Seçimi öncesi BAE’ye Sedat Peker daveti: Tecridi kaldırın

Siyaset-sermaye-mafya bağlantılarıyla ilgili yaptığı ifşalarıyla gündemde olan ve uzun müddettir sessiz kalan Sedat Peker hakkında tecridin kaldırılması için çağrı… Gelecek Partisi Genel Lider Yardımcısı Selçuk Özdağ, toplumsal medya hesabından “BAE’ye açık çağrımdır” diyerek paylaşımlarda bulundu.

KURTULMAK İÇİN GÜN SAYIYOR

– Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE)açık çağrımdır. Malumunuz olduğu üzere ülkemiz, iki ay sonra yeni parlamentosunu ve Cumhurbaşkanını seçecek. Büyük bir inanç ve memnunlukla söz etmeliyim ki, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları mevcut iktidardan kurtulmak için gün saymaktadır.

– Devletler ortası alakalar devamlılık temeline dayanır. Kelam konusu bağların; çatışmalar, düşmanlıklar ve şantajlar üzerinden dizayn edilmesini, iki ay sonra gelecek yeni idare olarak asla kabul etmeyeceğiz. Bizler tarihi ve kültürel bağları olan karşılıklı iki devlet ve milletiz.

– Kelam konusu tarihi bağların yanında, çağdaş dünyanın gereklerini yerine getiren iki bağımsız ve özgür ülke olarak, hukuka ve kişisel haklara olan bağlılıklarımız bizleri daha da saygıdeğer yapacaktır. Karşılıklı işbirliğimiz şantaj yahut suçlamalardan azade olmak zorundadır.

DÜŞMANI BİLE OLSA ZİYAN VERMEZ

– Arap dostlarımızın örf ve adetlerine olan bağlılıklarını bilmeyen çok azdır. Onlara da ben hatırlatmış olayım: Konuklarına ve hele ki kendilerine sığınmış olanlara karşı çok hassas ve cömerttirler. Düşmanı bile olsa ziyan vermez, teslim etmezler.

*Onların canını kendi canları üzere aziz görürler. Ve açık söylemem gerekirse bu özellikler çağdaş dünyanın çok da sahip olmadığı hasletlerdir. Lakin çağdaş dünya da bir bahiste epey uzaklık kat etti ki o da ferdî haklar, tabir özgürlüğü ve şeffaflık kıymetleridir.

– Gelelim sıkıntımızın temeline. Yaklaşık iki yıldır bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan Sedat Peker, ülkemizin yakıcı problemleri ile ilgili açıklamalarda bulunmaktaydı. Ve maalesef kendisi yeniden kendi sözüyle evvelce birtakım cürüm tertiplerinin da içinde bulunmuştu.

BELGELERİYLE ANLATMAYA BAŞLAMIŞTI

– Tüm bunlardan nedamet getirmesi, ülkesine ve milletine kendisini hak yok görev vardır diyerek affettirmek istemesi ve de her şeyden değerlisi adaletin yerini bulması ismine içerden ve ‘çok bedelli bir tanık’ olarak bildiklerini, şahit olduklarını dokümanlarıyla anlatmaya başlamıştı.

– Anlattıkları Türk halkı tarafından dikkatle takip edilmeye başlanmış ve önemli bir kamuoyu oluşmuştur. Bilhassa ülkelerin ve vatandaşlarının başına bela olan milletlerarası kabahat şebekelerinin yanında ülkemizde de birçok suça karışmış kişi ve kümeleri ifşa etmekteydi.

SESSİZLİĞE BÜRÜNDÜ

– Türkiye’deki idarenin bu mevzulara ilgisiz olması sonucunda kamuoyu baskısı artmış ve devlet lideri, kabahat münasebetleri açığa çıkan etrafındaki kimi şahısları de yanından uzaklaştırmıştı. Tüm bunlar olurken ülkenizde meşru bir formda yaşayan Sedat Peker ise sessizliğe bürünmüştür.

– Bu sessizliğin sebebi olarak Sedat Peker’in siz Birleşik Arap Emirlikleri idaresinin bir tecridi ile karşı karşıya kaldığı söz edilmektedir. Artık soruyorum; bu türlü bir tecrit kelam konusu mudur? Bu tecridin münasebeti olarak can güvenliğinden tasa edildiği söylenmektedir.

DÖRT GÖZLE BEKLENİYOR

– Bu gerçek mudur? Şayet doğruysa meşru olarak ülkenizde ikamet eden bu kişinin toplumsal medyadan bir açıklama yapması, argüman edilen can güvenliği sıkıntısını daha ne kadar artırabilir? Türkiye’de milyonlarca insan Sedat Peker’den gelecek bir açıklamayı dört gözle beklemektedir.

– Yalnızca beşerler değil Türkiye C. devletinin kurumları ve bilhassa de adalet sistemi beklemektedir. Çünkü tüm bu beyanat, sav ve ifşalar, soruşturmalar için dosyalanmakta, iki ay sonra iş başına gelecek idarenin öncelikli ele alacağı bahislerin başında gelmektedir.

– Kaldı ki Birleşik Arap Emirliklerinde ikamet eden Sedat Peker bir hatalı ise yeri tecrit değil cezaevi olmalıdır. Yok yasal biri olarak ülkenizde bulunuyorsa bu baskı ve tecrit uygulamasının ne hukukta ne sizin geleneklerinizde yeri olmaması gerekir.

ÖRTÜLÜ MUTABAKAT İDDİALARI

– Ayrıyeten bu durum karşılıklı tarihi bağları olan iki halkın ortak his ve kanaatleri ile de örtüşen bir şey de değildir. Biz her türlü örtülü mutabakat argümanlarına karşı BAE’nin uygun niyetli olarak, kendisine sığınmış bir vatandaşımızı korumak emeliyle hareket ettiğini düşünüyoruz!

– Ve lakin bu müdafaanın bir tecrit biçiminde değil, hür bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşına layık bir halde yapılmasını talep ediyoruz. Mevcut iktidarın anlayışına karşı olan beşerler olarak bizler, soyut argüman ve suçlamalar ile sizi asla rencide etmedik.

– Gün gelip azılı bir düşman olarak lanse edip, gün gelip bir grup şantaj savlarının iki ülke halklarının birbirine hasımlık beslemesine de onay vermedik. Bu yalnızca sizin için değil tüm ülkeler için beslediğimiz bir kanaattir.

KİMSENİN KUŞKUSU OLMASIN

– Tüm bu kanaat ve düzgün dileklerimiz sonucunda birkaç ay sonra iş başına gelecek olan yeni hükümetin, bağımsız ve özgür iki ülke halklarının daha da yakınlaşması ismine hoş çabaları olacağını hatırlatmak isterim. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın.

– Bu vesileyle, ülkenizde müsaadenizle ikamet eden Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Sedat Peker’in söz hürriyetinin ne kadar kıymetli olduğunun tarafınızdan da anlaşıldığı kanaatindeyim. BAE, bir kişiyi tweet attığı için koruyamayacak kadar aciz bir devlet değildir.

İNCE İMZA VERDİ

Memleket Partisi önderi Muharrem İnce de, başlatılan imza kampanyasına dayanak verdiğini duyurdu. İnce, toplumsal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Sedat Peker’e yönelik dijital tecritin kaldırılmasını destekliyorum ve ben de imza veriyorum. Bırakın konuşsun, bildiklerini anlatsın, tezleri yargıya taşınsın ve ucu kime dokunursa dokunsun, sonuna kadar araştırılsın” dedi.