GüncelGündem

Türkiye’de Yaşam Süreleri Uzadı… Kadın 81, Erkek 75 Yaşına Kadar Yaşıyor

Paylaş:

DSÖ Türkiye Ülke Ofisi Halk Sağlığı Uzmanı Doç. Dr. Tufan Nayir, Türkiye’de sağlık sisteminde yapılan reformlar, çevre şartları, daha iyi bakım olanakları ve sağlık okur-yazarlığının yükselmesi gibi nedenlerle doğumda beklenen yaşam süresinin arttığını söyledi.

DSÖ’nün yaptığı araştırmaya göre, yeni doğmuş bir bireyin mevcut ölümlülük risklerine maruz kalması durumunda yaşaması beklenen ortalama yıl sayısı olarak tanımlanan “doğumda beklenen yaşam süresi” Türkiye’de arttı. Çalışmayla ilgili DHA’ya konuşan DSÖ Türkiye Ülke Ofisi Halk Sağlığı Uzmanı Doç. Dr. Tufan Nayir, doğumda beklenen yaşamın ülkelere göre değişkenlik gösterdiğini söyledi. Bunun nedenlerini anlatan Doç. Dr. Nayir, “Sağlık hizmetlerinin yapısı, beslenme alışkanlıkları, ülkenin çevre şartları, yaşam şartları, çevre koşulları, hava kirliliği gibi birçok risk faktörü, doğumda beklenen yaşamı ve bunun sonuçlarını etkilemekte. Bununla ilgili Dünya Sağlık Örgütü’nün bir sayfası var. Orada küresel sağlık verileri adı altında birçok ülkenin doğumunda yaşam verileri paylaşılmakta. Türkiye’de de bununla ilgili en önemli, en güzel kaynaklardan biri, Sağlık Bakanlığı’nın yıllık olarak yayınladığı sağlık istatistikleri. Buna göre, Türkiye’deki doğumda beklenen yaşam da 2002’den itibaren son 20 yılda oldukça arttı. Mesela 2002 yılında ortalama yaşam ömrü 74,6’yken, 78-80’lere kadar ulaştı. Dolayısıyla Türkiye’de sağlık sisteminde yapılan yeni reformlar, değişiklikler, çevre şartları, daha iyi bakım olanakları, kişilerin kendilerine daha iyi bakmaları, eğitimin artması, sağlık okur-yazarlığının yükselmesi gibi nedenler, Türkiye’deki doğumda beklenen yaşamı artırdı” dedi.

‘TÜRKİYE, OECD ÜLKELERİNE YAKIN’

Doç. Dr. Nayir, Türkiye’de doğumda beklenen yaşam süresinin şu anda 78,6 yıl, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) ülkelerinde ise 80 yıl civarında olduğunu belirterek, “Avrupa Birliği ülkelerinde de bu civarda. Avrupa’da en çok doğumda yaşam yılına sahip ülkeler arasında da İspanya, İtalya var. Bunun ülkelere nasıl etkisi olduğu da şöyle; en önemlisi nüfus piramitleri değişmekte. Bu ne demek? Yaş almış nüfusun popülasyondaki oranı değişmekte. Bu da Dünya Sağlık Örgütü olarak sağlık hizmetleri perspektifinden baktığımızda; bir toplumun yaş almış nüfusunun artması demek, sağlık ihtiyaçlarının değişmesi demektir. Takdir edersiniz ki 0-14 yaş grubu ya da 15-64 yaş grubundaki kişilerin sağlık ihtiyaçları farklıyken 65 yaş üstü grubun sağlık ihtiyaçları da değişmekte. Sağlık hizmetlerinin yapılanması da buna göre ayarlanmakta. Buna göre, sağlık hizmetlerinin yapısı da değiştirilmekte, personel kapasitesi buna göre planlanmakta. En önemli noktalardan bir tanesi sağlıklı yaşlanma. İnsanların yaşamı artarken, doğumda beklenen yaşam süresi artarken diğer nokta; bu kişilerin emeklilikten sonraki yaşlarında sağlıklı, kaliteli bir yaşam sürmesini sağlamaktır” diye konuştu.

‘KRONİK HASTALIK SAYISI 5’E ÇIKTI’

Doç. Dr. Nayir, bulaşıcı olmayan kronik hastalık sayısında artış olduğunu kaydederek, “Dünya Sağlık Örgütü bulaşıcı olmayan hastalıklarla ilgili eskiden “dört çarpı dört” derdi. 4 tane bulaşıcı olmayan hastalık vardı. Bunlar daha uzun süreli devam eden kronik hastalıklar. 4 tane de bunun risk faktörü vardı. Şimdi artık “beş çarpı beş” diyoruz. Neydi bu eskiden? Kanser hastalıkları, kalp hastalıkları, diyabet, kronik solunum yolu hastalıklarıydı. Şimdi Dünya Sağlık Örgütü olarak 5’inci olarak anksiyete, depresyon gibi ruhsal bozuklukları, zihinsel hastalıkları da ekledik. Bunların dışında bir de risk faktörleri de eskiden 4 taneydi; mesela sağlıklı beslenmeme, fiziksel hareketliliğin az olması, tütün ve alkol kullanımıydı; en son hava kirliliğini de ekledik. Hava kirliliği de artık kronik hastalıkların oluşumunda en önemli risk faktörlerinden biri. Artık bu hastalıklar için “beş çarpı beş” kuralını söylüyoruz” dedi.

‘ÖLÜMLERİN YÜZDE 74’Ü 5 KRONİK HASTALIKTAN’

Doç. Dr. Nayir, dünyadaki ölümlerin büyük kısmının bulaşıcı olmayan kronik hastalıklar nedeniyle yaşandığını vurgulayarak, “Dünyada her yıl olan toplam yaklaşık 55 milyon ölümün yüzde 74’ü de bu 5 bulaşıcı olmayan hastalıklar nedeniyle olmakta. Bu toplumlar için ne demek? Eğer bulaşıcı olmayan hastalıkları azaltırsak, toplumdaki doğumda beklenen yaşam süresini de uzatırız. Sağlıklı, kaliteli bir yaşam sürmesini de arttırırız. Toplumun sağlıklı bir şekilde yaş almasını da sağlarız. Bu ne için önemli? Tabii ki kaliteli yaşam sürmek kişiler için önemli; ama sağlık sistemlerinin sürdürülebilir olması için de önemli. Bu kronik hastalıklar uzun süreli ya da hayat boyu ilaç kullanmayı gerektiriyor. Ama eğer kişilerin sağlığını korur, kendileri sağlıklarını korur, sağlıklı bir şekilde yaş alırlarsa sağlık sistemleri üzerine de yük olmaz. İleride bunlar için ilaç, ameliyat, tedavi masrafları daha da düşecektir, ülkelerde daha koruyucu hizmetlere yönelebilecek bir sağlık sistemi oluşturulur; bu da ayrı bir faydadır” diye konuştu. Doç. Dr. Nayir, bulaşıcı olmayan hastalıklardan korunmak için yapılması gerekenlerle ilgili de “Bunun için risk faktörlerinin ekarte edilmesi lazım. Sağlıklı beslenme, düzenli fiziksel aktivite, tütün-alkol gibi faktörlerin azaltılması, bol su içilmesi ve düzenli uyku bu hastalıkların azaltılmasında en önemli etkenlerdir” dedi.

Paylaş:

Sağlık İçin Kızılötesi Karbon Isı Boyası
Canlıların, özellikle de insanların sağlıklı yaşayabilmek için kızılötesi ışınlara ihtiyaçları vardır. Ancak bir aylık bir sürede yoğun bir şekilde alınan güneş ışınlarının depolanması mümkün değildir. On iki ay boyunca alınacak terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ise sayısız fayda sağlar.

  • Hücre sisteminin yenilenme gücünü artırır,
  • Kan dolaşımını hızlandırır,
  • Kronik yorgunluğu azaltır,
  • Bağışıklık sistemini güçlendirir,
  • Astım, alerjik rinit gibi solunum yolu rahatsızlıkları olan hastalar için en sağlıklı ısıtma sistemidir,
  • Kas ağrıları, sırt ağrıları ve eklem rahatsızlıklarını azaltır,
  • Bazı kanser türlerinin gelişimini engelleme özelliğine sahiptir,
  • Şeker hastalıklarının yan etkilerini azaltır,
  • Fizyoterapi tıp merkezlerinde doğrudan kullanılır.

Tıbbi araştırmalar, uzun dalga boyundaki ışınların terapi etkisi yaptığını, hiçbir zararlı yan etkisinin olmadığını ve insan vücudu için en uygun sıcaklığı sağladığını göstermiştir. Uzun dalga boyunda, terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ile ısıtma sistemi olarak geliştirilmiş olan SRN  Kızılötesi Isı Boyası, güneşin altında ısınma hissini on iki ay sağlamaktadır. SRN Kızılötesi Isı Boyası, uygulandığı ortamı sadece ısıtmakla kalmaz; aynı zamanda bir fizyoterapi merkezine çevirerek, içinde yaşayanların sağlığına katkıda bulunur.
Uzun dalga kızılötesi, radyan ısıdır; yüzünüzde güneşin veya odun ateşinin sıcaklığını hissetmekle aynı histir. Hatta kendi vücudumuzun da yaydığı ısı türüdür. İnsanlığın bildiği en temel ısınma şeklidir. Önce objeleri ısıttığı, ısınan objelerin de ısı yayarak çevreyi sıcak tuttuğu için binlerce yıldır tercih edilmiştir.
Bugün, yüksek enerji verimliliğine sahip SRN Kızılötesi Isıtma Teknolojisi, estetik ve konforlu bir şekilde radyan ısıyı çevre dostu olarak kolayca tekrar kullanabilmemizi sağlamaktadır.
Geçtiğimiz yüzyılda insanoğlunun konforlu olması sebebiyle tercih ettiği konvansiyonel ısıtma sistemlerinin (petek, klima vb.); yakın gelecekte yerini tekrardan kızılötesi ısıtma sistemlerine bırakması kaçınılmazdır.
SRN KIZILÖTESİ KARBON ISI BOYASI HAKKINDA BAZI BİLGİLER

  • SRN Kızılötesi Isı Boyası havayı kurutmaz ve havayı değil sizi ısıtır.
  • 24 V Elektrik ile çalışan Kızılötesi Isı Boyası sistemi yenilenebilir enerji kaynaklarıyla kombine çalışabilir. (Güneş ve Rüzgar enerjisi)
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası Üstüne duvar kağıdı,sıva ve boya gibi ürünler ile uygulanabilir özelliklere sahip bir üründür.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası’nın boyandığı ortamda nem ve küf olmaz.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası mekanik tesisat ve bakım gerektirmeye bir üründür.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası anında ısınma ve homojen ısı dağılımı sağlar.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası sağlıklıdır, nefes hastaları (bronşit vb) için en uygun ısıtma teknolojisidir.
  • Su bazlı karbon kaplamalar ek veya ana ısıtma da mükemmel olarak kullanılabilir.
  • Pars alüminyum tozu,pars bakır tozu,Pars Çinko Tozu,Pars Grafit Tozu,Pars Kurşun Tozu,Pars demir tozu,pars kurşun oksit,pars kurşun oksit sülyen,pars kurşun oksit mürdesenk,pars fire assay flux,pars nitrik asit,pars hidroklorik asit,pars sülfürik asit,pars hidrazin hidrat,pars kaolin,pars sepiyolit,sunsep,sundiyo,sunmag,pars zeolit,pars 67 mangan dioksit,pars85 mangan dioksit,hadjin yılan kovucu,parsvet yara tozu,pars lime sülfür,nanotozlar,yemkat.com,sunshield kaolin,sunshield sıvı kaolin,pars silisyum karbür,silisyum karbür,dmr74 mangan dioksit,pars magnezyum sülfat,pars magnezyum sülfat anhidrat,pars magnezyum sülfat monohidrat,pars magnezyum oksit,pars bakır sülfat,pars demir sülfat monohidrat,pars kalay sökücü,pars nikel sökücü,süren vollastonit tozu,pars volfram  tozu,pars molibden tozu,pars antimon oksit,pars potasyum hidroksit,pars potasyum silikat,kimyadeposu.com,claypacks.com,demsil silikajel,demsil kil paketi,demsil nem alıcı,nemal nem alıcı,pars sodyum metabisülfit,pars sodyum bisülfat,pars magnezyum nitrat,pars sodyum persülfat,pars kalsiyum sülfat,pars kalsiyum sülfat dihitrat,pars hayvan altlığı,pars sodyum lignosülfonat,pars maden tozları,pars metal tozları,pars yem katkıları,pars nanotozlar,pars çinko oksit,sunshield sıvı kaolen,süren titanyum tozu,pars bakır oksit,demsil silikajel,süren otocam çizik giderici,pars seryum oksit,süren ferro vanadyum tozu,pars spekülarit,süren bit-pire kovucu,süren bakır tozu,süren teknoloji,bakır tozu,
  • DMRSÜREN KİMYA LTD.ŞTİ
  • 05523307100-05325466184
  • www.kimyadeposu.com,www.claypacks.com,www.nanotozlar.com,www.netyerim.net
  • www.potasyumsilikat.net,www.kursunoksit.com,www.parsman.com.tr,www.parsgrafit.com.tr
  • www.parox.com.tr,www.sepiyolit.net,

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu