Türkiye Personel Partisi (TİP) Genel Lideri Erkan Baş, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) basın toplantısı düzenledi. 6 kişinin hayatını kaybettiği Taksim saldırısına ait değerlendirmelerde bulunan Baş, fail ve sorumluları lanetledi.
Geçmişte yaşanan misal taarruzları hatırlatan ve “Ülkemizi, bölgemizi kanla, dehşetle, şiddetle dizayn etmeye çalışanlar bir defa daha sahneye çıkmış gözüküyor” diyen Baş, atak ile halkın iktidara olan güvensizliğinin de bir defa daha ortaya çıktığını belirtti.
Milyonlarca yurttaşın güvenlik sıkıntısının AKP siyasetleri ile ortaya çıktığını ve iktidarın atakların aydınlatılması konusunda her vakit isteksiz davrandığını kaydeden Baş, Haziran-Kasım 2015 devrini de hatırlattı.
“AKP NE VAKİT MAĞLUBİYETE SÜRÜKLENSE ÜLKEDE BOMBALAR PATLIYOR, KAN AKIYOR”
AKP’nin tek başına iktidarı alabileceği çoğunluğu kaybettiği Haziran 2015 sonrası Türkiye’nin pek çok noktasında taarruzlar olmuş ve kasım ayındaki seçimlere dek sürmüştü. Devrin başbakanı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 2015 seçimleri öncesinde kullandığı “Verin 400 milletvekilini bu işi huzur içinde çözelim” kelamlarını hatırlatan Baş, “AKP ne vakit halk tarafından mağlubiyete sürüklense ülkede bombalar patlıyor, kan akıyor” tabirlerini kullandı.
Dönemin başbakanı olan Ahmet Davutoğlu’nun Haziran-Kasım devrinde yaşananlara dair “Açıklarsam insan içine çıkamazlar” halindeki sözünü de hatırlatan Baş, devrin tüm şahitlerinin bildikleri her şeyi halka açıklamakla yükümlü olduğunu vurguladı. Baş, aksi takdirde yaşanabilecek yeni akınların da paydaşları olacağı konusunda uyardı.
Taksim saldırısının yaşandığı gün Suriye’nin İdlib kentindeki açılış merasiminde bulunan İçişleri Bakanı Süleyman Solylu’ya yönelik tenkitlerini de lisana getiren TİP Genel Lideri, Çok açık tabir etmek lazım; bu ülkenin başına gelen en büyük talihsizliklerden biri Süleyman Soylu’dur, onun İçişleri Bakanı olmasıdır. Memlekette kendilerine muhalefet eden herkesi terörist ilan eden, halkı birbirine düşürmekten diğer hiçbir şey yapmayan, ülkede düşmanlık nefret tohumları saçan Suçişleri Bakanı hala koltuğunda oturuyor. Derhal istifa etmelidir” dedi.
Ülke sıkıntılarını koruyamadığını belirttiği Saray Rejimi’nin çatışma ortamını da siyasi gereç olarak kullandığını tabir eden Baş, iktidara 9 soru da yöneltti. Türkiye’deki atak ve katliamları hatırlatan, terör atakları sonrası halkın haber alma hakkının engellenmesinin münasebetlerini soran Baş; ayrıyeten, katliam faili olarak yakalanan kişi ile MHP’li ilçe liderine ilişkin telefon numarası ortasındaki görüşme trafiğini de iktidara sordu.
Terör hücumlarında yüzlerce insanın hayatını kaybettiğini hatırlatan ve iktidarın sorumluluklarına işaret eden Baş, “7 Haziran–1 Kasım ortasını şiddetle geçirerek siyaseti dizayn etmeye çalıştınız. Halka kaygı ve dehşet yaratarak siyasi hedeflere ulaşmayı terör olarak tanımlıyoruz. Terörle ayakta durmaya çalışmanın bedelini ödemeye hazır mısınız?” tabirlerini kullandı.
“TAKSİM SALDIRISININ FAİLİ VE SORUMLULARINI LANETLİYORUZ”
TİP Genel Lideri Erkan Baş’ın açıklamaları şöyle:
* Bugün çok üzgünüz, çok öfkeliyiz. Taksim’de gerçekleştirilen halk düşmanı terör hücumunda 6 yurttaşımız hayatını kaybetti. Onlarca yurttaşımız yaralandı, tedavileri devam edenler var ve o gün bölgede olan yüzlerce yurttaşımız tahminen hayatı boyunca hiç unutamayacağı bir travmayı yaşadı. Sözlerime başlarken akında hayatını yitiren tüm yurttaşlarımızı hürmetle anıyorum. Yakınlarına başsağlığı dileklerimizi, yaralılara ise acil şifalar dileklerimizi iletiyoruz. Bir kere daha açık ve net biçimde bu taarruzun failini ve sorumlularını lanetliyoruz.
“ÜLKEMİZİ KANLA DİZAYN ETMEYE ÇALIŞANLAR BİR KERE DAHA SAHNEYE ÇIKMIŞ GÖZÜKÜYOR”
* Bu ve gibisi durumlarda konuşmak bile sahiden son derece güç. Lakin maalesef bu ülkede bu topraklarda biz çok fazla misal acı yaşadık. Artık bir sefer daha sözün tüm manalarıyla canımız yanıyor ve tam bu nedenle bir daha tıpkı acıları yaşamamak için tıpkı acılar bu topraklarda yaşanmasın diye konuşmak, tartışmak, ders çıkarmak ve en değerlisi de gereğini yapmak zorundayız. Üzülerek söylüyoruz fakat net bir tabloyla karşı karşıyayız.
* Ülkemizi, bölgemizi kanla, endişeyle, şiddetle dizayn etmeye çalışanlar bir kere daha sahneye çıkmış gözüküyor. Biliyoruz ki bu ve gibisi ataklar fakat devamındaki gelişmelerle daha âlâ anlaşılır hale geliyor; o yüzden bugün hala birçok belirsizlik ve şaibe içeren bu karanlık taarruzun içeride dışarıda hangi güçler tarafından, ne gayelerle yaptırıldığını tam ve açık olarak anlamamız biraz daha vakit alacak gözüküyor.
“BU ÜLKEDE YAŞAYAN MİLYONLARCA İNSANIN GÜVENLİK SORUNU, ŞAHSEN BU İKTİDAR TARAFINDAN YARATILIYOR”
* Fakat bugün acil olarak ortaya koyulması ve sorulması gereken çok temel bir soru var. Bu ülkenin yurttaşları, bizler kendimizi inançta hissediyor muyuz? Bu son akın ve akabinde yaşadıklarımız bir sefer daha gösterdi ki bu iktidar halka inanç vermiyor. Hatta daha açık söyleyelim; bölgede ve ülkede uyguladığı siyasetler nedeniyle bu ülkenin güvenlik sorunu, bu ülkede yaşayan milyonlarca insanın güvenlik sorunu, şahsen bu iktidar tarafından yaratılıyor. Bu iktidar varken hiçbirimiz inançta değiliz, huzurlu değiliz.
* Her yurttaşımız telaşlı ve her atak sonrasında telaşlarımız katlanarak artıyor. Ailemiz, sevdiklerimiz, dostlarımız için endişeleniyoruz. Her an başımıza bir şey gelebilir korkusuyla ve en az bunun kadar değerli ‘Başımıza bir şey gelse bunun hesabı sorulmayacak’ derdiyle, kanısıyla yaşamak zorunda bırakılıyoruz. Halbuki hepimiz kendimizi inançta hissetmek istiyoruz. Barış içinde huzurlu ve memnun yaşamak istiyoruz. İşte tam bunun için çaba etmek zorundayız.
“AKP, AKINLARIN AYDINLATILMASI İÇİN DAİMA İSTEKSİZ DAVRANIYOR”
* AKP’nin 20 yıllık iktidar tecrübesi gösterdi ki meydana gelen bu ve gibisi cinayetler, akınlar, bombalamalar; bunların aydınlatılması konusunda iktidar daima fakat daima isteksiz davranıyor. Dahası birçok örnekte gördüğümüz üzere yargıyı baskı altına alıyor, basını sansürlüyor, kanıtları karartıyor kendi siyasi gayeleri için bu hücumları kullanıyor.
“‘VERİN 400’Ü BU İŞİ HUZUR İÇİNDE ÇÖZELİM’ DEMİŞ BİR ZATIN YÖNETTİĞİ ÜLKEMİZ KAN GÖLÜNE DÖNDÜRÜLMÜŞTÜ”
* Bilhassa 2015 Haziran’ından itibaren Türkiye’nin içine girdiği karanlık tünel tekrar tüm yurttaşlarımızın akıllarına gelmiş durumda fakat unutmamamız gereken bir şey var. 2015 seçimleri öncesinde ‘Verin 400 milletvekilini bu işi huzur içinde çözelim’ demiş bir zatın yönettiği ülkede, ülkemiz kan gölüne döndürülmüştü…”
