YETERLİ Parti: Kimse göz bebeğimiz kulüplerimize bedel ödetmeye kalkmasın, altında kalırlar

Hafta sonu oynanan Fenerbahçe-Konyaspor ve Beşiktaş-Antalyaspor müsabakalarında tribünlerden ‘Hükümet istifa’ sloganı atılmasına MHP önderi Devlet Bahçeli ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu reaksiyon göstermişti.

BAHÇELİ VE SOYLU’DAN TEPKİ

MHP önderi Devlet Bahçeli, istifa sloganlarını “sorumsuzluk ve şuursuzluk” olarak kıymetlendirerek, “Bütün kulüp liderlerinin karşılaşmaların ya seyircisiz ya da gerekli önlemlerin alınarak oynanması konusunda acil ve gerekli adımları atmaları kaçınılmaz görevleridir” açıklamasında bulunurken, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise, taraftarlara meydan okuyarak, “Deprem problemine gömüldüğümüzü zannedenler, güvenlik probleminde kalkanlarımızı kaldırmayacağımızı zannetmesinler. Mesaimizi bölmek isterlerse rahat böleriz. Hodri meydan” diyerek reaksiyon göstermişti.

İYİ PARTİ’DEN AÇIKLAMA

İYİ Parti Hukuk ve Adalet Siyasetleri Başkanlığı da bahisle ilgili yazılı bir açıklama yaparak, tribünlere yönelik ağır tenkitlerde bulunan Bahçeli ve Soylu’ya karşılık verdi.

İYİ Parti açıklamasında şu sözleri kullandı:

* Geçtiğimiz hafta sonu Fenerbahçe-Konyaspor ve Beşiktaş-Antalyaspor karşılaşmalarında taraftarların göstermiş oldukları reaksiyon; demokrasilerin temel taşı olan tabir özgürlüğünün en saf halidir. Demokratik toplumlarda bireyler, kendi fikirlerini ferdi yahut toplu formda açıklamakta özgür olup bu hak ayrıyeten Anayasamızın 26. hususunda düzenlenmiş ve müdafaa altına alınmıştır.

“TARAFTARLARIMIZIN YANINDAYIZ”

* Türkiye’nin asırlık çınarları Fenerbahçe ve Beşiktaş kulüpleri özelinde başlatılan ve anlaşıldığı kadarıyla daha da yaygınlaştırılıp toplumun geneline yayılmaya çalışılacağı düşünülen endişe ve baskı iklimini DÜZGÜN Parti olarak reddediyoruz. Demokratik protesto haklarını kullanan taraftarlarımızın yanında durduğumuzu bu vesileyle ilan ediyoruz.

“HÜKÜMET TARAFTARIN SESİNİ KISMAK İSTİYOR”

* Hükümet, zelzele öncesinde başlayıp sonrasında da devam eden başarısız süreç idaresinden ders almamış olacak ki, bu sefer tribünlerde yeni fay sınırları oluşturup toplumun yasal tenkit hakkını engellemek, taraftarın sesini kısmak istemektedir.

* Spor hukuku açısından da tüm taraftarların bilmesi gerekir ki, seyircisiz oynama cezası fakat karşılaşmanın seyrine mani olacak nitelikte saha olayları ile ırkçılık ve etnik köken ayrımcılığı barındıran tezahürat hallerinde, ilgili federasyonlar tarafından işletilecek disiplin süreçleri sonucunda verilebilmektedir. Hukuk dışı talep ve isteklerin bu çerçevede değerlendirildiğinde rastgele bir karşılığı yoktur.

“BU TOPLULUKLARA PARMAK SALLARKEN ÂLÂ DÜŞÜNÜN”

* Milletimizin feraseti devlet ile hükümet ortasındaki ayrımı bilecek ve ona nazaran hal alacak düzeydedir. Asırlık çınarlarımız Kurtuluş Savaşımızdan bu yana her devir devletinin yanında yer almış, milletiyle birlikte saf tutmuştur. Beşiktaş’ın Çanakkale Savaşı’nda birinci futbol kadrosundan verdiği 8 şehit, Fenerbahçe’nin Fikirtepe Bataryasında ve Bor Ovasında verdiği şehitlerin aziz anıları göz önünde bulundurulduğunda, bu topluluklara parmak sallarken çok daha düzgün düşünülmesi gerektiği ortadadır.

“MAÇLARIN SEYİRCİSİZ OYNANMASINI TALEP ETMEK BİR AKIL TUTULMASIDIR”

* Maçların seyircisiz oynanmasını talep etmek bir akıl tutulmasıdır. Nasıl ki seçimler seçmensiz olmazsa, tribünler de taraftarsız olmaz. Tenkit ve protesto bir haktır. Siyaset, toplumdan korkarak ve topluma karşın değil toplumu dinleyerek ve onlarla birlikte yapılır. İnsanların şov ve yürüyüş hakkını kısıtlamak, Twitter’a erişim mahzuru getirmek yahut statlara seyirci almamak lakin istibdat anlayışının yapıtıdır.

“KİMSE KULÜPLERİMİZE BEDEL ÖDETMEYE KALKMASIN, ALTINDA KALIRLAR”

* Kimse asırlık çınarlarımız olan göz bebeğimiz kulüplerimize bedel ödetmeye kalkmasın, altında kalırlar. Bir sefer daha ehemmiyetle tekrar ediyoruz ki, karşılaşmaların seyircisiz oynanması mümkün değildir. Hatırlatmak gerekir ki, 3 Temmuz sürecinde de FETÖ’cü yargıçlar, emniyet mensupları ve devrin hükümet yetkilileri spor kulüplerini gaye alarak kitleleri baskılamaya çalışılmışlar ve ancak hezimeti yaşamışlardır.

“HÜKÜMETE TAVSİYEMİZ MİLLETİMİZİN YARALARINI SARMASIDIR”

* Hükümete tavsiyemiz mesailerini asıl odaklanmaları gereken ve bir türlü layıkıyla yerine getiremedikleri ödevlerinden ayırmadan milletin yaralarını sarmalarıdır. Beşiktaş ve Fenerbahçe taraftarlarının, Kızılay üzere bir kurumu zelzele sonrası çadır ve yemek ‘satan’ bir şirket haline dönüştürenlerden alacak aklı olmadığı üzere bunlardan gelecek reaksiyondan de telaşı yoktur. Çünkü, Türk milletinin doğruyu lisana getirirken korkusu yoktur.

“SOYLU ALENEN HATA İŞLİYOR”

* Bu çerçevede vurgulamak istediğimiz bir başka bahis da İçişleri Bakanı Sn. Süleyman Soylu’nun yaptığı açıklamayla vatandaşlarımızı alenen tehdit etmesi ve Türk Ceza Kanunu’na nazaran açıkça cürüm işlemesidir.

“YAŞASIN HÜRRİYET, KAHROLSUN İSTİBDAT!”

* Sn. Soylu’ya hatırlatmak isteriz ki, kendisinin misyonu Türkiye Cumhuriyeti’nin İçişleri Bakanı olarak milletimizi korkutmak değil, sarsıntı öncesinde yerine getirmeyi beceremediği, milletinizin canını ve malını muhafaza misyonunu hiç olmazsa artık layıkıyla yerine getirmesidir. Tribünler milletin gür sesidir, haksızlığa gelmez. Çocuklar daima gülsün diye çabalayan kulüplerimizi selamlıyoruz. Yaşasın Hürriyet, Kahrolsun İstibdat!”