GüncelGündem

Seçim Öncesi Gündeme Bir Tutam Hilafet!

Paylaş:

Yazıya bu kare ile başlamak o kadar çok şey anlatacak ki, gerisini yazmasam mı diye düşünmedim değil.
Ama, en azından dergi hakkında bilgi vermeliyim. Ve elbette başlığındaki “HİLAFET
İÇİN TOPARLANIN”
çağrısı ile bugüne ve yarına uzanmalıyım.
Dergi, aralarında Yeni Şafak gazetesi ile bir televizyonun da bulunduğu çok sayıda yayını kapsayan Albayrak Medya Grubu’nun.
Tarihi de kapaktaki ifadelerle uyumlu: “27 Temmuz – 2 Ağustos 2020”. Yani Ayasofya’nın cami olarak açılmasının hemen sonrası. Nitekim kapakta “Artık Ayasofya ve Türkiye hür” deniyor. Alttaki başlık da “Ayasofya tamam sıra hilafette” diye çağrıyı tamamlıyor.
Hatırlatma fayda var: O sırada Saray medyası bu kapağı “provokasyon” olarak nitelemişti.
Yılın ilk günü, Gazze yürüyüşünde küçük bir grubun attığı hilafet sloganları da, yumruk meselesi olmasa aynı akıbete uğrayacaktı herhalde.
Hilafet isteyenlere kaş kaldıramayan Reisseverler, yumruk üzerinden şişi de kebabı da yakmamayı başardı.
Hemen belirteyim, ben yumruk atan gence destek veremediğim gibi, destek verenleri anlamıyorum.
Hadi, kendini savunurken olsa.. Hayır! Öyle de değil. Dolayısıyla savunulacak bir yanı yok. Şiddet şiddettir. NOKTA!
Ya hilafet çağrısı!!
Yanıtı vermek için yine biraz gerilere gitmek lazım.

*. *. *
Son padişah Vahdettin pılıyı pırtıyı toplayıp İngiliz zırhlısıyla kaçınca, sadece padişahlık değil Halifelik makamı da boşalmıştı.
Hemen ertesi gün Ankara’da Meclis toplandı ve 162 mebustan 148’inin oyu ile Abdülmecid Efendi’yi Halife seçti.
Ne var ki, Cumhuriyet’in ilanı sonrası konu -yine Meclis’te- gündeme geldi. Zaten bitmez maddi – manevi talepleriyle Ankara’yı boğan Halife için bu kez veto geldi.
Cumhuriyet’in ilkeleri ve Atatürk devrimleriyle bağdaşması da asla söz konusu olmayan Hilafet, Meclis kararıyla kaldırıldı.
Son yıllarda IŞİD liderlerinden birkaçının kendisini Halife ilan etmesi dışında mesele, tarikatların gizli odalarındaki sohbetlerden öteye gitmedi.
Ama anlaşılan Ayasofya, düşünmekle uzun süre önce vedalaşan bir azınlığı heveslendirdi. Hatta, şu son yürüyüşteki bir pankarta da yazdıkları gibi, Filistin’in ancak hilafetle kurtulabileceği ham hayaline kaptırdı.

*. *. *

Hindistan’daki müslümanları, Pakistan’ı, Malezya’yı falan saymıyorum. Yüzde 100 Müslüman diyebileceğimiz Arap Dünyası’nın nüfusu 360 milyon küsur. Türkiye -ne mutlu ki- o dünyanın dışında görülüyor.
Önemli ülkelerinden Mısır ile -hadi düşman demeyelim de- arası bozuk. Suudi Arabistan ile Kaşıkçı cinayeti sonrası patlak veren düşmanlık ise, paraya -petrodolara- ihtiyaç baş gösterince silinir gibi olmuştu.. Şu futbol gerilimi adı altındaki düşmanlıkları arayı fena bozdu. Erdoğan gizlice özür dilemiş midir bilmiyorum, ama yaşananların tamiri çok zor görünüyor. Özellikle, tam da yerel seçim öncesi, Türkiye’nin ayağa kalkarak Atatürk’e sahip çıktığını düşünecek olursanız..
Eşi uzun yıllar Suudi Arabistan’da çalışan, kendisi de fasılalarla gidip orada yaşayan bir arkadaşım anlatmıştı: “Dünyanın dört bir köşesini gezdim. Suudiler kadar Türkler’den nefret eden ve bunu saklama gereği duymayan insanlarla karşılaşmadım.”
Gerçekten de Suudiler başta, Araplar Türkiye’yi sevmez. Atatürk’ten nefret eder.. Malum! Ama Osmanlı’yı da sevmezlerdi. Vaktiyle kılıç zoruyla Müslüman yaptıklarının, kendilerine kılıç zoruyla hükmetmelerini ve hilafeti ellerinden almalarını zor hazmetmişlerdir herhalde!

*. *. *
Bunları tarihten bir yaprak niyetine okuyup geçin.
Zira bu yüzyılda, hilafet, ancak Ayasofya’yı alabilmek için yeniden bir Haçlı Seferi düzenlenmesi kadar hayal ötesi bir saçmalıktan ibaret.
Bunu Erdoğan ve adamları da biliyor elbette. Ama ne yapsınlar, yazık! Milleti uyutabilmek için çareleri, safsatadan başka sermayeleri yok!
Baksanıza, NAS DA NAS diye tutturan Reis, “FAİZDE DÜNYADA 4. AVRUPA’DA 1. OLMUŞ.”
O zaman ne yapılacak? Böyle bayraklar açılacak.. Böyle sloganlar atılacak.. Mecbur!!!
Dertleri şeriatı, hilafeti falan geri getirmek değil. Bunu isteyenlerin oylarını garantilemek.

*. *. *
Orwell’in benzersiz yapıtı 1984’te Büyük Birader’in polisi kahramanımıza şöyle der: “İçini boşaltıp sonra kendimizle dolduracağız.”
Yapmaya çalıştıkları bu! Milyonların beynini -boşaltmak sayılabilecek- tabularla, saçmalıklarla doldurup düşünceye yer bırakmamak.
Sorsan o hilafet meraklısına, son Halife’yi Meclis’in seçtiğini bilmez.
Menderes “siz isteseniz hilafeti de geri getirebilirsiniz” demişti ya milletvekillerine.. Demişti de “hadi getirelim” diyen çıkmamıştı ya..
Bugün adına Cumhur İttifakı dedikleri o tuhaf ortaklık bunu yapmaya kalkabilir mi?
Hadi yaptılar. Yanlarında ümmet adına kimleri bulabilirler?
Sorsan o hilafet meraklısına, buna da hiç mi hiç akıl yormamıştır.
O beynini boşaltmış ve anlamını bilmediği yasaklar ve yalanlarla doldurmuştur. Yani yoracak akıl falan kalmamıştır. Mesela yani!

*. *. *
1984’ü galiba dört kez okudum. Dördüncüsü bu hafta!
Her seferinde şunu görüyorum: Konuyu, kahramanları genel hatlarıyla biliyorum, hatırlıyorum elbette.
Ama her seferinde karşıma öyle ayrıntılar çıkıyor ki, “bunu nasıl fark edememişim” diye şaşırıyorum.
Şu cümle mesela: “Parti tarihçelerinde iddia edildiği gibi uçakları Parti’nin icat ettiği doğru değildi.”
Düşününce anladım. Daha önceki okumalarımda, Reis henüz ambulansı, traktörü falan kendilerinin getirdiğini söyleyecek kadar yükseltmemişti çıtayı… Dolayısıyla Orwell’in uçak anekdotu, kitaptaki binlerce ilginç tuhaflık arasında silinip gitmişti.
Yeniden okuyunca.. Sadece o değil daha nicesi fark edilmek üzere sıraya girdi.
Zira sadece bu son 5 senede, ortağının da ciddi katkılarıyla Türkiye bir distopyaya savruldu. Kitap neredeyse Türkiye’nin yakın tarihini anlatır oldu.
Düşünsenize, Can Atalay Anayasa Mahkemesi’nin iki kararına rağmen hapisten çıkamadı, çıkartılamadı.
Ne diyordu Orwell yıllar yıllar öncesinde:
“Aslında hiçbir şey yasadışı değildi, çünkü artık yasa diye bir şey yoktu.”

*. *. *
Anayasa’nın, yasaların hiçbir hükmünün kalmadığını görmek..
Yasalar / kurallar kişiye göre uygulanır hale gelince ahlakın da çürüdüğünü düşünmek..
Ancak bunu umursamamak..
Tam tersine “en çürük” olduğunu kanıtlamaya çalışmak..
Bilenlerin değil, Reis’i sevenlerin arasına katılmak..
Bilimden / akıldan neredeyse nefret etmek ve üstelik bununla övünmek..
Bize sunulan, daha doğrusu kabul etmemizi bekledikleri Türkiye bu! Gelmesini umdukları gelecek bu!
Bazı yorumcuların ifade ettiği gibi, “Erdoğan Ayasofya’yı güçlü olduğu için değil tam tersine çok güçsüz olduğu için ibadete açtı.”
Seçimler öncesinde atacağı her zar size bunu hatırlatsın.
Ne de olsa bugün dünden daha güçsüz.
Derdi ne şeriat ne de hilafet..
Derdi, buna inananların / inandırılanların kendi yanında olması.. Koltuğunda oturmaya devam etmesini sağlaması..

Paylaş:

Sağlık İçin Kızılötesi Karbon Isı Boyası
Canlıların, özellikle de insanların sağlıklı yaşayabilmek için kızılötesi ışınlara ihtiyaçları vardır. Ancak bir aylık bir sürede yoğun bir şekilde alınan güneş ışınlarının depolanması mümkün değildir. On iki ay boyunca alınacak terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ise sayısız fayda sağlar.

  • Hücre sisteminin yenilenme gücünü artırır,
  • Kan dolaşımını hızlandırır,
  • Kronik yorgunluğu azaltır,
  • Bağışıklık sistemini güçlendirir,
  • Astım, alerjik rinit gibi solunum yolu rahatsızlıkları olan hastalar için en sağlıklı ısıtma sistemidir,
  • Kas ağrıları, sırt ağrıları ve eklem rahatsızlıklarını azaltır,
  • Bazı kanser türlerinin gelişimini engelleme özelliğine sahiptir,
  • Şeker hastalıklarının yan etkilerini azaltır,
  • Fizyoterapi tıp merkezlerinde doğrudan kullanılır.

Tıbbi araştırmalar, uzun dalga boyundaki ışınların terapi etkisi yaptığını, hiçbir zararlı yan etkisinin olmadığını ve insan vücudu için en uygun sıcaklığı sağladığını göstermiştir. Uzun dalga boyunda, terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ile ısıtma sistemi olarak geliştirilmiş olan SRN  Kızılötesi Isı Boyası, güneşin altında ısınma hissini on iki ay sağlamaktadır. SRN Kızılötesi Isı Boyası, uygulandığı ortamı sadece ısıtmakla kalmaz; aynı zamanda bir fizyoterapi merkezine çevirerek, içinde yaşayanların sağlığına katkıda bulunur.
Uzun dalga kızılötesi, radyan ısıdır; yüzünüzde güneşin veya odun ateşinin sıcaklığını hissetmekle aynı histir. Hatta kendi vücudumuzun da yaydığı ısı türüdür. İnsanlığın bildiği en temel ısınma şeklidir. Önce objeleri ısıttığı, ısınan objelerin de ısı yayarak çevreyi sıcak tuttuğu için binlerce yıldır tercih edilmiştir.
Bugün, yüksek enerji verimliliğine sahip SRN Kızılötesi Isıtma Teknolojisi, estetik ve konforlu bir şekilde radyan ısıyı çevre dostu olarak kolayca tekrar kullanabilmemizi sağlamaktadır.
Geçtiğimiz yüzyılda insanoğlunun konforlu olması sebebiyle tercih ettiği konvansiyonel ısıtma sistemlerinin (petek, klima vb.); yakın gelecekte yerini tekrardan kızılötesi ısıtma sistemlerine bırakması kaçınılmazdır.
SRN KIZILÖTESİ KARBON ISI BOYASI HAKKINDA BAZI BİLGİLER

  • SRN Kızılötesi Isı Boyası havayı kurutmaz ve havayı değil sizi ısıtır.
  • 24 V Elektrik ile çalışan Kızılötesi Isı Boyası sistemi yenilenebilir enerji kaynaklarıyla kombine çalışabilir. (Güneş ve Rüzgar enerjisi)
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası Üstüne duvar kağıdı,sıva ve boya gibi ürünler ile uygulanabilir özelliklere sahip bir üründür.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası’nın boyandığı ortamda nem ve küf olmaz.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası mekanik tesisat ve bakım gerektirmeye bir üründür.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası anında ısınma ve homojen ısı dağılımı sağlar.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası sağlıklıdır, nefes hastaları (bronşit vb) için en uygun ısıtma teknolojisidir.
  • Su bazlı karbon kaplamalar ek veya ana ısıtma da mükemmel olarak kullanılabilir.
  • Pars alüminyum tozu,pars bakır tozu,Pars Çinko Tozu,Pars Grafit Tozu,Pars Kurşun Tozu,Pars demir tozu,pars kurşun oksit,pars kurşun oksit sülyen,pars kurşun oksit mürdesenk,pars fire assay flux,pars nitrik asit,pars hidroklorik asit,pars sülfürik asit,pars hidrazin hidrat,pars kaolin,pars sepiyolit,sunsep,sundiyo,sunmag,pars zeolit,pars 67 mangan dioksit,pars85 mangan dioksit,hadjin yılan kovucu,parsvet yara tozu,pars lime sülfür,nanotozlar,yemkat.com,sunshield kaolin,sunshield sıvı kaolin,pars silisyum karbür,silisyum karbür,dmr74 mangan dioksit,pars magnezyum sülfat,pars magnezyum sülfat anhidrat,pars magnezyum sülfat monohidrat,pars magnezyum oksit,pars bakır sülfat,pars demir sülfat monohidrat,pars kalay sökücü,pars nikel sökücü,süren vollastonit tozu,pars volfram  tozu,pars molibden tozu,pars antimon oksit,pars potasyum hidroksit,pars potasyum silikat,kimyadeposu.com,claypacks.com,demsil silikajel,demsil kil paketi,demsil nem alıcı,nemal nem alıcı,pars sodyum metabisülfit,pars sodyum bisülfat,pars magnezyum nitrat,pars sodyum persülfat,pars kalsiyum sülfat,pars kalsiyum sülfat dihitrat,pars hayvan altlığı,pars sodyum lignosülfonat,pars maden tozları,pars metal tozları,pars yem katkıları,pars nanotozlar,pars çinko oksit,sunshield sıvı kaolen,süren titanyum tozu,pars bakır oksit,demsil silikajel,süren otocam çizik giderici,pars seryum oksit,süren ferro vanadyum tozu,pars spekülarit,süren bit-pire kovucu,süren bakır tozu,süren teknoloji,bakır tozu,
  • DMRSÜREN KİMYA LTD.ŞTİ
  • 05523307100-05325466184
  • www.kimyadeposu.com,www.claypacks.com,www.nanotozlar.com,www.netyerim.net
  • www.potasyumsilikat.net,www.kursunoksit.com,www.parsman.com.tr,www.parsgrafit.com.tr
  • www.parox.com.tr,www.sepiyolit.net,

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu