AktüelDünyaGüncel

Yılmaz Özdil:”Dünya lideriyiz” diye ortalıkta dolaşan AKP hükümetimiz bu arada ne yapıyordu?”

Paylaş:

Sözcü gazetesi yazarı Yılmaz Özdil, Türkiye’nin Akdeniz’de uğradığı tehditlere değinerek, AKP’yi sessiz kalmakla eleştirdi.

Özdil, “Dünya lideriyiz” diye ortalıkta dolaşan sayın Akp hükümetimiz bu arada ne yapıyordu?” diye sordu.

Özdilin yazısı:

Libya’da ne oluyor filan…

1974.
Kıbrıs’a çıktık.
ABD ambargo uyguluyordu, resmen kolumuzu büküyordu.
Kaddafi yardımımıza yetişti, uçak benzini, uçak lastiği, mühimmat verdi.
Para önerdik, kabul etmedi, “depolarım sizindir, istediğiniz kadar alın” dedi.
Hatta, yükleme sırasında Türkiye’nin ne kadar yanında olduğunu göstermek için hamal gibi bizzat cephane taşıdı.

1976.
MTA’ya ait Hora isimli gemimiz, itilaflı sularda petrol aramak üzere denize açıldı.
Tarihi rest çektik, “Yunanistan müdahale etmeye kalkarsa, vururuz” dedik.
Teknolojimiz yetersizdi ama, Ege ve Akdeniz sularımızda petrol olduğunu biliyorduk.
Rauf Denktaş açık açık anlatıyordu…
“Amerikalı petrol şirketi bana geldi, rezerv tespit ettiklerini, buna talip olduklarını söylediler, çıkarılacak petrolden yüzde 50 pay vereceklerini söylediler, ben Türkiye’yle anlaşmamız olduğunu, Ankara’yla konuşmam gerektiğini söyledim, bu cevabı hiç sevmediler, Ankara lafını duyunca gittiler, bir daha gelmediler” diyordu.
Uluslararası petrol şirketleri Denktaş’ı ikna edemiyorlardı.
Milli kahramanımız “Türkiye olmadan cennete bile girmem” diyordu.

1979.
Denktaş’a gelen Amerikalı petrol şirketleri, elbette Rumlara da gitmişti.
Rum yönetimi lideri Kiprianu, yanına Mısır’ı da alarak, petrol arama macerasına girişmek istedi.

Denktaş lafı hiç eğip bükmedi, “bu bir savaş nedeni olur” dedi.
Birleşmiş Milletler devreye girdi, Ankara’ya heyet göndererek, kararlılığımızı “test” ettiler, şakamız olmadığından emin oldular.

Rum kesimi geri adım attı.
Tek taraflı olarak petrol arama sevdasından vaçgeçtiler.

2002.
Akp iktidara getirildi.

2004.
Kıbrıs’ta “yes be annem” referandumu yapıldı.
Akp bütün gücüyle “evet” denmesi için çalıştı.
Akp yandaşı Tüsiad, Müsiad, Tügiad, Tesev, Tim, Tisk, Türsab, Tzob, Tobb gazetelere sayfa sayfa ilanlar verdiler, Kıbrıs halkının “evet” demesi için çağrıda bulundular.
Milli kahramanımız Rauf Denktaş’a yandaş medyada hakaretler yağdırılıyordu, KKTC’nin ayak bağı olduğu yazılıyordu, gençlerin önündeki engel olduğu yazılıyordu, “çekil artık” deniyordu, “istifa et” deniyordu.

Avrupa Birliği ve ABD yönetimleri “evet” denilmesini istiyordu.
“Rumlar hayır dese bile Türk tarafını Avrupa Birliği’ne alacağız, siz yeter ki evet deyin, ambargoyu hemen kaldıracağız” deniyordu.
Asrın liderimiz “win win” diyordu.

Serdar Denktaş çırpınarak uyarıyordu, “Avrupa Birliği’nin ve ABD’nin gözü petrol yataklarımızda” diyordu. “Sahip olduğumuz petrol, topraklarımızda değil, karasularımızda” diyordu. “Avrupa Birliği ve ABD, Kıbrıs adasının tümünü Avrupa Birliği’ne almak suretiyle Doğu Akdeniz’deki petrol ve doğalgaz rezervlerimizi kontrol altına almaya çalışıyor” diyordu. “Bu yüzden Annan Planı’nı imzalatmak istiyorlar, bu yüzden yes dedirtmek istiyorlar, faaliyetlerine uluslararası hukuk kılıfı uydurarak bizi ve Türkiye’yi rezervlerin uzağında tutmak istiyorlar” diyordu.
Dinletemiyordu.
Akp bastırıyordu.
“Evet” deyin!

Sandığa gidildi.
Türk tarafı, KKTC’nin kepenklerinin kapatılmasına, Rumlarla birleşilmesine yüzde 65 oranında “evet” dedi.
Neyse ki, Rum tarafı yüzde 75 oranında “hayır” dedi.
En muhteşem özeti, Ecevit’le birlikte Kıbrıs Barış Harekatı’na imza atan “mücahit” Erbakan yaptı… “Allaha şükür, Kıbrıs, Rumlar sayesinde Yunan adası olmaktan kurtuldu” dedi.

Referandumdan sadece bir hafta sonra…
Rum kesimi hayır demesine rağmen, Avrupa Birliği üyesi yapıldı.
Türk tarafı evet demesine rağmen, ayazda kaldı, ambargo bile kalkmadı.

KKTC’yi boşverdik…
Rum tarafı, Türkiye’nin AB üyeliğini veto etme hakkını bile aldı!

Denktaş’ı adeta sırtından hançerleyen Türkiye… Rum tarafına, rüyasında bile göremeyeceği tavizleri hediye etmiş oldu.

2004.
Kıbrıs Rum Kesimi, AB üyesi olur olmaz, Mısır’la masaya oturdu, Doğu Akdeniz’de petrol ve doğalgaz arama anlaşması imzaladı.
2007.
Suriye ve Lübnan’la anlaşma imzaladı.
2010.
İsrail’le anlaşma imzaladı.

Şakır şakır arama faaliyetlerine başladı.

“Dünya lideriyiz” diye ortalıkta dolaşan sayın Akp hükümetimiz bu arada ne yapıyordu?

2010.
“Fatih camisi bombalanacaktı” yalanıyla, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne “balyoz” vuruldu.
Ergenekon, Balyoz, Casusluk iftiralarıyla, mermi bile sıkmadan Türk Silahlı Kuvvetleri esir alındı.
Atatürkçü subaylar hapse tıkıldı, savaş uçağı kullanacak pilot bırakılmadı, en büyük darbeyi de Deniz Kuvvetlerimiz yedi.

ABD, AB, İsrail, Yunanistan, Rum Kesimi, Mısır, Doğu Akdeniz’i parsellerken… Doğu Akdeniz’deki haklarımızı koruyacak olan Donanmamız imha edildi.

Deniz kuvvetleri komutanları, kuzey deniz saha, güney deniz saha, denizaltı filo komutanları, harp filo komutanları, Milgem’i Milgem yapan mühendis-subaylar, tersane komutanları, deniz üsleri komutanları, çıkarma gemileri, mayın gemileri komutanları, hepsi içeri tıkıldı.
Sayın Akp hükümetimiz mutluluktan uçuyordu.

Balyoz sadece TSK’ya inmemişti.
“Monşerler” filan diye aşağılanarak, Dışişlerimiz imha edildi, tecrübeli diplomatlarımızın yerine, fetocular monte edildi, yabancı dil bile bilmeyen bademler yerleştirildi.
Dışişleri’ndeyken Kıbrıs Özel Sorumlusu olarak görev yapan Onur Öymen gibi duayen diplomatlarımız, özel hedef haline getirildi, çeşitli maşalar kullanılarak, siyasetin dışına itildi.

2011.
Arap Baharı ayaklarıyla Libya’da içsavaş çıkartıldı.
Bilahare, NATO, Kaddafi’ye saldırdı.
Sayın Akp hükümetimiz, en zor zamanımızda yanımızda olan Kaddafi’yi sırtından hançerledi.
NATO Libya’yı güzel güzel vursun diye, İzmir’i Libya harekatının karargahı yaptılar.
Savaş gemilerimizi gönderip, harekata bizzat katıldılar.
Kaddafi’yi devirsinler diye, köktendinci muhaliflere 300 milyon dolar yardım parası gönderdiler.
Kaddafi öldürüldü.

Amerikan yönetimi, Kaddafi’den doğan boşluğa, mareşal Hafter gibi Amerikan kuklalarını monte etti.

2011.
Libya’da bunlar olurken, sayın Akp hükümetimiz Kaddafi’nin ortadan kaldırılmasına yardımcı olurken… Yunanistan boş durmuyordu.
İyon Denizi ve Girit adasının güneyindeki 39 bin kilometrekarelik deniz alanını, Libya’ya ait olmasına rağmen, kendi lehine sismik araştırma sahası ilan etti.
Yunanistan’ın oldubittiyle gasp ettiği bu alan, aynı zamanda, Türk kıta sahanlığıyla çakışıyordu.
Yani, Yunanistan sadece Libya’nın değil, Türkiye’nin haklarına da oturmaya kalkıyordu, bizim sınırlarımıza da yayılıyordu.
Türkiye gıkını bile çıkarmadı.
İtiraz etmedi.

2014.
Yunanistan baktı ki, Türkiye’nin çıtı çıkmıyor, bir adım daha attı, kendisine ait olmayan söz konusu alanları -gene oldubittiyle- kendi adına tescil ettirmeye başladı, petrol ve doğalgaz araştırma-işletme ihaleleri açtı, anlaşmalar imzaladı.

2015.
Yunanistan, Ege ve Akdeniz sahillerimizde 16 adamızı işgal etti.
Egaydaak adı verilen, egemenliği devredilmemiş ada, kaya ve kayacıklar’a resmen oturdu, bayrağını dikti, asker yerleştirdi.
Sayın Akp hükümetimiz göz yumdu, sesini çıkarmadı.
Kıbrıs için savaşan, Kardak için savaşı göze alan Türkiye, sus pustu.
Yunan cumhurbaşkanı, genelkurmay başkanı, kuvvet komutanları, bakanlar, bu işgal edilen adaları ziyaret etti, poz verdiler, alay ettiler.
Kilise bile inşa ettiler.

2019.
Rusya’dan aldığımız S400 füzesi bağlamında, Doğu Akdeniz üzerinden güya Yunanistan’la restleşiyorduk ki, şak… Libya’daki Amerikan kuklası mareşal Hafter’e bağlı Libya Ulusal Ordusu, Türkiye’ye ait insansız hava aracını düşürdü.
Türk gemilerini “düşman hedefi” sayacaklarını, Libya karasularına yaklaşan Türk gemilerini “hedef” alacaklarını açıkladı.

Durup dururken savaş çığlığı attı.
Hemen ardından, Tanzanya bandıralı bir gemide çalışan altı Türk vatandaşını tutukladı.

Yani… Amerikan çıkarlarını korumak için Libya’da bekçilik yapan kukla mareşal, devreye girdi.

Amerikan petrol şirketleri ve Yunanistan lehine, vekalet savaşçısı olarak tetikçilik yapacağını beyan etmiş oldu.

Ve tesadüfe bak, koskoca denizin ortasında, tee KKTC topraklarına Suriye füzesi düştü, talihsizlik işte.

Ama siz hiç endişelenmeyin sakın…
Takmayın kafanıza böyle şeyleri.
Ne diyor asrın liderimiz?
“Akdeniz, beyaz deniz, white sea olarak adlandırılır” diyor.

Gerçi, Akdeniz’e White Sea denmiyor, White Sea de zaten Akdeniz’de değil ama, olsun.
Akdeniz meselesine ne kadar hakim olduğu görülüyor!

Türk-Yunan survivorını seyret seyret doyamıyoruz, seneye bi tane de Türk-Suriyeli survivorı yaparsak, tadından yenmez gari.

 Jurnalci.com

Paylaş:

Sağlık İçin Kızılötesi Karbon Isı Boyası
Canlıların, özellikle de insanların sağlıklı yaşayabilmek için kızılötesi ışınlara ihtiyaçları vardır. Ancak bir aylık bir sürede yoğun bir şekilde alınan güneş ışınlarının depolanması mümkün değildir. On iki ay boyunca alınacak terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ise sayısız fayda sağlar.

  • Hücre sisteminin yenilenme gücünü artırır,
  • Kan dolaşımını hızlandırır,
  • Kronik yorgunluğu azaltır,
  • Bağışıklık sistemini güçlendirir,
  • Astım, alerjik rinit gibi solunum yolu rahatsızlıkları olan hastalar için en sağlıklı ısıtma sistemidir,
  • Kas ağrıları, sırt ağrıları ve eklem rahatsızlıklarını azaltır,
  • Bazı kanser türlerinin gelişimini engelleme özelliğine sahiptir,
  • Şeker hastalıklarının yan etkilerini azaltır,
  • Fizyoterapi tıp merkezlerinde doğrudan kullanılır.

Tıbbi araştırmalar, uzun dalga boyundaki ışınların terapi etkisi yaptığını, hiçbir zararlı yan etkisinin olmadığını ve insan vücudu için en uygun sıcaklığı sağladığını göstermiştir. Uzun dalga boyunda, terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ile ısıtma sistemi olarak geliştirilmiş olan SRN  Kızılötesi Isı Boyası, güneşin altında ısınma hissini on iki ay sağlamaktadır. SRN Kızılötesi Isı Boyası, uygulandığı ortamı sadece ısıtmakla kalmaz; aynı zamanda bir fizyoterapi merkezine çevirerek, içinde yaşayanların sağlığına katkıda bulunur.
Uzun dalga kızılötesi, radyan ısıdır; yüzünüzde güneşin veya odun ateşinin sıcaklığını hissetmekle aynı histir. Hatta kendi vücudumuzun da yaydığı ısı türüdür. İnsanlığın bildiği en temel ısınma şeklidir. Önce objeleri ısıttığı, ısınan objelerin de ısı yayarak çevreyi sıcak tuttuğu için binlerce yıldır tercih edilmiştir.
Bugün, yüksek enerji verimliliğine sahip SRN Kızılötesi Isıtma Teknolojisi, estetik ve konforlu bir şekilde radyan ısıyı çevre dostu olarak kolayca tekrar kullanabilmemizi sağlamaktadır.
Geçtiğimiz yüzyılda insanoğlunun konforlu olması sebebiyle tercih ettiği konvansiyonel ısıtma sistemlerinin (petek, klima vb.); yakın gelecekte yerini tekrardan kızılötesi ısıtma sistemlerine bırakması kaçınılmazdır.
SRN KIZILÖTESİ KARBON ISI BOYASI HAKKINDA BAZI BİLGİLER

  • SRN Kızılötesi Isı Boyası havayı kurutmaz ve havayı değil sizi ısıtır.
  • 24 V Elektrik ile çalışan Kızılötesi Isı Boyası sistemi yenilenebilir enerji kaynaklarıyla kombine çalışabilir. (Güneş ve Rüzgar enerjisi)
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası Üstüne duvar kağıdı,sıva ve boya gibi ürünler ile uygulanabilir özelliklere sahip bir üründür.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası’nın boyandığı ortamda nem ve küf olmaz.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası mekanik tesisat ve bakım gerektirmeye bir üründür.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası anında ısınma ve homojen ısı dağılımı sağlar.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası sağlıklıdır, nefes hastaları (bronşit vb) için en uygun ısıtma teknolojisidir.
  • Su bazlı karbon kaplamalar ek veya ana ısıtma da mükemmel olarak kullanılabilir.
  • Pars alüminyum tozu,pars bakır tozu,Pars Çinko Tozu,Pars Grafit Tozu,Pars Kurşun Tozu,Pars demir tozu,pars kurşun oksit,pars kurşun oksit sülyen,pars kurşun oksit mürdesenk,pars fire assay flux,pars nitrik asit,pars hidroklorik asit,pars sülfürik asit,pars hidrazin hidrat,pars kaolin,pars sepiyolit,sunsep,sundiyo,sunmag,pars zeolit,pars 67 mangan dioksit,pars85 mangan dioksit,hadjin yılan kovucu,parsvet yara tozu,pars lime sülfür,nanotozlar,yemkat.com,sunshield kaolin,sunshield sıvı kaolin,pars silisyum karbür,silisyum karbür,dmr74 mangan dioksit,pars magnezyum sülfat,pars magnezyum sülfat anhidrat,pars magnezyum sülfat monohidrat,pars magnezyum oksit,pars bakır sülfat,pars demir sülfat monohidrat,pars kalay sökücü,pars nikel sökücü,süren vollastonit tozu,pars volfram  tozu,pars molibden tozu,pars antimon oksit,pars potasyum hidroksit,pars potasyum silikat,kimyadeposu.com,claypacks.com,demsil silikajel,demsil kil paketi,demsil nem alıcı,nemal nem alıcı,pars sodyum metabisülfit,pars sodyum bisülfat,pars magnezyum nitrat,pars sodyum persülfat,pars kalsiyum sülfat,pars kalsiyum sülfat dihitrat,pars hayvan altlığı,pars sodyum lignosülfonat,pars maden tozları,pars metal tozları,pars yem katkıları,pars nanotozlar,pars çinko oksit,sunshield sıvı kaolen,süren titanyum tozu,pars bakır oksit,demsil silikajel,süren otocam çizik giderici,pars seryum oksit,süren ferro vanadyum tozu,pars spekülarit,süren bit-pire kovucu,süren bakır tozu,süren teknoloji,bakır tozu,
  • DMRSÜREN KİMYA LTD.ŞTİ
  • 05523307100-05325466184
  • www.kimyadeposu.com,www.claypacks.com,www.nanotozlar.com,www.netyerim.net
  • www.potasyumsilikat.net,www.kursunoksit.com,www.parsman.com.tr,www.parsgrafit.com.tr
  • www.parox.com.tr,www.sepiyolit.net,

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu