımızda neler söyleyebilirsiniz? Zamanında gerekli önlemler alınsaydı kaybettiğimiz insanlar aramızda olur muydu?

Türkiye 33 bin vatandaşımızın can verdiği 1939 Erzincan depreminden beri deprem ile ilgili kanunlar, yönetmelikler çıkartıyor. 20 bin civarında can kaybının yaşandığı 1999 Kocaeli ve Düzce depremleri dirençli bir toplum olma yolunda bir milat olarak kabul edilebilir. Türkiye’de ilk kez 1998-2000 yılları arasında yapılan İzmir Deprem Master Planı (RADIUS projesi) yapı/bina stokumuzun önemli bir bölümünün depreme dayanıklı olmadığını göstermiştir. RADIUS projesinde zayıf zeminler üzerindeki bina stokumuz belirlenmişti. Bunun yanında 2007 yılında İzmir Büyükşehir Belediyesi ve AFAD ile DEÜ-DAUM arasında yapılan protokol gereğince TÜBİTAK-KAMAG projesi kapsamında Aliağa’dan Menemen, Bayraklı ve Alsancak ile Narlıdere’ye kadar olan zeminler ayrıntılı bir şekilde incelenmiş, zeminlerin deprem sırasındaki dinamik davranışları ortaya konmuş ve özellikle Bayraklı bölgesine dikkat çekilmişti. Fakat bu durum 2000’li yılların başından beri bilinmesine rağmen, maalesef gerekli önlemler alınamadığından 117 vatandaşımızı kaybetmiş olduk. Kısacası yerel yönetimler, bilimsel çıktıları dikkate almadı veya bilimin ne demek istediğini anlayacak bir yapılanmaya sahip değildi. Gelinen aşamada, hâlâ daha Türkiye ölçeğindeki yerel yönetimlerde yerleşime uygunluk kıstaslarını bilen ve depreme dayanıklı bina stokunu sorgulayabilecek bilgi birikimine sahip jeoloji, jeofizik ve inşaat mühendisi bulunmuyor.

”İZMİR DEPREME HAZIR’ DEMEK İÇİN ÇOK ERKEN’

Samos Depremi’nden gerekli dersleri çıkartabildik mi? İki yıl içinde İzmir’de bu yönde etkin bir faaliyet gözlediniz mi? İzmir, Samos büyüklüğündeki yeni bir depreme hazır mı?

Türkiye ölçeğinde istatistiki olarak 6 yılda bir yıkıcı deprem oluyor. Her depremden sonra, gittikçe azalan bir ivme ile çalışmalar yapılıyor. Türkiye 2015 yılında imzaladığı uluslararası SENDAİ sözleşmesi kapsamında afet risk azaltma yolunda önemli adımlar atmaya başladı. Daha önce afet sonrasına yönelik bir çıkış noktası ile yapılan çalışmalar, özellikle bu tarihten sonra afet öncesi çalışmalara odaklanıldı. Bu kapsamda 2021 yılında 81 ili kapsayan İl Afet Risk Azaltma Planları (İRAP) yapıldı. Ardından 8 Temmuz 2022 yılında Türkiye Afet Risk Azaltma Planı (TARAP) Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Bu planlarda ilgili kurum ve kuruluşların yapmakla mükellef oldukları yüzlerce eylem var. Örneğin İzmir ili için 227 eylem var.

Herkes iyi niyetle bir şeyler yapmaya çalışıyor ama sanırım siyasi nedenlerden ötürü özellikle yerel yönetimler deprem zararlarını azaltmaya yönelik atılımları bir türlü gerçekleştiremiyorlar. Bunun en büyük nedeni danıştıkları insanların yetersizliği ve konudan bihaber olmalarından kaynaklanıyor.

30 Ekim depreminden sonra TÜBİTAK, AFAD ve başta DEÜ olmak üzere birçok üniversite deprem araştırmalarına yönelik proje çağrılarına çıktı. Depremlerin sismik kaynaklarını oluşturan diri fayları anlamaya yönelik çalışmalara hız verildi. Bu çalışmalar hem karada ve hem de denizlerimizde yürütülüyor. Mikro bölgeleme çalışmalarına da hız verildi. Fakat uluslararası düzeyde 1970’li-80’li yıllarda tamamlanan mikro bölgeleme çalışmaları, İzmir’de yeni başladı. Böyle olunca, tabii ki “İzmir depreme hazır” demek için çok erken.

Hasan Sözbilir

Peki, İzmir’de yapı stoku bakımından depreme hazırlık çalışmalarını yeterli buluyor musunuz?

Tabii ki yeterli değil. Yapı stoku çalışmaları 20 yıl önce bitmesi gereken çalışmalar aslında. Normal şartlarda bina yapılırken gerekli bilgiler olması gerektiği gibi depolansa ve sorgulanabilir bir bilgi sistemi kurulmuş olsa, günün sonunda kentsel dönüşüm ve güçlendirme çalışmalarının tümü bitmiş olurdu. Şimdi kaplumbağa hızıyla yapı stoku envanterini çıkartmaya çalışıyoruz. Yapılması gereken şey, siyaset üstü bir yapılanma ile Türkiye’deki tüm yapı stokunun tek bir elde toplanmasıdır. Bu kapsamda yerel yönetimler ile devlet kurumlarındaki verileri birleştiren merkezi bir yapılanmaya ihtiyaç var. Türkiye’nin 81 ilinde belirli standart ve kalitede uygulanabilecek bir deprem bilgi sistemine ihtiyaç var. Biz DEÜ olarak Üniversite Araştırma Destek Programı (ADEP) kapsamında, deprem ile ilgili resmi kurum ve kuruluşlarla birlikte “Türkiye için Deprem Master Planı Standartlarını Belirleme Projesi”ni (TÜRDEMAP) başlatmış bulunuyoruz. Bu proje ile 81 ilde uygulanabilecek diri fay, zemin ve bina envanterinin çalışma standartlarını belirlemiş olacağız. Bu standartlar daha sonra zarar azaltma ve kayıp tahmin analizlerinde kullanılacak.

‘YERLEŞİM YERLERİNDEN GEÇEN 100 CİVARINDA DİRİ FAY VAR’

Ege Bölgesi’nde deprem riski ağırlıklı olarak hangi bölgelerde ön plana çıkıyor? Yakın gelecekte deprem riskine dikkat çektiğiniz bir bölge var mı?

Ege Bölgesi dünyanın sismik yönden en aktif alanlarından birisi. Büyük çoğunluğu yerleşim yerlerinden geçen 100 civarında diri fay var. Bu fayların sadece 10 tanesi son 100 yılda kırılarak can ve mal kayıplarının yaşandığı yıkıcı depremlere neden oldu. Bu 10 adet fayın yeniden deprem üretebilmesi için yüzlerce yıl geçmesi gerekiyor. Fakat geriye kalan 90 adet fay 1900 yılından önceki tarihsel dönemlerde kırılmış. Bölgede 1000-5000 yıldır deprem üretmeyen faylar var. Balıkesir, Manisa, Denizli, Afyon, Kütahya, İzmir, Aydın, Muğla gibi illerimizde bu faylar mevcut. Türkiye ölçeğinde 20 ayrı yerde deprem üretme zamanı gelmiş faylar var.

Yapılması gereken; mevcut durumumuzu çok iyi analiz etmemiz gerekiyor, İRAP ve TARAP planlarında belirlenen eylemlerin öncelik sırasına göre hızlıca uygulanması, toplumun deprem öncesi, sırası ve sonrasında neler yapması gerektiği konusunda sürekli bilinçlendirilmesi, özellikle yerel yönetimlerin deprem ve diğer afetlerden en az zararla çıkmak için siyaset üstü bir yapılanmaya gitmesi gerekiyor. Hâlihazırdaki yerel yönetim anlayışı ile depreme karşı dirençli bir toplum olma şansımız çok zayıf.

Paylaş:

Sağlık İçin Kızılötesi Karbon Isı Boyası
Canlıların, özellikle de insanların sağlıklı yaşayabilmek için kızılötesi ışınlara ihtiyaçları vardır. Ancak bir aylık bir sürede yoğun bir şekilde alınan güneş ışınlarının depolanması mümkün değildir. On iki ay boyunca alınacak terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ise sayısız fayda sağlar.

  • Hücre sisteminin yenilenme gücünü artırır,
  • Kan dolaşımını hızlandırır,
  • Kronik yorgunluğu azaltır,
  • Bağışıklık sistemini güçlendirir,
  • Astım, alerjik rinit gibi solunum yolu rahatsızlıkları olan hastalar için en sağlıklı ısıtma sistemidir,
  • Kas ağrıları, sırt ağrıları ve eklem rahatsızlıklarını azaltır,
  • Bazı kanser türlerinin gelişimini engelleme özelliğine sahiptir,
  • Şeker hastalıklarının yan etkilerini azaltır,
  • Fizyoterapi tıp merkezlerinde doğrudan kullanılır.

Tıbbi araştırmalar, uzun dalga boyundaki ışınların terapi etkisi yaptığını, hiçbir zararlı yan etkisinin olmadığını ve insan vücudu için en uygun sıcaklığı sağladığını göstermiştir. Uzun dalga boyunda, terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ile ısıtma sistemi olarak geliştirilmiş olan SRN  Kızılötesi Isı Boyası, güneşin altında ısınma hissini on iki ay sağlamaktadır. SRN Kızılötesi Isı Boyası, uygulandığı ortamı sadece ısıtmakla kalmaz; aynı zamanda bir fizyoterapi merkezine çevirerek, içinde yaşayanların sağlığına katkıda bulunur.
Uzun dalga kızılötesi, radyan ısıdır; yüzünüzde güneşin veya odun ateşinin sıcaklığını hissetmekle aynı histir. Hatta kendi vücudumuzun da yaydığı ısı türüdür. İnsanlığın bildiği en temel ısınma şeklidir. Önce objeleri ısıttığı, ısınan objelerin de ısı yayarak çevreyi sıcak tuttuğu için binlerce yıldır tercih edilmiştir.
Bugün, yüksek enerji verimliliğine sahip SRN Kızılötesi Isıtma Teknolojisi, estetik ve konforlu bir şekilde radyan ısıyı çevre dostu olarak kolayca tekrar kullanabilmemizi sağlamaktadır.
Geçtiğimiz yüzyılda insanoğlunun konforlu olması sebebiyle tercih ettiği konvansiyonel ısıtma sistemlerinin (petek, klima vb.); yakın gelecekte yerini tekrardan kızılötesi ısıtma sistemlerine bırakması kaçınılmazdır.
SRN KIZILÖTESİ KARBON ISI BOYASI HAKKINDA BAZI BİLGİLER

  • SRN Kızılötesi Isı Boyası havayı kurutmaz ve havayı değil sizi ısıtır.
  • 24 V Elektrik ile çalışan Kızılötesi Isı Boyası sistemi yenilenebilir enerji kaynaklarıyla kombine çalışabilir. (Güneş ve Rüzgar enerjisi)
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası Üstüne duvar kağıdı,sıva ve boya gibi ürünler ile uygulanabilir özelliklere sahip bir üründür.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası’nın boyandığı ortamda nem ve küf olmaz.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası mekanik tesisat ve bakım gerektirmeye bir üründür.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası anında ısınma ve homojen ısı dağılımı sağlar.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası sağlıklıdır, nefes hastaları (bronşit vb) için en uygun ısıtma teknolojisidir.
  • Su bazlı karbon kaplamalar ek veya ana ısıtma da mükemmel olarak kullanılabilir.
  • Pars alüminyum tozu,pars bakır tozu,Pars Çinko Tozu,Pars Grafit Tozu,Pars Kurşun Tozu,Pars demir tozu,pars kurşun oksit,pars kurşun oksit sülyen,pars kurşun oksit mürdesenk,pars fire assay flux,pars nitrik asit,pars hidroklorik asit,pars sülfürik asit,pars hidrazin hidrat,pars kaolin,pars sepiyolit,sunsep,sundiyo,sunmag,pars zeolit,pars 67 mangan dioksit,pars85 mangan dioksit,hadjin yılan kovucu,parsvet yara tozu,pars lime sülfür,nanotozlar,yemkat.com,sunshield kaolin,sunshield sıvı kaolin,pars silisyum karbür,silisyum karbür,dmr74 mangan dioksit,pars magnezyum sülfat,pars magnezyum sülfat anhidrat,pars magnezyum sülfat monohidrat,pars magnezyum oksit,pars bakır sülfat,pars demir sülfat monohidrat,pars kalay sökücü,pars nikel sökücü,süren vollastonit tozu,pars volfram  tozu,pars molibden tozu,pars antimon oksit,pars potasyum hidroksit,pars potasyum silikat,kimyadeposu.com,claypacks.com,demsil silikajel,demsil kil paketi,demsil nem alıcı,nemal nem alıcı,pars sodyum metabisülfit,pars sodyum bisülfat,pars magnezyum nitrat,pars sodyum persülfat,pars kalsiyum sülfat,pars kalsiyum sülfat dihitrat,pars hayvan altlığı,pars sodyum lignosülfonat,pars maden tozları,pars metal tozları,pars yem katkıları,pars nanotozlar,pars çinko oksit,sunshield sıvı kaolen,süren titanyum tozu,pars bakır oksit,demsil silikajel,süren otocam çizik giderici,pars seryum oksit,süren ferro vanadyum tozu,pars spekülarit,süren bit-pire kovucu,süren bakır tozu,süren teknoloji,bakır tozu,
  • DMRSÜREN KİMYA LTD.ŞTİ
  • 05523307100-05325466184
  • www.kimyadeposu.com,www.claypacks.com,www.nanotozlar.com,www.netyerim.net
  • www.potasyumsilikat.net,www.kursunoksit.com,www.parsman.com.tr,www.parsgrafit.com.tr
  • www.parox.com.tr,www.sepiyolit.net,

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu