3 doktora yönelik atağa sert reaksiyon

TTB Merkez Kurulu kararıyla Marmara Bölgesi Tabip odaları ve Kocaeli Tabip Odası, 6 Ekim’de Kocaeli’nin Körfez ilçesinde bulunan Fatih Aile Sıhhati Merkezi’nde 3 aile doktoru yönelik hasta ve hasta yakınlarının gerçekleştirdiği taarruza Kocaeli Kent Hastanesi önünde açıklama yaparak reaksiyon gösterdi.

Açıklamaya, CHP Kocaeli Milletvekili Mühip Kanko, Kocaeli Barosu Lideri Mehmet Gül, TMMOB Kocaeli İKK Sekreteri Mehmet Ali Elma, eski HDP Milletvekili Ali Haydar Konca, tabipler, sıhhat çalışanları ile sendika ve siyasi partilerin temsilcileri katıldı. Basın açıklaması öncesi, hücuma uğrayan hekimlerden Ahmet Murat Kazan konuştu.

“KANUNDAN BÜYÜK DEĞİLSİN”

Saldırı gününü anlatan Ahmet Kazan şunları söyledi:

*Cuma günü Yılmaz ve Serdar’ı sıhhat magandalarına karşı savunmaya çalışırken kemiklerim kırıldı. Hekim Yılmaz Bey’le farklı dünya görüşlerinden olmamız, ne benim onu savunmama, ne de onun beni savunmasına mahzur olmadı.

*Çünkü biz mezun olurken biz bir ant içtik. O anda uygun olarak birbirimizi kardeşimiz olarak bilerek, birbirimizi savunmaya tereddüt etmedik. Son nefesimize kadar da kardeşlerimizi savunmaya devam edeceğiz.

*Doktor Yılmaz az kalsın bahsettiğim son nefesi ve veriyordu neyse ki daha alıp verecek nefesi varmış. Şükür ki hastalara nefes olmaya devam edeceğiz. Türk tabipleri olarak toplumumuzda sıkça görülen, vefata ve sakatlığa sebep olan ve bu nedenlerle kıymetli bir halk sıhhati sorunu olarak gördüğümüz şiddet hastalığının her türlüsüne karşı mesleğimizin gereği olarak çaba ediyoruz ve uğraş etmeye devam edeceğiz.

*Cuma günü yaşanan elim olayda ‘polis çağırın’ yakarışıma karşı ensemden tutarak ‘bana polis falan işlemez sen benim ne kadar büyük olduğunu bilmiyor musun?’ diyen sıhhat teröristin yüzüne, ‘sen kanundan büyük değilsin’ diye haykırdım.

*Bunun sonucunda hayalarıma darbe yedim. Ne kadar sert vurursanız vurun bizler tekrar de kendini hukuktan, kanunlardan üstün görenler karşı ‘sen kanundan büyük değilsin diye’ haykırmaya devam ettik.

“NE OLUR ARTIK GEÇMİŞ OLSUN”

*Cuma günü yaşanan vahşetin çabucak akabinde bitkinlik, bedenimdeki ağrılar ve yorgunluk ile soluklanmak için ASM bekleme solundaki sandalyelerde birine attım kendimi. 40 yaşlarında bir beyefendi yanıma geldi.

*Başta geçmiş olsun diyecek sandım ama ‘şimdi benim ilacımı kim yazacak’ dedi. Karşılığında ‘Demin tabip az kalsın boğularak can veriyordu. Kendine gelemedi. Ben haydi yazayım desem sana bu elle nasıl ilaç yazayım’ diyerek kırık elimi gösterdin.

*‘Birinin yazması gerek lakin bu kadar insanı mağdur etmeye hakkınız yok’ dedi. Hayır sevgili vatandaşım biz seni mağdur etmedik. Bizi mağdur ettiği üzere seni de mağdur eden şiddetti. Sen o gün şiddet yüzünden ilacını yazdıracak hekim bulamadın.

*Lütfen sevgili vatandaşım lütfen anla artık. Şiddet yüzünden artık seni muayene edecek, sana tedavi uygulayacak hekim bulamıyorsun. Ne olur anla artık sen bana diyemedin fakat ben sana diyeyim: Geçmiş olsun, ne olur artık geçmiş olsun.”

“ÇAĞRILARIMIZA KULAK VERİLMEDİ”

Ortak basın açıklamasını, Kocaeli Tabip Odası Lideri Ayşe Engin Arısoy okudu. Sıhhat Bakanlığı’na seslenen Arısoy, konuşmasında şunları söyledi:

*Sağlıkta şiddete karşı tesirli tedbirler için bir çök sefer iktidarı uyardık, yasa tekliflerimizi sunduk. Lakin davetlerimize kulak verilmemesi sonucunda her gün Türkiye’nin farklı kentlerinden akıl almaz şiddet olayları duymaya devam ettik.

*Yürüttüğümüz gayret sonucunda adım atmak zorunda kalan Sıhhat Bakanlığı’na; tekliflerimizin sırf bir kısmını alarak çıkarılan yasanın yetersiz olduğunu, sorunun yalnız kanunla da çözülemeyeceğini, toplumsal varoluşumuzu aşındıran, şiddeti körükleyen, düşmanlaştırıcı siyasetlerle sıhhat sistemi başta olmak üzere her boyutu kapsayan bütünlüklü bir değişim gerektiğini ilettik.

*Geldiğimiz noktada, ne nitekim caydırıcı tedbirler alındı ne de çalışma alanlarımızda ve şartlarımızda sıhhatte şiddete karşı düzenlemeler yapıldı. Bunların en son örneğini evvelki gün buradaki meslektaşlarımız yaşadı.

“YAŞATMAK İSTİYORUZ”

*Her geçen gün meselelerimiz artarak devam ediyor. Başta yaşadığımız şiddet olmak üzere, çalışma şartlarımızın giderek berbatlaşması, ekonomik ve özlük haklarımızın yıllar içindeki gaspi, malpraktis davaları, 3-5 dakikaya sığdırılmaya çalışılan muayenelerle verilemeyen sıhhat hizmeti, yok sayılan sıhhat hakkı, iyileşemeyen hastalar, bulunamayan ilaçlar, ertelenen ameliyatlar, mesleksel özerkliğe yönelik müdahaleler, hekimlerin/sağlık işçilerinin tükenmişliği ve son vakitlerde güzelce derinleşen ekonomik zorluklar, hayat pahalılığı, toplumun sıhhatini bozmuştur.

*Herhangi bir tedbir almayacak mısınız? Daha evvel verdiğiniz kelamları ne vakit yerine getireceksiniz? Görmüyor musunuz, duymuyor musunuz? Her ay sayısı katlanarak artan yüzlerce tabip bu makus şartlar ve gelecek korkusuyla ülkesini terk ediyor.

*Daha geçen hafta üç meslektaşımız intihar etti. Yüzlerce sıhhat işçisi her gün şiddet görüyor. Tüm hekimler/sağlık işçileri geçim kaygısı ile boğuşuyor. Günde en az 100 sözel ve fizikî şiddetle karşılaştığımız, tabiplerin yüzde 84’ünün en az bir kez şiddete maruz kaldığı çalışma koşullarındayız.

*Önceki gün burada üç arkadaşımız hasta ve yakınları tarafından şiddete uğramıştır. Sıhhat Bakanı ve öbür yetkililerin tedbir alma konusunda harekete geçmeleri için bunlar kâfi değil midir? TTB ve tabip odaları olarak sıhhatte artan şiddetin de, toplumda körüklenen şiddet lisanının de karşısındayız ve sıhhatte şiddetle faal çaba davetimizi yineliyoruz.

*Asla ömrümüze kasteden bu çalışma şartlarına boyun eğmeyeceğiz, emeğimizin sömürülmesine, geleceğimizin karartılmasına müsaade vermeyeceğiz.

*Yaşamı ve yaşatmayı kendine şiar edinmiş bir mesleğin mensupları olarak sıhhatte şiddete karşı her istikametiyle çabamız devam edecektir. Yaşamak ve yaşatmak istiyoruz.

“YUMRUKLARIN SAHİBİNİ BİLİYORUZ”

Sağlıkta şiddetin devam etmesi durumunda genel greve gideceklerini belirten TTB Merkez Kurulu Üyesi Kazım Doğan Eroğulları ise şöyle konuştu:

*Yaralanan meslektaşlarımıza acil şifalar diliyorum. Buradan yurttaşlara seslenelim. Bu kadar insanın çabası aslında sizlerin sıhhat hakkı içindir. Biz bu gayretimizde sizleri de yanımızda görmek istiyoruz.

*Bizim gayretimiz sizlerin sıhhat hakkı uğraşıdır. Bunu âlâ görün lütfen. Sıhhatte şiddet politik bir tercihtir. İktidar bir tercih yapmıştır. Bu tercihte bizlerin ömür hakkını hiçe saymış ve 3-5 oy korkusuyla karar vermiştir. Bunu düzgün görmemiz gerekiyor. Biz, meslektaşlarımıza vahşice indirilen yumrukların sahibini biliyoruz.

*Yıllardır, hekimliği ve doktorları değersizleştiren siyasetleri sürdürenlerdir. ‘Hekim dövme özgürlüğümüz var’ diyen zihniyete tabir özgürlüğü diyen zihniyettir bu yumruğun sahipleri. Genel grev dahil her türlü hareket kararını almaktan geri durmayacağız. Türk Tabipleri Birliği olarak. Yetkililere sesleniyoruz. Bu son olsun, son olacak.

*Bunu güzelce öğrensin bütün yetkililer. Sıhhat Bakanına da sesleniyoruz. Sıhhatte şiddetin birkaç tweetle önlenemediğini gördünüz. Ya samimi olun gerekli adımları atın ya da tweetlerinizi alıp gidin.

“MECLİS’TE BİR TİYATRO OYNANIYOR”

Sağlıkta şiddete karşı tüm teşebbüslerinin iktidar cephesinden geri döndüğünü belirten CHP Kocaeli Milletvekili Mühip Kanko, “Biz Meclis’e her gün bu sıkıntıları taşıyoruz. İktidar maalesef her şeye bir duvar üzere karşılık veriyor. Hiçbir talebimiz karşılanmıyor. Meclis’te şu anda bir tiyatro oynanıyor. Bu tiyatronun maalesef aracıları tüm siyasi partiler. Sıhhatte şiddetin önlenmesi için her türlü teşebbüste bulunuyoruz. Olayların takipçisi olacağız. Dünyanın hiçbir yerinde sıhhatte şiddet yok. Bu,Türkiye’nin ne kadar gelişmemiş olduğunun göstergesi. Sağlıkçıların tek beden olarak mutlaka greve gitmeleri gerekiyor. Greve gitmedikleri sürece bunun engelleyemeyiz. Dayanaklarımız sizinle. Greve gidin daima birlikte destekleyelim” dedi. (ANKA)