Adnan Oktar: İstesem zati dışarıya buyruk veririm lakin yapmıyorum

Adnan Oktar Cürüm Örgütü’ne yönelik kararın İstinaf Mahkemesi tarafından usulen bozulmasının akabinde tekrar görülen davada beşinci günde orta karar çıkmadı. Oktar, “Cezaevinde uygulanan kısıtlamaların hafifletilmesini istiyorum. İstesem zati dışarıya buyruk veririm ancak yapmıyorum, istemiyorum. Dışarıdan da istediğim şeyleri içeri alırım lakin bu bana yakışmaz yapmıyorum zaten” dedi.

İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nde, Marmara Ceza ve İnfaz Kurumu’nun karşısındaki salonda yapılan birinci duruşmaya Adnan Oktar’ın da ortalarında bulunduğu tutuklu sanıklar getirildi. Salonda birtakım tutuksuz sanıklar ve sanık avukatları da hazır bulundu. Duruşmayı çok sayıda izleyicide takip etti.

“BANA KUMPAS KURAMADIKLARI İÇİN BU TÜRLÜ ŞEYLERLE BİZİ YIKMAYA ÇALIŞIYORLAR”

Savunmasında Adnan Oktar bu yaşananların bir oyun ve kumpas olduğunu söyledi. Oktar şikayetçilerin İngiliz derin devleti tarafından yönlendirildiğini sav ederek, “Bizim davamız klasik bir dava değildir. Mine Ö. çok sevdiğim mazlum bir bayandır. Mine’nin uyumasına müsaade vermemişiz, şiddet uygulamışız bu türlü savlar var. Bunlar hakikat değil. Benim yüzlerce insanı dövme üzere bir durumum yok. Derin devletin yönlendirmesiyle bu kızın anlattıklarına bilgisiz beşerler da inanıyor. Bana kumpas kuramadıkları için bu türlü şeylerle bizi yıkmaya çalışıyorlar. Çokça kumpas denediler lakin yapamadılar” dedi.

“BANA 9 SEFER SUİKAST YAPMAYA ÇALIŞTILAR FAKAT YAPAMADILAR”

Oktar savunmasının devamında, “Dosyada ismi geçen isimlere de şiddet uyguladığımı söylemiş, ismi geçenler tabirlerinde bu hususta bir şey söylememişler. Buraya gelenler bana aşk ve tutkuyla bağlılar. Basın da derin devletten korktuğu için olayları yanlış lanse ediyor. Türkiye’deki hukukçular bize yapılanların hukuksuz olduklarını biliyor ve kimse bu oyuna inanmıyor. Mine Ö. benim imam olduğumu söylemiş, lakin ben bunu nerden duyduğunu sorduğumda ‘bilmiyorum’ diyor. Ben her vakit derim kardeş kardeşten üstün değildir. Bana 9 sefer suikast yapmaya çalıştılar lakin yapamadılar, Allah basiretlerini bağladı. Sözlerde anlatılanların hepsi kent efsanesi” diye konuştu.

“İSTESEM ESASEN DIŞARIYA BUYRUK VERİRİM ANCAK YAPMIYORUM, İSTEMİYORUM”

Adnan Oktar şikayetçi sözlerinde kendilerini oy kullanmalarına müsaade vermediği istikametindeki argümanların gerçek olmadığını belirterek, “İfadelerde oy kullanmalarına müsaade vermediğim söylenmiş. Büsbütün palavra ben sağcıyım, milliyetçiyim. Sağ kesitin iktidara gelmesi benim işime gelir, neden oy kullandırtmayayım. Bunlar da büsbütün palavra. Üzerime atılı cinsellikle ilgili savları, sabah akşam şiddet uyguladığım tarafındaki telaffuzları kabul etmiyorum. Cezaevinde uygulanan kısıtlamaların hafifletilmesini istiyorum. Ben istesem esasen dışarıya buyruk veririm ancak yapmıyorum, istemiyorum. Dışarıdan da istediğim şeyleri içeri alırım lakin bu bana yakışmaz yapmıyorum zaten” sözlerini kullandı.

DURUŞMAYA YARIN DEVAM EDİLECEK

Duruşmada savunma yapan birtakım tutuklu sanıklar ise tahliyelerini talep etti. Mahkeme lideri, öbür sanıkların da tutukluluk hallerine yönelik savunmalarının yarın devam edileceğini belirterek duruşmayı yarına erteledi.

DAVANIN GEÇMİŞİ

İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi, 11 Ocak 2021’de açıkladığı kararında, örgüt yöneticisi olmak hatasından yargılanan sanıklar Adnan Oktar, Tarkan Yavaş, Mehmet Noyan Orcan, Bora Yıldız, Halil Hilmi Müftoğlu, İbrahim Tuncer, Ulviye Didem Ürer, Alev Babuna, Aylin Atmaca, Merve Büyükbayrak, Yeliz Cürmü, Sinem Hacer Tezyapar, Fatma Ceyda Ertüzün, Ayşegül Hüma Babuna’ya başka ayrı 9 bin 803 yıl 6 ay mahpus cezası verilmesine hükmetmişti.

Mahkeme 107 sanığa ‘örgüt üyeliği’ kabahatinden 4 yıl 6’şar ay, 20 sanığa da ‘örgüte üye olmak’, ‘gerçeğe muhalif mal bildirme’, ‘örgüte yardım etme’, ‘suçluyu kayırma’, ‘ruhsatsız silah taşıma’ ve ‘tehdit’ kabahatlerinden 1 yıl 8 aydan 11 yıl 3 aya kadar değişen mahpus cezaları vermişti. Faal pişmanlık kararlarından faydalanan 12 sanığa ‘örgüte üye olmak’ kabahatinden 11 ay 7’şer gün mahpus cezası veren mahkeme, bu sanıklarla ilgili kararın açıklanmasının geriye bırakılmasını kararlaştırmıştı.

Sanık Mustafa Kuşçu, Ozan Süer ve Turgut Aksu’nun tahliyesine karar veren mahkeme, Bahadır Köseoğlu hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılmasını kararlaştırmıştı. Sanıklardan 3’ünün tüm cürümlerden beraatına hükmeden mahkeme, sanıklar Ahmet Bürke, Dolunay Tezin, Hüseyin Alpar Sayın, Sibel Yılmaztürk, Şecaaddin Çelikler, Eşref Nuri Yakışan, Mehmet Murat Atmaca ve Deniz Tanık’ın tutuklanmalarına karar vermişti. Bir kısım sanıkların kimi cürümlerden beraatını kararlaştıran heyet, 80 sanığı ise çeşitli kabahatlerden 3 yıl ile 36 yıl ortasında değişen mahpus cezalarına çarptırmıştı.

İSTİNAF MAHKEMESİ KARARI BOZDU

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi ortalarında Adnan Oktar ve örgüt yöneticilerinin de bulunduğu 84’ü tutuklu 215 sanık hakkında lokal mahkemece verilen kararı yöntemden bozmuştu. İstinaf’ın bozma kararıyla 68 sanığın, tutuklulukta geçirdikleri müddet ve haklarındaki kararlarla ilgili bozma nedenleri dikkate alınarak tahliyelerine karar verilmişti.

Alınan kararda, cürüm örgütü başkanı Oktar, Alev Babuna, Aylin Atmaca, Ayşegül Hüma Babuna, Bora Yıldız, Hakan Kurtul, Halil Hilmi Müftüoğlu, İbrahimTuncer, Mehmet Noyan Orcan, Mert Hatası, Merve Büyükbayrak, Oğuzhan Sevinç, Sinem Hacer Tezyapar, Tarkan Yavaş, Ulviye Didem Ürer ve Yeliz Aksoy’un ise tutukluluk hallerinin devamına hükmedilmişti.

Kararda, kabahat örgütü elebaşı Adnan Oktar, Alev Babuna, Aylin Atmaca, Ayşegül Hüma Babuna, Bora Yıldız, Hakan Kurtul, Halil Hilmi Müftüoğlu, İbrahim Tuncer, Mehmet Noyan Orcan, Mert Cürmü, Merve Büyükbayrak, Oğuzhan Sevinç, Sinem Hacer Tezyapar, Tarkan Yavaş, Ulviye Didem Ürer ve Yeliz Aksoy’un ise tutukluluk halinin devamına hükmedilmişti.

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığı da tahliyelerin ‘usul ve yasaya aykırı’ olduğunu belirterek, sanıklar hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılmasını istemişti. İtirazın reddedilmesinin akabinde Başsavcılık, bir üst mahkeme olan 2. Ceza Dairesine yine itirazda bulunmuştu.

İtirazı pahalandıran İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi, tahliye edilen 68 sanıktan 61’i hakkında ‘Cinsel saldırı’ kabahatinden tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkartılmasına hükmetmişti.

Haklarında yakalama kararı çıkartılan 61 sanıktan 50’si gözaltına alınmalarının akabinde tutuklanmış, dava belgesi birinci derece mahkemesine gönderilmişti. (DHA)