50 yaşla birlikte prostat riskine dikkat
İSTANBUL (AA) – Medipol Koşuyolu Hastanesi Üroloji Bölümü’nden Prof. Dr. Bülent Erkurt, erkeklerin kâbusu olan iyi huylu prostat büyümesine karşı uyarılarda bulundu.
Medipol'den yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Erkurt, anne karnındaki bebekte bile prostat adlı organın bulunduğunu belirterek “Prostatın sadece yıllar içinde büyümesi bir sorun veya hastalık haline gelebilir. Erişkin insanlarda prostat yaklaşık 9 ila 15 gram büyüklüğündedir. Yaş ve hormonal dengenin değişmesiyle beraber, coğrafyaya, genetik faktörlere veya hiç bilinmeyen faktörlere bağlı, asit ve yağlı gıdalara bağlı gerekçelerle prostat büyüyebilir.” dedi.
Erkurt, “Biz ürologlar 50 yaş sonrası prostat büyüklüğü sorun mudur değil midir diye hastaları kontrol ederiz. Ama ailede bir prostat kanseri öyküsü varsa hastayı 40 yaşından itibaren incelemeye başlarız. Eğer hastanın ailesinde kanser öyküsü yoksa ve şikayetleri bulunmuyorsa 50 yaşından sonra yılda bir kez muayene olmasını isteriz.” ifadelerini kullandı.
50 yaşına giren hemen her 3 kişiden birinde prostat büyümesi görüldüğüne dikkati çeken Prof. Dr. Erkurt, “Hasta bize başvurduğunda hiçbir şikayeti olmayabilir. İçerden kötüye giden bir gidişatı ancak biz ürologlar tetkik ve muayene ile anlayabiliriz. Bu nedenle idrar yolları hastalıkları halk arasında sinsi hastalık olarak bilinir. Bir bulguya yol açmayabilir. En çok görülen belirtiler arasında da uykudan uyandıran idrara çıkma isteği, idrarda sızlama, tuvalete zor yetişme, en önemlisi idrar hissi gelip tuvalete gittiğinde başlamak için bekleme görülebilir.
Ayrıca idrar damlama olarak devam edebilir ya da bittiği zamanda boşaltamama hissi oluşabilir. Hasta 20 ila 30 dakika sonra tekrar tuvalete gidebilir ya da idrarı kesik kesik yapabilir. Açıkçası hasta bu akıştaki değişimin farkındadır.” şeklinde konuştu.
Erkurt, teşhis için altın standart varsayılan elle muayene, kanda PSA, idrar tahlili, ultrason ve akım testi uyguladıklarını belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bu testlerle hastanın tıkanıklık derecesini ölçüyoruz. Karpuz büyüklüğüne ulaşmış prostat idrar kanalını tıkamadıysa umurumuzda olmayabilir. Ancak fındık büyüklüğündeki prostat idrar kanalını tıkıyorsa cerrahiye başvururuz. O yüzden 30 gram ile 300 gram büyüklüğündeki prostatlarda fonksiyon farkı vardır. Büyüklüğünden ziyade fonksiyonuna bakıyoruz.
Biz bunları akım testiyle anlayabiliyoruz. Eğer hastanın şikayeti ile akım testi örtüşüyorsa tedavi yöntemine karar veriyoruz. İdrar akımı belli bir barajın altına düştüyse önce ilaç tedavisini uyguluyoruz. İlaca başladıktan bir ay sonra kontrole geldiğinde tekrardan akım testi yapıyoruz. Hala barajın altındaysa ameliyata karar veriyoruz.”
“Yaş, prostat büyüklüğü ve şikayetlerin şiddetine göre doğru tedaviye karar vermeye çalışıyoruz. Genellikle aşırı genç, aşırı yaşlı hastalarda ekstrem kararlar vermek durumunda kalabiliyoruz. Ama 50 ila 80 yaş arasındaki grupta genellikle prostatın büyüklüğünden çok yol açtığı idrar tıkanıklığı sorundur.” yorumunu yapan Erkurt sözlerini şöyle sürdürdü:
“Mesela hasta 7-8 yıl boyunca kendisinde prostat büyümesi olduğunu, sıkıntılarını fark ediyor ama bu durumu konfor meselesi olarak gördüğü için üroloğa gitmiyor. Sonra bir gece hasta tıkanabiliyor ve 50 yaşında sonda takılmış olarak bize başvurabiliyor. Hasta sonda takılacak hale geldiyse büyük bir ihtimalle ilaçla çözmek zorlaşıyor. Genellikle bu hastaları ameliyat etmeye karar veriyoruz. Çünkü yeryüzünde prostatı küçülten bir ilaç yok, hepsi geçicidir. Ancak ilaç yanlış diyemeyiz, ilaçla da fayda gören yüzlerce insan var. Ama bu hasta grubu farklıdır.”
-Prostatın tamamı alındığı için kanser riski daha iyi saptanıyor
İyi huylu prostat tedavisinde onlarca cerrahi yöntemin bulunduğunu bildiren Erkurt, “Prostat ameliyatlarının hepsinde bir endoskop aracılığıyla prostat bölgesine ulaşılıyor ama kullanılan enerjiler değişiyor. Çünkü farklı enerji kaynaklarına göre ereksiyon ya da idrar tutamama sorunlarına yol açabiliyor. Bu nedenle lazerler revaçta çünkü çevredeki sağlıklı dokulara verdiği zarar minimaldir. Elektrik veya diğer açık cerrahilerde çevredeki sağlıklı dokulara zarar daha fazla olabiliyor. Lazerler içinde de son yılların gözdesi elbette ki Holep’tir.” dedi.
Prof. Dr. Bülent Erkurt şunlara vurgu yaptı:
“Bu yöntemin en büyük avantajı hastalığın tekrarlama riskinin çok düşük olmasıdır. Diğer uygulamaların hepsinde her 4 ila 5 yılda bir ikinci bir ameliyat olma oranı yüzde 40’tır. Halbuki Holep’in 10 yılda ikinci bir ameliyat tekrarlama oranı binde 7’dir. Bu müthiş bir avantajdır. Holep yönteminin ikinci büyük avantajı kalıcı bir idrar kaçırmaya, ereksiyon kusuruna yol açmıyor olmasıdır. Kanama veya iltihap gibi her ameliyatta olması olağan sonuçlar bu yöntemde daha az görülüyor. Tüm cerrahi yöntemler içinde hastayı günlük hayatına en çabuk döndüren Holep uygulamasıdır.
Örneğin bugün hastaya Holep işlemi uygulandıysa, ertesi gün sondayı çıkarıp idrar yaptırıyoruz ardından taburcu ediyoruz. Genel anlamda hastanın başka bir rahatsızlığı yoksa 24 saat dolmadan taburcu ediliyor. Tabii sonrasında hastanın 3-4 gün evde kalması onun sık idrara çıkması ve idrar konforuna alışması için iyi bir şeydir. Kısacası Holep hasta konforunun maksimum olduğu bir yöntemdir.”
Sağlık İçin Kızılötesi Karbon Isı Boyası
Canlıların, özellikle de insanların sağlıklı yaşayabilmek için kızılötesi ışınlara ihtiyaçları vardır. Ancak bir aylık bir sürede yoğun bir şekilde alınan güneş ışınlarının depolanması mümkün değildir. On iki ay boyunca alınacak terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ise sayısız fayda sağlar.
- Hücre sisteminin yenilenme gücünü artırır,
- Kan dolaşımını hızlandırır,
- Kronik yorgunluğu azaltır,
- Bağışıklık sistemini güçlendirir,
- Astım, alerjik rinit gibi solunum yolu rahatsızlıkları olan hastalar için en sağlıklı ısıtma sistemidir,
- Kas ağrıları, sırt ağrıları ve eklem rahatsızlıklarını azaltır,
- Bazı kanser türlerinin gelişimini engelleme özelliğine sahiptir,
- Şeker hastalıklarının yan etkilerini azaltır,
- Fizyoterapi tıp merkezlerinde doğrudan kullanılır.
Tıbbi araştırmalar, uzun dalga boyundaki ışınların terapi etkisi yaptığını, hiçbir zararlı yan etkisinin olmadığını ve insan vücudu için en uygun sıcaklığı sağladığını göstermiştir. Uzun dalga boyunda, terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ile ısıtma sistemi olarak geliştirilmiş olan SRN Kızılötesi Isı Boyası, güneşin altında ısınma hissini on iki ay sağlamaktadır. SRN Kızılötesi Isı Boyası, uygulandığı ortamı sadece ısıtmakla kalmaz; aynı zamanda bir fizyoterapi merkezine çevirerek, içinde yaşayanların sağlığına katkıda bulunur.
Uzun dalga kızılötesi, radyan ısıdır; yüzünüzde güneşin veya odun ateşinin sıcaklığını hissetmekle aynı histir. Hatta kendi vücudumuzun da yaydığı ısı türüdür. İnsanlığın bildiği en temel ısınma şeklidir. Önce objeleri ısıttığı, ısınan objelerin de ısı yayarak çevreyi sıcak tuttuğu için binlerce yıldır tercih edilmiştir.
Bugün, yüksek enerji verimliliğine sahip SRN Kızılötesi Isıtma Teknolojisi, estetik ve konforlu bir şekilde radyan ısıyı çevre dostu olarak kolayca tekrar kullanabilmemizi sağlamaktadır.
Geçtiğimiz yüzyılda insanoğlunun konforlu olması sebebiyle tercih ettiği konvansiyonel ısıtma sistemlerinin (petek, klima vb.); yakın gelecekte yerini tekrardan kızılötesi ısıtma sistemlerine bırakması kaçınılmazdır.
SRN KIZILÖTESİ KARBON ISI BOYASI HAKKINDA BAZI BİLGİLER
- SRN Kızılötesi Isı Boyası havayı kurutmaz ve havayı değil sizi ısıtır.
- 24 V Elektrik ile çalışan Kızılötesi Isı Boyası sistemi yenilenebilir enerji kaynaklarıyla kombine çalışabilir. (Güneş ve Rüzgar enerjisi)
- SRN Kızılötesi Isı Boyası Üstüne duvar kağıdı,sıva ve boya gibi ürünler ile uygulanabilir özelliklere sahip bir üründür.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası’nın boyandığı ortamda nem ve küf olmaz.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası mekanik tesisat ve bakım gerektirmeye bir üründür.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası anında ısınma ve homojen ısı dağılımı sağlar.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası sağlıklıdır, nefes hastaları (bronşit vb) için en uygun ısıtma teknolojisidir.
- Su bazlı karbon kaplamalar ek veya ana ısıtma da mükemmel olarak kullanılabilir.
- Pars alüminyum tozu,pars bakır tozu,Pars Çinko Tozu,Pars Grafit Tozu,Pars Kurşun Tozu,Pars demir tozu,pars kurşun oksit,pars kurşun oksit sülyen,pars kurşun oksit mürdesenk,pars fire assay flux,pars nitrik asit,pars hidroklorik asit,pars sülfürik asit,pars hidrazin hidrat,pars kaolin,pars sepiyolit,sunsep,sundiyo,sunmag,pars zeolit,pars 67 mangan dioksit,pars85 mangan dioksit,hadjin yılan kovucu,parsvet yara tozu,pars lime sülfür,nanotozlar,yemkat.com,sunshield kaolin,sunshield sıvı kaolin,pars silisyum karbür,silisyum karbür,dmr74 mangan dioksit,pars magnezyum sülfat,pars magnezyum sülfat anhidrat,pars magnezyum sülfat monohidrat,pars magnezyum oksit,pars bakır sülfat,pars demir sülfat monohidrat,pars kalay sökücü,pars nikel sökücü,süren vollastonit tozu,pars volfram tozu,pars molibden tozu,pars antimon oksit,pars potasyum hidroksit,pars potasyum silikat,kimyadeposu.com,claypacks.com,demsil silikajel,demsil kil paketi,demsil nem alıcı,nemal nem alıcı,pars sodyum metabisülfit,pars sodyum bisülfat,pars magnezyum nitrat,pars sodyum persülfat,pars kalsiyum sülfat,pars kalsiyum sülfat dihitrat,pars hayvan altlığı,pars sodyum lignosülfonat,pars maden tozları,pars metal tozları,pars yem katkıları,pars nanotozlar,pars çinko oksit,sunshield sıvı kaolen,süren titanyum tozu,pars bakır oksit,demsil silikajel,süren otocam çizik giderici,pars seryum oksit,süren ferro vanadyum tozu,pars spekülarit,süren bit-pire kovucu,süren bakır tozu,süren teknoloji,bakır tozu,
- DMRSÜREN KİMYA LTD.ŞTİ
- 05523307100-05325466184
- www.kimyadeposu.com,www.claypacks.com,www.nanotozlar.com,www.netyerim.net
- www.potasyumsilikat.net,www.kursunoksit.com,www.parsman.com.tr,www.parsgrafit.com.tr
- www.parox.com.tr,www.sepiyolit.net,