
Danıştay kararıyla müzeden camiye çevrilen Ayasofya’da bugün ilk kez Cuma namazı kılındı. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’ndeki cuma hutbesine elinde kılıç ile çıktı.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın hutbeye elinde kılıç ile çıkmasını değerlendiren Dokuz Eylül Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Hakkı Uyar şöyle konuşktu;
*Cumhuriyet öncesi tarihe gönderme içeriyor, cumhuriyet ile ilintili olan bir şey değil. Çünkü Atatürk’ün söylediği cumhuriyetin devlet politikasının iki tane temel kavramı var.
*Birisi 1931’de kullandığı ‘yurtta barış dünyada barış’ sözü. ‘Yurtta barış dünyada barış için çalışıyoruz’ hatta cümlenin tamamını söyleyecek olursak eğer. Onun için çalışıyorsanız elinizde kılıç olmaz zaten.
*İkincisi yine 1923’te Atatürk’ün İzmir İktisat Kongresi öncesi söylediği bir cümle var: ‘Yeni Türkiye cihangir bir devlet olmayacak.’ Yani fetihçi, fetheden, Ortaçağ’daki devlet gelenekleri gibi olmayacak. ‘Yeni Türkiye bir iktisat devleti olacak’ diyor.
*Dolayısıyla hem cihangir olmayacağız, hem barış içerisinde yaşayacağız diyorsunuz. Bu cumhuriyete biraz reklam arası olarak bakma mantalitesinin yansıması olarak da bakmak lazım.
*Atatürk’ün şu boyutunu da görmezden gelmememiz gerekiyor. Bugün Diyanet İşleri Başkanı’nın konuşmasını okudum. Fatih Sultan Mehmet’i anmış.
*Haklı tabi ki anmak gerekir ama İstanbul’u fetheden kadar İstanbul’u kurtaranı da anmak lazım. Eğer 1918’den 1923’de kadar, 5 yıl boyunca İstanbul’un işgal altına olduğunu, bırakın Ayasofya’yı cami yapmayı, İstanbul’u bile kaybetme durumunda olduğumuzu unutmamak gerekir diye düşünüyorum.
*Cumhuriyetin kurucu kültürüyle bu kadar ters düşmemek, bu kadar çatışmamak gerekiyor diye düşünüyorum.
Sözcü yazarı Tarihçi Sinan Meydan ise, şu ifadeleri kullandı;
*Siyasal İslamcı iktidarın tetikçi anlayışını sembolize ediyor. Osmanlı İmparatorluğu döneminde kılıç hakkı kavramı çerçevesinde bir yaklaşımın yansıması.
*21’inci yüzyılda kılıç hakkı kavramının yeri nedir onu iyice tartışmak gerekir. Başka da bir anlamı yok.
*Tamamen bence siyasi bir şov. Tıpkı açılışta sergilenen görüntüler gibi, namazın canlı verilmesi gibi, cami içinden yayın yapılması gibi, sürekli Erdoğan’ın gösterilmesi gibi tamamen şovun bir parçası.
*Maalesef dinin siyasete alet edildiği bir şova tanık oluyoruz. Kılıç da bu şovun bir parçasıdır.
Jurnalci.com