GüncelGündem

‘Utan be!’ diyerek seslendi… Akşener’den Erdoğan’a ‘kader planı’ tepkisi: ‘Kendi beceriksizliğini böyle perdeleyemezsin’

Paylaş:

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin TBMM’deki haftalık grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunuyor.

Akşener’in açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:

* Yakın tarihimizin, en büyük acısını yaşıyoruz. Ama tüm acılarımıza rağmen, her zaman olduğu gibi, yan yanayız. Ve bu yarayı, hep birlikte saracağımızın farkındayız. Çünkü, ne olursa olsun, bizim mayamızda; Kardeşlik var. Dayanışma var. Zor günlerde, kenetlenme var. Toplu vuran, sinmeyen ve asla yılmayan, yüreklerimiz var. Bu, dün de böyleydi; şükürler olsun, bugün de böyle. Ve yürekten inanıyorum ki, yarın da böyle kalacak. Şüphesiz; Yaşadığımız bu felaketin izleri, ne hafızamızdan, ne de kalbimizden silinmeyecek.

* Hayatla ölüm arasındaki, o ince çizgiyi, Memleketimizi yasa boğan, o büyük acıyı, Tüm Türkiye’nin kulaklarını çınlatan, o feryatları, asla unutmayacağız. Nice hayatların, nice hayallerin, moloz yığınlarının, altında kalışını unutmayacağız. Tertemiz niyetlerle uyunan bir geceye, çamurun sıçradığı, o karanlık sabahı unutmayacağız. Sesini duyuramayan evlatlarımızı, annelerimizi, babalarımızı, kardeşlerimizi unutmayacağız! Başkaları unutabilir. Biz, dün de unutmadık, bugün de unutmayacağız. Ve asla unutturmayacağız! Elbette ki, acının asıl sahibi, depremi şehrinde, mahallesinde, köyünde yaşayan vatandaşlarımızdır…

* Binlerce ailemizin can kayıpları var. Kaybettikleri evleri, işyerleri, birikimleri var. Hatıraları, anıları var.  Kaybolan çok şey var… Bu vesileyle; Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza, Yüce Allah’tan rahmet, ailelerine ve sevdiklerine, sabır diliyorum.  Allah, ailesiz kalan çocuklarımızı korusun. Allah, çadırlarda kalan depremzedelerimize, direnme gücü versin. Allah, yaralarımızı sarmak için, ter döken, görevlilerimize, gönüllülerimize, güç kuvvet versin. Yaralı vatandaşlarımızın, bir an önce sağlığına kavuşmaları için, dua ediyorum. Hepimizin başı sağ olsun, hepimize geçmiş olsun.  

“STK GİBİ ÇALIŞTIK”

* Aziz milletim; Ben, 1999 depremini bizzat yaşamış,yakınlarını kaybetmiş bir insanım. Dolayısıyla, deprem gerçeğiyle yüzleşmenin, ne demek olduğunu, iyi biliyorum. 99 depremi, hepimize çok şey öğretti. Mesela bunlardan biri; ilk 72 saatin önemiydi. Arama kurtarma çalışmalarının, yapıldığı yerlerde, ayak altında dolaşmamak, oradaki çalışmalara, engel olmamak çok önemlidir. Çünkü ilk 72 saatte, en büyük ihtiyaç; enkaz altındaki vatandaşlarımızın kurtarılması ve bölgeye gerekli desteğin, en hızlı şekilde sağlanmasıdır. İşte biz de tam olarak bu sebeple, afeti öğrenir öğrenmez, Afet Koordinasyon Merkezimizi kurup, parti olarak seferber olduk.

* Milletvekillerimizi, genel başkan yardımcılarımızı, gençlik kollarımızı, teşkilat mensuplarımızı ve gönüllülerimizi harekete geçirdik. Hem arama kurtarma faaliyetlerine, yardımcı olmaları, hem de, bölgedeki eksikleri, talepleri ve ihtiyaçları, tespit etmeleri için, 10 şehrimize gönderdik. İYİ Parti olarak, bu süreç boyunca, bir sivil toplum kuruluşu gibi çalıştık. Milletimizin, içine düştüğü ateşi, söndürmek için çalıştık.

* Vatandaşlarımızla beraber, hep birlikte, yaralara merhem olmak için çalıştık. Bu vesileyle; Deprem olur olmaz yaptığım, seferberlik çağrısına cevap veren, parti yöneticilerimize, milletvekillerimize, il ve ilçe başkanlarımıza, teşkilat mensuplarımıza, üyelerimize, bir kez daha teşekkür ediyorum. Bu arada, dikkatinizi çekmiştir: Bugün salonda, gençlik kollarımız yok. Onlar, “Biz bu ateş sönene kadar, hep buradayız” dediler. Ve hala bölgedeler. O nedenle, gençlik kollarımızdaki, tüm evlatlarıma da, özellikle teşekkür etmek istiyorum. Milletimiz için, uyumadan, dinlenmeden, gece gündüz çalıştılar. İYİ Partili olmak ne demek, herkese gösterdiler. Göstermeye de, devam ediyorlar. Onlarla gurur duyuyorum. İyi ki varlar.

* Ben de, 72 saat sonra deprem bölgesindeydim. Yaralılarımızı ziyaret ettim, aile fertlerini, yakınlarını, sevdiklerini kaybetmiş insanlarımıza, taziye ziyaretlerinde bulundum.Yürütülen çalışmaları, yerinde gördüm. Depremzede vatandaşlarımızın, taleplerini dinledim. Özellikle ilk 3 gün boyunca, bölgede yaşanan organizasyon krizi, vatandaşlarımızın canını yakan, başlıca konulardan biri oldu.  5’inci günde bile, hâlâ arama kurtarmanın ulaşamadığı enkazlar vardı. O enkazların başında, binlerce insanımız, yakınlarının, enkaz altında, gün geçtikçe azalan seslerini dinlediler. Evlatlarını çıkarma ümidiyle, günlerce beklediler. Kimisi, evladının sesini duymuş. Enkaz altındayken, onunla konuşmuş. Yüzlerce kiloluk betonları, elleriyle kaldırmaya çalışmış. Ama beklediği yardım gelmemiş. Acısına, bir de bu çaresizliğin getirdiği acı eklenmiş. Enkaz altından kurtulan vatandaşlarımızın, çektiği çile de ayrıydı.  Cenazesine, kefen bile bulamayan, insanlarımız vardı.  Depremin, 7’nci gününde bile, çadır bekleyen aileler vardı. Dondurucu soğukta, barınma, ısınma ve hijyen ihtiyaçlarını karşılayamayan, günler boyunca tuvalet sorunuyla uğraşan, vatandaşlarımız vardı.

“İMAR AFFI ÇÖZÜM DEĞİL, ÖLÜM FERMANI”

* Ez cümle; Biz, 1999 depreminin üzerinden geçen, 24 yılın ardından, 6 Şubat’ta, sadece deprem gerçeğiyle yüzleşmedik. Biz aslında, 24 yıl sonra, hiçbir dersin alınmadığı gerçeğiyle yüzleştik. Sadece beton blokların değil, ahlakın da çürüdüğü gerçeğiyle yüzleştik. Yapı denetim sisteminin, işlemediği gerçeğiyle yüzleştik. Rant sevdasının, hırsızlığın, yolsuzluğun, acı reçetesiyle yüzleştik. İmar affının, çözüm değil, tam tersine, ölüm fermanı olduğu gerçeğiyle yüzleştik. Tedbirsizlikle, iş bilmezlikle, liyakatsizlikle yüzleştik. Aziz milletim; Ülkemizin içine hapsedildiği, tek adam sistemiyle, devletimizin kurumsal yapısının, nasıl can verdiğini, senelerdir anlatıyoruz.

İKTİDARA SERT TEPKİ

* Ancak ne yazık ki, bu gerçek, kendisini, kriz anlarında daha net belli ediyor. Ormanlarımız yanıyor; Söndürecek uçağımızın olmadığını, yangın sırasında öğreniyoruz. Paramız, ani kur ataklarıyla pul oluyor; Merkez Bankamızda para kalmadığını, dolar, 3 katına çıktığında öğreniyoruz.

* Ve maalesef, deprem oluyor. Binlerce vatandaşımız, enkaz altında yardım bekliyor, soğukta çadır bekliyor, tuvalet bekliyor, aş bekliyor ve biz, iktidarın hiçbir ciddi hazırlığının olmadığını, afet yönetiminin çöktüğünü, Sayın Erdoğan ve ekibinin, acizliğini görüyoruz. Mesela; Ülkemizde, deprem sonrasında, arama kurtarma için, vinç olmadığını; “10 tane vinç kiraladık” diye övünen, Cumhurbaşkanı yardımcısından öğreniyoruz. 

* Mesela, yine aynı kişinin; Yerle bir olan, Elbistan’a; 20 kişilik bir ekip gönderdiğini açıklamasıyla, arama-kurtarma ekiplerimizin, ne kadar yetersiz olduğunu görüyoruz. Mesela; Kahramanmaraş’ta depremzede vatandaşlarımız, geceleri, eksi 18 derece soğukla, mücadele etmeye çalışırken; Teknoloji Bakanı’nın; 1 milyon battaniye üretmekten duyduğu, gururu izliyoruz.  Mesela; Bir yandan, iktidar mensupları tarafından, yol şartlarından ötürü, gecikme yaşandığı söylenirken, diğer yandan; Ulaştırma Bakanı’nın; “dayanıklı yollar sayesinde, ulaşım kesintisiz sağlanmış oldu” dediği yaman bir çelişkiye, şahit oluyoruz. 

“AK PARTİ İKTİDARINDA, HİÇ KİMSE SORUMLULUK ALMIYOR”

* Mesela; depremin ertesi gününde, Birçok ilimizden, doğru düzgün haber bile alamazken; Türk Kızılayı Başkanı’nın; “Ulaşılamayan bir nokta yok” diyerek, kendini bile inandıramadığı, yalanına maruz kalıyoruz. Mesela; bir vatandaşımız;

* “Yardım edin, bir vinç gelsin, bir ekip gelsin” diye feryat ederken; eski bir bakanın, acılı babanın yüzüne bile bakmadan, telefonuyla oynadığı, aymazlığa şahit oluyoruz. Mesela; binlerce insanımız, enkaz altında can verirken, Hazine ve Maliye Bakanı’nın; Tek sıkıntıyı, sosyal medyadaki haberlerden ibaret gördüğü ve kamera kadrajına girme peşinde, eski başbakana omuz attığı,  bir büyük kepazeliği izliyoruz. Oysa iktidar, karar mercii olduğu kadar, aynı zamanda, sorumluluk merciidir. Ancak Ak Parti iktidarında, hiç kimse sorumluluk almıyor. Hiç kimse, hesap vermiyor. Bir Allah’ın kulu bile, istifa etmiyor. Ne diyeyim. Yazıklar olsun. Onlar zerre utanmıyor ama ben utanıyorum. Onlar adına utanıyorum. Bu ciddiyetsizlikten utanıyorum. Bu yüzsüzlükten utanıyorum. Bu arsızlıktan utanıyorum. Vatandaşını en zor anında, yalnız ve çaresiz bırakan, bu liyakatsizlikten utanıyorum!

* Aziz milletim; Tüm bu ciddiyetsiz, yüzsüz ve liyakatsiz açıklamalara, neden maruz kalıyoruz biliyor musunuz? Sadece ama sadece, kriz üreten, felaket üreten; tek adam sistemi yüzünden. Nitekim, bu ucube sistemin, tek adamı Sayın Erdoğan; Tüm süreç boyunca, yine her zaman olduğu gibi, sınırsız yetkiyle donatılmış, kocaman bir sorumsuzluk hali içindeydi… Hatırlayın; 2020’deki Elâzığ depreminde, iban numarası paylaşıp; “Bu tür afetler, bizler için büyük bir imtihan” demişti. Hatırlayın; 2021’de, Rize’deki, sel felaketinin ardından, vatandaşlarımıza, keyif çayı dağıtmıştı. Hatırlayın; 2022’de Marmaris’teki orman yangını mağdurlarına da; paket paket çay fırlatmıştı. 

* Yıl oldu 2023… Biz, “Acaba ders almış mıdır?” diye, düşünürken; Bu sefer de, depremden 1 buçuk gün sonra, çıktığı, ilk televizyon yayınında; “Günü geldiğinde, şu anda tuttuğumuz defteri açacağız” diyerek, milletimizi tehdit etti. Enkaz altındaki insanlarımızın, yerini bildirdiği ve iktidarın yapamadığını yapıp; organize olarak yardım istediği, sosyal medyaya kısıtlama getirdi. 

‘KADER PLANI’ TEPKİSİ

* Sonra da çıktı, ve her felakette tekrarladığı gibi, yine utanmadan; “Bunlar, kader planının içerisinde olan şeyler.” dedi. Yani yine kader dedi, yine tevekkül dedi… Gerçekten ibretlik… Sayın Erdoğan; sana daha önce de söylemiştim. Sen istediğin kadar, duymazdan gel. Sen istediğin kadar, kulaklarını tıka. Gerçekleri değiştiremezsin. Tevekkül: Her türlü tedbiri aldıktan sonra, bir işi, nihayetinde, Allah’a havale etmektir. Ancak, her tür tedbiri aldıktan sonra… Hamdolsun hepimiz, kadere iman edenlerdeniz. Hamdolsun hepimiz; “Hayrıhi ve Şerrihi Min Allâhû Teâlâ” diyerek, hayrın ve şerrin, Allah’tan geldiğine inananlarız.

* Ancak, tevekkül, tembelliğe açılan bir kapı değildir. Sorumsuzluğa uydurulacak bir kılıf, hiç değildir. Yaşadığımız felaketlerin altında yatan, büyük sorumsuzluğu, gizlemek için, imanımızı sömürmeye kalkmak; kimsenin haddi de, hakkı da değildir. Tedbir almayıp, sorumluluğunu yerine getirmeyip, milletimizin enkazdan uzanan elini tutamayıp, üstüne de, tevekkülden bahsedip, meseleyi kadere havale etmek; şuursuzluktur, aymazlıktır, terbiyesizliktir.

ERDOĞAN’A: ‘TEK SORUMLU SENSİN!’

* Kendi beceriksizliğini, “kader planı” diyerek, perdeleyemezsin Sayın Erdoğan. Kurduğun yağma düzeninin, ağır faturasını, “kader planı”na yükleyemezsin!Devletimizi yönetemediğin gerçeğini, “kader planı” diyerek gizleyemezsin! Hiç kadere sığınma! Bu beceriksizliğin arkasındaki, tek sorumlu sensin sen!

“İNSANLARIMIZ ENKAZDAN KURTARILMADIĞI İÇİN SOĞUKTAN DONARAK ÖLDÜ”

* Hatırla; 2003’teki, Bingöl depreminde, “deprem kader diyerek geçiştirilemez” diyen, bizzat sendin. Hatırla; “Deprem felaketi, kötü yönetimin sonucudur. tüm sorumlulardan, hesap sorulmalıdır” diyen de, bizzat sendin. Ne oldu Sayın Erdoğan? O günden bugüne, ne değişti? Geçtim sorumlulardan hesap sormayı; Felaketin, daha 3’üncü gününde, Utanmadan çıkıp, “Bugün daha rahatız, yarın daha da rahat olacağız.” dedin.

* Bugün, depremin 16’ncı günü. Söylesene, rahat ettin mi, Sayın Erdoğan? Tarihimizin, en büyük felaketlerinden birini yaşadık. 42 bin 310 kardeşimiz can verdi. İnsanlarımız, koordinasyonsuzluktan, organizasyonsuzluktan, enkaz altından kurtarılmadığı için, soğuktan donarak öldü. Söylesene, rahat ettin mi Sayın Erdoğan? Hatay yok oldu, Maraş harap oldu. Adıyaman’da, Malatya’da, Kilis’te, Osmaniye’de, Diyarbakır’da, Şanlıurfa’da, Gaziantep’te, Elâzığ’da, nice ocaklar söndü. Söylesene, rahat ettin mi Sayın Erdoğan?

“BÜYÜK FELAKETİN MERKEZİ BEŞTEPE’DİR”

* Doğrudur, depremler, doğal afetlerdir. Ama bu afetin, felaketle sonuçlanmasının sorumlusu, bizzat Sayın Erdoğan’dır. Doğrudur, kaderde doğal afetler vardır. Ama devletin kurumlarını felç edip, felakete davetiye çıkartan,  bu ucube sistemdir. Doğrudur, depremin merkezi, Pazarcık ve İslâhiye’dir. Ama liyakatsiz ellerin neden olduğu, bu büyük felaketin merkezi Beştepe’dir. Değerli arkadaşlarım; Felaketin üzerinden geçen, 16 günün ardından, açık ve net olarak gördüğümüz, bir gerçek var.  Biz milletçe, canımızın derdindeyken, iktidar medyası da, her zaman olduğu gibi, propagandasının derdindeydi… Ama tüm çabalarına rağmen;gerçekleri yine eğip bükemediler, yine değiştiremediler. 

* Kampanya videoları çektiler. Yasaklar getirdiler. Evlere polis gönderdiler. Ama yine de; sözüm ona, asrın liderinin ve asrın sisteminin, asrın felaketine neden olduğunu gizleyemediler. Oysa biz, İYİ Parti olarak, Kurulduğumuz günden beri deprem tehlikesine dikkat çektik. İstanbul’dan, Kahramanmaraş’a kadar, deprem riskinin olduğu, tüm illerimizdeki, milletvekillerimiz ve il başkanlarımız, depreme karşı, iktidarı uyardılar. Deprem Vergisi’nin akıbetinden, afet toplanma alanlarının giderek azalmasına kadar, birçok konuyu gündeme getirdik. “Deprem değil, ihmal öldürür.” dedik. Dinlemediler. Hemen hemen, her meclis grup konuşmasında, liyakatin öneminden bahsettik. Duymadılar. 

“AFAD’DA LİYAKATİ ÖNEMSEMEDİLER”

* AFAD gibi, bu ülkenin canını emanet ettiği bir kurumda, liyakati önemsemediler. Önlerine koyulan, sayfalarca analiz ve rapordaki gerçeği, görmezden geldiler. Kendilerinin bile inanmadığı, tribün tatbikatları yaptılar, ders almadılar. SMS göndermekten bile aciz olduklarını, görmelerine rağmen, telekomünikasyon sorunlarını gidermediler.

* Ve sonuç olarak; Yüzyılımızın en büyük depremine, yüzyılımızın en beceriksiz, en aciz iktidarıyla yakalandık. Yaşadığımız bu büyük felaketin, ekonomik, psikolojik, sosyolojik, ve demografik birçok etkisi olacak. Geçen hafta, bir konuya, özellikle dikkat çektim. Deprem bölgesindeki göç hareketliliği, büyük bir sorunla karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor. 

AYRINTILAR GELECEK…

Paylaş:

Sağlık İçin Kızılötesi Karbon Isı Boyası
Canlıların, özellikle de insanların sağlıklı yaşayabilmek için kızılötesi ışınlara ihtiyaçları vardır. Ancak bir aylık bir sürede yoğun bir şekilde alınan güneş ışınlarının depolanması mümkün değildir. On iki ay boyunca alınacak terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ise sayısız fayda sağlar.

  • Hücre sisteminin yenilenme gücünü artırır,
  • Kan dolaşımını hızlandırır,
  • Kronik yorgunluğu azaltır,
  • Bağışıklık sistemini güçlendirir,
  • Astım, alerjik rinit gibi solunum yolu rahatsızlıkları olan hastalar için en sağlıklı ısıtma sistemidir,
  • Kas ağrıları, sırt ağrıları ve eklem rahatsızlıklarını azaltır,
  • Bazı kanser türlerinin gelişimini engelleme özelliğine sahiptir,
  • Şeker hastalıklarının yan etkilerini azaltır,
  • Fizyoterapi tıp merkezlerinde doğrudan kullanılır.

Tıbbi araştırmalar, uzun dalga boyundaki ışınların terapi etkisi yaptığını, hiçbir zararlı yan etkisinin olmadığını ve insan vücudu için en uygun sıcaklığı sağladığını göstermiştir. Uzun dalga boyunda, terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ile ısıtma sistemi olarak geliştirilmiş olan SRN  Kızılötesi Isı Boyası, güneşin altında ısınma hissini on iki ay sağlamaktadır. SRN Kızılötesi Isı Boyası, uygulandığı ortamı sadece ısıtmakla kalmaz; aynı zamanda bir fizyoterapi merkezine çevirerek, içinde yaşayanların sağlığına katkıda bulunur.
Uzun dalga kızılötesi, radyan ısıdır; yüzünüzde güneşin veya odun ateşinin sıcaklığını hissetmekle aynı histir. Hatta kendi vücudumuzun da yaydığı ısı türüdür. İnsanlığın bildiği en temel ısınma şeklidir. Önce objeleri ısıttığı, ısınan objelerin de ısı yayarak çevreyi sıcak tuttuğu için binlerce yıldır tercih edilmiştir.
Bugün, yüksek enerji verimliliğine sahip SRN Kızılötesi Isıtma Teknolojisi, estetik ve konforlu bir şekilde radyan ısıyı çevre dostu olarak kolayca tekrar kullanabilmemizi sağlamaktadır.
Geçtiğimiz yüzyılda insanoğlunun konforlu olması sebebiyle tercih ettiği konvansiyonel ısıtma sistemlerinin (petek, klima vb.); yakın gelecekte yerini tekrardan kızılötesi ısıtma sistemlerine bırakması kaçınılmazdır.
SRN KIZILÖTESİ KARBON ISI BOYASI HAKKINDA BAZI BİLGİLER

  • SRN Kızılötesi Isı Boyası havayı kurutmaz ve havayı değil sizi ısıtır.
  • 24 V Elektrik ile çalışan Kızılötesi Isı Boyası sistemi yenilenebilir enerji kaynaklarıyla kombine çalışabilir. (Güneş ve Rüzgar enerjisi)
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası Üstüne duvar kağıdı,sıva ve boya gibi ürünler ile uygulanabilir özelliklere sahip bir üründür.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası’nın boyandığı ortamda nem ve küf olmaz.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası mekanik tesisat ve bakım gerektirmeye bir üründür.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası anında ısınma ve homojen ısı dağılımı sağlar.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası sağlıklıdır, nefes hastaları (bronşit vb) için en uygun ısıtma teknolojisidir.
  • Su bazlı karbon kaplamalar ek veya ana ısıtma da mükemmel olarak kullanılabilir.
  • Pars alüminyum tozu,pars bakır tozu,Pars Çinko Tozu,Pars Grafit Tozu,Pars Kurşun Tozu,Pars demir tozu,pars kurşun oksit,pars kurşun oksit sülyen,pars kurşun oksit mürdesenk,pars fire assay flux,pars nitrik asit,pars hidroklorik asit,pars sülfürik asit,pars hidrazin hidrat,pars kaolin,pars sepiyolit,sunsep,sundiyo,sunmag,pars zeolit,pars 67 mangan dioksit,pars85 mangan dioksit,hadjin yılan kovucu,parsvet yara tozu,pars lime sülfür,nanotozlar,yemkat.com,sunshield kaolin,sunshield sıvı kaolin,pars silisyum karbür,silisyum karbür,dmr74 mangan dioksit,pars magnezyum sülfat,pars magnezyum sülfat anhidrat,pars magnezyum sülfat monohidrat,pars magnezyum oksit,pars bakır sülfat,pars demir sülfat monohidrat,pars kalay sökücü,pars nikel sökücü,süren vollastonit tozu,pars volfram  tozu,pars molibden tozu,pars antimon oksit,pars potasyum hidroksit,pars potasyum silikat,kimyadeposu.com,claypacks.com,demsil silikajel,demsil kil paketi,demsil nem alıcı,nemal nem alıcı,pars sodyum metabisülfit,pars sodyum bisülfat,pars magnezyum nitrat,pars sodyum persülfat,pars kalsiyum sülfat,pars kalsiyum sülfat dihitrat,pars hayvan altlığı,pars sodyum lignosülfonat,pars maden tozları,pars metal tozları,pars yem katkıları,pars nanotozlar,pars çinko oksit,sunshield sıvı kaolen,süren titanyum tozu,pars bakır oksit,demsil silikajel,süren otocam çizik giderici,pars seryum oksit,süren ferro vanadyum tozu,pars spekülarit,süren bit-pire kovucu,süren bakır tozu,süren teknoloji,bakır tozu,
  • DMRSÜREN KİMYA LTD.ŞTİ
  • 05523307100-05325466184
  • www.kimyadeposu.com,www.claypacks.com,www.nanotozlar.com,www.netyerim.net
  • www.potasyumsilikat.net,www.kursunoksit.com,www.parsman.com.tr,www.parsgrafit.com.tr
  • www.parox.com.tr,www.sepiyolit.net,

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu