Türkiye 14 Mayıs’ta tarihi bir seçime gidiyor. Partiler milletvekili listelerini açıkladı. Cumhur İttifakı, Millet İttifakı, Emek ve Özgürlük ittifakı dışında bir de Sosyalist Güçbirliği var. İttifakın içerisinde SOL Parti (SOL), Türkiye Komünist Partisi (TKP), Türkiye Komünist Hareketi (TKH), Devrim Hareketi (DH) ve Türkiye Sosyalist İşçi Partisi (TSİP) yer alıyor.
Seçim sürecinde adaylar sonrası oluşan dengeyi, bu ittifakın içindeki TKP’nin Genel Sekreteri Kemal Okuyan ile konuştuk. Okuyan, “Türkiye’de bugün ‘sol’, düzenin makyajı, düzenin imaj kurtarıcısı haline getirilmek isteniyor” derken, bugünkü ittifakların 15 Mayıs’ta bozulup başka bir şekilde kurulacağı iddiasında.
Bütün partiler milletvekili aday listelerini açıkladı. Siz de açıkladınız. Listelere baktığınızda ne görüyorsun? “Türkiye’nin en önemli seçimi” yakıştırması yapılıyor, bu açıdan bakıldığında, milletvekili adayları bir kurtuluş ve kurucu Meclis görüntüsü veriyor mu?
Bu soruya tarafsız bir yanıt vermeyeceğim açık. 15 Mayıs’ta TKP adaylarının çoğunlukta olduğu bir Meclis tablosu oluşsa, yeni bir Türkiye kurulur.
Ama bu çok zor bugünkü koşullarda, hatta imkansız değil mi? TKP’yi bir kenara koyarak neler söyleyebilirsiniz aday listeleri için?
Israrla sorduğun için çok kısa ve net bir yanıt vereceğim. Bu listeler Türkiye’nin utancıdır. AKP Türkiyesi’nin kahramanı, müsebbibi ne kadar gerici, ne kadar liberal, ne kadar Yetmez Ama Evetçi varsa Meclise girmek için kuyruğa girmiş. Cemaatçiler, siyaset simsarları… AKP ve onun yanındaki partiler malum, onun karşısındakiler de dediğim gibi aynı dünyanın insanları.
Toptancı bir değerlendirme haksızlık olmaz mı? Adaylar arasında çok sayıda saygın ve muhalefette kabul gören isim yok mu?
Olmaz mı, elbette var. Ancak bir yanlış bütün doğruları götürür, artıyla eksiyi çarptığınızda sonuç yine eksidir. Listelerde sizin saygın dediğiniz kişiler, farkında olmadan gericilere, liberallere meşruluk kazandırıyor. Açık söyleyeyim, “AKP’yi yollayacağız” iddiasının arkasının AKP döneminin sorumlularıyla doldurulması Türkiye toplumunda yıllar içinde biriken AKP karşıtı dirence meydan okumaktır.
KURTULUŞ BULAMAÇTAN ÇIKMAZ
Burada en çok tartışılan isimler Sadullah Ergin, Hasan Cemal, Cengiz Çandar oldu. Ancak siz çok genel bir değerlendirme yapıyorsunuz. Herhalde sadece birkaç isimden hareket etmiyorsunuz?
6’lı masayı zaten biliyoruz. AKP’den çıkma iki parti, MHP’den çıkma bir parti, bir de AKP ile aynı kökten gelen bir parti var o masada. Bu bir ittifak. Türkiye’ye demokrasi getirme iddiasındaki bir ittifakın bileşenleri Türkiye’nin karşı devrimci geleneğinden geliyorlar. Şimdi o gelenek CHP listelerine yerleşti. Bunu “seçim taktiği” olarak geçiştirmelerine izin veremeyiz. Bugün karşımızdaki üç ittifakta da AKP’li aktörler var.
Üç ittifak derken?
Cumhur İttifakı malum zaten. Millet İttifakı’nda ünlü ve az ünlü gericilerin, cemaatçi ve liberallerin sayısı bir hayli fazla. Emek ve Özgürlük İttifakı’nda Cengiz Çandar ve Hasan Cemal çok konuşuluyor, bu ittifakın adayları içinde devrimciler de var ama dediğim gibi Türkiye’nin kurtuluşu böyle bir bulamacın içinden çıkmaz. AKP Türkiyesi’ne özelleştirmeler damga vurdu, tarikatlar damga vurdu, NATO’cular damga vurdu, Yetmez Ama Evetçilik damga vurdu, Suriye’ye karıştıran cihatçı politikalar damga vurdu. Bu ittifaklarda bütün bu başlıklarda sorumlu ve suçlu olanlara yer açılmış. Sol kanatta yer alan bir partinin listesinde Suriye’deki cihatçıları özgürlük savaşçısı olarak gören aydınlar yer alıyor.
Bu çeşitlilik 15 Mayıs’a nasıl yansır?
Bu seçimlerde bizim karşımızda “parti” yok. Tam bir cümbüş. İçinde her tür görüşün olduğu bir oluşuma parti denmez. Daha ilginci karşımızda ittifaklar da yok. İttifakların bir ortak sözü, programı olur. Herkes AKP’yi destekleyen DSP Genel Başkanı’na çok kızdı örneğin. Kızılsın, tam bir skandal. Ama toplam fotoğrafa bakıldığında, böyle siyaset kültürüne böyle DSP lideri demek geliyor içimden. Dolayısıyla bugün listelerde yer kapmak için kapı kapı dolaşanlar 15 Mayıs’ta bu kez ortaya çıkan yeni siyasal dengelerde yer kapmak için dolaşmaya çıkacak. 15 Mayıs’ta Meclis’ten yepyeni bir ittifak çakarsa bugünkü matematik uzmanlarını görürüz.
OMURGASIZLIKTAN BİR ŞEY ÇIKMAZ
Peki sizce çözüm ne?
İlk önce bu siyaset kültürünü reddetmek. Bu siyaset kültürü kişiler üzerine kurulu. Popülerlik üzerine kurulu. Pazarlık üzerine kurulu. Burada halka yer yok. Türkiye’de yoksullar tarihi bir hayat pahalılığı ile karşı karşıya. Üstüne yıkıcı bir deprem geldi. Bir aydır bunlar yerine kim nereden aday oldu tartışılıyor. Zaten siyasi partiler ve seçim yasası bir sürü tuhaflık içeriyor, alabildiğine adaletsiz. Bir de üstüne etik değerlerin tamamen bir kenara konmasıyla siyaset baştan aşağıya çürütüldü. Buna direnmesi beklenen solun da bir kesimini içine aldı bu çürüme. İlkelerin, programın küçümsendiği, herhangi bir konuya ilkesel yaklaştığımızda “siz de çok ince eleyip sık dokuyorsunuz” denen bir siyaset iklimine itiraz etmek gerekiyor. “Türkiye’de TÜSİAD’ın karşısında durmadan toplumsal adaleti savunamazsınız” diyoruz, “ya bunun zamanı mı” diyen çok bilmişler hemen itiraz ediyor. “Tarikat ve cemaatlerle hesaplaşılmadan Türkiye’de özgürlük ve demokrasi olmaz” diyoruz, “insanları ürkütüyorsunuz” saçmalığı ile karşılaşıyoruz. “Emperyalizme ve NATO’yla mücadele bu ülke için yaşamsaldır” diyoruz “amma önemliymiş bu NATO” diye geçiştiriliyor. Bu omurgasızlıktan hiçbir şey çıkmaz.
Bu söyledikleriniz kuşkusuz çok önemli ama güncel etkisi ne olacak bütün bunların? İlkeler, kırmızı çizgiler şu anda herkes başka bir noktaya bakıyor.
Daha güncel ne olabilir? Emperyalizm ve büyük sermaye, siyaset ve medya alanındaki bütün elemanlarını tam kadro sahaya sürdü, Türkiye toplumunu yumuşatıyor ve toplumun direncini düşürüyor. Ben sabah akşam soyut ilkeleri tekrar edelim demiyorum. Çok somut konuşuyorum. Türkiye’de halkın ayağa kalkmasını engellemek için toplumdaki Erdoğan tepkisini kullanıyorlar. Ama unutulmasın, aynı “öcü”yü iktidar da kendi tabanı için kullanıyor. Ve aslında Türkiye iktidar ve muhalefeti ortak bir operasyonda buluşmuş durumdalar. Buna itiraz edilmediği takdirde, bu halk 14 Mayıs öncesinde yaşanabileceklere, 14 Mayıs akşamı ortaya çıkacak oldu bittilere ya da 15 Mayıs’tan itibaren karşımıza bir anda çıkacak derin bir yolsuzluk ve kaos karşısında kıpırdayamaz. Dediğim gibi sosyal medya ve televizyondan izleyen, popüler bir siyaset kültürünün peşine takılmış, temel sorunlara gözünü kapatmak isteyen bir toplum intihara sürüklenir. Biz buna izin vermeyeceğiz.
Peki ilkeli siyasetin 14 Mayıs’ta bir şansı var mı? TKP, kendi ilkeleri ve programıyla bir başarı sağlayacak mı?
TKP farkını ortaya koydu, bu ülkenin partisi olduğunu gösterdi, sözü dinleniyor, hızla örgütleniyor ve insalara umut veriyor. Şu anda Türkiye’de birçok mahalle ve köyde en önemli siyasi güçlerden biri haline geldi. Bunların sayısı henüz yeterli değil ama bunu yapabileceğimizi gördük ve gösterdik. Bu yerleşimlerin bir bölümü son derece muhafazakar bölgelerde. Birkaç yıldır, Türkiye’nin ülkücü ya da İslamcı olarak bilinen kimi yerleşimlerinde örgütleniyor, etkimizi artırıyoruz.
Bunda depremin bir etkisi oldu mu? Depremde TKP’nin de dayanışma çalışması kamuoyunda ilgi gördü.
TKP’nin depremden hemen sonra, dayanışma çalışmaları üzerinden gündeme gelmesinin birkaç nedeni var. Bir tanesi, biz zaten deprem bölgesinde örgütlü bir çalışma yürütüyorduk. İkincisi deprem ve benzeri olaylar karşısında partimizin ciddi hazırlıkları vardı. Üçüncüsü biz planlı ve disiplinli hareket eden bir partiyiz, bu tür kaotik süreçlerde bunun büyük önemi var. Dördüncüsü, bu siyaset ikliminde çok küçümsenen vicdan ve insani değerler, gelişkin bir ahlak kamuoyunun dikkatini çekti.
İKİ FARKLI SOL VAR
Bütün bunlar TKP’yi başarıya taşır mı?
TKP ünlü isimlerle değil, halkın içinden gelen ama kendi mahalle ya da iş yerinde örnek olan, sevilen adaylarla seçime giriyor. Bağımsız, laik bir ülke, eşitlikçi bir toplumsal düzen hedefimiz Türkiye’nin her yerinde kök salmaya başladı. 14 Mayıs’ta sözü-özü bir, Edirne’de de Diyarbakır’da da aynı değerleri savunan, uluslararası tekellerle, tarikatlarla, NATO’yla uzlaşmayan, devletçi-planlı bir ekonomiyi savunan bir parti olarak TKP’nin ağırlığının artması, hem bugünün hem yakın geleceğin en önemli siyasal gelişmesi olacaktır. Bu açıdan bir rüzgar yakaladığımızı düşünüyoruz.
Genel bir sol rüzgar estiği doğru. Ancak bu yalnızca TKP’yle sınırlı değil. Bu rüzgar için ne diyeceksiniz?
Türkiye’de benzer duyarlılıkları olanlarla birlikte Sosyalist Güç Birliği’ni oluşturduk. Seçimlere bu ittifakla ama TKP ismi ve adaylarıyla giriyoruz. Bunun dışında kalan sol, bir biçimde başka dünya görüşleri ve güçlerle eklemlendi. Toplumdaki sol arayışın bizim karşı çıktığımız düzene eklemlenmesi anlamına gelecek her tür projeye karşı uyanık olmaya çağırıyoruz. Bugün bütün dünyada kapitalist düzen sarsılıyor. İnandırıcılığı gitti. Toplumun yoksul kesimlerinde bir arayış var. Bu arayışta iki “sol” olabilir. Bunlardan biri, düzene eklemlenerek, onun krizine ilaç olmak, onu gerçek soldan korumak işlevini üstlenen “sol”dur. Türkiye’de bugün “sol”, düzenin makyajı, düzenin imaj kurtarıcısı haline getirilmek isteniyor. Bir de sömürünün, gericiliğin, emperyalizmin karşısında duran, başka bir düzen, sosyalist bir Cumhuriyet kurmak isteyen bir sol var. Bu ikisi aynı rüzgardan etkileniyor ama birbiriyle müttefik değil.
Sağlık İçin Kızılötesi Karbon Isı Boyası
Canlıların, özellikle de insanların sağlıklı yaşayabilmek için kızılötesi ışınlara ihtiyaçları vardır. Ancak bir aylık bir sürede yoğun bir şekilde alınan güneş ışınlarının depolanması mümkün değildir. On iki ay boyunca alınacak terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ise sayısız fayda sağlar.
- Hücre sisteminin yenilenme gücünü artırır,
- Kan dolaşımını hızlandırır,
- Kronik yorgunluğu azaltır,
- Bağışıklık sistemini güçlendirir,
- Astım, alerjik rinit gibi solunum yolu rahatsızlıkları olan hastalar için en sağlıklı ısıtma sistemidir,
- Kas ağrıları, sırt ağrıları ve eklem rahatsızlıklarını azaltır,
- Bazı kanser türlerinin gelişimini engelleme özelliğine sahiptir,
- Şeker hastalıklarının yan etkilerini azaltır,
- Fizyoterapi tıp merkezlerinde doğrudan kullanılır.
Tıbbi araştırmalar, uzun dalga boyundaki ışınların terapi etkisi yaptığını, hiçbir zararlı yan etkisinin olmadığını ve insan vücudu için en uygun sıcaklığı sağladığını göstermiştir. Uzun dalga boyunda, terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ile ısıtma sistemi olarak geliştirilmiş olan SRN Kızılötesi Isı Boyası, güneşin altında ısınma hissini on iki ay sağlamaktadır. SRN Kızılötesi Isı Boyası, uygulandığı ortamı sadece ısıtmakla kalmaz; aynı zamanda bir fizyoterapi merkezine çevirerek, içinde yaşayanların sağlığına katkıda bulunur.
Uzun dalga kızılötesi, radyan ısıdır; yüzünüzde güneşin veya odun ateşinin sıcaklığını hissetmekle aynı histir. Hatta kendi vücudumuzun da yaydığı ısı türüdür. İnsanlığın bildiği en temel ısınma şeklidir. Önce objeleri ısıttığı, ısınan objelerin de ısı yayarak çevreyi sıcak tuttuğu için binlerce yıldır tercih edilmiştir.
Bugün, yüksek enerji verimliliğine sahip SRN Kızılötesi Isıtma Teknolojisi, estetik ve konforlu bir şekilde radyan ısıyı çevre dostu olarak kolayca tekrar kullanabilmemizi sağlamaktadır.
Geçtiğimiz yüzyılda insanoğlunun konforlu olması sebebiyle tercih ettiği konvansiyonel ısıtma sistemlerinin (petek, klima vb.); yakın gelecekte yerini tekrardan kızılötesi ısıtma sistemlerine bırakması kaçınılmazdır.
SRN KIZILÖTESİ KARBON ISI BOYASI HAKKINDA BAZI BİLGİLER
- SRN Kızılötesi Isı Boyası havayı kurutmaz ve havayı değil sizi ısıtır.
- 24 V Elektrik ile çalışan Kızılötesi Isı Boyası sistemi yenilenebilir enerji kaynaklarıyla kombine çalışabilir. (Güneş ve Rüzgar enerjisi)
- SRN Kızılötesi Isı Boyası Üstüne duvar kağıdı,sıva ve boya gibi ürünler ile uygulanabilir özelliklere sahip bir üründür.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası’nın boyandığı ortamda nem ve küf olmaz.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası mekanik tesisat ve bakım gerektirmeye bir üründür.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası anında ısınma ve homojen ısı dağılımı sağlar.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası sağlıklıdır, nefes hastaları (bronşit vb) için en uygun ısıtma teknolojisidir.
- Su bazlı karbon kaplamalar ek veya ana ısıtma da mükemmel olarak kullanılabilir.
- Pars alüminyum tozu,pars bakır tozu,Pars Çinko Tozu,Pars Grafit Tozu,Pars Kurşun Tozu,Pars demir tozu,pars kurşun oksit,pars kurşun oksit sülyen,pars kurşun oksit mürdesenk,pars fire assay flux,pars nitrik asit,pars hidroklorik asit,pars sülfürik asit,pars hidrazin hidrat,pars kaolin,pars sepiyolit,sunsep,sundiyo,sunmag,pars zeolit,pars 67 mangan dioksit,pars85 mangan dioksit,hadjin yılan kovucu,parsvet yara tozu,pars lime sülfür,nanotozlar,yemkat.com,sunshield kaolin,sunshield sıvı kaolin,pars silisyum karbür,silisyum karbür,dmr74 mangan dioksit,pars magnezyum sülfat,pars magnezyum sülfat anhidrat,pars magnezyum sülfat monohidrat,pars magnezyum oksit,pars bakır sülfat,pars demir sülfat monohidrat,pars kalay sökücü,pars nikel sökücü,süren vollastonit tozu,pars volfram tozu,pars molibden tozu,pars antimon oksit,pars potasyum hidroksit,pars potasyum silikat,kimyadeposu.com,claypacks.com,demsil silikajel,demsil kil paketi,demsil nem alıcı,nemal nem alıcı,pars sodyum metabisülfit,pars sodyum bisülfat,pars magnezyum nitrat,pars sodyum persülfat,pars kalsiyum sülfat,pars kalsiyum sülfat dihitrat,pars hayvan altlığı,pars sodyum lignosülfonat,pars maden tozları,pars metal tozları,pars yem katkıları,pars nanotozlar,pars çinko oksit,sunshield sıvı kaolen,süren titanyum tozu,pars bakır oksit,demsil silikajel,süren otocam çizik giderici,pars seryum oksit,süren ferro vanadyum tozu,pars spekülarit,süren bit-pire kovucu,süren bakır tozu,süren teknoloji,bakır tozu,
- DMRSÜREN KİMYA LTD.ŞTİ
- 05523307100-05325466184
- www.kimyadeposu.com,www.claypacks.com,www.nanotozlar.com,www.netyerim.net
- www.potasyumsilikat.net,www.kursunoksit.com,www.parsman.com.tr,www.parsgrafit.com.tr
- www.parox.com.tr,www.sepiyolit.net,