AktüelEkonomiGüncel

TÜSİAD Başkanından ekonomi yönetimine eleştiri

Paylaş:

İş dünyasının Yeni Ekonomi Programı’ndan (YEP) neler beklediğini anlatan TÜSİAD Başkanı Simone Kaslowski ekonomi yönetiminden ‘güveni yeniden inşa edecek adımlar atmasını’ istiyor. Türk ekonomisindeki kırılganlıkların devam ettiğini belirten Kaslowski önümüzdeki günlerde açıklanması beklenen YEP’in içeriğinin büyük önem taşıdığını söyledi. Küresel ekonomideki son gelişmelerin Türkiye’ye kırılganlıklarıyla baş etme zamanı tanıdığını söyleyen Kaslowski “Sorulara inandırıcı cevaplar veren, kendi içinde tutarlı bir programa ihtiyaç var. Söz verilen reformların yapılması ve hedeflerin gerçekleşme oranı programa duyulan güven ve inandırıcılığı etkileyen bir faktör” dedi.

TÜSİAD Başkanı Simone Kaslowski, Dünya gazetesinden Handan Sema Ceylan’a konuştu.

Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) önümüzdeki günlerde açıklanacak Yeni Ekonomi Programı (YEP) için ana beklentilerini, ‘güveni yeniden inşa edecek adımların atılması’ şeklinde belirtti.

Kaslowski, “Borç yükünü hafifletme ve maliyetini düşürme fırsatı var elimizde. Enflasyonla mücadele devam etmeli, fiyat istikrarını mutlaka sağlamalıyız. Reform gündemine hız vererek ve güveni artıracak adımlar atarak doğrudan yatırımları çekecek bir ortam yaratabiliriz” diyor.

İşte bu kapsamda YEP’te bazı temel sorunların cevaplarının net bir şekilde verilmesi gerektiğine de işaret ediyor Kaslowski ve “Programdan beklentimiz; ‘Enflasyon nasıl düşecek’, ‘Bütçe açığı nasıl kontrol altına alınacak’, ‘Yüksek dış borç nasıl azaltılacak’, ‘Reel sektörün rekabet gücünü artırmak için ne yapılacak’ ve ‘Hangi yapısal reformlar, ne zaman yapılacak’ sorulara cevap vermesi. Bu sorulara inandırıcı cevaplar veren, kendi içinde tutarlı bir programa ihtiyaç var. Programda bahsedilen politikalara uyulması, söz verilen reformların yapılması ve hedeflerin gerçekleşme oranı programa duyulan güven ve inandırıcılığı etkileyen bir faktör. Geçmiş yıllarda özellikle reform kısmında bahsedilen, özel sektörün beklediği pek çok reform maalesef yapılamadı” şeklinde konuşuyor. Kaslowski’nin sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:

Türkiye ekonomisini nasıl görüyorsunuz, kırılganlıklarımız devam ediyor mu?

Evet, maalesef devam ediyor. Geçtiğimiz yıl ağır bir kur şoku ve onun yansımalarını tecrübe ettik. Bugün, oldukça büyük bir dış borç yükümüz var.

Aslında krizin temelinde kırılgan hale gelen finansal sistemimiz yatıyor. Dünyadaki borç sorunu bizde de var. Şirket borçlulukları yüksek. Geçtiğimiz on yılda şirketler özkaynakla büyümek yerine krediyle büyüdüler. Kredilerin mevduata oranı TL’de yüzde 140’ları buldu. Türkiye’nin dış borcu milli gelirin yüzde 60’ını geçti. En son 2001 krizinde yüzde 56 dolayında dış borcumuz vardı. Yüksek büyümemizden dolayı tasarruflarımızın çok üzerinde kaynak ihtiyacı oluştu ve büyük ölçüde yurt dışından borçlanıldı. Kısacası ayağımızı yorganımıza göre uzatmadık.

Ayrıca kredi büyümesi son yıllarda bir ekonomi politikası aracı haline geldi. Özellikle seçim dönemlerinde normal olmayan kredi dalgalanmaları gördük. Oysaki bankacılık sektörü bir ekonominin sağlıklı işleyebilmesi için kritik bir görevi yerine getirir. Ülkenin tasarruflarını yani finansman kaynağını en verimli alanlara ve projelere finansman olarak aktarır.

Sorunlu borçlar…

Sistemde bugün önemli ölçüde sağlıksız borç var, bunlar kredi kanalının verimli işlemesine engel oluyor. Son dönemde 46 milyar TL’lik kredinin aslında sorunlu olduğu ve takibe alınması gerektiği açıklandı. Benzer açıklamalar devam edebilir mi? Bu konuda daha fazla şeffaflığa ihtiyacımız var.

Sorunlu kredilerle ilgili olarak en başından beri gerekli mekanizmaların kurulması gerektiğinin altını çiziyoruz. Bazı çalışmalar var ama piyasadaki risk algısı çok yüksek. Bu nedenle finansal istikrarı sağlayacak adımların atılması gerekir ki ülke risk primi düşsün, finansal sistem ihtiyaç duyduğu makul şartlarda dış kaynağa ulaşabilsin.

Türkiye’de büyüme, işsizlik, ihracat gibi göstergeler bize nasıl bir yılsonunu ve 2020’yi işaret ediyor?

Büyüme yavaş yavaş geri dönüyor ama daha kriz öncesi gelir seviyemize ulaşmış değiliz, yani daha tam çıkmış değiliz. Bu küçülme döneminde 2009’dan farklı olarak tamamen iç talepte düşüş oldu, ihracat ancak belli ölçülerde arttı. O yüzden sektörlere göre de bir ayrışma oldu. Dışarıya ihracat ağırlıklı çalışan sektörlerde sıkıntı diğerlerine göre daha az ama finansal dalgalanmalar onları da etkiledi.

İşsizlik ise ekonomide yaşadığımız küçülmenin boyutuna kıyasla çok daha kötü bir durumda. 2009 krizinin üzerine çıkan bir işsizlik oranı var, genç işsizliği yüzde 25.8’e ulaştı. Sokaktaki insan krizi tüm şiddetiyle yaşamaya devam ediyor. Üstelik krize neden olan kırılganlıklarımız devam ediyor. Özel sektör ve bankalar bir miktar borç ödemesi yaptılar ama hala yeterli değil. Az önce de bahsettiğim gibi bankacılık sektöründeki tıkanıklığı aşmadan potansiyel büyümeye yani yüzde 5 civarında bir büyümeye dönmek zor. Bu yılı sıfıra yakın bir büyümeyle kapatacağız. Önümüzdeki yıl büyümenin artması beklenebilir.

Makroekonomik hedeflerin yanında daha uzun vadeli bakarsak rekabet gücümüzü artırmak için ne yapılmalı? Dünya ihracatı içerisindeki payımız son 10 yıldır neredeyse hiç artmıyor. Gelişmekte olan piyasalara kıyasla ise düşüyor. Önümüzdeki tablo açık: Rekabet gücümüz ve yatırım çekme potansiyelimiz azalıyor. Bu nedenle artık sadece makro hedeflere odaklanarak, kur bugün de artmadı diye sevinerek vakit kaybedemeyiz. Artık hukuk sistemi, eğitim, işgücü ve vergi alanlarındaki reformlar gerçekleştirilmeli. Ne zaman bir reform gündemi oluşsa hep en kısa zamanda ne yapabiliriz, en hızlı sonuç verecekler hangileri gibi sınıflandırmalara gidiliyor ve gerçekten fark yaratacak reformlar erteleniyor. Artık ufak tefek maddelerle vakit kaybetmeyelim. Büyük düşünelim, büyük reformlar yapalım. Dijital dünyada yine takipçi pozisyonunda kalacaksak, dünyadaki sıralamamız da, ihracattan aldığımız pay da değişmez.

Düşen faizler, artan krediler ekonomiyi canlandırır mı?

İş dünyası için faizlerin düşmesi ya da bankaların kredi vermesi kadar, güven de önemli. Çünkü yatırım yapmak için baktığınız kriterler uzun vadeli. Avrupa’da negatif faiz var ama yatırımlar bir türlü canlanmıyor. 2000’li yılların başında Türkiye’de faizler yüksekti ama yatırımlar çok güçlüydü. Bugünkü faiz düşük olduğu için değil geleceğe dair umut gördüğünüzde yatırım yaparsınız. Finansman maliyeti kriterlerden sadece biri.

Güvenin geri gelmesi için ne yapılmalı?

Son birkaç yılda yaşadığımız finansal dalgalanmalardan sonra güvenin geri gelmesi için uzun vadeli bir istikrar programı lazım. Politikalarımız yani oyunun kuralları Türkiye’de çok sık değişiyor. Kuralların sürekli değiştiği bir ortamda istikrar olmaz. İstikrar olmayınca güven olmaz ve yatırım olmaz. Tüm dünyada iş dünyası bir ülkeye yatırım yaparken faiz kaç, kur kaç diye bakmıyor bugün, kurallar var mı, hukuk var mı, güvence var mı diye bakıyor. Serbest piyasa ilkelerinin çalışıp çalışmadığına bakıyor.

Faizler ve enflasyonun düşmesine ve dünyadaki olağanüstü parasal genişlemeye rağmen talebin bir türlü canlanmaması, ekonomik işleyişe güvenin henüz tesis edilmemiş olmasındandır. Bu çerçevede, kurumlarımıza ve demokrasimize güveni artırırsak zaten yatırım ortamı da iyileşecek, talep canlanacaktır.

Söyleşinin tamamı için tıklayın

Jurnalci.com

Paylaş:

Sağlık İçin Kızılötesi Karbon Isı Boyası
Canlıların, özellikle de insanların sağlıklı yaşayabilmek için kızılötesi ışınlara ihtiyaçları vardır. Ancak bir aylık bir sürede yoğun bir şekilde alınan güneş ışınlarının depolanması mümkün değildir. On iki ay boyunca alınacak terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ise sayısız fayda sağlar.

  • Hücre sisteminin yenilenme gücünü artırır,
  • Kan dolaşımını hızlandırır,
  • Kronik yorgunluğu azaltır,
  • Bağışıklık sistemini güçlendirir,
  • Astım, alerjik rinit gibi solunum yolu rahatsızlıkları olan hastalar için en sağlıklı ısıtma sistemidir,
  • Kas ağrıları, sırt ağrıları ve eklem rahatsızlıklarını azaltır,
  • Bazı kanser türlerinin gelişimini engelleme özelliğine sahiptir,
  • Şeker hastalıklarının yan etkilerini azaltır,
  • Fizyoterapi tıp merkezlerinde doğrudan kullanılır.

Tıbbi araştırmalar, uzun dalga boyundaki ışınların terapi etkisi yaptığını, hiçbir zararlı yan etkisinin olmadığını ve insan vücudu için en uygun sıcaklığı sağladığını göstermiştir. Uzun dalga boyunda, terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ile ısıtma sistemi olarak geliştirilmiş olan SRN  Kızılötesi Isı Boyası, güneşin altında ısınma hissini on iki ay sağlamaktadır. SRN Kızılötesi Isı Boyası, uygulandığı ortamı sadece ısıtmakla kalmaz; aynı zamanda bir fizyoterapi merkezine çevirerek, içinde yaşayanların sağlığına katkıda bulunur.
Uzun dalga kızılötesi, radyan ısıdır; yüzünüzde güneşin veya odun ateşinin sıcaklığını hissetmekle aynı histir. Hatta kendi vücudumuzun da yaydığı ısı türüdür. İnsanlığın bildiği en temel ısınma şeklidir. Önce objeleri ısıttığı, ısınan objelerin de ısı yayarak çevreyi sıcak tuttuğu için binlerce yıldır tercih edilmiştir.
Bugün, yüksek enerji verimliliğine sahip SRN Kızılötesi Isıtma Teknolojisi, estetik ve konforlu bir şekilde radyan ısıyı çevre dostu olarak kolayca tekrar kullanabilmemizi sağlamaktadır.
Geçtiğimiz yüzyılda insanoğlunun konforlu olması sebebiyle tercih ettiği konvansiyonel ısıtma sistemlerinin (petek, klima vb.); yakın gelecekte yerini tekrardan kızılötesi ısıtma sistemlerine bırakması kaçınılmazdır.
SRN KIZILÖTESİ KARBON ISI BOYASI HAKKINDA BAZI BİLGİLER

  • SRN Kızılötesi Isı Boyası havayı kurutmaz ve havayı değil sizi ısıtır.
  • 24 V Elektrik ile çalışan Kızılötesi Isı Boyası sistemi yenilenebilir enerji kaynaklarıyla kombine çalışabilir. (Güneş ve Rüzgar enerjisi)
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası Üstüne duvar kağıdı,sıva ve boya gibi ürünler ile uygulanabilir özelliklere sahip bir üründür.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası’nın boyandığı ortamda nem ve küf olmaz.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası mekanik tesisat ve bakım gerektirmeye bir üründür.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası anında ısınma ve homojen ısı dağılımı sağlar.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası sağlıklıdır, nefes hastaları (bronşit vb) için en uygun ısıtma teknolojisidir.
  • Su bazlı karbon kaplamalar ek veya ana ısıtma da mükemmel olarak kullanılabilir.
  • Pars alüminyum tozu,pars bakır tozu,Pars Çinko Tozu,Pars Grafit Tozu,Pars Kurşun Tozu,Pars demir tozu,pars kurşun oksit,pars kurşun oksit sülyen,pars kurşun oksit mürdesenk,pars fire assay flux,pars nitrik asit,pars hidroklorik asit,pars sülfürik asit,pars hidrazin hidrat,pars kaolin,pars sepiyolit,sunsep,sundiyo,sunmag,pars zeolit,pars 67 mangan dioksit,pars85 mangan dioksit,hadjin yılan kovucu,parsvet yara tozu,pars lime sülfür,nanotozlar,yemkat.com,sunshield kaolin,sunshield sıvı kaolin,pars silisyum karbür,silisyum karbür,dmr74 mangan dioksit,pars magnezyum sülfat,pars magnezyum sülfat anhidrat,pars magnezyum sülfat monohidrat,pars magnezyum oksit,pars bakır sülfat,pars demir sülfat monohidrat,pars kalay sökücü,pars nikel sökücü,süren vollastonit tozu,pars volfram  tozu,pars molibden tozu,pars antimon oksit,pars potasyum hidroksit,pars potasyum silikat,kimyadeposu.com,claypacks.com,demsil silikajel,demsil kil paketi,demsil nem alıcı,nemal nem alıcı,pars sodyum metabisülfit,pars sodyum bisülfat,pars magnezyum nitrat,pars sodyum persülfat,pars kalsiyum sülfat,pars kalsiyum sülfat dihitrat,pars hayvan altlığı,pars sodyum lignosülfonat,pars maden tozları,pars metal tozları,pars yem katkıları,pars nanotozlar,pars çinko oksit,sunshield sıvı kaolen,süren titanyum tozu,pars bakır oksit,demsil silikajel,süren otocam çizik giderici,pars seryum oksit,süren ferro vanadyum tozu,pars spekülarit,süren bit-pire kovucu,süren bakır tozu,süren teknoloji,bakır tozu,
  • DMRSÜREN KİMYA LTD.ŞTİ
  • 05523307100-05325466184
  • www.kimyadeposu.com,www.claypacks.com,www.nanotozlar.com,www.netyerim.net
  • www.potasyumsilikat.net,www.kursunoksit.com,www.parsman.com.tr,www.parsgrafit.com.tr
  • www.parox.com.tr,www.sepiyolit.net,

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu