Bugün Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk ulusal bayramı “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı”nın 103. yıldönümü…
Atatürk’ün ulusal egemenlikle neyi amaçladığını ve Türk ulusu için önemini Prof. Dr. Korkut Kanadoğlu, Prof. Dr. Sevtap Demirci ve Doç. Dr. Hazal Papuççular Cumhuriyet’e değerlendirdi.
“SORUNLARI ANAYASA İLE OYNAYARAK ÇÖZMEDİ”
Prof. Dr. Korkut Kanadoğlu
İstanbul Okan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı
Anayasa Hukuku Profesörü
“Savaş sonrası Osmanlı hükümeti, “yarı sömürge tipi köylü devleti”ne razı iken Mustafa Kemal, ülkeyi kurtarma ve yeni bir ulusal devlet kurma odaklı iki evreli bir strateji oluşturmuştu. İlk evrede gelenek zoruyla toplumun geri, tutucu tüm öğelerini temsil edebilen bir saltanatla, aynı toplumun ileriye dönük, zinde, açık fikirlerini temsil eden devrimci bir liderlik karşı karşıya gelmişti.
Amasya-Erzurum-Sivas-Ankara hattını izleyen ulusal devlet tezinin genel siyasal programı tam bağımsızlık, antiemperyalizm ve ulusal-demokratik egemenlik anlayışı üzerine kuruluydu. Döneminin “yerli ve milli” tek lideri olan Mustafa Kemal, Osmanlıcılık-İslamcılık ve Turancılık gibi ideolojiler yerine çağdaş ve akılcı değerlere dayalı bir uygarlık projesi geliştirmiştir. Bu projenin ilk unsurları Anayasa ve Meclis olmuştur.
“DEMOKRATİK İŞLEYİŞ AŞINDI”
Bugünden geriye doğru bakınca akla iki soru gelebilir. İlk soru; kişisel etkisi bunca ağır basan bir lider neden başkanlık sistemine geçmemiştir? Yanıtı Atatürk’ün anayasal bilgeliğinde bulabiliriz; işleyen sistemi, kurum ve uygulama arası diyalektik bağlantıyı canlı tutarak geliştirmesi ve sorunlara anayasa ile oynayarak çözüm getirmemesi.
İkinci soru; yozlaşmış bir başkanlık rejimiyle teokratik otoriterliğe varan anayasal başarısızlık nasıl açıklanabilir? Kısaca şu tespit yapılabilir; 2017 Anayasa değişikliği ile Meclis’in işlevsizleştirilmesi, çoğunluğun “milli irade” ile özdeşleştirilerek parlamenter azınlığın korunmaması ve siyasi partiler ile toplumun özlemleri arasında köprü kurulamaması (parti içi demokrasinin işlememesi), demokratik işleyişi aşındırmıştır. Böylesi bir siyasal rejimde ulus egemenliği ilkesi de ağır bir darbe almış, egemenliğin kullanımı neredeyse tek bir kuvvete (yürütme erkine) bırakılmıştır.
Milletimizin gerçekten egemen olması, geleceğiyle bizzat ilgili olmasını gerektirmektedir. Önümüzdeki seçimler, Atatürk Devriminin halen yaşayan bir olgu ve geçen sürede halkın ruhunun bir parçası olup olmadığını gösterecektir.”
“HER ADIMDA ULUSAL EGEMENLİK”
Prof. Dr. Sevtap Demirci
Boğaziçi Üniversitesi Atatürk Enstitüsü Müdürü
Atatürk Araştırma Merkezi Bilim Kurulu Üyesi
“Mustafa Kemal Atatürk bir yandan emperyalist güçlerin Anadolu’daki işgalini sonlandırmaya yönelik Millî Mücadele’yi sürdürürken, eş zamanlı olarak da bu direnişin siyasi yönü üzerine çalışmalar yapmaktaydı. Ankara Hükümeti’nin danışma organı olarak görev yapacak olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılmasıyla sürdürülen askeri mücadeleye siyasi alanda da destek verilmiş olacaktır. Milli Mücadele’nin başından itibaren millet egemenliğini kişi egemenliğine yeğ tutan Atatürk, Alınan tüm kararlarda Meclis onayını gözetmek suretiyle Batılı anlamda şeffaf, demokratik, katılımcı, uygar ve çağdaş bir yapının da temellerini atmıştır. Çünkü şöyle düşünüyordu: ‘Ulusun kendi kaderini ve siyasi düzenini bağımsız olarak belirleyebilmesi. İşte bu güce sahip bir ulus egemendir. Egemenliğin sahibi olan millet seçim yoluyla temsilcilerine o şekilde temsil yetkisi verir ki, temsilcinin anayasa ile kendisine tanınmış olan yetki alanı içinde aldığı karar, yaptığı iş ve kullandığı oy salt, millet tarafından alınmış gibi hukuki hüküm ve sonuç doğurur.’
“ÖNEMİNİ KORUYOR”
Atatürk, egemenliğin kayıtsız şartsız millette olması, iktidarın millete ait olması olarak tanımlanabilecek Ulusal Egemenlik kavramını demokrasi olduğu kadar, bağımsızlık olarak da algılayarak emperyalizme, baskıya, esarete karşı milletin haklarını savunma olarak değerlendirecektir. “Milletlerin esareti üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar” sözüyle milli egemenlik prensibinin gücünü ortaya koyacaktır. Atatürk’ün ulusal egemenlikten amaçladığı, siyasal, sosyal, ekonomik yönden yabancı etkilerden uzak, ulusal iradeden oluşmuş bir toplumdur.
Bu bağlamda devrimler araç, ulusal egemenlik amaçtır ve 23 Nisan 1920, her geçen gün daha da artan önemiyle hafızalarımızdaki yerini korumaktadır.”
“ETKİN BİR DİPLOMASİ HAMLESİ”
Doç. Dr. Hazal Papuççular,
İstanbul Kültür Üniversitesi Öğretim Üyesi
“BAYRAM KUTLAMASININ ÖTESİNDE”
Zira erken cumhuriyet döneminden beri aynı zamanda çocuk haftası/bayramı olarak kutlanan 23 Nisan, UNESCO’nun 1979’u çocuk yılı olarak ilan etmesiyle birlikte Türkiye’de bir de uluslararası çocuk şenliğiyle kutlanmaya başlamıştır. Çocuklar şenlikte sadece dans etmek ve gösteri yapmakla kalmayıp, aynı zamanda Türk ailelerin yanında kalmış, böylece Türkiye’nin kültürünü doğrudan öğrenme fırsatı da bulmuştur. Yapıldığı ilk yıllarda hâlen Soğuk Savaş dönemini yaşayan dünyada, batı bloku ülkesi Türkiye’ye çoğunlukla doğu bloku ülkelerinden gelen çocukların olması, girişimin bu yöndeki önemini ortaya koyan sadece bir örnektir.
Geleneksel olmayan bir diplomasi çerçevesi olarak da düşünülebilecek 23 Nisan, aynı zamanda dünyaya Atatürk’ün “yurtta barış, dünyaya barış” söylemini çocuklar diliyle de aktarmıştır. Bu bağlamda denilebilir ki, 23 Nisan ulusal bir bayram kutlamasının hep çok ötesinde olmuştur.”
Sağlık İçin Kızılötesi Karbon Isı Boyası
Canlıların, özellikle de insanların sağlıklı yaşayabilmek için kızılötesi ışınlara ihtiyaçları vardır. Ancak bir aylık bir sürede yoğun bir şekilde alınan güneş ışınlarının depolanması mümkün değildir. On iki ay boyunca alınacak terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ise sayısız fayda sağlar.
- Hücre sisteminin yenilenme gücünü artırır,
- Kan dolaşımını hızlandırır,
- Kronik yorgunluğu azaltır,
- Bağışıklık sistemini güçlendirir,
- Astım, alerjik rinit gibi solunum yolu rahatsızlıkları olan hastalar için en sağlıklı ısıtma sistemidir,
- Kas ağrıları, sırt ağrıları ve eklem rahatsızlıklarını azaltır,
- Bazı kanser türlerinin gelişimini engelleme özelliğine sahiptir,
- Şeker hastalıklarının yan etkilerini azaltır,
- Fizyoterapi tıp merkezlerinde doğrudan kullanılır.
Tıbbi araştırmalar, uzun dalga boyundaki ışınların terapi etkisi yaptığını, hiçbir zararlı yan etkisinin olmadığını ve insan vücudu için en uygun sıcaklığı sağladığını göstermiştir. Uzun dalga boyunda, terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ile ısıtma sistemi olarak geliştirilmiş olan SRN Kızılötesi Isı Boyası, güneşin altında ısınma hissini on iki ay sağlamaktadır. SRN Kızılötesi Isı Boyası, uygulandığı ortamı sadece ısıtmakla kalmaz; aynı zamanda bir fizyoterapi merkezine çevirerek, içinde yaşayanların sağlığına katkıda bulunur.
Uzun dalga kızılötesi, radyan ısıdır; yüzünüzde güneşin veya odun ateşinin sıcaklığını hissetmekle aynı histir. Hatta kendi vücudumuzun da yaydığı ısı türüdür. İnsanlığın bildiği en temel ısınma şeklidir. Önce objeleri ısıttığı, ısınan objelerin de ısı yayarak çevreyi sıcak tuttuğu için binlerce yıldır tercih edilmiştir.
Bugün, yüksek enerji verimliliğine sahip SRN Kızılötesi Isıtma Teknolojisi, estetik ve konforlu bir şekilde radyan ısıyı çevre dostu olarak kolayca tekrar kullanabilmemizi sağlamaktadır.
Geçtiğimiz yüzyılda insanoğlunun konforlu olması sebebiyle tercih ettiği konvansiyonel ısıtma sistemlerinin (petek, klima vb.); yakın gelecekte yerini tekrardan kızılötesi ısıtma sistemlerine bırakması kaçınılmazdır.
SRN KIZILÖTESİ KARBON ISI BOYASI HAKKINDA BAZI BİLGİLER
- SRN Kızılötesi Isı Boyası havayı kurutmaz ve havayı değil sizi ısıtır.
- 24 V Elektrik ile çalışan Kızılötesi Isı Boyası sistemi yenilenebilir enerji kaynaklarıyla kombine çalışabilir. (Güneş ve Rüzgar enerjisi)
- SRN Kızılötesi Isı Boyası Üstüne duvar kağıdı,sıva ve boya gibi ürünler ile uygulanabilir özelliklere sahip bir üründür.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası’nın boyandığı ortamda nem ve küf olmaz.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası mekanik tesisat ve bakım gerektirmeye bir üründür.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası anında ısınma ve homojen ısı dağılımı sağlar.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası sağlıklıdır, nefes hastaları (bronşit vb) için en uygun ısıtma teknolojisidir.
- Su bazlı karbon kaplamalar ek veya ana ısıtma da mükemmel olarak kullanılabilir.
- Pars alüminyum tozu,pars bakır tozu,Pars Çinko Tozu,Pars Grafit Tozu,Pars Kurşun Tozu,Pars demir tozu,pars kurşun oksit,pars kurşun oksit sülyen,pars kurşun oksit mürdesenk,pars fire assay flux,pars nitrik asit,pars hidroklorik asit,pars sülfürik asit,pars hidrazin hidrat,pars kaolin,pars sepiyolit,sunsep,sundiyo,sunmag,pars zeolit,pars 67 mangan dioksit,pars85 mangan dioksit,hadjin yılan kovucu,parsvet yara tozu,pars lime sülfür,nanotozlar,yemkat.com,sunshield kaolin,sunshield sıvı kaolin,pars silisyum karbür,silisyum karbür,dmr74 mangan dioksit,pars magnezyum sülfat,pars magnezyum sülfat anhidrat,pars magnezyum sülfat monohidrat,pars magnezyum oksit,pars bakır sülfat,pars demir sülfat monohidrat,pars kalay sökücü,pars nikel sökücü,süren vollastonit tozu,pars volfram tozu,pars molibden tozu,pars antimon oksit,pars potasyum hidroksit,pars potasyum silikat,kimyadeposu.com,claypacks.com,demsil silikajel,demsil kil paketi,demsil nem alıcı,nemal nem alıcı,pars sodyum metabisülfit,pars sodyum bisülfat,pars magnezyum nitrat,pars sodyum persülfat,pars kalsiyum sülfat,pars kalsiyum sülfat dihitrat,pars hayvan altlığı,pars sodyum lignosülfonat,pars maden tozları,pars metal tozları,pars yem katkıları,pars nanotozlar,pars çinko oksit,sunshield sıvı kaolen,süren titanyum tozu,pars bakır oksit,demsil silikajel,süren otocam çizik giderici,pars seryum oksit,süren ferro vanadyum tozu,pars spekülarit,süren bit-pire kovucu,süren bakır tozu,süren teknoloji,bakır tozu,
- DMRSÜREN KİMYA LTD.ŞTİ
- 05523307100-05325466184
- www.kimyadeposu.com,www.claypacks.com,www.nanotozlar.com,www.netyerim.net
- www.potasyumsilikat.net,www.kursunoksit.com,www.parsman.com.tr,www.parsgrafit.com.tr
- www.parox.com.tr,www.sepiyolit.net,