Samatya Hastanesi önünde sağlıkçılardan hareket

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın, sarsıntıya dayanıksız olduğu belirtilen Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi’nin yenilenme sürecinde, Taksim ve Samatya’daki hastanelerde hizmet vereceğini istikametindeki açıklaması sıhhat çalışanlarının yansısını çekmişti. Samatya’daki İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi çalışanları ve STK’lar, hastane önünde toplanarak “Samatya’dayız, hiçbir yere gitmiyoruz” sloganı atarak alınan kararı protesto etti.

Sağlık ve Toplumsal Hizmet İşçileri Sendikası (SES), Öz Sıhhat ve Toplumsal Hizmet Personelleri Sendikası (Öz Sağlık- İş), Sıhhat ve Toplumsal Hizmet Çalışanları Sendikası (Sağlık Sen), Türkiye Sıhhat ve Toplumsal Hizmetleri Kamu Vazifelileri Sendikası (Türk Sıhhat Sen), Türkiye Sıhhat Çalışanları Sendika (Sağlık-İş), Hemşireler ve Tüm Sıhhat Profesyonelleri Sendikası (HEP-SEN) ve İstanbul Tabip Odası, Samatya’da bulunan İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde bahse ait ortak açıklama yaptı. Harekete CHP Fatih İlçe Başkanlığı da dayanak verdi.

“HİÇBİR HASTANE YÖNETİCİSİNİN DAHİ FİKRİ ALINMADI”

6 Şubat’taki zelzelelerin akabinde İstanbul’daki sıhhat kurumlarındaki risklere karşı hastanelerin tahliye ve taşınmalara ait Sıhhat Bakanı Fahrettin Koca’nın 8 Mart’ta yaptığı açıklamayı hatırlatan sıhhat işçileri, “Hepimizin bildiği üzere son 10 yıldır muhtemel bir sarsıntıya dayanıksız olduğu bilinen çok sayıda hastane bugüne kadar hiçbir tedbir alınmayıp, yaşadığımız sarsıntı felaketi ile apar topar epeyce karmaşık bir taşınma, birleştirme sürecine girmiştir. Bu sürecin karar vericilerinin hususa dair net bir açıklama yapmamış olmaları bu hastanelerde çalışan bizleri olduğu kadar bu hastanelerden hizmet alan hastalarımızı da hayli endişelendirmiştir. Bu planlamalar yapılırken ne hastanemizin fiziki şartları ne çalışan sayısı göz önünde bulundurulmamış, çalışan temsilcileri, hatta hiçbir hastane yöneticisinin dahi fikri alınmamıştır.” tabirlerini kullandı.

“SAMATYA HASTANESİ BU BÖLGENİN KIYMETLİ ÖLÇÜDE SIHHAT MUHTAÇLIĞINI KARŞILAMAKTADIR”

Samatya ismiyle da bilinen İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin Emekçi Sigortaları Hastanesi olarak 1960 yılında Balkanların en çağdaş hastanesi olarak kurulduğu hatırlatılan açıklamada şöyle denildi:

“Hastanemizin Sur içi ve İstanbul halkı için yaşamsal değeri tartışmasızdır. Samatya Hastanesi bu bölgenin kıymetli ölçüde sıhhat muhtaçlığını karşılamaktadır. 2005 yılına kadar SSK Samatya hastanesi olarak hizmet veren, 2005 yılından sonra Sıhhat Bakanlığı İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi olarak ismi değiştirilen ve tıpkı tarihlerde bir dizi güçlendirme ve yerinde yine dönüşüm süreçlerinden geçmiştir. Hala hizmet veren ana bina olarak isimlendirdiğimiz Başhekimlik binamızın risk taşımadığı lakin öteki eklentilerin poliklinik, patoloji, kreş, biyokimya laboratuvarının içinde olan binaların yüksek risk taşıdığı bilgisi tarafımıza iletilmiştir. Boşaltılacak bu binalarda verilen hizmetlerin Haseki Eğitim Araştırma Hastanesinin boşalttığı binaya taşımak için de planlamalar yapıldığı bilgisi tekrar tarafımıza iletilmiştir.”

“DOĞACAK OLUMSUZ SONUÇLARIN VEBALİ YETKİLİLERİN OMUZLARINDADIR”

Yaşanan süreçte mağdur olmak istemediklerini vurgulayan sıhhat çalışanları açıklamasına şöyle devam etti: “Samatya’nın taşınması yahut dağıtılması durumunda bölge nüfusuna gerekli sıhhat hizmeti sunulamayacağı üzere, mümkün beklenen bir zelzele durumunda üç tarafı denizle çevrili bu yarımada halkı gidecek, yaralarını saracak bir hastane bulamayacaktır. Doğacak olumsuz sonuçların vebali yetkililerin omuzlarındadır. Bu nedenle Sıhhat Bakanlığı’nın yalnızca hastanemiz değil tüm İstanbul’un sıhhat hizmetlerini planlarken halkımızın ve sıhhat çalışanları olarak bizlerin muhtaçlıklarını gözeterek hareket etmeye davet ediyoruz.”

“İSTANBUL SIHHAT ALANINDA ADETA BİR KRİZLE KARŞI KARŞIYA KALMIŞTIR”

Kararın alınırken, sıhhat çalışanlarının şartlarının da göz önünde bulundurulması gerektiğine dikkat çekilen açıklamada, “Hepimizin ömürlerini direkt etkileyecek bu kararlar alınırken masa başında değil kesinlikle alan müşahedeleri, fiziki şartlar ve en değerlisi de orada sıhhat hizmeti sunan bizlerin şartları göz önünde bulundurulmasını istiyoruz. Hastanelerin yerlerinden edilmeye çalışılması, oluşan düzensizlik ile İstanbul sıhhat alanında adeta bir krizle karşı karşıya kalmıştır. Ve bir an evvel çözülmesi gerekmektedir.” denildi.

“SORUN BİLİMSEL BİR KONSEYLE VE ORTAK AKILLA, YÜRÜTÜLECEK SEFERBERLİKLE KOLAY KOLAY ÇÖZÜLEBİLİR”

Yaşanan sorunun tahlilsiz olmadığını, kısa müddette tahliller üretilebileceğini belirten sıhhat çalışanları, açıklamasını şu sözlerle sonlandırdı:

“Biz biliyoruz ki bu kriz tahlilsiz değildir. Kısa müddette tahliller üretmek mümkündür; Bilimsel otoritelerin de içinde olacağı sendikalar, Tabip Odası ve Büyük Kent Belediyesi, valilik başta olmak üzere, alanında uzman kurumların da olduğu bilimsel bir heyetle ve ortak akılla, yürütülecek seferberlikle çok kısa müddette çözülmesi mümkündür.

“İSTENİRSE HAFTALAR İÇİNDE PREFABRİK SÜREKSİZ HASTANE BİNALARI KURULABİLİR”

*Şunu çok uygun biliyoruz ki, tahlil, var olan, sistemleri oturmuş, yıllardır hizmet veren, bulunduğu kentin kültürünü, mayasını oluşturan esaslı hastanelerin dağıtılması değil, yerinde yapılandırılması, güçlendirilmesidir. Şayet istenirse haftalar içinde prefabrik süreksiz hastane binaları kurulabilir. ‘O kadar vaktimiz yok durum daha acil’ deniyorsa şayet günler içinde sahra hastaneleri, çadır hastaneler, çadır ASM’ler yapılabilir.

“SAĞLIK HİZMETİ VERMEYE DEVAM ETMEK İSTİYORUZ”

*Yeter ki iktidar, Sıhhat Bakanlığı İstanbulumuz için seferberlik ilan ederek yanlışsız adımları atsın. Son kelam olarak; Bizler Samatyalıyız ve Samatya da kalmak istiyoruz. Hastalarımıza, halkımıza burada ve canı gönülden, sıhhat hizmeti vermeye devam etmek istiyoruz.”