GüncelGündem

Antakya’daki saklı Roma şehri için arkeolojik kazı çağrısı

Paylaş:

ANKARA (AA) – Ankara Üniversitesi (AÜ) Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yusuf Kağan Kadıoğlu, depremlerle ağır hasar alan Hatay’ın yeniden imarı planlarında yıkılan Habib-i Neccar Camisi’nin bulunduğu bölgede 16 yıl önce tespit ettikleri Roma dönemine ait şehre ilişkin arkeolojik kazı yapılmasını ve buranın yeni yerleşime kapatılmasını önerdi.

Kadıoğlu, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat’ta meydana gelen depremlerin yaşandığı illerdeki bilimsel gözlemlerini ve Hatay Antakya’da 16 yıl önce Habib-i Neccar Camisi’nin bulunduğu bölgede yerin 10 metre altında 6 dönümlük alanı kapsayan yer altı görüntülemesi sonucu elde ettiği verileri, AA muhabirine açıkladı.

Deprem bölgesinde yıkılan binalardan aldıkları beton örneklerinin kalitesini mikroskop altında beton petrografisi ile tespit ettiklerini belirten Kadıoğlu, elde ettikleri verilerle yıkılmadan yan yatan binaların beton kalitesinin iyi olduğunu, zemin sıvılaşmasından dolayı yan yattığını belirlediklerini söyledi.

Bununla birlikte özellikle tamamen yıkılan binaların betonlarının demirlerinde belirgin korozyonlar gördüklerini dile getiren Kadıoğlu, ayrıca yıkılan binalarda betonda kullanılan agregalarda (betonda kullanılan kum, çakıl, kırma taş gibi taneli, inorganik malzemeler) dere malzemesinin egemen olduğunu gördüklerini aktardı.

Prof. Dr. Yusuf Kağan Kadıoğlu, yıkımların, betonun yaşlanmasına bağlı olarak geliştiğini yani yaşlı binaların yıkıldığını tespit ettiklerini belirterek, “Bu sebeple yaşlı diyebileceğimiz 30-40 yıllık binaların beton kaliteleri beton petrografisi ile test edilmeli ve sonuçlara bağlı olarak güvenli yaşamak için kentsel dönüşümden yararlanılmalıdır.” dedi.

Sokakların ve evlerin altını özel cihazlarla görüntülediler

Depremde büyük yıkımların yaşandığı Hatay’da da incelemeler yaptıklarını bildiren Kadıoğlu, bu şehrin tarihte de iki kez büyük depremlerle sarsıldığını aktardı.

MS 115’te tümüyle yıkılan Antakya’da 260 bin kişinin, MS 525’teki 7,5 büyüklüğündeki depremde ise 250 bin kişinin yaşamını yitirdiğini anlatan Prof. Dr. Kadıoğlu, ancak büyük yıkımlı bu depremlerden sonra aynı bölgede yeniden yerleşim alanlarının kurulduğunu ifade etti.

Bir grup bilim insanı ile 2007’de yürütülen araştırma projesinde, Antakya’da Habib-i Neccar Camisi’nin bulunduğu bölgede ve yakın çevresinde özel cihazlarla yer altı görüntülemeleri yaptıklarını bildiren Kadıoğlu, zeminin yaklaşık 5 metre altında türbe bulunduğunu hatırlattı.

Kadıoğlu, bölgede 16 yıl önce yaptıkları çalışmaya ilişkin şu bilgileri paylaştı:

“Habib-i Neccar Camisi’nin ön tarafını ve Asi Nehri’nin sağ ve sol tarafını da kapsayan 6 dönümlük alanın 10 metre derinine inerek yer altı görüntülemesi yaptık. Çalışmamızda, bölgedeki evlerin ve sokakların altını da taradık. Görüntülemelerimizle mevcut zeminin yaklaşık 5 metre altında da eski Roma şehri diyebileceğimiz bir yerleşim bölgesi tespit ettik. Bu yer altı şehrinin yollarında küçük mozaik taş döşemeleri ile sütunları içeren görüntüler elde ettik.”

Kadıoğlu, bu yer altı şehrinin hangi döneme ait olduğuna dair detaylı bilgilerin o bölgedeki niteliksiz yerleşimler nedeniyle kazılamadığından tespit edilemediğini söyledi.

MS 525 yılındaki deprem yıkıntıları kaldırılmadan yer altı şehrinin üstüne yeniden bir şehir inşa edildiğini düşündüklerini aktaran Kadıoğlu, şöyle devam etti:

“O tarihlerde de Roma çok zengin. O dönemde sütunlar, heykeller, mozaik yollar ve yapıları mevcuttu. Dolayısıyla Antakya’da Habib-i Neccar Camisi’nin bulunduğu bölgede zeminden 5 metre derine inilerek arkeolojik kazı yapılmasını öneriyoruz. Bu kazılar sonucu, eski Roma şehri ortaya çıkacaktır ve Antakya’nın tarihi değerine yeni bir değer kazandıracaktır. Bu şehir, Antakya’yı eskisinden daha değerli bir konuma getirebilir. Tabii bunlar restore edilecek. Mevcut şehri de ortaya koyduğunuz zaman yapılaşmanın olmaması lazım. Antakya’nın yeni imar planlarında bu değerin dikkate alınmasını ve bu alanın yeni yerleşime kapatılması tavsiyesinde bulunuyoruz. Yani bu bölgenin yaşam alanı olmaktan çıkarılarak tamamen arkeolojik kazıların yapıldığı bir alan olmasını öneriyoruz. Zeminden 5 metre aşağıya kazılarak antik Roma şehrinin gün yüzüne çıkartılması ile Antakya büyük bir cazibe merkezi olabilir. Bununla birlikte arkeoloji bilimine yeni bilgiler sunacaktır.”

“Bilgiler, detaylı incelendiğinde bu projeye sahip çıkılacaktır”

Prof. Dr. Yusuf Kağan Kadıoğlu, 2007’de Antakya’nın yer altına ilişkin yaptıkları bu tespitleri bazı yetkililere iletme fırsatı bulduğunu belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:

“Şu anda restorasyon için Habib-i Neccar Camisi ile kilisenin orijinal taşlarını bulmak amacıyla örnek taşlar alınarak aslına uygun taşların kullanılması mümkündür. Bizim şu anda bu çalışmalar için de özel hazırlıklarımız var. Bu bölgeye inşaat yapılmaması ve enkazın kaldırılmasının ardından bölgede arkeolojik kazıların başlatılmasını bilim insanları olarak sözlü olarak öneriyoruz, yazılı bir teklifimiz henüz olmadı. Bazı yetkililer de önerimize sıcak baktı, bu kazıların başlama ihtimali yüksek diye düşünüyorum. Eminim bu bilgiler, detaylı incelendiğinde bu projeye sahip çıkılacaktır. Zaten o bölge sit alanı.”

Muhabir: Selma Kasap

Paylaş:

Sağlık İçin Kızılötesi Karbon Isı Boyası
Canlıların, özellikle de insanların sağlıklı yaşayabilmek için kızılötesi ışınlara ihtiyaçları vardır. Ancak bir aylık bir sürede yoğun bir şekilde alınan güneş ışınlarının depolanması mümkün değildir. On iki ay boyunca alınacak terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ise sayısız fayda sağlar.

  • Hücre sisteminin yenilenme gücünü artırır,
  • Kan dolaşımını hızlandırır,
  • Kronik yorgunluğu azaltır,
  • Bağışıklık sistemini güçlendirir,
  • Astım, alerjik rinit gibi solunum yolu rahatsızlıkları olan hastalar için en sağlıklı ısıtma sistemidir,
  • Kas ağrıları, sırt ağrıları ve eklem rahatsızlıklarını azaltır,
  • Bazı kanser türlerinin gelişimini engelleme özelliğine sahiptir,
  • Şeker hastalıklarının yan etkilerini azaltır,
  • Fizyoterapi tıp merkezlerinde doğrudan kullanılır.

Tıbbi araştırmalar, uzun dalga boyundaki ışınların terapi etkisi yaptığını, hiçbir zararlı yan etkisinin olmadığını ve insan vücudu için en uygun sıcaklığı sağladığını göstermiştir. Uzun dalga boyunda, terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ile ısıtma sistemi olarak geliştirilmiş olan SRN  Kızılötesi Isı Boyası, güneşin altında ısınma hissini on iki ay sağlamaktadır. SRN Kızılötesi Isı Boyası, uygulandığı ortamı sadece ısıtmakla kalmaz; aynı zamanda bir fizyoterapi merkezine çevirerek, içinde yaşayanların sağlığına katkıda bulunur.
Uzun dalga kızılötesi, radyan ısıdır; yüzünüzde güneşin veya odun ateşinin sıcaklığını hissetmekle aynı histir. Hatta kendi vücudumuzun da yaydığı ısı türüdür. İnsanlığın bildiği en temel ısınma şeklidir. Önce objeleri ısıttığı, ısınan objelerin de ısı yayarak çevreyi sıcak tuttuğu için binlerce yıldır tercih edilmiştir.
Bugün, yüksek enerji verimliliğine sahip SRN Kızılötesi Isıtma Teknolojisi, estetik ve konforlu bir şekilde radyan ısıyı çevre dostu olarak kolayca tekrar kullanabilmemizi sağlamaktadır.
Geçtiğimiz yüzyılda insanoğlunun konforlu olması sebebiyle tercih ettiği konvansiyonel ısıtma sistemlerinin (petek, klima vb.); yakın gelecekte yerini tekrardan kızılötesi ısıtma sistemlerine bırakması kaçınılmazdır.
SRN KIZILÖTESİ KARBON ISI BOYASI HAKKINDA BAZI BİLGİLER

  • SRN Kızılötesi Isı Boyası havayı kurutmaz ve havayı değil sizi ısıtır.
  • 24 V Elektrik ile çalışan Kızılötesi Isı Boyası sistemi yenilenebilir enerji kaynaklarıyla kombine çalışabilir. (Güneş ve Rüzgar enerjisi)
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası Üstüne duvar kağıdı,sıva ve boya gibi ürünler ile uygulanabilir özelliklere sahip bir üründür.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası’nın boyandığı ortamda nem ve küf olmaz.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası mekanik tesisat ve bakım gerektirmeye bir üründür.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası anında ısınma ve homojen ısı dağılımı sağlar.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası sağlıklıdır, nefes hastaları (bronşit vb) için en uygun ısıtma teknolojisidir.
  • Su bazlı karbon kaplamalar ek veya ana ısıtma da mükemmel olarak kullanılabilir.
  • Pars alüminyum tozu,pars bakır tozu,Pars Çinko Tozu,Pars Grafit Tozu,Pars Kurşun Tozu,Pars demir tozu,pars kurşun oksit,pars kurşun oksit sülyen,pars kurşun oksit mürdesenk,pars fire assay flux,pars nitrik asit,pars hidroklorik asit,pars sülfürik asit,pars hidrazin hidrat,pars kaolin,pars sepiyolit,sunsep,sundiyo,sunmag,pars zeolit,pars 67 mangan dioksit,pars85 mangan dioksit,hadjin yılan kovucu,parsvet yara tozu,pars lime sülfür,nanotozlar,yemkat.com,sunshield kaolin,sunshield sıvı kaolin,pars silisyum karbür,silisyum karbür,dmr74 mangan dioksit,pars magnezyum sülfat,pars magnezyum sülfat anhidrat,pars magnezyum sülfat monohidrat,pars magnezyum oksit,pars bakır sülfat,pars demir sülfat monohidrat,pars kalay sökücü,pars nikel sökücü,süren vollastonit tozu,pars volfram  tozu,pars molibden tozu,pars antimon oksit,pars potasyum hidroksit,pars potasyum silikat,kimyadeposu.com,claypacks.com,demsil silikajel,demsil kil paketi,demsil nem alıcı,nemal nem alıcı,pars sodyum metabisülfit,pars sodyum bisülfat,pars magnezyum nitrat,pars sodyum persülfat,pars kalsiyum sülfat,pars kalsiyum sülfat dihitrat,pars hayvan altlığı,pars sodyum lignosülfonat,pars maden tozları,pars metal tozları,pars yem katkıları,pars nanotozlar,pars çinko oksit,sunshield sıvı kaolen,süren titanyum tozu,pars bakır oksit,demsil silikajel,süren otocam çizik giderici,pars seryum oksit,süren ferro vanadyum tozu,pars spekülarit,süren bit-pire kovucu,süren bakır tozu,süren teknoloji,bakır tozu,
  • DMRSÜREN KİMYA LTD.ŞTİ
  • 05523307100-05325466184
  • www.kimyadeposu.com,www.claypacks.com,www.nanotozlar.com,www.netyerim.net
  • www.potasyumsilikat.net,www.kursunoksit.com,www.parsman.com.tr,www.parsgrafit.com.tr
  • www.parox.com.tr,www.sepiyolit.net,

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu