Adnan Oktar evrakı SÖZCÜ TV’de: Çocukları ormana bırakıyordu

SÖZCÜ Televizyonu, Adnan Oktar belgesine devam etti… İpek Özbey sordu, periyodun Mali Şube Müdürü Furkan Sezer, mağdurların avukatı Eser Çömlekçioğlu ve örgütün çökertilmesinde hissesi olan eski örgüt üyesi Özkan Mamati anlattı.

Dönemin Mali Şube Müdürü Furkan Sezer, Adnan Oktar Kabahat Örgütünün geçmiş yıllarda lise ve ortaokullarda ‘seminerler’ verdiğini belirterek, “Çok sayıda vakıf ve dernekleri var. Bilim Araştırma Vakfı var. Bu örgütte yalnızca din değil, Atatürk de bir paravan olarak kullanılıyor. Bu örgütün ‘Doğa Bilimleri Derneği’ diye bir derneği var; tabiatla ilgili, toplumsal bahislerle ilgili bilimsel birtakım yayınları var, Atatürkçülükten bahsediyorlar. Anadolu’nun her yerinde liselere, ortaokullara seminer vermeye gidiyorlar” sözlerini kullandı.

“TÜRKİYE’NİN HER YERİNDE SEMİNER VERDİLER”

Adnan Oktar’ın kız getirmekle sorumlu örgüt üyelerinin bu seminerlere gittiğini anlatan Sezer, “Kırşehir’deki, Yozgat’taki, Trabzon’daki, Hakkari’deki, Antalya’daki hiçbir kız evladımız inançta değil. Evrakın içerisinde, oralardan örgüte uygun, yani örgüt portföyünde bulunan maksatlara uygun, ‘av’ olarak belirledikleri örgüte kazandırılmak emeliyle tespit ettikleri bireylere irtibat bilgilerini veriyorlar, ‘bizimle her vakit irtibat kurabilirsiniz, bilimsel çalışmalar yapmak istiyorsanız lütfen bizi arayın’ diyorlar. Böylelikle oradaki yaşı küçük kız çocuklarıyla birinci irtibatı sağlıyorlar. Ele geçirilen dijitallerde yaşı küçük çok fazla kızımızın imaj ve fotoğrafları var” açıklamasında bulundu.

“ADNAN OKTAR’A 10 YAŞINDAKİ KIZINI GÖTÜREN ÖRGÜT ÜYESİ ANNE VAR”

Mağdurların avukatı Eser Çömlekçioğlu ise, bayanların yaşadıklarını şöyle anlattı:

* “10 yaşlarındayken örgüte annesi tarafından getirilen bir kız çocuğumuz var… Tabir verdiğinde 14-15 yaşlarındaydı. Annesi Adnan Oktar ve örgüt üyeleriyle bağlantıya geçiyor. Bu irtibattan sonra Adnan Oktar’ın talimatıyla kızını İstanbul’a getiriyor. Adnan Oktar gece yarısı ‘getir kızı’ diye arıyor ve anne, 10 yaşlarında kızını uyandırıyor, makyaj yapıyor, kırmızı rujunu sürüyor, kadınsı kıyafetleri giydiriyor ve Adnan Oktar’a götürüyor.  Tabi kızda bir dehşet var.  Anne de ona, ‘merak etme, ben senin yan odanda olacağım’ diyor.

“ŞİKAYETÇİ OLUNDU FAKAT SÜREÇ YAPILMADI”

* Kızın annesi ve babası farklı ve babası kızı kurtarmaya çalışıyor. Anneden almaya çalışıyor ve kaçırıyor. Mahkemeye başvuruyorlar, şikayetçi olmak istiyorlar. Kız babasıyla birlikte mahkemeye gidiyor ve annesinin kendisini, kanal sahibi, 50’li yaşlarını aşkın bir adama götürdüğünden bahsediyor. Aslında kız mahkemede, Adnan Oktar’a götürüldüğünü söylüyor. Lakin o devir, 2000’lerde, yargıçlar tarafından, ‘isim vermeyelim, süreç yapmayalım, şikayetçi olmayın, başınıza iş alırsınız, başımıza iş alırız’ diyerek kız ve ailesi korkutuluyor ve Adnan Oktar hakkında rastgele bir süreç yapılmıyor. Velayeti babasına veriliyor ancak annesi daima onu alıp Adnan Oktar’a götürmek istiyor.

“EMME ÇAĞINDAKİ ÇOCUKLARI AİLELERİNDEN AYIRIYORLARDI”

* Adnan Oktar çocuk yapmayı yasaklıyor, karı-koca başka konutlarda yaşıyorlar. O devir doğan çocukların hepsini anneannelere, babaannelere, diğer örgüt üyelerine veriyor. 0-2 yaş ortası 10,12 tane çocuk daha emme çağındayken annelerinden alınıyorlar ve oburlarının elinde büyümek zorunda kalıyorlar. Anneler babalar da bunu bırakıyorlar zira Adnan Oktar’a o kadar büyük bir ‘imanları’ var ki…

“ADNAN OKTAR ÇOCUKLARI ORMANA BIRAKIYORDU”

* O devir 2-3 tane çocuk örgütte kalıyor. Adnan Oktar da kendince bu çocukların gelişimi için, kendince onları cezalandırmak için çocukları gece vakti, ki bu bireyler şu anda 30’lu yaşlarındalar, mahkemede tabir verdiler. Adnan Oktar bunları alıyor ve gece vakti ormana bırakıyor. Çocuklar tek başlarına sabaha kadar saatlerce ormanda kalıyor.  Sabaha karşı gidip çocuklar alınıyor…”

“İLK İKİ SENE ADNAN OKTAR’LA GÖRÜŞTÜRÜLMÜYORSUNUZ”

Örgütün çökertilmesinde hissesi olan eski örgüt üyesi Özkan Mamati de örgüte nasıl sokulduğunu şu tabirlerle aktardı:

* “Ben 18 yaşında girdim bu örgüte. Bu örgütün insanı içine alması, birebir büyük bir şirkette işe başlamanız üzere bir sürü sürece bağlı. Siz birinci iki sene Adnan Oktar’la görüştürülmeyerek örgüt içindeki değerli bireylerden aldığınız eğitimle, Adnan Oktar’ı bir mit, bir ulu insan olarak beyninizde kodluyorsunuz. Tabi o devirde size okutulan dokümanlar, kitaplar, argümanlar sizi örgüte bağlamak, örgütten çıkamayacak bir ruh haline sokmak için yapılıyor. Bunu yapan bireyler de örgütte daha evvelden belirlenmiş, örgüte daha evvel bu yolla birçok kişiyi kazandırmış şahıslar olduğu için siz 22-23 yaşınıza geldiğinizde Adnan Oktar’la görüşmek, onun methiyesini almak, onun yanında olmayı çok değerli bir sevap, liyakat olarak algılıyorsunuz.

“ÖRGÜTE PARA KAZANDIRDIM”

* 24-25 yaşınıza geldiğinizde örgüt sizin ferdî maharetlerinize nazaran örgüt içinde yer alan departmanlara yönlendiriyor. Ben de o örgüt içinde ticari işlerle uğraşan takımın içinde yer aldım. Yıllarca farklı ülkelerde şirketler kurup, ticari işler yapıp örgüte para kazandırdım. Örgütten çıkıp şikayetçi olmak çok güç bir şey.

“ÇOK SIKINTI ŞEYLER YAŞADIM”

* Siz başınızda birtakım şeyleri anlayıp, bu yapının birebir FETÖ üzere olduğunu anladıktan sonra her şey değişiyor. FETÖ itirafçılarının açıklamaları beni çok etkiledi ve  beni güçlü bir halde örgütten kopardı. Lakin siz bu örgütten, ‘Ben 15 yıl kaldım, herkesin gözlerinden öpüyorum’ diyerek ayrılamıyorsunuz. Ben, ‘artık ayrılıyorum, size karşı savaşacağım ve size karşı faaliyet yapacağım, şikayetçi olacağım’ diye ileti atıp ayrıldım. Bildiri attıktan sonra da Emniyet’e, CİMER’e, MİT’e mailler attım. Yanımdaki arkadaşlarım da benim kadar güçlü durdu. Bu bir yıllık sürecin sonunda operasyonlar oldu.  Bir periyot cebimde 1 lira kalmamıştı… Çok sıkıntı şeyler yaşadım.”