Seçil Erzan cezaevinde konuştu: ‘Ödeyecek bir şeyim, param yok’

Ünlü futbolcularının da ortalarında bulunduğu bireylerin milyonlarca dolar dolandırdığı gerekçesiyle tutuklanan banka müdürü Seçil Erzan’ın memleketi Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde olaya ait gelişmeler sürüyor. Erzan’ın, aldığı paraları geri ödemede zahmet çekmesi üzerine ocak ayından itibaren memleketi Çorlu’ya gelerek, birçok bireyden tanıtımını yaptığı fona yatırmaları için para istediği belirtildi.

ÇORLU’DA FONA İŞTİRAKÇİ ARADI İDDİASI

Çalıştığı bankada paraları bulunan müşteri listesini temin eden Erzan’ın, Çorlu’da bu bireylere tek tek ulaşıp, fona para yatıran futbol dünyasının ünlü isimlerini verip “Siz de bu fona para yatırıp, yüksek kar elde edebilirsiniz” diyerek para talep ettiği ortaya çıktı. Çorlu’da birçok kişinin Erzan’ın fonuna para yatırdığı, birtakım bireylerin de teklifleri reddettiği belirlendi.

Avukat Necdet Kaplan

PARAYI VERDİĞİ NAZLI’NIN FOTOĞRAFINI ÇEKTİ

Çorlu’da kuyumculuk, inşaat ve akaryakıt alanlarında faaliyet gösteren iş insanı Ömer Kahraman, Erzan’a fona yatırması için birincisi 9 Ocak’ta 300 bin dolar olmak üzere toplam 1 milyon 640 bin dolar verdi. Bu paranın 350 bin dolarını geri alan Kahraman’ın Erzan’dan 1 milyon 290 bin dolar daha alacağı bulunuyor.

Seçil Erzan, teklifini kabul eden Kahraman’a parayı alması için Nazlı Can’ı gönderdiği ortaya çıktı. Kahraman, tanımadığı Can’ın fotoğrafını çekip, WhatsApp üzerinden Erzan’a atarak “Bu bireye mi vereyim?” diye sordu. Erzan’ın da “Verebilirsin” demesi üzerine Kahraman, Nazlı Can’a parayı verirken fotoğrafını çekerek, Erzan’a attı. Erzan, sonraki süreçlerde de Kahraman’dan para almak için Nazlı Can’ın kardeşi Kerem Can’ı gönderdiği belirtildi.

“TEHDİT Mİ EDİYORSUN BENİ”

Mart ayında verdiği parayı geri alamayan Ömer Kahraman, Erzan ile WhatsApp üzerinden temas kurup, parasını istediği yazışmalar ortaya çıktı. 8 ve 9 Mart tarihlerinde gerçekleşen o yazışmalar şöyle:

Seçil Erzan: Ömer aradım seni

Ömer Kahraman: Seçil bak, bu konuştuğumuz hususta çok ciddiyim, bir sorun varsa lütfen bana söyle

Seçil Erzan: Ömer hakikaten yok olsa söylerim

Ömer Kahraman: Günaydın umarım bugün uygun bir haber vardır. Sen de benim için düzgün bir haber yoksa cuma günü ben sana âlâ bir haber vereceğim. Umarım senin bu türlü bir uygun bir habere muhtaçlığın olmaz.

Seçil Erzan: Günaydın Ömer tabi ki âlâ bir haber vereceğim. Tehdit mi ediyorsun beni?

Ömer Kahraman: Sen nasıl algılarsan

Seçil Erzan: Ömer dışarıdayım seni arayacağım. Ömer arıyorum seni.

SEÇİL ERZAN 70’TEN FAZLA ARADI İDDİASI

Kahraman’ın avukatı Necdet Kaplan, Erzan’ın daha evvel Çorlu’da vazife yaptığı için müvekkilini tanıdığını söyleyerek “Uzun yıllar irtibatı olmamış lakin bu iş başlayınca müvekkilimize ocak ayı başında gelip, bu fondan bahsediyor. Bu fonda kendisinin de olduğunu, Denizbank üst idaresinde Hakan Ateş, Mehmet Aydoğdu, Fatih Terim ve birçok ünlü futbolcunun olduğunu söylüyor. Bu fona girmesi gerektiğini, çok karlı bir yatırım olduğunu düşünüyor. Müvekkilimi ikna etmeye çalışıyor. Birinci evvel müvekkilim ikna olmuyor, sonra bir gazete kupürüyle tekrar geliyor, teklifte bulunuyor, müvekkilim bir daha düşünmek için müddet istiyor” dedi.

Kaplan “Sonra telefonla, ısrarla, baskıyla kaç kez aradığını bilmiyoruz ancak 70 kereden fazla olduğu söyleniyor. Baskı kurduktan sonra müvekkilim yanına bir kısım para alarak, 9 Ocak 2023’te yaklaşık 300 bin dolar parayla Denizbank Levent Şubesi’ne götürüyor ve Seçil Erzan’a veriyor. Müvekkilimin beyanına nazaran, WhatsApp yazışmalarında da var. 1 milyon 640 bin dolar toplamda para veriyor, bunun 350 bin dolarını alıyor, 1 milyon 290 bin dolar daha alacağı var” dedi.

“MAL VARLIĞINA RASTLANAMADI”

Erzan’ın Ömer Kahraman’a ödeme tarihleri verdiğini söyleyen Kaplan, şöyle devam etti:

– Müvekkilim en son 10 Şubat 2023 tarihinde para verdikten sonra Seçil Erzan’dan bir daha para alamıyor. Para alamayınca da ısrarla telefonla, manzaralı olarak, WhatsApp aramasıyla bir türlü olumlu dönüş olmayınca müvekkilim de şüpheleniyor. Israrla aramasının akabinde Göktürk’teki meskenine gidiyor, banka şubesine gidiyor. En son ulaşamayınca sonradan herkes üzere medyadan öğreniyor.

– Bahsettiğimiz ölçü, çok yüksek bir ölçü. Müvekkilim için de çok yüksek bir ölçü. Faaliyet gösterdiği iş alanların da bile bu sebepten ötürü işi çok aksadı. Çok önemli formda mağdur oldu. Şu anda devam eden bir ceza davası var. Bu davaya müdahil olduk. İstanbul’da meslektaşlarımızın açtığı davalar var, alacak davası bunlar. Onlar da Seçil Erzan’ın bir mal varlığına rastlanmadı. Seçil Erzan ile ilgili şu gün prestijiyle bir hukuk davası açmadık.

“SEÇİL, ÇORLU’DA PARA TOPLAMAYA ÇALIŞMIŞ”

Kaplan, Seçil Erzan’ın Çorlu ve etrafında para toplamak için çalıştığını gördüklerini belirterek, şunları savundu:

– Bu bölgede Seçil Erzan’ın uzun bir müddet çalıştığını görüyoruz. Bize gelen, arayan meslektaşlarımızdan duyuyoruz. Bir periyot gelmiş, para toplamaya çalışmış. Uzun bir müddet, uzun bir müşteri listesi ile gelip, görüştüğünü biliyoruz. Bu emelle bizi 5 tane meslektaşımız aradı. Bunun içerisinde 220 bin dolardan başlayıp, 700 bin dolarak kadar alacağının olduğunu söyleyen meslektaşlarımız oldu. Ceza davasında söylenen sayılar, 45 milyon dolar civarında. Lakin bu işin burada, bize iletilen 150 milyon doların üstünde olduğunu düşünüyoruz.

– Bu bölgede çalıştığından eminiz ancak kimden ne kadar aldığına ait net bir bilgimiz yok. Bunu meslek odalarında da konuştuğumuzda söylüyorlar. Kimi arkadaşlarımıza ulaşmaya çalışmış. Hatta bir meslektaşımıza da ulaşmaya çalışmış, aramış ısrarla. Fakat meslektaşımız ‘Bende o kadar para yok, sana yatırım yapacak param yok’ deyip geri çevirmiş. O denli düşünüyoruz ki Denizbank hesabı olanları incelemiş. Buraya kendini yakın hissetmiş, burada çalışmış, burada bir geçmişi var. Buralı olması münasebetiyle, burada daha çok çalıştığını düşünüyorum.

8 MAYIS’TAKİ ZİYARETTE NE KONUŞTULAR?

Seçil Erzan’ı tutuklanmasının akabinde 8 Mayıs’ta cezaevinde ziyaret ettiğini söyleyen Kaplan, görüşmelerine ait şunları söyledi:

– Seçil Erzan ile cezaevindeyken 1 kere görüştüm. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na tabir verdikten sonra görüştüm. Müvekkilim dolandırıcılığın mahiyetini bilmiyordu. Kendisi üzere 2-3 kişi olduğunu düşünüyordu. Bu para alışverişinde Seçil Erzan; ‘Benim gayrimenkullerim var, taşınmazlarım var, bir şey olursa sana ziyanını buradan gideririm gibi’ bir beyanda bulunmuş.

– Bu hedefle müvekkilim ‘Paramız gittiyse bari bize vaat ettiği taşınmazları versin’ emeliyle gittik, görüştük. Cezaevinde, ‘Seçil Erzan siz misiniz?’ dediğimde, ‘Evet, benim’ dedi ve ağlamaklı bir sesi vardı. Elinde kağıt ve kalemle gelmiş. Muhtemel ki görüşmek için kendi vekilini bekliyordu. Beni görünce bir irkildi, geri bir adım attı hatta hiç oturmadı, ayakta görüştü. Ben de müvekkilimin ismini söyledim, ‘Sizin daha evvel ona bu türlü bir taahhüdünüz var, en azından müvekkilimi ziyandan kurtaracak biçimde ana parasını ödeyecek bir yol bulalım’ dedim.

– ‘Benim ödeyecek hiçbir şeyim yok, param da yok. Şu anda o psikolojide de değilim. Zati benim adıma da bir mal varlığı yok, ödeyemem’ dedi. Toplamda baktığınızda, görüşme bir 5 dakika olmamıştır. Çok bitkindi, konuştuğumuzda ağlıyordu zati. Bizden son olarak çıkarken, ‘Ne olur benim vekilimi arayın. Bana ulaşsın, burada dayanamıyorum artık’ üzere bir ibare de kullandı.