AktüelGüncelGündemTürkiye

Saray düşünüyor sen düşünme ek!

Paylaş:

Öğrencisi olduğumuz dönemde Ege Üniversitesi Kampüsü şimdiki gibi beton değil, dutluktu!

Şaka değil Bizim fakülte bir taraftan tıp, bir taraftan bilgisayar, bir taraftan güzel sanatlar ve dört bir taraftan da Ziraat Fakültesi ile komşuydu. Dut mevsimi bitene kadar ağaçların altındaydık. Zeytinlikler, sebze ve çiçek seraları, inekler, koyunlar

Şimdi de öyle mi bilemiyorum, arkadaşlarla komşu bölümlerin derslerine girerdik. Üç arkadaş ziraatin dersine girdik bir gün. Arka tarafa oturduk. Keşke alsaydım adını, almadım. Yaşlıca bir hoca geldi, Bismillah, “Ooo misafirlerimiz varmış, hoş geldiniz” dedi.

Ve unutamadığım bir ders verdi

“Çiftçi Mehmet Ağa’nın iki kızı varmış. İkisini de sonuna kadar okutmuş, birini kendisinden sonra toprağına sahip çıksın, daha ileri götürsün diye ziraat fakültesine göndermiş. Kız son sınıfta tatil için baba ocağına dönmüş. Bir gün iki gün derken Mehmet Ağa, ‘Oturmak olmaz seninle tarlalara, bahçelere gidelim. Neler öğrendin, neler yapmayı düşünüyorsun konuşuruz hem’ demiş.

Bahçeleri dolaşırken budama mevsimi olduğu için işçiler ağaçları buduyormuş. Kız hevesle öne atılıp, ‘Baba, aşılama işi çok önemli. Verimi birken beşe çıkarırız’ demiş. Ağa’nın ağzı kulaklarına varmış, doğrudur kızım demiş. Kız devam etmiş: Mezun olup geleyim ilk iş bu erik ağaçlarının hepsini aşılayacağım

Ağa’nın tadı kaçmış, “İyi de kızım bunlar erik değil ki, kiraz” demiş!

Yani demem o ki, tarım çok önemli iştir. Eksiklik, hata kaldırmaz. Toprak işine öyle dostlar alış verişte görsün türünden bakılmaz. Araştırmak, her bilgiyi tam öğrenip, uygulamak gerekir. Siz siz olun, Mehmet Ağa’nın kızının durumuna düşmeyin”

O dersten çıkalı yıllar oldu

Erzincan’ın Refahiye İlçesi Kayı Köyü’nde yaşayan Dursun Bey’in 7 çocuğu oldu, ikinci çocuğuna Binali adını koydu, sonuna kadar okuttu. Binali de okudu. Gemi mühendisi oldu, yüksek lisans yaptı, tersanelerde çalıştı. İstanbul’da İDO Genel Müdürlüğü yaptı. Uzun yıllar Ulaştırma Bakanlığı yaptı, Meclis Başkanı oldu, memleketin son başbakanı oldu, İzmir’den, İstanbul’dan belediye başkan adayı oldu. Nereye istenirse oraya aday oldu, herşey oldu yani!

Binali Yıldırım

13 Mart’ta Çorlu’da konuştu. Çifçilere öğüt verdi

“Ekin kardeşim! Ekebildiğiniz kadar ekin. Maliyetler yüksek, mazot yüksek, gübre yüksek, diğer girdiler yüksek nasıl ekerim diye düşünüyorsunuz, düşünmeyin! Devletiniz yanınızda! Kar yılı var, kar yılı Danyanın tahıl ambarı Ukrayna, Rusya yok! Yüzde 60’ını üretiyorlar. Peki bu nasıl karşılanacak?(Savaş var buğday üretemeyecekler, üretseler de satamayacaklar demek istiyor) Sonuna kadar ekelim! Merak etmeyin, Cumhurbaşkanımız bunun üzerine düşünüyor. Deliler gibi üreteceğiz ki sürümden kazanalım!”

Teknolojiyle aram iyidir diyen Binali Bey, “Deliler gibi ekin” diyor, ama!

Ziraat fakültesinde okumaya gerek yok, cep telefonundan giriyorsun internete, ‘buğdayda ekim ve hasat ne zaman’ diye yazıyorsun. Saniyesinde bir sayfa açılıyor:

“Buğday ekimi Marmara, Ege ve Karadeniz bölgelerinde 15 Ekim’de, Akdeniz bölgesinde 1 Kasım’da, Doğu Anadolu’da 1 Ekim’de, İç Anadolu bölgesinde 10 Ekim’de yapılır. Bu bölgelerde hasat ise Mayıs, Haziran, Temmuz aylarında olur!”

Telefonu cebine geri koymadan giriyorsun devletin ‘ilan.gov.tr’sine ‘traktör’ yazıyorsun. New Holland marka traktör icradan satılık, Massey Ferguson marka traktör mahkemeden satılık! İcra dairesi değil, traktör galerisi.

Aynı bulut sistemi, kafayı sıyırırsın!

Tarla yazıyorsun; Ankara Kahramankazan’da icradan satılık tarla diye bir başlıyor arkadaş, sonu gelmiyor!

Mazot 23 lira olmuş, sen ek diyorsun Üç gün önce yeni zam gelmiş gübreye. DAP 10 bin 500, ÜRE 12 bin 500, CAN gübre 7 bin lira olmuş, cumhurbaşkanı düşünüyor sen düşünme diyorsun Çiftçinin kullandığı elektriğe yüzde 130 zam yaptınız, maliyeti düşünme deli gibi ek diyorsun

İnsanı deli ediyorsun!

Yaşıyorsa Allah sağlıklı ömür versin, Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nin o kıymetli hocası alsa karşısına dünya yansa umurlarında olmayan AKP’li yöneticilerle memleketin son başbakanını, onlara Mehmet Ağa’nın ağzından neler der, nasıl bir ders verirdi acaba?

Belki de Şeyh Edebali’nin kısa ve öz şu sözünü söylerdi ‘anlayana’ diyerek

Ey oğul! Toprağın ekim zamanını bilen çiftçi başkasına danışmaz. Yalnız başına kalsa da! Yeter ki toprağın tavda olduğunu bilebilsin!

aip2(‘pageStructure’, {“pageType”:”other”,”pageCategory”:”sozcu”,”pageIdentifier”:””}, ‘https://www.sozcu.com.tr/rss/tum-haberler.xml’);var aip2_pageCategory = “sozcu”;

Paylaş:

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu