Üzüm üreticilerinden firmalara ‘fiyat’ yansısı

Elazığ merkeze bağlı köylerde üzüm üretimi yapan 7 köydeki üzüm üreticileri, firmaların üzümün kilosunu 14 liradan alması teklifine reaksiyon gösterdi.

Elazığ merkeze bağlı Kuzova bölgesinde üzüm üretimi yapan Koruk, Dambüyük, Esenkent, Pirinççi, Fatmalı, Sün ve Hal köylerinde firmaların üzümün kilosunu 14 liradan almak istemesi üreticinin ise 18 lira talep etmesi nedeniyle üzüm kolda kaldı.

Firmaların üzüm üreticilerine üzümün kilosunu 14 liradan üste çıkarmaması nedeniyle ziyan edeceklerini belirten birçok üzüm üreticisi istedikleri fiyatları vermeyene kadar üzümlerini vermeyeceklerini tabir ettiler.

Fiyatı az bulduklarından ötürü üzümlerini vermek istemeyen üzüm üreticileri, eserlerinin çürümesinden de huzursuz.

“ELİNİZİ VİCDANINIZA KOYUN”

Geçim kaynaklarını yalnızca üzüm olduğunu ve sekiz aydır bağlarda üzümün kaliteli olması için büyük emekler verdiklerini belirten üzüm üreticisi Halise Altıntaş, şunları söyledi;

*Bizim yalnızca geçim kaynağımız üzüm. Üzümde Elazığ’ın meşhur öküzgözünü yetiştiriyoruz. Biz bunu yetiştirirken bu üzümün her adedinden bizlerin alnının teri var, her adedinde bizim emeğimiz var.

*Biz o kadar itina gösteriyoruz ki sekiz aydır bu bağın içerisindeyiz. Bugün bir emekçinin günlüğü bayanlar 200, erkekler 300 lira. Pekala, bizim günlüğümüz ne oldu? Biz olağanda üzümün satış fiyatını 20 lira istememiz gerekiyor fakat 18 lira istiyoruz.

*Ama buna karşın firmalar 14 liradan üzümlerimizi istiyor. Rica ediyorum elinizi vicdanınıza koyun uyurken bir çiftçiyi düşünün. 14 lira nedir? Bir kükürt geçen sene 35 liraya alıyorduk bu sene oldu 180 lira bir ilaç alıyoruz bize ‘bu dolar bazında geliyor 50 lira arttı’ diyorlar.

*Mazotçu arttırıyor, ilaççı artırıyor, gübreci artırıyor ve köylü, çiftçi buna ne yapsın? Biz sizinle uzlaşmak istiyoruz biz sizinle zıtlaşmak istemiyoruz.

*Sadece alnımızın terini ve emeğimizi istiyoruz. Bugün çiftçi güçlü olursa Türkiye varlıklı olur, çiftçi güçlü olursa dünya varlıklı olur. En lüks lokantaya gitsen bile sen o taşı duvarı yiyemezsin yeniden orada yemek yiyeceksin.

“ÜZÜMDE HER GÜN 500-BİN KİLO KAYBIMIZ OLUYOR”

Köylülere üretimde takviye verilmesi gerektiğini belirten Altıntaş, şu tabirleri kullandı;

*Domatesi kim üretiyor? Köylü. Biberi kim üretiyor? Köylü. Üzümü kim üretiyor? Tekrar köylü. Bu beşerler beton yemeyecek, bu beşerler naylon, plastik yemeyecek bu beşerler yemek yiyecek. Biz de burada emek veriyoruz. Ne olursunuz sizde bizim emeğimizin karşılığını verin. Köylüğü dilenci durumuna sokmayın köylüye dayanak verin.

*Köylüye dayanak verirseniz köylü bir yerine bin arttırır. Niçin ucuzluk olmasın? Niçin bizim insanlarımız ucuz domates, fasulye, biber yemesin? Eylül ayı geldi domates 10 lira.

*Üzümde her gün 500- bin kilo kaybımız oluyor, zira firmalar köylüyü muhatap almıyorlar. Niçin bizim muhatap almıyorsunuz? Siz bize muhtaçsınız biz de size. Firmalar, bu saatten sonra biz ne yapacağız? Siz bize takviye değil, köstek oluyorsunuz.

“SÜRE BİZİM DE ONLARIN DA ALEYHİNE ÇALIŞIYOR”

Üzüm üreticileri olarak maliyetlere yetişemediklerini belirten üretici Mehmet Ali Şenol,

*Gübre, mazot, ilaç fiyatlarının hepsi üç dört kat arttı lakin bizim üzümümüz hiçbir vakit paha kazanmıyor. Birebir vakitte, biz ürettiğimiz üzümü firmalara veriyoruz fakat fiyatın ne olduğunu dahi bilmiyoruz.

*Bizler üreticiler olarak dedik ki ‘üzümün alış fiyatı 18 lira olsun’ dedik, firmalar ise ‘14 lira’ diyor. Bir halde mutabakatımız lazım. Mühlet bizim de onların da aleyhine çalışıyor. Zira bizim için ileriki günlerde üzümlerimiz telef olacak, firmalar içinse bekledikleri dereceyi alamayacaklar.

*Firmalara sesleniyoruz, köylünün sesine kulak versinler. Üreticilerin hoş bir direniş oldu, ancak hoş bir formda sonlandıralım. Bizim üretim yapmamız engellenmeye de çalışılıyor. Mazot, ilaç, emekçi fiyatları çok yükseldi.  Firmalardan  anlayış bekliyoruz. Bize verecekleri iki üç liradan ötürü makus bir sonuç yaşamayacaklar.

*Biz üreticileri her vakit düşünsünler, zira onlarla birlikte bir zinciriz. Biz üreteceğiz, onlar satacaklar ancak bu zincirin halkasını kopartmamak lazım. Bunun için de firmalar artık anlayış göstersinler. Bu işi sonlandıralım ve hoş bir halde kısmımıza başlayalım.

“14 LİRADAN ESERİMİZİ VERMEYECEĞİZ”

‘Mart ayından bu yana üzüm bağının içerisindeyiz hiçbir karımız olmuyor’  diyen Sevim Yıldırım ise, “Bu vakte kadar ne bir gelen oldu ne de giden. Üzümlerimiz daima kurumuş nasıl olacak? 14 lira fiyat veriyorlar bu fiyat bizi kurtarmaz. Tekrar 15-16 olsa tamam, lakin buna da çok diyorlarsa daha ne diyelim.  Bir bayan personel 200, erkek personel 300 lira olmuş. Üzümleri taşıyacak olan otomobil 500 liraya geliyor. Bunun altından nasıl çıkacağız? Bir torba gübreyi 700 liraya alamıyoruz. Ben 71 yaşındayım tarlada çalışıyorum. Zira o bizim rızkımız. 14 liradan eserimizi vermeyeceğiz. O kadar emek verdik. Kaç sefer buranın sürülmesi var uğraşı var bunu da yalnızca ikimiz yaptık” dedi.

“14 LİRA BİZİ KURTARMAZ”

Firmaların üzümlere verdikleri 14 liranın üreticileri kurtarmadığını belirten Zübeyde Yıldırım da  “İlaç, personel paralarından ötürü bu fiyat beni kurtarmıyor. Üzüm fiyatlarını biraz daha artırsalar bizim için daha âlâ olacak. Koruk Köyü’nde birliğimiz toplantı yaptı. Üzüm fiyatları 18 lira olsa düzgün olur. Bu biçimde bizi kurtarır. Üzümlerimiz daima kurudu. En fazla 10 gün daha eser kısımda bekleyebilir. Şu ana kadar Esenkent’te hiçbir üretici üzümlerini vermedi. Hepimiz birlik içerisindeyiz. Daha evvel 5 lira ondan evvelki sene ise 3 lira 50 kuruş fiyat verdiler. Tabi o vakit paranın kıymeti vardı. Artık paranın bedeli de yok. Benim 12-15 ton ortasında üzümüm var. Söylenilen ölçü bizim kurtarmıyor. Birliğimiz ne derse ben onlarla beraberim” sözlerini kullandı.