Yazarlar

Sen anlarsan onlar biter!

Paylaş:

İnsanoğlu çaresizliklerine çözüm olarak kendine bir Tanrı ve bir Din bulduğunda bütün dertlerinden kurtulacağını sanıyordu. Öyle ya; Tanrısı ona neyi yapıp neyi yapmayacağını söylemişti. Bunlara uyduğunda alacağı ödül ile uymadığında çekeceği cezayı biliyor, ona göre hareket ediyordu.

Ama zamanla işlerin pek de öyle yürümediğini görmeye başlayacaktı. Bu dünyadaki neredeyse tüm sıkıntı ve acıları neden yoksullar, garipler ve güçsüzler çekmek zorundaydı ki? Örneğin; “Şunu yaparsan çarpılırsın” denen kötülükleri birilerinin yıllardan beri yapmakta olduğunu, onların hiç çarpıldıklarını görmemişti. Ne yani; şimdi bu dünyada kötülüklerin hiçbir karşılığı olmayacak mıydı? Her şeyin karşılığı öbür dünyaya mı bırakılmıştı?

Tek Tanrıya inanan en az üç büyük din vardı; yani Tanrının birliğine ötekiler de inanıyordu. Peygamberler her dinde geçen kişilerdi. Kutsal kitaplar ise o dinlere göre yazılmıştı. O zaman hepsinin aynı şeyleri söylemesi gerekmez miydi? Bu durumda da üç dine inananların birbirine düşman olması ve “Dinsiz-Kâfir-Gâvur” demeleri normal miydi?Haydi, üç dinden vazgeçtik; aynı dinin içinde onlarca ayrı mezhep ve tarikat olması nasıl açıklanabilirdi? “Aynı Tanrı-aynı Peygamber-aynı Kitap” olur da nasıl birbirinin zıddı ve düşmanımezhepler-bölünmeler olabilirdi, anlayamıyordu.

Din, Tanrısıyla kulu arasında hiçbir şeye bağlı olmadan kurulan ilahi bir bağlanma değil miydi? İnanç için başka bir aracı gerekmediğine, kişi sadece kendi inancından sorumlu olacağına, bu yolda herkesin kendi hesabını kendisi vereceğine göre neden aracılar olmadan din olmaz gibi davranılmaktaydı? Bu aracılar neden hepsinin “yediği önünde, yemediği ardında, varlıklı” kişilerdi? Üstelik ona biat edenlere fakirliğin ne kadar önemli olduğunu, bu dünyada bir sınav olduğunu anlatırken onlar niye varlık içinde yüzmekteydi?

Dinin özü “Ahlak” değil miydi? Dini olmayanda ahlak olmayacak mıydı? Bunda bir çelişki olmalıydı; ahlak insana özgü bir davranış biçimiydi. Dinli-dinsiz olmak buna ne neden, ne de engeldi. O zaman dini ahlaka bağlamak yerine ahlaklı olmanın kişiyi daha dindar-daha dürüst yapacağını söylemek gerekmez miydi?

Aslında dinin temelinde olmazsa olmazlardan olan birçok değer sayılır. Örneğin; hırsızlık yapmamak, hak yememek, herkese eşit ve iyi davranmak, kimsenin malına-mülküne-ırzına saldırmamak gibi… Bunlar sadece belli bir dine inananlara mal edilebilir mi? Bu sayılanlar aslında evrensel değerler değil mi? İnsan olabilmek için bu değerlere sarılmak gerekmez mi?Hele insanlar arasında ayrım yapmak tümüyle insanlık dışı bir davranış değil miydi? Tüm insanlar eşit olacağına göre, ne erkek-kadın cinsiyetine, ne etnik kökenine, ne inancına göre insanlara farklı davranmak en büyük insanlık suçu değil midir?

Bu durum,insanlığa kadınların “Cadı” diye canlı canlı yakılmasına kadar varmış bir zulüm çağı yaşatmıştır. Sonunda “Aydınlanma Devri” yaşanacak, halk inancın insanın bireysel bir hakkı olduğunu ve bunun hiçbir kişi ya da kurum tarafından engellenemeyeceği hükmüne vararak dini insanların vicdanlarına, yönetimi de halkın kendisine geri vermiştir. Laiklik ve Demokrasi dediğimiz bu kavram, insanlarının özgür bireyler olmasını, bilim ve teknolojideki yasak-günah-din dışı kavramlarından uzaklaşılarak deneylere dayalı araştırmaların yapılabilmesini ve hızla gelişmelerin önünün açılmasını sağlamıştır.

Bu nedenle insanoğlu inandığı Tanrısıyla bire bir, kimsenin aracılık etmediği saf ve temiz bir “vicdani bağlantı” içinde olmadıkça din, dinciler tarafından kendilerine biat ve itaat edecek bir zümreyi kontrol edebilmelerini sağlayan malzeme oldukça gerçek değerini hızla yitirecektir. Bu durumda en büyük mücadeleyi de gerçek dindarların vermesi, laikliği anlayarak ve ona sığınarak demokratik bir ortamda savunmaları; dincilerin elinden dini kurtarmaları beklenir. Yani kendi kavgalarını önce kendileri vermelidirler. Dikkatle baktıklarında dine en büyük kötülüğü içlerindeki dincilerin yaptığını da göreceklerdir.

Ey insanoğlu! Bu nedenlerle seni sürekli uyutuyorlar! Sen “öğrenmeyesin, sorgulamayasın, yargılamayasın ve hesap sormayasın”istiyorlar… O çağdaş öğretim kurumlarının neden hızla dini içerikli okullara dönüştürülüp seni ve çocuklarını ısrarla buralarda okutmak istemelerini şimdi anlayabildin mi? Ağacı yaşken eğiyorlar! Onları “Yasak-Ayıp-Günah” üçlemesinde “Biat-İtaat” koşullarında yetiştirdikleri, beyinlerini çağdaş bilimlerle değil, uydurma bir inançla kul haline getirmeye çalıştıklarını anlamadın mı? Çocuk yaşta Mankurtlaştırılan bu insancıkların artık tek tapacaklarının Tanrı değil; onun kafasına yaş deriyi takarak esir alan liderleri olacağını şimdi gör artık…

Neden bu dini dayatan yöneticilerin demokratik yasalar karşısında hesap vermek istemediklerini, zaten hesap veremeyecek kadar batık durumda olduklarından kurtuluşu kendi yarattıkları dinde; kendi kulu din adamlarına söylettikleri fetvalarının arkasına gizlenmekte olduğunu anlamadın mı? Sana cehennemleri layık görenlerin bu dünyada saraylarındaki cennetlerde ve üstelik senin sayende yaşamakta olduklarını da öğren artık!

İşte bu nedenle inanıyorsan Tanrının ilk sözcüğünü unutma; Oku! Oku, öğren… Sana verilen aklı kullan! Kullan ki sadece Tanrına kul ol; insana değil…Asla unutma; bu dünya yaşamakta olan her canlının ortak malıdır; kimsenin babasının tapulu arazisi değildir. Senin de onlar kadar hakkın var!

 

 

Paylaş:

Sağlık İçin Kızılötesi Karbon Isı Boyası
Canlıların, özellikle de insanların sağlıklı yaşayabilmek için kızılötesi ışınlara ihtiyaçları vardır. Ancak bir aylık bir sürede yoğun bir şekilde alınan güneş ışınlarının depolanması mümkün değildir. On iki ay boyunca alınacak terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ise sayısız fayda sağlar.

  • Hücre sisteminin yenilenme gücünü artırır,
  • Kan dolaşımını hızlandırır,
  • Kronik yorgunluğu azaltır,
  • Bağışıklık sistemini güçlendirir,
  • Astım, alerjik rinit gibi solunum yolu rahatsızlıkları olan hastalar için en sağlıklı ısıtma sistemidir,
  • Kas ağrıları, sırt ağrıları ve eklem rahatsızlıklarını azaltır,
  • Bazı kanser türlerinin gelişimini engelleme özelliğine sahiptir,
  • Şeker hastalıklarının yan etkilerini azaltır,
  • Fizyoterapi tıp merkezlerinde doğrudan kullanılır.

Tıbbi araştırmalar, uzun dalga boyundaki ışınların terapi etkisi yaptığını, hiçbir zararlı yan etkisinin olmadığını ve insan vücudu için en uygun sıcaklığı sağladığını göstermiştir. Uzun dalga boyunda, terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ile ısıtma sistemi olarak geliştirilmiş olan SRN  Kızılötesi Isı Boyası, güneşin altında ısınma hissini on iki ay sağlamaktadır. SRN Kızılötesi Isı Boyası, uygulandığı ortamı sadece ısıtmakla kalmaz; aynı zamanda bir fizyoterapi merkezine çevirerek, içinde yaşayanların sağlığına katkıda bulunur.
Uzun dalga kızılötesi, radyan ısıdır; yüzünüzde güneşin veya odun ateşinin sıcaklığını hissetmekle aynı histir. Hatta kendi vücudumuzun da yaydığı ısı türüdür. İnsanlığın bildiği en temel ısınma şeklidir. Önce objeleri ısıttığı, ısınan objelerin de ısı yayarak çevreyi sıcak tuttuğu için binlerce yıldır tercih edilmiştir.
Bugün, yüksek enerji verimliliğine sahip SRN Kızılötesi Isıtma Teknolojisi, estetik ve konforlu bir şekilde radyan ısıyı çevre dostu olarak kolayca tekrar kullanabilmemizi sağlamaktadır.
Geçtiğimiz yüzyılda insanoğlunun konforlu olması sebebiyle tercih ettiği konvansiyonel ısıtma sistemlerinin (petek, klima vb.); yakın gelecekte yerini tekrardan kızılötesi ısıtma sistemlerine bırakması kaçınılmazdır.
SRN KIZILÖTESİ KARBON ISI BOYASI HAKKINDA BAZI BİLGİLER

  • SRN Kızılötesi Isı Boyası havayı kurutmaz ve havayı değil sizi ısıtır.
  • 24 V Elektrik ile çalışan Kızılötesi Isı Boyası sistemi yenilenebilir enerji kaynaklarıyla kombine çalışabilir. (Güneş ve Rüzgar enerjisi)
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası Üstüne duvar kağıdı,sıva ve boya gibi ürünler ile uygulanabilir özelliklere sahip bir üründür.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası’nın boyandığı ortamda nem ve küf olmaz.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası mekanik tesisat ve bakım gerektirmeye bir üründür.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası anında ısınma ve homojen ısı dağılımı sağlar.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası sağlıklıdır, nefes hastaları (bronşit vb) için en uygun ısıtma teknolojisidir.
  • Su bazlı karbon kaplamalar ek veya ana ısıtma da mükemmel olarak kullanılabilir.
  • Pars alüminyum tozu,pars bakır tozu,Pars Çinko Tozu,Pars Grafit Tozu,Pars Kurşun Tozu,Pars demir tozu,pars kurşun oksit,pars kurşun oksit sülyen,pars kurşun oksit mürdesenk,pars fire assay flux,pars nitrik asit,pars hidroklorik asit,pars sülfürik asit,pars hidrazin hidrat,pars kaolin,pars sepiyolit,sunsep,sundiyo,sunmag,pars zeolit,pars 67 mangan dioksit,pars85 mangan dioksit,hadjin yılan kovucu,parsvet yara tozu,pars lime sülfür,nanotozlar,yemkat.com,sunshield kaolin,sunshield sıvı kaolin,pars silisyum karbür,silisyum karbür,dmr74 mangan dioksit,pars magnezyum sülfat,pars magnezyum sülfat anhidrat,pars magnezyum sülfat monohidrat,pars magnezyum oksit,pars bakır sülfat,pars demir sülfat monohidrat,pars kalay sökücü,pars nikel sökücü,süren vollastonit tozu,pars volfram  tozu,pars molibden tozu,pars antimon oksit,pars potasyum hidroksit,pars potasyum silikat,kimyadeposu.com,claypacks.com,demsil silikajel,demsil kil paketi,demsil nem alıcı,nemal nem alıcı,pars sodyum metabisülfit,pars sodyum bisülfat,pars magnezyum nitrat,pars sodyum persülfat,pars kalsiyum sülfat,pars kalsiyum sülfat dihitrat,pars hayvan altlığı,pars sodyum lignosülfonat,pars maden tozları,pars metal tozları,pars yem katkıları,pars nanotozlar,pars çinko oksit,sunshield sıvı kaolen,süren titanyum tozu,pars bakır oksit,demsil silikajel,süren otocam çizik giderici,pars seryum oksit,süren ferro vanadyum tozu,pars spekülarit,süren bit-pire kovucu,süren bakır tozu,süren teknoloji,bakır tozu,
  • DMRSÜREN KİMYA LTD.ŞTİ
  • 05523307100-05325466184
  • www.kimyadeposu.com,www.claypacks.com,www.nanotozlar.com,www.netyerim.net
  • www.potasyumsilikat.net,www.kursunoksit.com,www.parsman.com.tr,www.parsgrafit.com.tr
  • www.parox.com.tr,www.sepiyolit.net,

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu