Kendilerini İttihadul Ulema olarak tanımlayan Alimler ve Medreseler Birliği’nin Diyarbakır’da gerçekleştirdiği toplantıda Laiklik ve Sekülerizme dair konuşmalar yapıldı. Dünya Alimler Birliği Erbil Temsilcisi Ahmed Abdulvahap Pencwini, laiklikle ilgili olarak, “Haçlıların, Siyonizmin, çağdaş kisralığın var ettiği en ziyanlı şeylerden bir tanesi de laikliktir” tabirlerini kullandı.
Diyarbakır’da 7. Gerçekleştirilen Alimler ve Medreseler Birliği toplantısı ikinci gününde de devam ediyor.
Toplantıda konuşan Dünya Alimler Birliği Erbil Temsilcisi Ahmed Abdulvahap Pencwini, “Kürt toplumunda Sekülerleşmenin ardındaki etkenler, tahribatları, uğraşın gerekliliği, Ulemanın Sorumlulukları” bahisli bir konuşma yaptı.
Ahmed Abdulvahap Pencwini
“LAİKLİK, HAÇLILARIN VE SİYONİZMİN VAR ETTİ ZİYANLI ŞEY”
Pencwini, laikliğin en ziyanlı şey olduğunu belirterek şöyle dedi:
“Laikliğin yapmaya çalıştığı en kıymetli şey Kürtleri akideden koparmak, tevhide dair alakalarını kesmek ve onları bir formda kendi medeniyetin yabancı hale getirmektir. İslam düşmanları Müslümanların üzerine desise kurmaktan geri durmaz.
Onların İslam’a düşmanlıkları bitmez. Allah-u Teâlâ’nın fazlıyla keremiyle bu ümmete nasip ettiği bu coğrafyalarda her daim desiseleri, planları var olacaktır.
İşte tam da bu türlü kasvetleri bitirmek, ümmeti karanlıktan aydınlığa, fakirlikten zenginliğe, zilletten izzete, küfürden imana çıkarmak ismine ortaya konacak gayretlerde hiç elbet Kürt halkının olması gereken katkısı Araplardan ve öbür milletlerden az kalır bir yanı yoktur. Haçlıların, Siyonizmin, çağdaş Kisralığın var ettiği en ziyanlı şeylerden bir tanesi de laikliktir.
Çünkü laikliğin temelinde din ve devlet işlerini birbirinden ayırmak yoktur. Dini, hayatın bütün alanlarından tecrit etmek, uzak tutmak vardır. Laikliğin yapmaya çalıştığı en kıymetli şey Kürtleri akideden koparmak, tevhide dair ilgilerini kesmek ve onları bir formda kendi kültürüne, medeniyetine yabancı hale getirmektir.”
“LAİKLİĞİN YAYILMASI YANLIŞ EĞİTİM METODU VE MÜFREDATTIR”
“Kürt halkının davası haklı bir davadır.” diyen Pencwini, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Ancak bu hakkın sözcülüğünü maalesef günümüzde Seküler bölümler yapmaktadır. Bu bizler için büyük bir ayıptır. Kürt halkının hakkını kelamda savunan güruha baktığımızda bunlar ne Allah’ı, ne dini, ne mukaddesatı tanırlar. Ne de bu halkın inancına saygılıdırlar.
Gerek dış gerekse iç kuvvetler tarafından Kürtlerin inanılmaz biçimde laikleştirilmesi süreci içerisinde olduğunu görmekteyiz. Kürtleri kendi medeniyetlerine düşman yapmaya çalışmaktadırlar.
Laikliğin, Sekülerizmin Kürt halkı içerisinde yayılmasının temel sebeplerinden birinin yanlış eğitim metodları ve müfredattır Bu yanlış yollara karşı mescitler, medreseler, hutbeler yoluyla çaba edilebilir.
Hutbelerimiz, hocalarımızın konuşmaları kâfi değildir. Zira fitne fesat daha büyüktür. Batıl kitaplar bir biçimde gençlerden uzak tutulmalıdır.”
