Yılmaz Özdil, geçtiğimiz gün hayatını kaybeden kanser hastası Dilek Özçelik’i kaleme aldı. Özdil, ”Dilek’in hatırası yarınlarda güzel bir ülkede yaşasın. Dileklerimiz boşuna kaybetmemiş olsun artık” ifadelerini kullandı.
Yılmaz Özdil, geçtiğimiz gün hayatını kaybeden kanser hastası Dilek Özçelik’i yazdı. Özdil’in ‘Bir dilek tut’ başlıklı yazısından bölümler şu şekilde:
Dilek…
Tekirdağlı’ydı.
Trakya Üniversitesi İngilizce öğretmenliği bölümü öğrencisiydi.
Kanser hastasıydı.
İlaç yoktu.
İnsana insan olarak değil, müşteri olarak bakan saçma sapan sağlık politikaları
nedeniyle kanser ilaçları piyasada bulunamıyordu. Kanser hastalarımız kokain
satın alır gibi kaçakçıların, karaborsacıların eline düşmüştü. Eczacılar bangır
bangır haykırıyordu ama, şerefsiz medyamız tarafından sansürleniyordu.
*
Tam o günlerde, Toki bakanımız Selimiye Camisi’ne namaz kılmak için geldi.
Dilek koşturdu, caminin önüne gitti, herkes adına sesini duyurabilmek için
bakanın yanına yaklaştı, “hayati önemdeki ilaçlarımızı bulamıyoruz” dedi.
Toki bakanı cüzdanından papelleri çıkardı, başımın gözümün sadakası olsun
der gibi, Dilek’in cebine sokuşturdu, düşürme sakın orda epey para var diye
tembihledi, yürüdü gitti, namaza durdu.
*
Dilek ordan ayrılmadı.
Bekledi.Namaz bitti.
Bakan çıktı.
Dilek hıçkıra hıçkıra ağlayarak bakanın yanına gitti, cebine sokuşturulan
parayı bakanın eline tutuşturdu.
“Ben dilenci değilim” dedi.
“İnsanlık konusunda bir kez daha hayal kırıklığına uğradım, görüyorum ki,
çaresizliği hayatınızda hiç tatmamışsınız, yanınıza biri yardım için geldiğinde
eliniz cebinize değil, vicdanınıza gitsin” dedi.
Ağlaya ağlaya uzaklaştı.
*
Ve dün, maalesef Dilek’i kaybettik.
*
Bir dilek tut şimdi…
Bu memlekette insanlık konusunda hayal kırıklığına uğrayan, çaresizliğe
mahkum edilen son evladımız olsun Dilek.
Jurnalci.com
Başa dön tuşu