Cruyff’un torunları
Avrupa’da çaba eden 4 kadromuzun da rakipleri, kendi kalibrelerinde değildi. Nüfusu İstanbul’dan küçük olan Hollanda’nın kadrosu Twente birinci maçta yediği 5 gol sonrası, rövanşta agresif ve baskılı oynayarak Fenerbahçe’yi sıkıştırmaya çalıştı. Fenerbahçe bu baskıdan bunaldığı anlarda sonlarına hakim olamayarak birinci yarıda 5 sarı kart gördü.
Düşünün ki; 5 gol atarak geldiğiniz rövanşta, ciddiyetsizlik yahut öteki nedenle ekibin yarısı kart görüyor. Bu demek oluyor ki, bu türlü devam ederse dönem içerisinde Fenerbahçe’yi
sırf bu nedenle yakacak oyuncular var. Bu disiplinsizlik direk İsmail Kartal’a müellif diye düşünüyorum! Teknik adamın grup üzerindeki otoritesi/otoritesizliği maalesef futbolcuların bu mevzuyu istismar etmeleri sonucunu doğuruyor.
Takımlarımız zayıf rakipleri karşısında ‘yetecek kadar’ oynamak yerine, bu maçları önemli idman olarak görüp ona nazaran prova yapmaları gerekirken maalesef hem gereğini yapmıyor, hem de profesyonellikten uzak davranışlar sergiliyorlar.
Twente ikinci yarıda baskısını artırarak devam ettirmesine karşın, teknik yetersizlik ve tecrübesizlik ile aradığı golü bulamadı. Fenerbahçe süratli hamleyle penaltıyı bularak 72. dakikada öne geçti ve beklendiği üzere tıp geldi.
Oyuncu maliyet ve kalitelerine bakınca aslında rakip muhakkak olduğunda bu sonucu alacağımızı biliyorduk. Benim anlayamadığım mevzu, yüzölçümü Konya kadar olan ve 95 milyar Euro’luk tarım ihracatı ile Amerika’dan sonra dünya ikincisi olan Hollanda’nın kulüpleri niye bizim yaptığımız transferleri yapamaz!
Her ne kadar Avrupa’nın iktisadı bizden berbatsa de üstteki datalara nazaran güya parası bizden çok üzere görünüyor! Merhum Cruyff’un bu durumda kemikleri sızlayabilir lakin tahminen de bir bildikleri vardır!
Fatih Söylemezoğlu
